

Enes profili ve iletişim bilgileri uzmanlarımız tarafından doğrulanmıştır.
Enes
- Ücret 400₺
- Cevaplama 1 saat

400₺/saat
Bu öğretmenin programı maalesef dolu
- Direksiyon
- Trafik güvenliği
- Trafik işaretleri
Merhabalar Enes Hoca ben Trafikte Direksiyon dersleri vermekteyim. Dersler 1 saat sürmektedir Kendime ait clio4 marka aracımla 400TL
- Direksiyon
- Trafik güvenliği
- Trafik işaretleri
Ders mekanı
-
evinizde veya kararlaştırdığınız dışarıda bir yerde : 40 km’ye kadar uzaklığa gelebilir İstanbul konumundan
-
Enes ile ilgili bilgiler
Edebiyat Okulu
Türk Dili ve Edebiyatı Türkçe Dersi Güncel Ana Kaynak Sitesi
Paragraf
Son zamanlarda artık paragraf sorularını yapmadan bir hedefi gerçekleştirmek mümkün görünmemektedir. Paragraf sorularını doğru yapmanın iki yolu vardır. İkisinin de birlikte olması gerekir. İlkin kesinlikle çok iyi bir okuyucu olmak, okumayı bir alışkanlık haline getirmek gerekir. İkincisi ise paragraf sorularını çözmenin şifrelerini bilmektir.
Paragrafla ilgili aşağıda yer alan konu başlıkları bu sorunun cevabını içermektedir. Paragraf konusunu aşağıda yer alan başlıkları dikkate alarak işleyeceğiz.
1. Paragraf Nedir?
2. Paragrafta Yapı-Paragrafın Bölümleri
3. Paragrafta Konu
4. Paragrafta Ana Düşünce
5. Paragrafta Yardımcı Düşünceler
6. Paragrafta Düşüncenin Akışını Bozan Cümle
7. Paragrafın Hangi Soruya Karşılık Yazıldığını Bulma
8. Paragrafta Başlık
9. Tümdengelim ve Tümevarım Paragrafları
10. Paragrafa Cümle Yerleştirme
11. Metni İki Paragrafa Bölmek
12. Paragraf Tamamlama
13. Paragraftaki Cümlelerin Yerini Değiştirme
14. Paragraf Cümlelerini Sıralama
15. Paragrafın Şifreleri ve Paragraf Sorularını Çözme Teknikleri
1. Paragraf Nedir?
Paragraf, bir düşünceyi aktarmak amacıyla bir araya getirilmiş aynı amaca yönelen cümleler topluluğudur. İletmek istenilen düşünce, bir tek yargı ile anlatılamadığından paragraf kavramı ortaya çıkmıştır. Birbirine bağlı olarak gelişen, birbirini izleyen yargıları toplu olarak sunup düşüncemizi anlatmak istediğimizde cümleden bir üst dil birimi olan paragrafa başvururuz.
Herhangi bir yazının bir satırbaşından diğer satır başına kadarki kısmı olan paragraf, bir düşünce, duygu veya durumu dile getirir.
Bir yazının küçük bir örneği sayılan paragrafta anlatım bir plan dâhilinde yapılır.
Paragrafı oluşturan cümlelerin gerek anlam gerekse yapı bakımından birbirleriyle uyumu paragrafın niteliğini belirler. Kısacası paragrafın bütün cümleleri aynı konuyu işler ve aynı düşünceyi savunur.
Paragraflarda belli bir olay, zaman, yer ve şahıslar söz konusudur. Paragrafta görme, işitme, dokunma, tatma ve koklama duyularından yararlanılır. Paragrafta sözün yansıtmak istediği ve paragrafta en önemli ipucu olan bir anahtar kelime yer alır. Yine paragraflarda, yazarın iç dünyasına has birtakım duygular yer alabilir.
2. Paragrafta Yapı-Paragrafın Bölümleri
Paragrafta yapıda düşünce yazısı türündeki eserler ön plana çıkar. Nasıl ki hikâye, deneme gibi yazıların giriş, gelişme ve sonuç bölümleri varsa paragrafların da aynen giriş, gelişme ve sonuç bölümleri vardır.
Bir yazıda bulunması gereken bütünlük, anlam gibi nitelikler paragrafta da aranır. Paragrafta, her cümle kendinden önceki cümlenin devamı olduğu kadar sonrasında gelen cümlenin de hazırlayıcısı durumundadır. Yani paragrafta giriş, gelişme ve sonuç bölümleri yer alır.
1. Giriş Bölümü (Giriş Cümlesi)
Paragrafın ilk cümlesi olan giriş bölümü paragrafta konunun ortaya konulduğu bölümdür. Genel bir yargı içeren giriş cümleleri genellikle bir veya iki cümleden oluşur. Kendisinden önce gelmesi muhtemel cümle veya cümlelere bağlı "oysa, halbuki, kısacası, bunun için, ama, fakat, yine de, bundan dolayı, bu nedenle, ne var ki, çünkü, onları, bunları, şunları…" gibi ifadeleri içermez.
Örnek
Giriş Cümlesi Olmaya Elverişli Cümleler
Aynı dili konuşanlar değil aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir.
Hayatın gerçek amacı bilgi değil eylemdir.
Kabul edilen bir yanlışlık, kazanılmış bir zaferdir.
Taşı delen suyun gücü değil damlaların sürekliliğidir.
Tiyatro, edebiyat tarihimizde herkesin beğendiği bir tür olmuştur.
Sanatçılar, eserlerinde açık bir dil kullanmalılar.
Şiir; düşünceden ziyade duygulara seslenir.
Rüyaları gerçekleştirmenin en kısa yolu uyanmaktır.
Roman, işledikleriyle toplumun önünden gitmelidir.
Giriş Cümlesi Olmaya Elverişli Olmayan Cümleler
Bundan dolayı roman, işledikleriyle toplumun önünden gitmelidir.
Bu sebeple kabul edilen bir yanlışlık, kazanılmış bir zaferdir.
Demek ki zamanın bizden alıp götürdüğü çok şey vardır.
Hiç kimse eserlerinde onun gibi kelimelere takla attıramamıştır.
Onun şiirleri başka şiirleri çağrıştırmaz.
Türk edebiyatında bu konuda yazılmış onlarca eser vardır.
Sanatçı, toplumun sorunlarına bundan dolayı duyarlı olmalıdır.
Sanatçılar, eserlerinde bu yüzden açık bir dil kullanmalılar.
Söyleyecek sözü olmayan böyle kimseler yüksek sesle konuşur.
Şunları Köprülü'ye mal etmenin savunulacak hiçbir tarafı yoktur.
Yazarın bu anlatımında bir tekdüzelik göze çarpıyor.
Tanpınar, bunun için edebiyatta bir duayen olmuştur.
2. Gelişme Bölümü (Gelişme Cümlesi)
Ana düşünceye konunun bağlandığı cümleleri içerir. Yardımcı düşüncelerin çok fazla yer aldığı cümlelerdir. Gelişme cümleleri konunun her açıdan açıklandığı bölümdür. Kısacası:
Bu cümleler ana düşüncenin detaylandırmasını sağlayan yardımcı düşünceleri içerir.
Gelişme cümleleri kendinden önceki cümlelerdeki düşüncelerin devamı niteliğindedir.
Paragraftaki anlatım teknikleri ve düşünceyi geliştirme yollarına bu bölümde çok fazla başvurulur.
Gelişme bölümündeki cümleler kendisinden hem önceki hem de sonraki cümlelerle hem anlam hem de dil ve anlatım bakımından bağlı olmak zorundadır.
SORU 1
Sokrates'ten önceki ilk Batılı filozoflar, geçmişten iki büyük kopuşu aynı anda gerçekleştirdiler. İlk önce, kendi akıllarını kullanarak dünyayı anlamaya çalıştılar. Bu tek başına, tümüyle yeni bir şeydi ve insanın gelişmesinde en önemli köşe taşlarından birini oluşturdu. Aynı zamanda insanlara, akıllarını nasıl kullanacaklarını ve kendi başlarına nasıl düşüneceklerini de öğrettiler. —-. Onlar, bilgi birikimlerini olduğu gibi öğrencilerine aktarmak yerine, onları tartışmaya, düşünce alışverişinde bulunmaya, kendi düşüncelerini ileri sürmeye ve savlarını kanıtlamaya özendiren öğretmenlerdi.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? (YGS)
A) Ayrıca insanın düşünce yapısını çözmeye çalıştılar, gözleme ve deneye dayanan psikoloji biliminin temellerini de attılar
B) Düşünce tarihinde bu yaklaşımlar, çok büyük tartışmalara konu oldu
C) Dolayısıyla, öğrencilerinin de kendileriyle tıpatıp aynı düşüncede olmasını beklemediler
D) Bu tutum, günümüz düşünce dünyasında da varlığını sürdürmektedir
E) İnsanlığın zihinsel serüveninde ortaya çıkan bu iki yöntem birbirini etkileyen bir gelişim süreci izlemiştir
ÇÖZÜM: Paragrafın yapısıyla ilgili bu soruda giriş cümlesinde verilmeyen bir cümleyi bulmamız istenmektedir. Bu tür sorularda boşluktan hemen önce ve sonra gelen cümle en önemli ipucudur. Paragrafın kendisinden önceki ve sonraki cümleyle paragrafa dil ve düşünce açısından uyum sağlayan cümle; "Dolayısıyla, öğrencilerinin de kendileriyle tıpatıp aynı düşüncede olmasını beklemediler." cümlesidir. Özellikle boşluktan önce gelen; "Aynı zamanda insanlara, akıllarını nasıl kullanacaklarını ve kendi başlarına nasıl düşüneceklerini de öğrettiler." cümlesi ile sonra gelen "Onlar bilgi birikimlerini olduğu gibi öğrencilerine aktarmak yerine, onları tartışmaya, düşünce alışverişinde bulunmaya, kendi düşüncelerini ileri sürmeye ve savlarını kanıtlamaya özendiren öğretmenlerdi." cümleleri tamamen bu doğrultudadır. Doğru cevap "C" seçeneğidir.
3. Sonuç Bölümü (Sonuç Cümlesi)
Paragrafın son cümleleridir. Konunun ve anlatılmak istenenlerin adeta bir özetidir. Bazen ana düşünceyi barındırabilir. Kısacası:
Gelişme bölümünde ayrıntılarına inilen konunun toparlandığı ve bir sonuca bağlandığı bölümdür.
Sonuç bölümü "sonuç olarak, kısacası, oysa, özetle, bu nedenle" vb. bağlayıcı bağlaçlarla kendisinden önceki cümlelerle bağlanabilir.
Sonuç cümleleri çoğunlukla çok kısa olur. Giriş bölümü gibi bir veya iki cümleden oluşur.
Sonuç bölümü giriş ve gelişme bölümünde anlatılanların bir özetidir.
Paragrafın en etkili ve yoğun anlam içeren bölümü kabul edildiği için atasözleri ve özdeyişlere de bu bölümde yer verilir.
SORU 1
İnsanın sanatsal çalışmalarının tümüne, bir arama ve bulma çabası olarak bakılabilir. Ya da bunlar, hayatı ve bu hayatın içinde insanın kendi yerini anlama ve anlamlandırma uğraşı olarak görülebilir. Bu çaba, ilk insandan bugüne değin farklı amaçlar ardında, farklı açılımlar, biçimler ve yöntemlerle serpilip gelişmiştir. Yüzlerce yıllık serüveni boyunca, hem tarihsel dönemler, toplumsal ve siyasal koşullarca biçimlendirilmiş hem de onları biçimlendirmiştir. Buradan bakıldığında…
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? (YGS)
A) sanatın, insanı doğa ve toplumla olan çatışmalarıyla yansıtma işlevini yerine getirmesinin gerekliliği ortaya çıkar.
B) sanat yapıtlarında işlenen toplumsal özlemlerin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği de açıklık kazanır.
C) sanatla toplumsal fayda arasında bir seçim yapmanın zorluğu daha iyi anlaşılabilir.
D) sanatın, insanın kişilik özelliklerini boyutlandırıp geliştirdiği söylenebilir.
E) bir toplumun sanatıyla o toplumun yaşamının birbiriyle etkileşim içinde olduğu yargısına ulaşılabilir.
ÇÖZÜM: Paragrafın sonuç bölümüyle ilgili bir sorudur. Paragrafın tümünde anlatılanları, paragrafta hâkim olan bakış açısını, paragraftaki dil ve düşünceyi öğrenmek bu tür soruları doğru cevaplamanın en önemli ipuçlarıdır. Boşluktan hemen önce gelen "hem tarihsel dönemler, toplumsal ve siyasal koşullarca biçimlendirilmiş hem de onları biçimlendirmiştir." cümlesi bir etkileşimi dile getirmektedir. Doğru cevap "E" seçeneğidir.
3. Paragrafta Konu
Konu, yazarın, paragrafta üzerinde en çok durduğu olay, düşünce veya durumdur. Hakkında söz söylenendir. Bir paragrafta her şeyden önce konuyu saptamak gerekir. Paragrafların konusu her şey olabilir. Kısacası:
Konu, çoğunlukla paragrafın ilk cümlesinde yer alır.
Konu, paragrafta sorulan "Yazar ne anlatıyor, neden söz ediyor?" sorularının cevabıdır.
Konu, paragrafta anlatılmak istenen şey değil, anlatılan şeydir. Konu, asıl amaca ana düşünceye giden yolda sürekli olarak bir araçtır. Yani yazının konusu yazının yazılış amacı değildir.
Sorular bazen şiir şeklinde de karşımıza çıkabilir. Burada şiirde anlatılanlara yoğunlaşmak gerekir.
Paragrafın konusuyla ilgili sorular farklı şekillerde karşımıza çıkar:
1. Bu parçada aşağıdakilerden hangisinden söz edilmektedir?
2. Paragrafın konusu aşağıdakilerden hangisidir?
3. Paragrafta üzerinde durulan aşağıdakilerden hangisidir?
4. Paragrafta ele alınan aşağıdakilerden hangisidir?
Uyarı: Konu, hem genel hem sınırlandırılmış bir şekilde paragrafta yer alabilir.
Genel Konular: Paragraflarda işlenmesi zor olan konulardır. Soyut ve genel konuları işlemek oldukça zordur. Bir konu ne kadar sınırlandırılırsa o kadar kolay işlenir. Genel konulardan bazıları aşağıda yer almaktadır.
Örnek
Sevgi, her zaman fedakârlık gerektirir.
Saygı, bütün insanlığın buluşma noktasıdır.
Başarı, hedefe adım adım yürümektir.
Özgürlük, bir tutkudur.
Eğitim, bir süreçtir.
Yukarıdaki cümlelerde geçen altı çizili kelimeler ve bunların cümlelerde kazandıkları anlam genel ve somut olmayan düşünceleri yansıtır.
Sınırlandırılmış Konu: Sınırları belirlendiği için işlemeye ve geliştirilmeye uygun konulardır. Konunun somut ve sınırlandırılmış olması anlamayı kolaylaştırır. Yukarıda genel anlamlı olarak cümlelerde yer alan altı çizili sözcükler cümle içerisinde sınırlandırılabilir.
Örnek
Yahya Kemal'in İstanbul sevgisi çağları aşmıştır.
Ecdadımıza saygımız varsa onların emanetlerine sahip çıkmalıyız.
Leyla'nın Mecnun'a olan aşkı Fuzuli için ilham kaynağı olur.
Cahit Sıtkı Tarancı, mutluluk olgusuyla hiç tanışmadı.
Cumhuriyet neslinin eğitiminde, Batılılaşma önemli bir yer tutar.
Not: Yukarıdaki cümlelerde konu ya kişilerle ya dönemlerle ya da devirlerle sınırlandırılmıştır.
Örnek Sorular
SORU 1
Toplumlar kültürel açıdan geliştikçe ahlak ilkeleri de değişime uğrar. Deneyimler, düşünsel gelişmeler, sanatsal ve teknolojik üretim, ilkelerin anlamlarına yeni boyutlar kazandırır. Her gelişim, insanın olayları farklı açıdan yorumlamasını olanaklı kılar. Örneğin, aydınlanma devrimi, sınıfsal katmanlaşmalar gibi toplumsal, düşünsel dönüşümler, ahlak kavramında da yeni ölçütleri zorunlu kılmıştır. (YGS)
Bu parçadan ahlakla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir?
A) Kişiden kişiye değişen bir içerik taşıdığı
B) İnsanları iyiye ya da kötüye yönlendirdiği
C) Etki gücünün zaman içinde zayıfladığı
D) İnsan ilişkilerini yönlendiren tek güç olduğu
E) Bilimsel, toplumsal gelişmelerden etkilenerek değiştiği
ÇÖZÜM: Bu tür paragraflarda metinde anlatılana yoğunlaşmak gerekir. Bizim için "Niçin?" sorusu değil "Ne?" sorusu önemlidir. Kısacası "Parçada ahlakla ilgili anlatılmak istenen nedir? sorusu sorulduğunda; "Bilimsel, toplumsal gelişmelerden etkilenerek değiştiği" cevabı alınır. Doğru cevap da "E" seçeneğidir.
4. Paragrafta Ana Düşünce
Bir konuyla ilgili yazarın okura vermek istediği iletiye, anlatmak istediği düşünceye ana düşünce (ana fikir) denir. Paragraflarda ana düşünce daha çok mesaj içeren yazılarla ilgilidir. Tam bir kural olmamakla birlikte ana düşünce; açıklama paragrafında sonuç cümlesinde, tanık gösterme paragrafında tanık sözünde, karşılaştırmanın olduğu paragraflarda üstün tutulanın yanında, tartışmada ise yazarın tezinin bulunduğu yerdedir. Kısacası:
Genellikle tek cümleden oluşur.
Paragraflarda ana düşünceyi destekleyen birçok yardımcı düşünce yer alır.
Ana düşünce paragrafın bütününde de sadece bir cümlesinde de verilebilir.
Ana düşüncenin olduğu paragraflara yazarın paragrafı yazma amacı da denilir.
"Yazar ne demek istiyor?" veyahut "Paragrafı hangi amaçla yazdı?" sorularıyla ana düşünce bulunur.
Ana düşünce sorularını çözerken mutlaka ana düşünceyi metin içerisinde aramalıyız. Metnin dışına kesinlikle çıkmamalıyız. Parçanın bir kısmını yansıtan yardımcı düşünceleri de ana düşünce ile karıştırmamak gerekir.
Paragraflarda yer alan "-aslında, kısacası, sonuçta, bence, özetle, kanımca, oysa" gibi ifadelerin ana düşüncenin başında yer alma olasılığı oldukça yüksektir.
Paragrafta bir örnek varsa ana düşüncenin örnekte olma durumu her zaman yüksek bir ihtimaldir.
Ana düşüncede kendi düşüncelerimiz değil paragrafta yazılanlar esas alınmalıdır. Yani ana düşünce bulunurken ön yargılar bir tarafa bırakılmalıdır.
Paragraflarda birden fazla yardımcı düşünce yer alabilir ama kesinlikle tek bir ana düşünce yer alır.
Tümdengelim yöntemiyle oluşturulan paragraflarda ana düşünce cümlenin başında yer alır. Konuyla birlikte bulunur.
Ana düşünce konuyu değil mutlaka bir düşünceyi belirtmelidir.
Ana düşünce açık ve anlaşılır olmalıdır. Taşıdığı mesaj net olmalıdır. İfadelerden farklı yorumlar çıkmamalıdır.
Ana düşünce sonuç bildirir. Bir sonuç bildirmeyen cümleler ana düşünce olamaz.
Paragraf, tümevarım yöntemiyle kurulmuşsa ana düşünce cümlesi sonda olur. Bu durumda sonuç cümlesi, parçada anlatılanların tümünü özetler.
Ana düşüncenin bulunmasında bakış açısı oldukça önemlidir. Bakış açısı yazarın konuya yaklaşımıdır. Bu yaklaşım negatif, pozitif, destekleyici veya eleştirel bir özellik taşıyabilir. Ana fikir cümlesi olumsuz bir bakış açısı içermez.
Bazı parçalarda ana düşünce dolaylı olarak verilir. Bu durumlarda karşılaştırma ve benzetmeye başvurulur. Bu tip parçalarda ana düşünce parçada bir cümle olarak geçmez. Ana düşünce, parçanın bütününe yansımış biçimde yer alır.
Paragrafta ana düşünce (ana fikir) ile ilgili sorular şu şekillerde karşımıza çıkar:
Bu paragrafın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?
Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
Paragrafta Ana Düşünce (Ana Fikir) ile İlgili Örnekler
Örnek 1
"Bir zamanlar bir bahçıvanın yanında çalışıyordum. Bahçıvan, bir defne ağacını budamamı istedi. Ağacın küre biçiminde olması gerekliydi. Ben hemen fazla uzamış filizleri kesmeye başladım. Ama bir defa bir yanını, bir defa öbür yanını fazla kesiyordum. Sonunda ortaya bir küre çıktı, ama çok küçüktü. Bahçıvan düş kırıklığıyla, Çok güzel! Bu bir küre, ama defne ağacı nerede?’ dedi. Bu durum şiirde de böyledir." (ÖSS)
Paragrafın ana düşüncesi: Biçimle uğraşırken içerik de korunmalı.
Paragrafta Ana Düşünce (Ana Fikir) ile İlgili Test Soruları
SORU 1
İşinizde iyi olabilirsiniz ama bununla yetinmemeniz gerekir. İyi yaptığınız bir şeyde takılıp kalmanız, ölümü kabullenmek gibidir. İnsanın görevi, iyi yapamadığı şeyleri öğrenme umuduyla yapmayı denemektir. (YGS)
Bu parçada insanla ilgili olarak vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sorunların çözümünde farklı yollara başvurmalıdır.
B) Bildiklerini zenginleştirerek kendini yenilemelidir.
C) Yaşamı iyi ve kötü yanlarıyla tanımaya çalışmalıdır.
D) Yaptıklarını bir değerlendirmeden geçirmelidir.
E) Sorumluluklarını eksiksizce yerine getirmelidir.
ÇÖZÜM: Ana düşünce içeren paragraflar yazıların yazılış amacını ortaya koyan paragraflardır. Parçanın tümünde bir gelişmeden bahsedilmektedir. Ana düşünce bu paragrafta metnin tümüne yayılmıştır. Bu parçada insanla ilgili asıl anlatılmak istenen de "Bildiklerini zenginleştirerek kendini yenilemelidir." seçeneğidir. Doğru cevap "B" seçeneğidir.
SORU 2
Dünyada arasanız da benden daha küreselini bulamazsınız. Hangi memlekete gitsem yalnız orada oturduğumu sanıyorlar. Küreselim ve bütün insanların dostluk, kardeşlik, barış içinde sevgi ve saygıyla yaşamasını, yardımlaşmasını istiyorum. (YGS)
Bu parçada yazar, aşağıdakilerden hangisini vurgulamaktadır?
A) Farklı ülkeleri gezmeyi çok sevdiğini
B) Her memlekette bir evi olduğunu
C) Farklılıklara saygı duyulması gerektiğini
D) Bütün dünyayı kendi evi gibi hissettiğini
E) Her insanın bir bütünün parçası olduğunu
ÇÖZÜM: Soru, paragrafta ana düşünceyi (ana fikir) bulmaya yönelik bir sorudur. Metinde yer alan "küresel" kelimesi en önemli ipucudur. Parçanın geneline yansıyan düşünce "Her insanın bir bütünün parçası olduğu" düşüncesidir. Doğru cevap "E" seçeneğidir.
Paragrafta Ana Düşünce (Ana Fikir) ile İlgili Uyarılar
Ana düşünce bazen parçanın giriş kısmında yani ilk cümlede yer alır.
Çok defa bir romancı, romanına girerken hatta bir şair, şiirine başlarken kelimeler onu takar peşine ve götürür götüreceği yere. Ne konu kalır ne plan. Yazarlar ve şairler her zaman konularına tam hâkim olamaz. Ben bir saniye sonra kullanacağım cümlenin bir kelimesini şimdiden size söyleyebilir miyim? (YGS)
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kelimeler, sanatçının varacağı noktayı belirleyen esas unsurlardır.
B) Yazıda plan yapmak, yazarın düş dünyasını sınırlandırır.
C) Üslup kaygısı edebî metnin temel dinamiğidir.
D) Plan, kurgunun sağlamlığı açısından yazarın vazgeçilmez rehberidir.
E) Sanatçı temel yapıyı kurduktan sonra yazma işi kolaylaşır.
CEVAP: A
Ana düşünce, bazı paragraflarda son cümlede bulunabilir.
Sağlık personelinin, bilimsel verilere dayalı tanılar koymasının yanında, kendi düşüncelerini halka tam olarak anlatabilmesi için sağlıkla ilgili kavramların yerel karşılıklarını bilmesinde zorunluluk vardır. Halkın kullandığı sözcük ve deyimleri bilmek, yalnızca onlarla anlaşmaya değil; onların düşüncelerini, inanışlarını, değer yargılarını, kısaca kültürlerini anlamaya da yardım eder. Kültürel özellikleri dikkate almayan bir sağlık hizmeti verimli bir biçimde gerçekleştirilemez. (ÖSS)
Bazen de parçada anlatılanlar bir atasözüyle özetlenir.
Mustafa, daha küçük yaşlarda çevresini şaşırtacak davranışlarda bulunur. Büyüklerine saygı göstermede örnek biri olur. Bir kişinin hastalandığını duyduğunda ziyaretine gider... Mustafa'nın birçok arkadaşı da ileriki yaşlarında Mustafa gibi olmaya çalışır ama kalıcı olamaz bunların davranışları. Mustafa'nın yaşı yetmiş olduğu zaman da Mustafa yine aynı Mustafa olur. Eee, atalarımız: "Ağaç yaş iken eğilir." sözünü boşuna söylememişlerdir.
Paragrafın ana düşüncesi: Küçük yaşlarda kazanılan olumlu davranışlar kalıcı olur.
5. Paragrafta Yardımcı Düşünceler
Paragrafta yer alan yardımcı düşünceler, ana düşünceyi geliştirmek, açıklamak, amacıyla kurulan cümlelerdir. Bu tip sorularda, paragrafın içinde yer alan yardımcı düşünceler ile paragrafın içinde bulunmayan düşünce veya bir özellik sorulmaktadır. Kısacası:
Yardımcı düşünce sorularının kökleri olumsuz ifadeler içerir. Genellikle soru kökleri "hangisine değinilmemiştir, hangisi çıkarılamaz, hangisine ulaşılamaz, hangisi söylenemez, hangisine varılamaz, hangisi değildir, hangisi yoktur?" şeklindedir.
Paragrafın içinde paragrafın seçeneklerinde verilenleri tek tek bulabiliriz. Yani yardımcı düşünceler paragrafın bizzat içinde yer alır.
Paragraflarda bir ana düşünce yer alsa da birden fazla yardımcı düşünce yer alır.
Ayrıntılar, örnekler paragraf içerisinde birer yardımcı düşüncedir.
Yardımcı düşünceler parçayı tam olarak kapsamaz.
Paragraflarda yer alan yardımcı düşünceler arasında paragraf içerisinde anlamsal ve dilsel bir bağ söz konusudur.
Yardımcı düşünceler ana düşüncenin açıklığa çıkmasını sağlayan, ana düşünceyi somutlayan ikinci derecedeki yargılardır.
Yardımcı düşünceler ana düşünceye ulaşmayı sağlayan araç cümlelerdir. Amaç ana düşünceye ulaşmaktır her zaman.
Yardımcı düşüncelerle ilgili sorularda yardımcı düşünceleri içeren cümleler mutlaka paragrafın içinde yer alır. Bunlar ya doğrudan ya da birkaç kelimesi eksik veya değişik sözcüklerle yazılmışlardır. Onun için yeterince zaman olduktan sonra bu soruların cevapları paragrafın içerisinde tek tek bulunabilir.
Sınavlarda en çok paragrafta yardımcı düşünceler konusunda soru gelmektedir. Paragraf sorularının yaklaşık % 35'i yardımcı düşüncelerle ilgilidir.
Yardımcı düşüncelerle ilgili sorular şu şekillerde karşımıza çıkar:
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisi çıkarılamaz?
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
Böyle konuşan kişi için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Bu parçada aşağıdaki düşüncelerden hangisine yer verilmemiştir?
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
Paragraftan Çıkarılabilecek Yardımcı Düşünceler
Not: Paragrafta yer alan renkler ile seçeneklerde yer alan renkler aynı düşünceyi içeren cümlelerdir. Paragrafta hangi renk varsa seçeneklerde de aynı renk vardır.
ÖRNEK 1
Edebiyat öğretmenimizin kendine özgü bir yöntemi vardı. Büyük yazarlardan, düşünürlerden seçilmiş bir metni çoğaltır, dersten birkaç gün önce hepimize dağıtırdı. O metni hepimiz tekrar tekrar okurduk. Metnin ilginç yerlerini, yazarın dünya görüşünü, o dönemin edebiyat anlayışını bulur çıkarırdık. Derslerde öğretmenimiz düşüncelerini belirtmez, güler yüzle bizi dinler ve asıl hedefe kendi çabalarımızla ulaşmamızı sağlardı. Böylece derslerimiz tartışmalı bir şölen havasında geçerdi. Sokrat'ın, Sofokles'in, Tolstoy'un, Montaigne'in metinlerindeki bazı cümleler hâlâ belleğimdedir, bana hâlâ yol gösterir. (ÖSS)
Edebiyat Öğretmeni ile İlgili Çıkarılabilecek Yargılar:
Dersini çekici kılan
Konuşmaktan çok konuşturan
Okuyup araştırmaya yönlendiren
Değişik türdeki klasik yapıtları sevdiren
Çıkarılamayacak Yargı:
Belirli düşünce kalıplarına bağlı kalan
ÖRNEK 2
Elbette elektronik çağ önümüze yeni olanaklar getiriyor. Binlerce yıllık hafızayı teknolojinin yardımıyla çok küçük "çip"lere sığdırabilmek ve böylece bilgiye kolayca ulaşabilmek bizler için de gelecek kuşaklar için de çok önemlidir. Ama bütün bunlara karşın kitap dediğimiz nesnenin öyküsü kolay kolay sonlanmaz gibi geliyor bana. Bu durumda ben yayıncılığın iki yoldan gelişeceğini düşünüyorum. Bilgi yoğunluğu olan malzeme "e-kitaplar"da, sanatsal yoğunluğu olanlarsa çok güzel görünümlü "butik kitaplar"da toplanacak bence. Hatta giderek, kitap sahibi olmak, koleksiyonculukla eş değer sayılacak. (YGS)
Paragraftan Çıkarılabilecek Yargılar:
Bilgi kaynaklarının sanal ortama taşınabileceği
Kitapların önemini koruyacağı
Kitapların biçimsel değişime uğrayacağı
Düşünsel ve sanatsal nitelikli kitapların birbirinden ayrılacağı
Çıkarılamayacak Yargı:
Teknolojideki gelişmelerin eğitim düzeyini yükselteceği
ÖRNEK 3
Ünlü bir yazar, "Konu mu arıyorsun yazmak için? Uzağa gitmene hiç gerek yok. Şu sokaktaki evlerden birini seç. Yeter ki gönlünde o evin insanlarını tanımaya yönelik tutkun, onları anlatırken gerçeği düşe dönüştürecek yaratma gücün, bir de dilin inceliklerini tanıyıp onları kendince kullanabilme yeteneğin olsun." diyor. (ÖSS)
Çıkarılabilecek yargılar:
Yazacaklarını günlük yaşamdan seçmeye
Görülenleri olduğu gibi anlatmaktan kaçınmaya
Anlatımına, başkalarında olmayan özellikler katmaya
Gözlem gücüne sahip olmaya
Çıkarılamayacak yargı:
Toplumun geçmişini ve geleceğini bütünüyle kucaklamaya çalışmak
ÖRNEK 4
Dil, kuralları dilbilgisi kitaplarına sığmayacak kadar karışık, sayısız inceliklerle dolu, büyülü bir iletişim aracıdır. Esnek, canlı, gelişmeye, değişmeye açık bir sistemdir. Bu nedenle dilin kullanamadığımız zenginliklerinin, kullanabildiklerimizden çok daha fazla olduğunu söyleyebiliriz. Bunun içindir ki günümüzde kullandığımız dil, yarınki dilin çok gerisinde kalacaktır. Buna dayanarak şunu söyleyebiliriz: Bir yandan bugünkü dille iletişim kurarken bir yandan da ayrımına varmadan geleceğin dilini yaratıyoruz. (ÖSS)
Dil ile İlgili Çıkarılabilecek Yargılar:
Çok yönlü nitelikler içerdiğine
Bir değişim süreci içinde olduğuna
Sunduğu olanaklardan yeterince yararlanılamadığına
Belirli kalıplarla sınırlandırılamayacağına
Çıkarılamayacak Yargı
Anlatım gücünün sözcük sayısıyla ölçülemeyeceğine
ÖRNEK 5
İlgimi, kültürel konulara, yaşadığım kentin tarihine yönelttim. Bu da beni bir tür kedere itti. Ne var ki ben bunun altında ezilmedim. Çalıştım, uğraştım, kitaplarımı yazdım. Hayatımdan memnunum. Hiçbir arkadaşım benim için "hüzünlü" demez. "Sinirli, enerjik" diyebilir; ama belirgin niteliğim "hüzün" değil. Olsa olsa şunu söyleyebilirler benim için: "Kâğıdı, kalemi eline alınca kaleminin ucuna gelenler bunlardır." (ÖSS)
Paragraftaki Kişi ile İlgili Çıkarılabilecek Yargılar:
Çabuk kızan, hareketli
Ürünler ortaya koymak için çabalayan
İçinde bulunduğu koşullardan şikâyetçi olmayan
Kendi özelliklerini tanıyan
Çıkarılamayacak Yargı:
Yazdıklarıyla yaşadıklarını örtüştüren
ÖRNEK 6
Büyük edebiyatçılar sadece yapıtlarıyla değil, yarattıkları imgelerle de yaşarlar. Bu sanatçı, gerek kişiliği, gerek edebiyat bilinci, gerekse yapıtlarıyla kendisinden sonraki kuşaklara yol göstermiştir. O, özellikle 1970'li yıllarda öykücülüğümüze yeni bir soluk getirmiştir. Öyküyü, romana geçiş için bir basamak gibi kullanmaması, edebiyat bilincinin çok önemli bir göstergesiydi. Günlükleri, eleştirileri ve çevirilerinde gösterdiği titizlikle öyküdeki başarısının bir rastlantı olmadığını bize açıkça kanıtlamıştı. (ÖSS)
Çıkarılabilecek yargılar:
Genç yazarlara örnek olmuştur.
Öykücülüğümüzün havasını değiştirmiştir.
Değişik yazınsal türlerde ürün vermiştir.
Yapıtlarında belirli bir düzeyi korumuştur.
Çıkarılamayacak Yargı:
Sanatın toplumsal işlevi olduğuna inanmıştır.
ÖRNEK 7
Nasrettin Hoca, fıkralarından da anlaşılacağı üzere sevecen, hoşgörülü, akıllı, hazırcevap bir insandır. Her zaman, haksızlığa uğrayanların yanında yer almış, yaşamın ağır yükleri altında ezilenleri bir gülücükle rahatlatmıştır. Nasrettin Hoca fıkraları didaktiktir. Çoğu kısadır. Bazen girişte yer ve zaman belirtilir, kişiler tanıtılır; ikinci bölümde Hoca'ya bir şey söylenir ve sonunda onun bizi güldüren ama aynı zamanda düşündüren cevabı beklenir. O son cümle, birçok defa atasözüne ya da deyime dönüşüvermiştir. Hoca'nın çok geniş bir coğrafyada başka başka uluslarca benimsenmiş olmasını da fıkralarındaki bu özelliklere bağlayabiliriz. (ÖSS)
Nasreddin Hoca Fıkraları ile İlgili Çıkarılabilecek Yargılar:
Ününün yalnızca Anadolu'yla sınırlı kalmadığına
İnsanı düşünmeye yönelten komik öğeler içerdiğine
Öğretici nitelikler taşıdığına
Kimi sözlerinin kalıplaşarak halka mal olduğuna
Çıkarılamayacak Yargı:
Birçok tarihi kişiye yer verildiğine
ÖRNEK 8
Mitler doğa güçlerini ve doğaüstü yaratıkları anlatan hayal ürünü öykülerdir. Bunların simgesel ve kutsal bir yanı vardır. Yüzyıllar boyunca bu öyküler birbirlerinden beslenerek zenginleşmiştir. Bunların kimisi kulaktan kulağa yayılırken kimisi de yazmayı iş edinmiş kişilerce yazıya geçirilmiştir. Bugün elimizde hemen her mitolojik öykünün, yazıya geçirenin anlayışına göre değişen anlatımları bulunuyor. (ÖSS)
Mitler ile İlgili Çıkarılabilecek Yargılar:
Kahramanlarının alışılmışın dışında özellikler taşıdığına
Anlatılanların dinsel bir içeriği olduğuna
Çok uzun bir geçmişi bulunduğuna
Aynı öykünün değişik biçimlerde anlatıldığına
Çıkarılamayacak Yargı:
Kimilerinin gerçekleri yansıttığına
ÖRNEK 9
Okur, onun şiirlerini okurken derine indikçe yeni tatlarla, yeni bulgularla karşılaşacaktır. Sözün gizemli boyutlarının peşine düşecektir. Şiiri yeniden kurgulayacaktır. Bu anlamda, herkese açık bir şiir değildir onun şiiri. Art alanı alabildiğine geniş şiirlerdir. Tarihten felsefeye, değişik bilim dallarından devşirilmiş veriler, bunlarda birer motif olarak çıkar karşımıza. Kimi zaman da bu veriler, imgelere dönüşür; benzetmeler, mecazlar, istiareler biçiminde iç donanımını oluşturur şiirlerin. (ÖSS)
Çıkarılabilecek Yargılar:
Anlaşılırlığı güç şiirler yazma
Şiirlerini yazarken farklı alanlardaki çalışmalardan yararlanma
Sanatsal bir söyleyişe başvurma
Yoruma açık şiirler oluşturma
Çıkarılamayacak Yargı:
Anlamca açık şiirleri değersiz bulma
ÖRNEK 10
Indiana Üniversitesinden bir grup araştırmacının gerçekleştirdiği çalışmaya göre uzun süre oturma durumunda kalanların saatte bir beş dakika yürümesi, bacak atardamarlarının zarar görmesini önlüyor. Oturma pozisyonundayken kalbe kan pompalayan gevşek kaslar yeterince kasılmıyor.Kan, bacaklarda birikebiliyor ve bu durum artan kan akışından dolayı damarların genişleme özelliğini olumsuz etkileyebiliyor. Araştırmaya göre uzun süreli oturmanın, damarların artan kan akışına karşı genişleme özelliğini bozduğu, bunun da kalp ve damar hastalıklarının işaretçisi olduğu belirtiliyor. (YGS)
Çıkarılabilecek Yargılar:
Duruş pozisyonunun insan sağlığına olan etkisine
Kalp ve damar hastalıklarını tetikleyen bazı nedenlere
Bacaklarda meydana gelen kan birikiminin sebeplerine
Yürüyüşün damar sağlığı açısından önemine
Çıkarılamayacak Yargı:
Bacaklarda meydana gelen kas erimesinin nedenlerine
ÖRNEK 11
Önce kendilerine beğendirmeye çalışırlar şiirlerini. Seçicidirler. Bir şiir üzerinde haftalarca, aylarca uğraştıkları olur. Yetkinlik midir bu? Sanmıyorum, titizlik diyeceğim ben, şiir dilini gereğince çapaksız kullanma titizliği. Şiirin boşluklarda, susmalarda, eksiltmelerde olduğunu bilen, has bir şair tavrı. Vitrinde olmanın her şeyden önemli olduğu günümüzde hâlâ var mıdır böyle adını sık sık duyurmaktan, ortalıkta görünmekten kaçınan şairler? Neyse ki var! (YGS)
Bu parçada sözü edilen şairler ile ilgili çıkarılabilecek yargılar:
Çok dikkatli ve özenli çalışan
Gerçek şiirin ne olduğunu bilen
Geri planda kalmayı yeğleyen
Zor beğenen
Çıkarılamayacak Yargı:
Verimsiz olarak tanınan
SORU 12
Neden şiir yazar ki insan? Havasızlıktan boğulmak üzere olan evrende nefes alabilmek, var olabilmek, elinde iyi-kötü ne varsa dökebilmek için mi eteklerine? İç dünyasının dışarıyla olan kavgasında anlaşılabilir olma derdi midir kendini kanıtlamak ya da kanatmak? Şairler, görünenin ardındaki gizemleri ortaya çıkararak bize rehberlik mi ederler? (YGS)
Bu sözleri söyleyen kişiye göre şairlerin yazma nedenleri arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Yaşamın bunaltıcılığından sıyrılma
B) Kendini, anlatarak ortaya koyma
C) Ruhsal durumuyla yaşam arasındaki çatışmayı yansıtma
D) Yalnızlaşmaktan kurtulma
E) Yaşamın, ayrımına varılmayan yönlerini duyumsatma
CEVAP: D
SORU 13
Düşünen gençlerden umutluyum. Başarılı ürünler ortaya koyuyorlar, koyacaklar da. Bir yandan Batı'daki birikimi özümseyecek, yorumlayacak; diğer yandan da kendi dilimize, kendi kültürümüze ilişkin arayışları sürdürecekler. Bu arayışları, bizi biz yapan öğelerden ödün vermeden, dünyanın her yerinde yaşananlara hem duyarlı olarak hem de onlardan belli bir uzaklıkta durarak sürdürecekler. Eğer bundan vazgeçmez, amaçlarına ulaşıncaya değin çaba gösterirlerse yanı başlarında, kendilerinden yıllar önce yaşamış yol arkadaşları bulacaklar. Günümüzde doğrudan bir sonuca ulaşamasalar bile, gelecekte bu yolda yürüyeceklere bugünden tutmuş oldukları ışıkla umut verecekler. (YGS)
Bu parçanın yazarı gençlerde bulunması gereken özellikler arasında aşağıdakilerden hangisine değinmemiştir?
A) Olumsuzluklardan ders çıkarabilmeye
B) İşlerinde kararlı bir tutum izlemeye
C) Dışsal gelişmelerden yararlanmaya
D) Sonraki kuşaklara kılavuzluk etmeye
E) Ulusal değerleri önemsemeye
CEVAP: A
SORU 14
Temelleri Yunan ve Latin yazarlar tarafından atılan deneme, bir yazınsal tür olarak on altıncı yüzyılda şekillenir. Fransızca "essai" kelimesinin karşılığı olan bu türün en belirleyici özelliği, öne sürülen düşünceleri kanıtlama zorunluluğunun olmayışıdır. Yazınsal sürecin bir serüvene dönüştüğü bu türde metnin ucu sürekli açıktır. Bunun için okuyucu her an bir sürprizle karşılaşabilir. Anlam çok yönlüdür. Öyle ki dilin resmî kıyafetinden arındığı bu türde, anlatımda içtenlik ve rahatlık iç içedir. Böylece hayatın içinde var olan türlü türlü durumlara, olay ve olgulara, gerçeklere, yazar tarafından yeni bir şekil verilebilir. (YGS)
Bu parçada denemeyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Savunulanların ispatlanması gerekmediğine
B) Söylemsel niteliklerine
C) Tarihsel gelişimine
D) Her konuda yazılabileceğine
E) Öğretici yanının bulunmadığına
CEVAP: E
SORU 15
Elli yaşına gelene kadar neler öğrendim? Sabrı öğrendim en başta. Sınırlarımı, bağışlamayı… Hayatın vermediklerinin hesabını insanlardan sormamayı… Gerektiğinde vazgeçmeyi, yetinmeyi… Dostluklarımı yıpratmadan eskitmeyi… Ben bunları öğrendim. (YGS)
Bu sözleri söyleyen kişi aşağıdakilerden hangisiyle nitelendirilemez?
A) Sahip olamadığı şeyler için başkalarını suçlamayan
B) Yapabileceklerinin ve yapamayacaklarının farkına varan
C) Arkadaşlık ilişkilerini kırgınlıklar yaşamadan sürdüren
D) Başkalarının sorunlarını kendi sorunları sayan
E) Elinde bulunandan fazlasını istemeyen
CEVAP: D
Paragrafta Yardımcı Düşünce İle İlgili Sorular
SORU 1
Öykülerinde ağırlıklı olarak eski ile bağlarını koparmış, yeni ile de uyum sağlayamamış bireyin, toplum içinde yalnızlaşmasını ve bir çöküşe doğru yol alışını anlatır. Bu, bir anlamda topluma yabancılaşmış bireylerin kaçınılmaz yazgısıdır. Toplumu, aileyi ayakta tutan iç dinamikler, ahlaki özellikler kaybolmuş, bunların yerini alması düşünülen şeyler de bu boşlukları dolduramamıştır. Böylece toplumsal yapıda artık hiçbir şeyi yerinde bulamayan birey, hastalıklı bir hâlde "ortalıkta dönüp durmaktadır". Bu yabancılaşmaya kimi bireyler çeşitli başkaldırı yöntemleriyle karşı durmaya çalışırlar. Ama bu karşı koyuşlar, kişiyi, yanlış işleyen toplumsal yapı içinde ezilmekten kurtaramaz. Birey, dramatik bir kurban olarak olumsuz şartlarda yaşamanın bedelini ağır bir şekilde öder.
Bu parçada tanıtılan yazar ve öykü kişileri ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? (YGS)
A) Çoğunlukla çevresinden ve değerlerinden kopmuş olan bireyin tek başına kalışını işlemiştir.
B) Toplumla uzlaşamayan, çatışma hâlinde olan kişilere yer vermiştir.
C) Sahip oldukları değerler için mücadele etmek yerine olup biteni uzaktan izlemeyi yeğleyen kişileri anlatmıştır.
D) Toplumda ortaya çıkan yeni değerler bireyler açısından eskileri kadar işlevsel olamamıştır.
E) Aile kurumunun geçirdiği sarsıntıları ele almıştır.
ÇÖZÜM: Yukarıdaki paragrafın içerdiği yardımcı düşünceleri paragrafın içerisinde bulmaya çalışalım: "A" seçeneğinin cevabı: "Öykülerinde ağırlıklı olarak eski ile bağlarını koparmış, yeni ile de uyum sağlayamamış bireyin toplum içinde yalnızlaşmasını ve bir çöküşe doğru yol alışını anlatır." cümlesinde; "B" seçeneğinin cevabı: "Bu, bir anlamda topluma yabancılaşmış bireylerin kaçınılmaz yazgısıdır." cümlesinde; "D" seçeneğinin cevabı: "Toplumu, aileyi ayakta tutan iç dinamikler, ahlaki özellikler kaybolmuş, bunların yerini alması düşünülen şeyler de bu boşlukları dolduramamıştır." cümlesinde "E" seçeneğinin cevabı da "Aileyi ayakta tutan iç dinamikler, ahlaki özellikler kaybolmuş." cümlesinde yer almaktadır. "C" seçeneğinde yer alan düşüncenin paragrafta işlenen düşünceyle bir ilgisi yoktur. Doğru cevap da "C" seçeneğidir.
SORU 2
Her dize veya her satır, yazıldığı andan başlayarak insanlara gönderilmiş bir ileti niteliği taşır. Üreten kişinin, onun nasıl okunacağını denetleme, nasıl anlaşılması gerektiğini dayatma gibi bir hakkı yoktur. Yazar bu hakkı, daha eserini yayımladığı anda yitirmiştir veya kendi isteğiyle başkalarına bırakmıştır. Okuma; okuyanın kişiliğine, bilgisine, anlama ve yorumlama yeteneğine, beğenisine göre değişiklik gösterir; yazılırken amaçlananların gerisinde de kalabilir, ötesine de geçebilir. Bu son durumda, yeniden üretme söz konusudur artık. Elbette, ortaya çıkan ve eleştiriler içeren metnin bir edebî değer taşıması koşuluyla. (YGS)
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?
A) Yazarlar, okurları yönlendirmemelidir.
B) Farklı okuyucular yazarın anlatmak istediğini kendilerince yorumlayabilirler.
C) Her metin, çözümü yazarında olan birtakım gizler içerir.
D) Okurun bir eser karşısındaki tutumu, birikimiyle ilgilidir.
E) Bir metnin, okur tarafından değerlendirilebilmesi için sanatsal nitelikler barındırması gerekir.
ÇÖZÜM: Unutulmaması gereken en önemli husus yardımcı düşüncelerle ilgili sorularda yardımcı düşünceleri içeren cümlelerin mutlaka paragrafın içinde yer almalarıdır. Bu paragrafta "A" seçeneğinin cevabı: "Üreten kişinin, onun nasıl okunacağını denetleme, nasıl anlaşılması gerektiğini dayatma gibi bir hakkı yoktur. Yazar bu hakkı, daha eserini yayımladığı anda yitirmiştir veya kendi isteğiyle başkalarına bırakmıştır." cümlelerinde; "B" seçeneğinin cevabı: "Okuma; okuyanın kişiliğine, bilgisine, anlama ve yorumlama yeteneğine, beğenisine göre değişiklik gösterir; yazılırken amaçlananların gerisinde de kalabilir, ötesine de geçebilir." cümlelerinde; "D" seçeneğinin cevabı "Okuma; okuyanın kişiliğine, bilgisine, anlama ve yorumlama yeteneğine, beğenisine göre değişiklik gösterir; yazılırken amaçlananların gerisinde de kalabilir, ötesine de geçebilir." cümlelerinde; "E" seçeneğinin cevabı da "Bu son durumda, yeniden üretme söz konusudur artık. Elbette, ortaya çıkan ve eleştiriler içeren metnin bir edebî değer taşıması koşuluyla." cümlesinde yer alır. "C" seçeneğindeki düşünce paragrafta işlenmemiştir. Doğru cevap da "C" seçeneğidir.
SORU 3
Bir yazar, kendisiyle söyleştiği bir yazısında şöyle diyor: “Her yaş döneminin insanı ayrıdır. Yirmili yaşların insanıyla ellinin, altmışın, yetmişin hele seksenin, doksanın insanı aynı insan mıdır?” Aynı olur mu hiç? Değişim salt fiziksel özelliklerimizi değil, asıl iç dünyamızı kuşatıyor. Bakıyorum bir zamanlar hiç umursamadığım olaylar, haberler şimdi derinleme- sine etkiliyor beni. Yargılayıcı, eleştirel bir açıdan bakıyorum her şeye. İster istemez sorunların sarmalında buluyorum kendimi. Öfkeleniyor, üzülüyorum. Dinginliğimi yitirdiğim, içimin allak bullak olduğu böyle anlarda çevremdekiler de yatıştıramıyor beni; tutunacak bir dal, sığınacak bir yer arıyorum. Çözüm aradıkça, şiire ya da romana sığınmanın daha iyi geldiğini düşünüyorum. (YGS)
Bu parçadan yaşlılarla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisine varılamaz?
A) Mutsuzlukları bir başına kalışlarından kaynaklanır.
B) Farklılaştıklarının bilincinde olurlar.
C) Karşılaştıkları günlük gerçeklere tepki gösterirler.
D) Tanık oldukları durumlara yeni anlamlar yüklerler.
E) Kaçış ve arayış duyguları içindedirler.
ÇÖZÜM: Paragrafta yer alan yardımcı düşünceleri yine metin içerisinde bulmaya çalışalım. Paragrafta yaşlıların ruh halinden bahsediliyor. "B" seçeneğinin cevabı: "Haberler şimdi derinlemesine etkiliyor beni. Yargılayıcı, eleştirel bir açıdan bakıyorum her şeye." cümlesinde; "C" seçeneğinin cevabı "İster istemez sorunların sarmalında buluyorum kendimi. Öfkeleniyor, üzülüyorum. Dinginliğimi yitirdiğim, içimin allak bullak olduğu böyle anlarda çevremdekiler de yatıştıramıyor beni." cümlesinde; "D" seçeneğinin cevabı "Bakıyorum bir zamanlar hiç umursamadığım olaylar, haberler şimdi derinlemesine etkiliyor beni. Yargılayıcı, eleştirel bir açıdan bakıyorum her şeye." cümlesinde; "E" seçeneğinin doğru cevabı "tutunacak bir dal, sığınacak bir yer arıyorum." cümlesinde yer alır. "A" seçeneğinde dile getirilen paragrafın içinde geçen bir düşünce olmadığından doğru cevap "A" seçeneğidir.
6. Paragrafta Düşüncenin Akışını Bozan Cümle
Dil ve anlatım bakımından birbiriyle uyumlu cümlelerin arasına ilgisiz bir cümlenin girmesiyle paragraftaki anlam bütünlüğünün bozulmasıdır. Paragrafta düşüncenin akışını bozan cümle, paragrafta işlenen konunun farklı bir yönünü oluşturduğundan başka bir paragrafta bulunması gerekir. Kısacası:
Özel anlamlı bir düşünce işlendiğinde genellikle genel anlamlı bir cümle araya konulur. Anlatımı bozan da bu cümle olur.
Paragrafın genelinde işlenen konu ve ana düşünceye uymayan cümleler anlatımın akışını bozan cümlelerdir.
Paragrafta hâkim olan bakış açısı da önemlidir. Paragrafın tümüne yayılmış olumlu bakış açısı veya olumsuz bakış açısına her cümlenin uyumlu olması gerekir. Uyum sağlayamayan cümle paragrafın akışını bozan cümledir.
Her paragrafın sadece bir konuyu işlediği dolayısıyla paragrafta bir düşüncenin işlendiği asla unutulmamalıdır. Ana ve yardımcı düşüncelere uyum sağlayamayan cümleler paragrafın akışını bozan cümlelerdir.
Sorularda "Paragrafın akışını bozan, paragrafa uymayan, parçayla çelişen, paragrafla tutarsız cümle" şeklinde sorulur.
Paragrafın genelinde yer alan ortak sözcük ve öğeler de önemlidir. Paragrafın akışını bozan cümleler bu ortak sözcüğü ve öğeyi içermez.
Paragraf tamamen okunup konu belirlendikten sonra düşüncenin akışını bozan cümle daha kolay bulunabilir.
Uyarı: Paragrafta düşüncenin akışını bozan cümle soruları en çok özel bir konu anlatılırken araya genel bir cümlenin yer alması şeklinde sorulur. Örneğin Leyla ile Mecnun'un aşkının anlatıldığı bir paragrafta bütün cümleler Leyla ve Mecnun'un aşkını içerirken "Aşk, Türk edebiyatında en çok işlenen konulardan biridir." şeklinde genel bir cümle paragrafta yer alır. Bu da anlatımın akışını bozar.
Paragrafta Düşüncenin Akışını Bozan Cümle Örnekleri / Test Soruları
SORU 1
(I) Çocuklar şiire pek ilgi duymaz; onlar, metinlerde geçen sözcüklerin ve yansıttıkları anlamın büyüsünden çok, anlatılanlara odaklanır. (II) Çocuk şiiri denen bir türün varlığını hep sorgulamışımdır. (III) Çünkü "olay" onlar için neredeyse her şeydir. (IV) Nitekim, çocuklar için yazılmış iyi şiirleri bulup getirmeme, okutup ezberletmeme karşın, benim kızım da bu şiirlerde olayı aradığından iyi bir şiir okuru olamadı henüz. (V) Bu da bize, Borges'in de dediği gibi, şiirin öğretilemeyecek ama duyumsatabilecek bir tür olduğunu gösteriyor. (YGS)
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
ÇÖZÜM: Paragrafın genelinde işlenen konuya ve ana düşünceye uymayan cümleler, anlatımın akışını bozan cümlelerdir. Paragrafın akışını bozan cümleyi cümleden attığımızda paragraf doğru bir paragraf haline gelir. Bu paragrafta işlenen de "Çocuklar şiiri şiir yapan özelliklere değil de şiirde olayı ararlar." düşüncesidir. I, III, IV ve V. cümlelerde bu konu işlenmiştir. "Çocuk şiiri denen bir türün varlığını hep sorgulamışımdır." cümlesi anlatımın akışını bozan cümledir. Doğru cevap "B" seçeneğidir.
SORU 2
(I) Romanlar vardır, daha ilk sayfasında olay örgüsünün çekim alanı içine alır okurunu. (II) Kan basıncını yükselten heyecanlar yaratır okurda. (III) Kimi romanlar da vardır, dilsel örüntüsüyle okurun aklına olduğu kadar yüreğine de seslenme yolunu seçer.(IV) Romanda özgünlük, derinlik, çok yönlülük aranır. (V) Daha doğrusu, okurun, okuma eylemine tüm varlığıyla katılımını sağlar. (VI) En yüksek coşkuları, estetik tutkulara dönüştürür. (ÖSS)
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) II
B) III
C) IV
D) V
E) VI
ÇÖZÜM: Paragrafta yazar bazı romanların özelliklerinden bahsetmektedir. Sonraki cümlelerde bu tezini savunmaya geçer. Konu, bu cümlelerde kısmen sınırlandırılmıştır. "Romanda özgünlük, derinlik, çok yönlülük aranır." cümlesi genel bir cümledir. Paragrafta düşüncenin akışını bozan cümle de budur. Dolayısıyla doğru cevap "C" seçeneğidir.
SORU 3
(I) XIX. yüzyılda dışarıdan gelebilecek herhangi bir salgın hastalık tehlikesine karşı karantina idaresi kurulmuş. (II) Karantina, İtalyancadan alınmış ve "kırk, kırklık, kırktan ibaret" anlamına gelen bir sözcük. (III) Salgın hastalık tehlikesine karşı İstanbul’dan sonra ikinci karantina idaresi 1840'ta İzmir'de kurulmuş. (IV) Önce gemiler İzmir Karantina İdaresinin bulunduğu sahilde kırk gün bekler ve yolcular barakalarda kalırmış. (V) 1846'da Mithat Paşa Meslek Lisesinin yanındaki yerde bir karantina binası inşa edilmiş ve o günden sonra semtin adı Karantina olarak kayıtlara geçmiş. (VI) 1863'te Karantina İdaresi Urla'ya taşınsa da semt sakinleri arasında bu ismin kullanımı günümüze kadar devam etmiş. (YGS)
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) II B) III C) IV D) V E) VI
ÇÖZÜM: Her paragrafın sadece bir konuyu işlediği dolayısıyla paragrafta bir düşüncenin işlendiği asla unutulmamalıdır. Ana ve yardımcı düşüncelere uyum sağlayamayan cümleler paragrafın akışını bozan cümlelerdir. Paragrafın genelinde yer alan ortak sözcük ve söz öbekleri de önemlidir. Paragrafın akışını bozan cümleler bu ortak sözcük ve öbekleri içermez. Bu paragrafta da anahtar kelimeler "Karantina İdaresi" tamlamasıdır. I, III, IV, V, VI. cümlelerde de Karantina İdaresi ile ilgili bilgiler yer almaktadır. II. cümlede Karantina kelimesinin dilimize nasıl yerleştiği ve Karantina kelimesinin anlamı üzerinde durulmaktadır. "Karantina, İtalyancadan alınmış ve "kırk, kırklık, kırktan ibaret" anlamına gelen bir sözcük." seçeneği paragrafta anlatımın akışını bozan cümle olmuştur. Doğru cevap "B" seçeneğidir.
7. Paragrafın Hangi Soruya Karşılık Yazıldığını Bulma
Paragrafın hangi soruya karşılık yazıldığını bulabilmek için önce paragrafın konusunu bulmak gerekir. "Paragrafta ne anlatılıyor?" sorusunun cevabı öğrenildikten sonra sorunun cevabı da rahatlıkla bulunabilir. Özellikle paragrafın giriş cümlesinin (ilk cümle) ilgili soru cümlesiyle dil ve düşünce açısından uyum içinde olması gerekir. Kısacası:
Bu tip sorular paragrafın konusuyla ilgili sorulardır.
İlk cümle bu tip sorularda çok önemlidir.
Paragrafın tümündeki ana düşünce ile soru cümlesi uyumlu olmalıdır.
Soru cümlesi paragrafın sadece bir yönünü değil paragrafı hem dil hem de düşünce açısından kapsamalıdır.
Yüklemin kipinden de bazen bu soruların cevabına ulaşılabilir.
Bazı paragrafların "evet, hayır" sözleri ile başlaması da önemlidir. Özellikle tartışma anlatım tekniğinin hâkim olduğu paragraflarda bu onay sözleri ipucu içerebilir.
Paragrafın tamamına yansıyan yazarın bakış açısı da önemlidir. Olumlu bakış açısıyla işlenen metinlerde sorunun da dil ve düşünce açısından bu olumluluğu yansıtması gerekir. Paragrafta genel bir olumsuzluk söz konusuysa sorunun da bu doğrultuda olması gerekir.
Paragrafın Hangi Soruya Karşılık Yazıldığını Bulma ile İlgili Test Soruları
SORU 1
Yayınevlerinin tercihi her zaman romandan yana olmuştur. Yalnız bizde değil, dünyada da böyle. Öyküler ise daha çok dergilerde varlıklarını sürdürüyor. Öykü kitabı yayımlamakta direnen genç yeteneklere olanak sağlayan yayınevleri – neyse ki – var. Şu da bir gerçek ki beş altı yıldır durağan bir ortamda kendini yineliyor öykü ama yenileyemiyor. Bu nereye kadar sürer, kestirmek güç; ardından bir yükselişin, belki de sıçramanın yaşanacağı kesin. (YGS)
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak söylenmiş olabilir?
A) Öykücülerin soyut konulara ağırlık verişini neye bağlıyorsunuz?
B) Yayınevleri öykü seçiminde hangi ölçütlere bağlı kalıyor?
C) Genç yazarları öykü yazmaya yönlendirmek için neler yapılabilir?
D) Türk edebiyatında romanın yükselişi karşısında öykünün konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
E) Roman türündeki kalıplaşmaya gidiş konusunda ne düşünüyorsunuz?
ÇÖZÜM: Paragrafın hangi soruya karşılık yazıldığını bulabilmek için önce paragrafın konusunu bulmak gerekir. "Paragrafta ne anlatılıyor?" sorusunun cevabına yoğunlaşmalıyız. Paragrafın tümüne yoğunlaştığımız zaman paragrafta iki anahtar sözcük vardır. Bunlardan biri "roman" diğeri de "öykü"dür. Paragrafın tümünün "Türk edebiyatında romanın yükselişi karşısında öykünün konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusunun cevabı olduğu ortaya çıkar ki bu da bizi "D" seçeneğine götürür.
SORU 2
Benim kitabımdan önce de dil yanlışlarıyla ilgili kitaplar vardı. Ama bu kitabın büyük ilgi uyandırması konuya yabancı olanların da Türkçenin sorunları üzerinde düşünmesini sağladı. Gördükleri hiç de hoşlarına gitmedi; dilde büyük bir yabancılaşma, büyük bir yozlaşma gördüler. O yüzden dil sorunlarını ele alan birçok kitap yayımlandı, hâlâ da yayımlanıyor. (YGS)
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir?
A) Dile ve dil bilgisine yönelik çalışmaların bu kadar öne çıkmasını neye bağlıyorsunuz?
B) Dil bilgisi kurallarının yeterince bilinmemesinin nedenleri nelerdir?
C) Yanlışların giderilmesinde, yazılanlar hangi ölçüde etkili oldu?
D) Yapılan çalışmalar Türkçenin inceliklerini ne ölçüde ortaya çıkardı?
E) Dil alanında uzmanlaşmayan kişilerin kitap yayımlamasını nasıl karşılıyorsunuz?
ÇÖZÜM: Parçada anlatılan ve asıl anlatılmak istenen bulunduktan sonra paragrafın hangi soruya karşılık yazıldığı öğrenilebilir. Bu paragrafta şahıs olarak yazarın kendisi öne çıkmaktadır. Konu olarak dil ve dil bilgisi ile ilgili kitapların öne çıkması, bunların farklılığı işlenmektedir. Öyleyse bu paragraf; "Dile ve dil bilgisine yönelik çalışmaların bu kadar öne çıkmasını neye bağlıyorsunuz?" sorusunun cevabıdır. Doğru cevap "A" seçeneğidir.
SORU 3
Çok uzun zamandır tartışılan bu konuda en güzel sözü Milan Kundera söylüyor: "Roman 21. yüzyıla yakışmıyor." Bence de roman 21. yüzyıla yakışmıyor. Çünkü bu yüzyıldaki insanların yaşam biçimi, ne ağır şeyleri okumaya ne de oturup ağır şeyler yazmaya izin veriyor. (YGS)
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir?
A) Günümüzde romanın öteki yazınsal türler arasındaki yeri nedir?
B) Okurların romandan beklentileri nelerdir?
C) Sizce roman neden artık hiç ilgi görmüyor?
D) Romanı öteki türlerden ayıran özellikler değişti mi?
E) Roman okumanın kendine özgü bir yöntemi var mıdır?
ÇÖZÜM: Bu tip sorular paragrafın konusuyla ilgili sorulardır. Paragrafın tümündeki ana düşünce ile soru cümlesi uyumlu olmalıdır. Soru cümlesi, paragrafın sadece bir yönünü değil paragrafı hem dil hem de düşünce açısından kapsamalıdır. Milan Kundera'nın söylediği ve yazarın da katıldığı "Roman 21. yüzyıla yakışmıyor." cümlesi paragrafın bir nevi özetidir. Öyleyse "Sizce roman neden artık hiç ilgi görmüyor?" sorusu bu paragrafın tümünü kapsayan bir soru cümlesi olabilir. Doğru cevap böylelikle "C" seçeneği olur.
8. Paragrafta Başlık
Paragraf, bir yazıya verilen isimdir. Paragraf, kendi içerisinde bir anlam bütünlüğüne sahip olduğundan paragrafın bir başlığa da sahip olması gerekir. Paragrafta esas üzerinde durulanlardan ve anlatılanlardan yola çıkılarak başlık bulunur. Başlığın çok uzun olmamasına, işlenen konuyla uyumlu olmasına aynı zamanda da paragrafta anlatılanların tümünü kapsamasına dikkat edilir. Başlığı bulmanın en kolay yolu konuyu ve ana fikri bulmaktır çünkü başlık ana fikir ve konuyla doğrudan ilgilidir. Yine paragraftaki bakış açısı da başlığı bulmada önemlidir. Başlık, kesinlikle paragrafta anlatılanların bir kısmını karşılamamalıdır. Başlık, konuya başlamadan da konudan sonra da konabilir. Parçanın konusunu genelden özele sıralamak da başlığı bulmamıza yardımcı olur. Kısacası:
1. Başlık, paragrafta anlatılanları en iyi biçimde özetleyen konunun ve ana düşüncenin toplamıdır.
2. Başlık, paragrafın bir nevi ismi olduğundan ilgi çekici olmalıdır.
3. Başlık, paragrafın tamamını kapsamalıdır.
4. Başlıkta özlülük esastır.
Örnek 1
HAYAT VE EDEBİYAT
Hayatın en önemli gerçeği samimiliktir. Bu itibarla, hayat ile bağı olan edebiyat, mutlaka samimi bir edebiyattır denilebilir. Hayatı en gizli, en karışık yönleriyle anlatmayan, duygularımızı tıpkı hayatta olduğu gibi saf ve derin bir şekilde duyurmayan, elemlerimizi, felaketlerimizi, açık açık yansıtmayan bir edebiyat, hayat ile ilgisiz ve sahte bir edebiyattır. Öyle bir edebiyat, kelimeleri dizip, onları işleyen pek hünerli kuyumcular çıkarabilir. Belki onlar çok süslü, çok göz alıcı şeyler yapabilirler. Fakat ne yazık ki bütün bu sahte ürünler muntazam kış bahçelerinde yetişen iri yapraklı, parlak renkli çiçeklere benzer.
(Mehmet Fuat Köprülü)
ÇÖZÜM: Paragrafta esas üzerinde durulan, anlatılanlardan yola çıkılarak başlık bulunur. Başlığın çok uzun olmamasına, işlenen konuyla uyumlu olmasına ve de paragrafta anlatılanların tümünü kapsamasına bakılır. Paragrafın tümüne bakıldığında paragrafta üzerinde durulan, anlatılan ve paragrafta hâkim olan bakış açısını yansıtan iki anahtar kelime söz konusudur. Bunlardan biri "hayat" diğeri de "edebiyat"tır. Öyleyse bu paragrafın başlığı "Hayat ve Edebiyat" olabilir.
Örnek 2
İÇİMİZDEKİ GÜZELLİKLER
Gönlümüzün güzelliği sevgi ise, beynimizin güzelliği de düşünebilme yeteneğimizdir. O yeteneği her an, her dakika kullanalım. Unutmayalım ki düşünen insan, özgür insandır. Kişi düşünebiliyorsa pek çok sorununu çözümleyecek, pek çok şeyi bilecektir. Herkesi dinleyin. Annenizi, babanızı, arkadaşlarınızı dinleyin. Sonra da düşünün ve sorular sorun… Neden? Nasıl? Nerede? Sonra da oturup kararlarınızı kendiniz alın. Kararları yalnız aldığınız zaman, eziyetler de güçlükler de sonuçta bütünüyle size aittir artık. Karar alırken sorumluluk almayı da bilin. İşte bu, büyümek ve olgunlaşmaktır; özgür insan olma yolunda atılan ilk adımdır.
İpek Ongun
ÇÖZÜM: Başlığı bulmanın en kolay yolu konuyu ve ana fikri bulmaktır çünkü başlık ana fikir ve konuyla doğrudan ilgilidir. Yine paragraftaki bakış açısı da başlığı bulmada önemlidir. Başlık, kesinlikle paragrafta anlatılanların bir kısmını karşılamamalıdır. Paragrafın tümüne bu açıdan bakıldığında da insanın içinde var olan güzelliklerden bahsettiği ortaya çıkar. Yani "İçimizdeki Güzellikler" bu paragrafa uygun bir başlık olabilir.
9. Tümdengelim ve Tümevarım Paragrafları
a. Tümdengelim Paragrafları
Genel cümlenin söylenerek bu cümleyi, düşünceyi geliştirme yoluyla işlemedir. Daha sonra gelen bütün cümleler bu cümle veya cümleleri destekler niteliktedir. Tümdengelim cümlelerinde ana düşünce cümlesi ilk cümleyi oluşturur. Bu paragrafların sonuç cümlesi olmaz. Tümdengelim paragraflarında yazar çoğunlukla ana fikir cümlesini söyledikten sonra bunu ispat etmeye yönelir.
Örnek
Sözcüklerin gücünü kullanımları belirler. Bir sözcük tek başınayken ses ve anlam yönünden etkileyici özellikler taşımayabilir. Ancak aynı sözcük cümlede öteki sözcüklerle yan yana geldiği zaman etkileyici nitelikler kazanır. Kısaca şunu demek istiyorum: Bir yapıtta anlatımın sağlamlığı, sözcüklerin seçimine ve bunların yerli yerinde kullanılmasına bağlıdır. (ÖSS)
ÇÖZÜM: Paragraf; bir tümdengelim paragrafıdır. Bu tür paragraflarda ana fikir (ana düşünce) paragrafın en başında yer alır. Daha sonra onu destekleyen yardımcı cümleler gelir. Paragrafın tümüne baktığımızda asıl anlatılmak istenenin "Sözcüklerin gücünü sözcüklerin kullanımları belirler." düşüncesidir. Bu paragrafta ana cümle başta; yardımcı cümleler sonra geldiği için paragraf bir tümdengelim paragrafıdır.
b. Tümevarım Paragrafları
Tümevarım paragraflarında genel cümle en sonda yer alır. Ana fikir cümlesi de cümlenin en sonundadır. Paragrafın başındaki cümleler yardımcı düşünce içeren cümlelerdir. Kısacası tümevarım paragraflarında her şey son cümlede yer alır.
Örnek
Bir sabah işinize giderken kırmızı ışıkta durdunuz ve aracınızı tekrar çalıştıramadınız. Her insanın başına gelebilecek bu sıradan olay için iki ayrı olasılığı düşünelim. Birinci olasılıkta arkadaki araçların şoförleri kızgınlıkla kornaya basıyor, siz de bir kazaya yol açmamak için kan ter içinde bu durumdan kurtulmaya çalışıyorsunuz. İkinci olasılıkta, arkanızdaki araçtan inen bir taksi şoförü, bekleyen araçlara işaret ederek onların yan şeritten devam etmelerini sağlıyor. Araçlar sakince geçtikten sonra yanınıza geliyor, birkaç yayayla birlikte aracınızın yol kenarına çekilmesine yardımcı oluyor. Ne siz ne de bir başkası gergin ve telaşlı. İşte bu örnekte olduğu gibi bir toplumun gelişmişlik düzeyini belirleyen asıl şey insanlar arasındaki iletişim biçimidir. (ÖSS)
ÇÖZÜM: Paragrafta önce yardımcı düşünceler sıralanmıştır. Bunlardan ana cümleye ulaşılmıştır. Bu tür paragraflarda ana düşünce (ana fikir) paragrafın en sonunda yer alır. Bütün paragrafı özetleyen "İşte bu örnekte olduğu gibi bir toplumun gelişmişlik düzeyini belirleyen asıl şey insanlar arasındaki iletişim biçimidir." cümlesidir. Bu cümle, paragrafın ana fikir cümlesidir. Bu da bize paragrafın bir tümevarım paragrafı olduğunu gösterir.
10. Paragrafa Cümle Yerleştirme
Bazı paragraf sorularında paragrafta yer alan bir cümle çıkarılır. Özellikle paragrafın gelişme bölümünde yazılmayan bir cümle ile kendilerinden önceki ve sonraki cümlelere anlamca nasıl bağlandığı sorulur. Paragraf, dikkatle okunduğunda paragrafta bir kopukluk olduğu görülür. Kısacası:
Paragrafa cümle yerleştirme bir nevi anlatımın akışını bozan cümle/cümleleri bilmekle alakalıdır. Yani uygun olmayan seçenekleri bularak da bu sorular doğru yapılabilir.
Paragrafa yerleştirilecek cümle, kendisinden önceki ve sonraki cümlelerle hem anlamsal hem de dil bilgisi açısından uyumlu olmalıdır.
Paragraftaki bakış açısı da önemlidir. Pozitif bakış açısının hakim olduğu paragraflarda cümleler aralarında negatif-nötr bir cümle yer almaz.
Paragrafın genel bir konudan bahsetmesi veyahut özel bir alanı işlemesine de dikkat edilmelidir. Özellikle özel, yani sınırlandırılmış bir konuyu işleyen paragraf cümlelerinin aralarına genel bir cümle gelmez. Bu cümle paragrafın anlatım akışına aykırı olur.
Çok az da olsa noktalama işaretleri de ipucu olabilir.
SORU 1
(I) Çağdaş Türk öykücülüğünün önemli kilometre taşlarından biri olan Sait Faik, hem kendi kuşağını hem de sonraki kuşakları derinden etkilemiştir. (II) Onun adına düzenlenen ödüllerin dağıtımı yazara yakışır bir saygınlıkla sürüyor. (III) Ama ben ilk öykülerimi yazdığım seksenli yılların başlarında bir gün bu ödülü alabileceğimin hayalini bile kuramazdım. (IV) Hatta on beş yıl sonra kitabım bu ödüle değer bulununca sevindiğim ölçüde şaşırmış ve korkmuştum. (V) Çünkü öyküye daha sıkı sarılmam gerektiğini, sorumluluklarımın arttığını biliyordum.
Bu parçadaki numaralanmış yerlerden hangisine düşüncenin akışına göre "Böyle bir ödülle onurlandırılmayı aslında her öykü yazarı ister." cümlesi getirilmelidir?
A) I
Dersle ilgili bilgiler
- Tüm seviyeler
- Türkçe
Dersin işlenebildiği tüm diller :
Türkçe
Edebiyat Okulu
Türk Dili ve Edebiyatı Türkçe Dersi Güncel Ana Kaynak Sitesi
Paragraf
Son zamanlarda artık paragraf sorularını yapmadan bir hedefi gerçekleştirmek mümkün görünmemektedir. Paragraf sorularını doğru yapmanın iki yolu vardır. İkisinin de birlikte olması gerekir. İlkin kesinlikle çok iyi bir okuyucu olmak, okumayı bir alışkanlık haline getirmek gerekir. İkincisi ise paragraf sorularını çözmenin şifrelerini bilmektir.
Paragrafla ilgili aşağıda yer alan konu başlıkları bu sorunun cevabını içermektedir. Paragraf konusunu aşağıda yer alan başlıkları dikkate alarak işleyeceğiz.
1. Paragraf Nedir?
2. Paragrafta Yapı-Paragrafın Bölümleri
3. Paragrafta Konu
4. Paragrafta Ana Düşünce
5. Paragrafta Yardımcı Düşünceler
6. Paragrafta Düşüncenin Akışını Bozan Cümle
7. Paragrafın Hangi Soruya Karşılık Yazıldığını Bulma
8. Paragrafta Başlık
9. Tümdengelim ve Tümevarım Paragrafları
10. Paragrafa Cümle Yerleştirme
11. Metni İki Paragrafa Bölmek
12. Paragraf Tamamlama
13. Paragraftaki Cümlelerin Yerini Değiştirme
14. Paragraf Cümlelerini Sıralama
15. Paragrafın Şifreleri ve Paragraf Sorularını Çözme Teknikleri
1. Paragraf Nedir?
Paragraf, bir düşünceyi aktarmak amacıyla bir araya getirilmiş aynı amaca yönelen cümleler topluluğudur. İletmek istenilen düşünce, bir tek yargı ile anlatılamadığından paragraf kavramı ortaya çıkmıştır. Birbirine bağlı olarak gelişen, birbirini izleyen yargıları toplu olarak sunup düşüncemizi anlatmak istediğimizde cümleden bir üst dil birimi olan paragrafa başvururuz.
Herhangi bir yazının bir satırbaşından diğer satır başına kadarki kısmı olan paragraf, bir düşünce, duygu veya durumu dile getirir.
Bir yazının küçük bir örneği sayılan paragrafta anlatım bir plan dâhilinde yapılır.
Paragrafı oluşturan cümlelerin gerek anlam gerekse yapı bakımından birbirleriyle uyumu paragrafın niteliğini belirler. Kısacası paragrafın bütün cümleleri aynı konuyu işler ve aynı düşünceyi savunur.
Paragraflarda belli bir olay, zaman, yer ve şahıslar söz konusudur. Paragrafta görme, işitme, dokunma, tatma ve koklama duyularından yararlanılır. Paragrafta sözün yansıtmak istediği ve paragrafta en önemli ipucu olan bir anahtar kelime yer alır. Yine paragraflarda, yazarın iç dünyasına has birtakım duygular yer alabilir.
2. Paragrafta Yapı-Paragrafın Bölümleri
Paragrafta yapıda düşünce yazısı türündeki eserler ön plana çıkar. Nasıl ki hikâye, deneme gibi yazıların giriş, gelişme ve sonuç bölümleri varsa paragrafların da aynen giriş, gelişme ve sonuç bölümleri vardır.
Bir yazıda bulunması gereken bütünlük, anlam gibi nitelikler paragrafta da aranır. Paragrafta, her cümle kendinden önceki cümlenin devamı olduğu kadar sonrasında gelen cümlenin de hazırlayıcısı durumundadır. Yani paragrafta giriş, gelişme ve sonuç bölümleri yer alır.
1. Giriş Bölümü (Giriş Cümlesi)
Paragrafın ilk cümlesi olan giriş bölümü paragrafta konunun ortaya konulduğu bölümdür. Genel bir yargı içeren giriş cümleleri genellikle bir veya iki cümleden oluşur. Kendisinden önce gelmesi muhtemel cümle veya cümlelere bağlı "oysa, halbuki, kısacası, bunun için, ama, fakat, yine de, bundan dolayı, bu nedenle, ne var ki, çünkü, onları, bunları, şunları…" gibi ifadeleri içermez.
Örnek
Giriş Cümlesi Olmaya Elverişli Cümleler
Aynı dili konuşanlar değil aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir.
Hayatın gerçek amacı bilgi değil eylemdir.
Kabul edilen bir yanlışlık, kazanılmış bir zaferdir.
Taşı delen suyun gücü değil damlaların sürekliliğidir.
Tiyatro, edebiyat tarihimizde herkesin beğendiği bir tür olmuştur.
Sanatçılar, eserlerinde açık bir dil kullanmalılar.
Şiir; düşünceden ziyade duygulara seslenir.
Rüyaları gerçekleştirmenin en kısa yolu uyanmaktır.
Roman, işledikleriyle toplumun önünden gitmelidir.
Giriş Cümlesi Olmaya Elverişli Olmayan Cümleler
Bundan dolayı roman, işledikleriyle toplumun önünden gitmelidir.
Bu sebeple kabul edilen bir yanlışlık, kazanılmış bir zaferdir.
Demek ki zamanın bizden alıp götürdüğü çok şey vardır.
Hiç kimse eserlerinde onun gibi kelimelere takla attıramamıştır.
Onun şiirleri başka şiirleri çağrıştırmaz.
Türk edebiyatında bu konuda yazılmış onlarca eser vardır.
Sanatçı, toplumun sorunlarına bundan dolayı duyarlı olmalıdır.
Sanatçılar, eserlerinde bu yüzden açık bir dil kullanmalılar.
Söyleyecek sözü olmayan böyle kimseler yüksek sesle konuşur.
Şunları Köprülü'ye mal etmenin savunulacak hiçbir tarafı yoktur.
Yazarın bu anlatımında bir tekdüzelik göze çarpıyor.
Tanpınar, bunun için edebiyatta bir duayen olmuştur.
2. Gelişme Bölümü (Gelişme Cümlesi)
Ana düşünceye konunun bağlandığı cümleleri içerir. Yardımcı düşüncelerin çok fazla yer aldığı cümlelerdir. Gelişme cümleleri konunun her açıdan açıklandığı bölümdür. Kısacası:
Bu cümleler ana düşüncenin detaylandırmasını sağlayan yardımcı düşünceleri içerir.
Gelişme cümleleri kendinden önceki cümlelerdeki düşüncelerin devamı niteliğindedir.
Paragraftaki anlatım teknikleri ve düşünceyi geliştirme yollarına bu bölümde çok fazla başvurulur.
Gelişme bölümündeki cümleler kendisinden hem önceki hem de sonraki cümlelerle hem anlam hem de dil ve anlatım bakımından bağlı olmak zorundadır.
SORU 1
Sokrates'ten önceki ilk Batılı filozoflar, geçmişten iki büyük kopuşu aynı anda gerçekleştirdiler. İlk önce, kendi akıllarını kullanarak dünyayı anlamaya çalıştılar. Bu tek başına, tümüyle yeni bir şeydi ve insanın gelişmesinde en önemli köşe taşlarından birini oluşturdu. Aynı zamanda insanlara, akıllarını nasıl kullanacaklarını ve kendi başlarına nasıl düşüneceklerini de öğrettiler. —-. Onlar, bilgi birikimlerini olduğu gibi öğrencilerine aktarmak yerine, onları tartışmaya, düşünce alışverişinde bulunmaya, kendi düşüncelerini ileri sürmeye ve savlarını kanıtlamaya özendiren öğretmenlerdi.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? (YGS)
A) Ayrıca insanın düşünce yapısını çözmeye çalıştılar, gözleme ve deneye dayanan psikoloji biliminin temellerini de attılar
B) Düşünce tarihinde bu yaklaşımlar, çok büyük tartışmalara konu oldu
C) Dolayısıyla, öğrencilerinin de kendileriyle tıpatıp aynı düşüncede olmasını beklemediler
D) Bu tutum, günümüz düşünce dünyasında da varlığını sürdürmektedir
E) İnsanlığın zihinsel serüveninde ortaya çıkan bu iki yöntem birbirini etkileyen bir gelişim süreci izlemiştir
ÇÖZÜM: Paragrafın yapısıyla ilgili bu soruda giriş cümlesinde verilmeyen bir cümleyi bulmamız istenmektedir. Bu tür sorularda boşluktan hemen önce ve sonra gelen cümle en önemli ipucudur. Paragrafın kendisinden önceki ve sonraki cümleyle paragrafa dil ve düşünce açısından uyum sağlayan cümle; "Dolayısıyla, öğrencilerinin de kendileriyle tıpatıp aynı düşüncede olmasını beklemediler." cümlesidir. Özellikle boşluktan önce gelen; "Aynı zamanda insanlara, akıllarını nasıl kullanacaklarını ve kendi başlarına nasıl düşüneceklerini de öğrettiler." cümlesi ile sonra gelen "Onlar bilgi birikimlerini olduğu gibi öğrencilerine aktarmak yerine, onları tartışmaya, düşünce alışverişinde bulunmaya, kendi düşüncelerini ileri sürmeye ve savlarını kanıtlamaya özendiren öğretmenlerdi." cümleleri tamamen bu doğrultudadır. Doğru cevap "C" seçeneğidir.
3. Sonuç Bölümü (Sonuç Cümlesi)
Paragrafın son cümleleridir. Konunun ve anlatılmak istenenlerin adeta bir özetidir. Bazen ana düşünceyi barındırabilir. Kısacası:
Gelişme bölümünde ayrıntılarına inilen konunun toparlandığı ve bir sonuca bağlandığı bölümdür.
Sonuç bölümü "sonuç olarak, kısacası, oysa, özetle, bu nedenle" vb. bağlayıcı bağlaçlarla kendisinden önceki cümlelerle bağlanabilir.
Sonuç cümleleri çoğunlukla çok kısa olur. Giriş bölümü gibi bir veya iki cümleden oluşur.
Sonuç bölümü giriş ve gelişme bölümünde anlatılanların bir özetidir.
Paragrafın en etkili ve yoğun anlam içeren bölümü kabul edildiği için atasözleri ve özdeyişlere de bu bölümde yer verilir.
SORU 1
İnsanın sanatsal çalışmalarının tümüne, bir arama ve bulma çabası olarak bakılabilir. Ya da bunlar, hayatı ve bu hayatın içinde insanın kendi yerini anlama ve anlamlandırma uğraşı olarak görülebilir. Bu çaba, ilk insandan bugüne değin farklı amaçlar ardında, farklı açılımlar, biçimler ve yöntemlerle serpilip gelişmiştir. Yüzlerce yıllık serüveni boyunca, hem tarihsel dönemler, toplumsal ve siyasal koşullarca biçimlendirilmiş hem de onları biçimlendirmiştir. Buradan bakıldığında…
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? (YGS)
A) sanatın, insanı doğa ve toplumla olan çatışmalarıyla yansıtma işlevini yerine getirmesinin gerekliliği ortaya çıkar.
B) sanat yapıtlarında işlenen toplumsal özlemlerin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği de açıklık kazanır.
C) sanatla toplumsal fayda arasında bir seçim yapmanın zorluğu daha iyi anlaşılabilir.
D) sanatın, insanın kişilik özelliklerini boyutlandırıp geliştirdiği söylenebilir.
E) bir toplumun sanatıyla o toplumun yaşamının birbiriyle etkileşim içinde olduğu yargısına ulaşılabilir.
ÇÖZÜM: Paragrafın sonuç bölümüyle ilgili bir sorudur. Paragrafın tümünde anlatılanları, paragrafta hâkim olan bakış açısını, paragraftaki dil ve düşünceyi öğrenmek bu tür soruları doğru cevaplamanın en önemli ipuçlarıdır. Boşluktan hemen önce gelen "hem tarihsel dönemler, toplumsal ve siyasal koşullarca biçimlendirilmiş hem de onları biçimlendirmiştir." cümlesi bir etkileşimi dile getirmektedir. Doğru cevap "E" seçeneğidir.
3. Paragrafta Konu
Konu, yazarın, paragrafta üzerinde en çok durduğu olay, düşünce veya durumdur. Hakkında söz söylenendir. Bir paragrafta her şeyden önce konuyu saptamak gerekir. Paragrafların konusu her şey olabilir. Kısacası:
Konu, çoğunlukla paragrafın ilk cümlesinde yer alır.
Konu, paragrafta sorulan "Yazar ne anlatıyor, neden söz ediyor?" sorularının cevabıdır.
Konu, paragrafta anlatılmak istenen şey değil, anlatılan şeydir. Konu, asıl amaca ana düşünceye giden yolda sürekli olarak bir araçtır. Yani yazının konusu yazının yazılış amacı değildir.
Sorular bazen şiir şeklinde de karşımıza çıkabilir. Burada şiirde anlatılanlara yoğunlaşmak gerekir.
Paragrafın konusuyla ilgili sorular farklı şekillerde karşımıza çıkar:
1. Bu parçada aşağıdakilerden hangisinden söz edilmektedir?
2. Paragrafın konusu aşağıdakilerden hangisidir?
3. Paragrafta üzerinde durulan aşağıdakilerden hangisidir?
4. Paragrafta ele alınan aşağıdakilerden hangisidir?
Uyarı: Konu, hem genel hem sınırlandırılmış bir şekilde paragrafta yer alabilir.
Genel Konular: Paragraflarda işlenmesi zor olan konulardır. Soyut ve genel konuları işlemek oldukça zordur. Bir konu ne kadar sınırlandırılırsa o kadar kolay işlenir. Genel konulardan bazıları aşağıda yer almaktadır.
Örnek
Sevgi, her zaman fedakârlık gerektirir.
Saygı, bütün insanlığın buluşma noktasıdır.
Başarı, hedefe adım adım yürümektir.
Özgürlük, bir tutkudur.
Eğitim, bir süreçtir.
Yukarıdaki cümlelerde geçen altı çizili kelimeler ve bunların cümlelerde kazandıkları anlam genel ve somut olmayan düşünceleri yansıtır.
Sınırlandırılmış Konu: Sınırları belirlendiği için işlemeye ve geliştirilmeye uygun konulardır. Konunun somut ve sınırlandırılmış olması anlamayı kolaylaştırır. Yukarıda genel anlamlı olarak cümlelerde yer alan altı çizili sözcükler cümle içerisinde sınırlandırılabilir.
Örnek
Yahya Kemal'in İstanbul sevgisi çağları aşmıştır.
Ecdadımıza saygımız varsa onların emanetlerine sahip çıkmalıyız.
Leyla'nın Mecnun'a olan aşkı Fuzuli için ilham kaynağı olur.
Cahit Sıtkı Tarancı, mutluluk olgusuyla hiç tanışmadı.
Cumhuriyet neslinin eğitiminde, Batılılaşma önemli bir yer tutar.
Not: Yukarıdaki cümlelerde konu ya kişilerle ya dönemlerle ya da devirlerle sınırlandırılmıştır.
Örnek Sorular
SORU 1
Toplumlar kültürel açıdan geliştikçe ahlak ilkeleri de değişime uğrar. Deneyimler, düşünsel gelişmeler, sanatsal ve teknolojik üretim, ilkelerin anlamlarına yeni boyutlar kazandırır. Her gelişim, insanın olayları farklı açıdan yorumlamasını olanaklı kılar. Örneğin, aydınlanma devrimi, sınıfsal katmanlaşmalar gibi toplumsal, düşünsel dönüşümler, ahlak kavramında da yeni ölçütleri zorunlu kılmıştır. (YGS)
Bu parçadan ahlakla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir?
A) Kişiden kişiye değişen bir içerik taşıdığı
B) İnsanları iyiye ya da kötüye yönlendirdiği
C) Etki gücünün zaman içinde zayıfladığı
D) İnsan ilişkilerini yönlendiren tek güç olduğu
E) Bilimsel, toplumsal gelişmelerden etkilenerek değiştiği
ÇÖZÜM: Bu tür paragraflarda metinde anlatılana yoğunlaşmak gerekir. Bizim için "Niçin?" sorusu değil "Ne?" sorusu önemlidir. Kısacası "Parçada ahlakla ilgili anlatılmak istenen nedir? sorusu sorulduğunda; "Bilimsel, toplumsal gelişmelerden etkilenerek değiştiği" cevabı alınır. Doğru cevap da "E" seçeneğidir.
4. Paragrafta Ana Düşünce
Bir konuyla ilgili yazarın okura vermek istediği iletiye, anlatmak istediği düşünceye ana düşünce (ana fikir) denir. Paragraflarda ana düşünce daha çok mesaj içeren yazılarla ilgilidir. Tam bir kural olmamakla birlikte ana düşünce; açıklama paragrafında sonuç cümlesinde, tanık gösterme paragrafında tanık sözünde, karşılaştırmanın olduğu paragraflarda üstün tutulanın yanında, tartışmada ise yazarın tezinin bulunduğu yerdedir. Kısacası:
Genellikle tek cümleden oluşur.
Paragraflarda ana düşünceyi destekleyen birçok yardımcı düşünce yer alır.
Ana düşünce paragrafın bütününde de sadece bir cümlesinde de verilebilir.
Ana düşüncenin olduğu paragraflara yazarın paragrafı yazma amacı da denilir.
"Yazar ne demek istiyor?" veyahut "Paragrafı hangi amaçla yazdı?" sorularıyla ana düşünce bulunur.
Ana düşünce sorularını çözerken mutlaka ana düşünceyi metin içerisinde aramalıyız. Metnin dışına kesinlikle çıkmamalıyız. Parçanın bir kısmını yansıtan yardımcı düşünceleri de ana düşünce ile karıştırmamak gerekir.
Paragraflarda yer alan "-aslında, kısacası, sonuçta, bence, özetle, kanımca, oysa" gibi ifadelerin ana düşüncenin başında yer alma olasılığı oldukça yüksektir.
Paragrafta bir örnek varsa ana düşüncenin örnekte olma durumu her zaman yüksek bir ihtimaldir.
Ana düşüncede kendi düşüncelerimiz değil paragrafta yazılanlar esas alınmalıdır. Yani ana düşünce bulunurken ön yargılar bir tarafa bırakılmalıdır.
Paragraflarda birden fazla yardımcı düşünce yer alabilir ama kesinlikle tek bir ana düşünce yer alır.
Tümdengelim yöntemiyle oluşturulan paragraflarda ana düşünce cümlenin başında yer alır. Konuyla birlikte bulunur.
Ana düşünce konuyu değil mutlaka bir düşünceyi belirtmelidir.
Ana düşünce açık ve anlaşılır olmalıdır. Taşıdığı mesaj net olmalıdır. İfadelerden farklı yorumlar çıkmamalıdır.
Ana düşünce sonuç bildirir. Bir sonuç bildirmeyen cümleler ana düşünce olamaz.
Paragraf, tümevarım yöntemiyle kurulmuşsa ana düşünce cümlesi sonda olur. Bu durumda sonuç cümlesi, parçada anlatılanların tümünü özetler.
Ana düşüncenin bulunmasında bakış açısı oldukça önemlidir. Bakış açısı yazarın konuya yaklaşımıdır. Bu yaklaşım negatif, pozitif, destekleyici veya eleştirel bir özellik taşıyabilir. Ana fikir cümlesi olumsuz bir bakış açısı içermez.
Bazı parçalarda ana düşünce dolaylı olarak verilir. Bu durumlarda karşılaştırma ve benzetmeye başvurulur. Bu tip parçalarda ana düşünce parçada bir cümle olarak geçmez. Ana düşünce, parçanın bütününe yansımış biçimde yer alır.
Paragrafta ana düşünce (ana fikir) ile ilgili sorular şu şekillerde karşımıza çıkar:
Bu paragrafın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?
Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
Paragrafta Ana Düşünce (Ana Fikir) ile İlgili Örnekler
Örnek 1
"Bir zamanlar bir bahçıvanın yanında çalışıyordum. Bahçıvan, bir defne ağacını budamamı istedi. Ağacın küre biçiminde olması gerekliydi. Ben hemen fazla uzamış filizleri kesmeye başladım. Ama bir defa bir yanını, bir defa öbür yanını fazla kesiyordum. Sonunda ortaya bir küre çıktı, ama çok küçüktü. Bahçıvan düş kırıklığıyla, Çok güzel! Bu bir küre, ama defne ağacı nerede?’ dedi. Bu durum şiirde de böyledir." (ÖSS)
Paragrafın ana düşüncesi: Biçimle uğraşırken içerik de korunmalı.
Paragrafta Ana Düşünce (Ana Fikir) ile İlgili Test Soruları
SORU 1
İşinizde iyi olabilirsiniz ama bununla yetinmemeniz gerekir. İyi yaptığınız bir şeyde takılıp kalmanız, ölümü kabullenmek gibidir. İnsanın görevi, iyi yapamadığı şeyleri öğrenme umuduyla yapmayı denemektir. (YGS)
Bu parçada insanla ilgili olarak vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sorunların çözümünde farklı yollara başvurmalıdır.
B) Bildiklerini zenginleştirerek kendini yenilemelidir.
C) Yaşamı iyi ve kötü yanlarıyla tanımaya çalışmalıdır.
D) Yaptıklarını bir değerlendirmeden geçirmelidir.
E) Sorumluluklarını eksiksizce yerine getirmelidir.
ÇÖZÜM: Ana düşünce içeren paragraflar yazıların yazılış amacını ortaya koyan paragraflardır. Parçanın tümünde bir gelişmeden bahsedilmektedir. Ana düşünce bu paragrafta metnin tümüne yayılmıştır. Bu parçada insanla ilgili asıl anlatılmak istenen de "Bildiklerini zenginleştirerek kendini yenilemelidir." seçeneğidir. Doğru cevap "B" seçeneğidir.
SORU 2
Dünyada arasanız da benden daha küreselini bulamazsınız. Hangi memlekete gitsem yalnız orada oturduğumu sanıyorlar. Küreselim ve bütün insanların dostluk, kardeşlik, barış içinde sevgi ve saygıyla yaşamasını, yardımlaşmasını istiyorum. (YGS)
Bu parçada yazar, aşağıdakilerden hangisini vurgulamaktadır?
A) Farklı ülkeleri gezmeyi çok sevdiğini
B) Her memlekette bir evi olduğunu
C) Farklılıklara saygı duyulması gerektiğini
D) Bütün dünyayı kendi evi gibi hissettiğini
E) Her insanın bir bütünün parçası olduğunu
ÇÖZÜM: Soru, paragrafta ana düşünceyi (ana fikir) bulmaya yönelik bir sorudur. Metinde yer alan "küresel" kelimesi en önemli ipucudur. Parçanın geneline yansıyan düşünce "Her insanın bir bütünün parçası olduğu" düşüncesidir. Doğru cevap "E" seçeneğidir.
Paragrafta Ana Düşünce (Ana Fikir) ile İlgili Uyarılar
Ana düşünce bazen parçanın giriş kısmında yani ilk cümlede yer alır.
Çok defa bir romancı, romanına girerken hatta bir şair, şiirine başlarken kelimeler onu takar peşine ve götürür götüreceği yere. Ne konu kalır ne plan. Yazarlar ve şairler her zaman konularına tam hâkim olamaz. Ben bir saniye sonra kullanacağım cümlenin bir kelimesini şimdiden size söyleyebilir miyim? (YGS)
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kelimeler, sanatçının varacağı noktayı belirleyen esas unsurlardır.
B) Yazıda plan yapmak, yazarın düş dünyasını sınırlandırır.
C) Üslup kaygısı edebî metnin temel dinamiğidir.
D) Plan, kurgunun sağlamlığı açısından yazarın vazgeçilmez rehberidir.
E) Sanatçı temel yapıyı kurduktan sonra yazma işi kolaylaşır.
CEVAP: A
Ana düşünce, bazı paragraflarda son cümlede bulunabilir.
Sağlık personelinin, bilimsel verilere dayalı tanılar koymasının yanında, kendi düşüncelerini halka tam olarak anlatabilmesi için sağlıkla ilgili kavramların yerel karşılıklarını bilmesinde zorunluluk vardır. Halkın kullandığı sözcük ve deyimleri bilmek, yalnızca onlarla anlaşmaya değil; onların düşüncelerini, inanışlarını, değer yargılarını, kısaca kültürlerini anlamaya da yardım eder. Kültürel özellikleri dikkate almayan bir sağlık hizmeti verimli bir biçimde gerçekleştirilemez. (ÖSS)
Bazen de parçada anlatılanlar bir atasözüyle özetlenir.
Mustafa, daha küçük yaşlarda çevresini şaşırtacak davranışlarda bulunur. Büyüklerine saygı göstermede örnek biri olur. Bir kişinin hastalandığını duyduğunda ziyaretine gider... Mustafa'nın birçok arkadaşı da ileriki yaşlarında Mustafa gibi olmaya çalışır ama kalıcı olamaz bunların davranışları. Mustafa'nın yaşı yetmiş olduğu zaman da Mustafa yine aynı Mustafa olur. Eee, atalarımız: "Ağaç yaş iken eğilir." sözünü boşuna söylememişlerdir.
Paragrafın ana düşüncesi: Küçük yaşlarda kazanılan olumlu davranışlar kalıcı olur.
5. Paragrafta Yardımcı Düşünceler
Paragrafta yer alan yardımcı düşünceler, ana düşünceyi geliştirmek, açıklamak, amacıyla kurulan cümlelerdir. Bu tip sorularda, paragrafın içinde yer alan yardımcı düşünceler ile paragrafın içinde bulunmayan düşünce veya bir özellik sorulmaktadır. Kısacası:
Yardımcı düşünce sorularının kökleri olumsuz ifadeler içerir. Genellikle soru kökleri "hangisine değinilmemiştir, hangisi çıkarılamaz, hangisine ulaşılamaz, hangisi söylenemez, hangisine varılamaz, hangisi değildir, hangisi yoktur?" şeklindedir.
Paragrafın içinde paragrafın seçeneklerinde verilenleri tek tek bulabiliriz. Yani yardımcı düşünceler paragrafın bizzat içinde yer alır.
Paragraflarda bir ana düşünce yer alsa da birden fazla yardımcı düşünce yer alır.
Ayrıntılar, örnekler paragraf içerisinde birer yardımcı düşüncedir.
Yardımcı düşünceler parçayı tam olarak kapsamaz.
Paragraflarda yer alan yardımcı düşünceler arasında paragraf içerisinde anlamsal ve dilsel bir bağ söz konusudur.
Yardımcı düşünceler ana düşüncenin açıklığa çıkmasını sağlayan, ana düşünceyi somutlayan ikinci derecedeki yargılardır.
Yardımcı düşünceler ana düşünceye ulaşmayı sağlayan araç cümlelerdir. Amaç ana düşünceye ulaşmaktır her zaman.
Yardımcı düşüncelerle ilgili sorularda yardımcı düşünceleri içeren cümleler mutlaka paragrafın içinde yer alır. Bunlar ya doğrudan ya da birkaç kelimesi eksik veya değişik sözcüklerle yazılmışlardır. Onun için yeterince zaman olduktan sonra bu soruların cevapları paragrafın içerisinde tek tek bulunabilir.
Sınavlarda en çok paragrafta yardımcı düşünceler konusunda soru gelmektedir. Paragraf sorularının yaklaşık % 35'i yardımcı düşüncelerle ilgilidir.
Yardımcı düşüncelerle ilgili sorular şu şekillerde karşımıza çıkar:
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisi çıkarılamaz?
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
Böyle konuşan kişi için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Bu parçada aşağıdaki düşüncelerden hangisine yer verilmemiştir?
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
Paragraftan Çıkarılabilecek Yardımcı Düşünceler
Not: Paragrafta yer alan renkler ile seçeneklerde yer alan renkler aynı düşünceyi içeren cümlelerdir. Paragrafta hangi renk varsa seçeneklerde de aynı renk vardır.
ÖRNEK 1
Edebiyat öğretmenimizin kendine özgü bir yöntemi vardı. Büyük yazarlardan, düşünürlerden seçilmiş bir metni çoğaltır, dersten birkaç gün önce hepimize dağıtırdı. O metni hepimiz tekrar tekrar okurduk. Metnin ilginç yerlerini, yazarın dünya görüşünü, o dönemin edebiyat anlayışını bulur çıkarırdık. Derslerde öğretmenimiz düşüncelerini belirtmez, güler yüzle bizi dinler ve asıl hedefe kendi çabalarımızla ulaşmamızı sağlardı. Böylece derslerimiz tartışmalı bir şölen havasında geçerdi. Sokrat'ın, Sofokles'in, Tolstoy'un, Montaigne'in metinlerindeki bazı cümleler hâlâ belleğimdedir, bana hâlâ yol gösterir. (ÖSS)
Edebiyat Öğretmeni ile İlgili Çıkarılabilecek Yargılar:
Dersini çekici kılan
Konuşmaktan çok konuşturan
Okuyup araştırmaya yönlendiren
Değişik türdeki klasik yapıtları sevdiren
Çıkarılamayacak Yargı:
Belirli düşünce kalıplarına bağlı kalan
ÖRNEK 2
Elbette elektronik çağ önümüze yeni olanaklar getiriyor. Binlerce yıllık hafızayı teknolojinin yardımıyla çok küçük "çip"lere sığdırabilmek ve böylece bilgiye kolayca ulaşabilmek bizler için de gelecek kuşaklar için de çok önemlidir. Ama bütün bunlara karşın kitap dediğimiz nesnenin öyküsü kolay kolay sonlanmaz gibi geliyor bana. Bu durumda ben yayıncılığın iki yoldan gelişeceğini düşünüyorum. Bilgi yoğunluğu olan malzeme "e-kitaplar"da, sanatsal yoğunluğu olanlarsa çok güzel görünümlü "butik kitaplar"da toplanacak bence. Hatta giderek, kitap sahibi olmak, koleksiyonculukla eş değer sayılacak. (YGS)
Paragraftan Çıkarılabilecek Yargılar:
Bilgi kaynaklarının sanal ortama taşınabileceği
Kitapların önemini koruyacağı
Kitapların biçimsel değişime uğrayacağı
Düşünsel ve sanatsal nitelikli kitapların birbirinden ayrılacağı
Çıkarılamayacak Yargı:
Teknolojideki gelişmelerin eğitim düzeyini yükselteceği
ÖRNEK 3
Ünlü bir yazar, "Konu mu arıyorsun yazmak için? Uzağa gitmene hiç gerek yok. Şu sokaktaki evlerden birini seç. Yeter ki gönlünde o evin insanlarını tanımaya yönelik tutkun, onları anlatırken gerçeği düşe dönüştürecek yaratma gücün, bir de dilin inceliklerini tanıyıp onları kendince kullanabilme yeteneğin olsun." diyor. (ÖSS)
Çıkarılabilecek yargılar:
Yazacaklarını günlük yaşamdan seçmeye
Görülenleri olduğu gibi anlatmaktan kaçınmaya
Anlatımına, başkalarında olmayan özellikler katmaya
Gözlem gücüne sahip olmaya
Çıkarılamayacak yargı:
Toplumun geçmişini ve geleceğini bütünüyle kucaklamaya çalışmak
ÖRNEK 4
Dil, kuralları dilbilgisi kitaplarına sığmayacak kadar karışık, sayısız inceliklerle dolu, büyülü bir iletişim aracıdır. Esnek, canlı, gelişmeye, değişmeye açık bir sistemdir. Bu nedenle dilin kullanamadığımız zenginliklerinin, kullanabildiklerimizden çok daha fazla olduğunu söyleyebiliriz. Bunun içindir ki günümüzde kullandığımız dil, yarınki dilin çok gerisinde kalacaktır. Buna dayanarak şunu söyleyebiliriz: Bir yandan bugünkü dille iletişim kurarken bir yandan da ayrımına varmadan geleceğin dilini yaratıyoruz. (ÖSS)
Dil ile İlgili Çıkarılabilecek Yargılar:
Çok yönlü nitelikler içerdiğine
Bir değişim süreci içinde olduğuna
Sunduğu olanaklardan yeterince yararlanılamadığına
Belirli kalıplarla sınırlandırılamayacağına
Çıkarılamayacak Yargı
Anlatım gücünün sözcük sayısıyla ölçülemeyeceğine
ÖRNEK 5
İlgimi, kültürel konulara, yaşadığım kentin tarihine yönelttim. Bu da beni bir tür kedere itti. Ne var ki ben bunun altında ezilmedim. Çalıştım, uğraştım, kitaplarımı yazdım. Hayatımdan memnunum. Hiçbir arkadaşım benim için "hüzünlü" demez. "Sinirli, enerjik" diyebilir; ama belirgin niteliğim "hüzün" değil. Olsa olsa şunu söyleyebilirler benim için: "Kâğıdı, kalemi eline alınca kaleminin ucuna gelenler bunlardır." (ÖSS)
Paragraftaki Kişi ile İlgili Çıkarılabilecek Yargılar:
Çabuk kızan, hareketli
Ürünler ortaya koymak için çabalayan
İçinde bulunduğu koşullardan şikâyetçi olmayan
Kendi özelliklerini tanıyan
Çıkarılamayacak Yargı:
Yazdıklarıyla yaşadıklarını örtüştüren
ÖRNEK 6
Büyük edebiyatçılar sadece yapıtlarıyla değil, yarattıkları imgelerle de yaşarlar. Bu sanatçı, gerek kişiliği, gerek edebiyat bilinci, gerekse yapıtlarıyla kendisinden sonraki kuşaklara yol göstermiştir. O, özellikle 1970'li yıllarda öykücülüğümüze yeni bir soluk getirmiştir. Öyküyü, romana geçiş için bir basamak gibi kullanmaması, edebiyat bilincinin çok önemli bir göstergesiydi. Günlükleri, eleştirileri ve çevirilerinde gösterdiği titizlikle öyküdeki başarısının bir rastlantı olmadığını bize açıkça kanıtlamıştı. (ÖSS)
Çıkarılabilecek yargılar:
Genç yazarlara örnek olmuştur.
Öykücülüğümüzün havasını değiştirmiştir.
Değişik yazınsal türlerde ürün vermiştir.
Yapıtlarında belirli bir düzeyi korumuştur.
Çıkarılamayacak Yargı:
Sanatın toplumsal işlevi olduğuna inanmıştır.
ÖRNEK 7
Nasrettin Hoca, fıkralarından da anlaşılacağı üzere sevecen, hoşgörülü, akıllı, hazırcevap bir insandır. Her zaman, haksızlığa uğrayanların yanında yer almış, yaşamın ağır yükleri altında ezilenleri bir gülücükle rahatlatmıştır. Nasrettin Hoca fıkraları didaktiktir. Çoğu kısadır. Bazen girişte yer ve zaman belirtilir, kişiler tanıtılır; ikinci bölümde Hoca'ya bir şey söylenir ve sonunda onun bizi güldüren ama aynı zamanda düşündüren cevabı beklenir. O son cümle, birçok defa atasözüne ya da deyime dönüşüvermiştir. Hoca'nın çok geniş bir coğrafyada başka başka uluslarca benimsenmiş olmasını da fıkralarındaki bu özelliklere bağlayabiliriz. (ÖSS)
Nasreddin Hoca Fıkraları ile İlgili Çıkarılabilecek Yargılar:
Ününün yalnızca Anadolu'yla sınırlı kalmadığına
İnsanı düşünmeye yönelten komik öğeler içerdiğine
Öğretici nitelikler taşıdığına
Kimi sözlerinin kalıplaşarak halka mal olduğuna
Çıkarılamayacak Yargı:
Birçok tarihi kişiye yer verildiğine
ÖRNEK 8
Mitler doğa güçlerini ve doğaüstü yaratıkları anlatan hayal ürünü öykülerdir. Bunların simgesel ve kutsal bir yanı vardır. Yüzyıllar boyunca bu öyküler birbirlerinden beslenerek zenginleşmiştir. Bunların kimisi kulaktan kulağa yayılırken kimisi de yazmayı iş edinmiş kişilerce yazıya geçirilmiştir. Bugün elimizde hemen her mitolojik öykünün, yazıya geçirenin anlayışına göre değişen anlatımları bulunuyor. (ÖSS)
Mitler ile İlgili Çıkarılabilecek Yargılar:
Kahramanlarının alışılmışın dışında özellikler taşıdığına
Anlatılanların dinsel bir içeriği olduğuna
Çok uzun bir geçmişi bulunduğuna
Aynı öykünün değişik biçimlerde anlatıldığına
Çıkarılamayacak Yargı:
Kimilerinin gerçekleri yansıttığına
ÖRNEK 9
Okur, onun şiirlerini okurken derine indikçe yeni tatlarla, yeni bulgularla karşılaşacaktır. Sözün gizemli boyutlarının peşine düşecektir. Şiiri yeniden kurgulayacaktır. Bu anlamda, herkese açık bir şiir değildir onun şiiri. Art alanı alabildiğine geniş şiirlerdir. Tarihten felsefeye, değişik bilim dallarından devşirilmiş veriler, bunlarda birer motif olarak çıkar karşımıza. Kimi zaman da bu veriler, imgelere dönüşür; benzetmeler, mecazlar, istiareler biçiminde iç donanımını oluşturur şiirlerin. (ÖSS)
Çıkarılabilecek Yargılar:
Anlaşılırlığı güç şiirler yazma
Şiirlerini yazarken farklı alanlardaki çalışmalardan yararlanma
Sanatsal bir söyleyişe başvurma
Yoruma açık şiirler oluşturma
Çıkarılamayacak Yargı:
Anlamca açık şiirleri değersiz bulma
ÖRNEK 10
Indiana Üniversitesinden bir grup araştırmacının gerçekleştirdiği çalışmaya göre uzun süre oturma durumunda kalanların saatte bir beş dakika yürümesi, bacak atardamarlarının zarar görmesini önlüyor. Oturma pozisyonundayken kalbe kan pompalayan gevşek kaslar yeterince kasılmıyor.Kan, bacaklarda birikebiliyor ve bu durum artan kan akışından dolayı damarların genişleme özelliğini olumsuz etkileyebiliyor. Araştırmaya göre uzun süreli oturmanın, damarların artan kan akışına karşı genişleme özelliğini bozduğu, bunun da kalp ve damar hastalıklarının işaretçisi olduğu belirtiliyor. (YGS)
Çıkarılabilecek Yargılar:
Duruş pozisyonunun insan sağlığına olan etkisine
Kalp ve damar hastalıklarını tetikleyen bazı nedenlere
Bacaklarda meydana gelen kan birikiminin sebeplerine
Yürüyüşün damar sağlığı açısından önemine
Çıkarılamayacak Yargı:
Bacaklarda meydana gelen kas erimesinin nedenlerine
ÖRNEK 11
Önce kendilerine beğendirmeye çalışırlar şiirlerini. Seçicidirler. Bir şiir üzerinde haftalarca, aylarca uğraştıkları olur. Yetkinlik midir bu? Sanmıyorum, titizlik diyeceğim ben, şiir dilini gereğince çapaksız kullanma titizliği. Şiirin boşluklarda, susmalarda, eksiltmelerde olduğunu bilen, has bir şair tavrı. Vitrinde olmanın her şeyden önemli olduğu günümüzde hâlâ var mıdır böyle adını sık sık duyurmaktan, ortalıkta görünmekten kaçınan şairler? Neyse ki var! (YGS)
Bu parçada sözü edilen şairler ile ilgili çıkarılabilecek yargılar:
Çok dikkatli ve özenli çalışan
Gerçek şiirin ne olduğunu bilen
Geri planda kalmayı yeğleyen
Zor beğenen
Çıkarılamayacak Yargı:
Verimsiz olarak tanınan
SORU 12
Neden şiir yazar ki insan? Havasızlıktan boğulmak üzere olan evrende nefes alabilmek, var olabilmek, elinde iyi-kötü ne varsa dökebilmek için mi eteklerine? İç dünyasının dışarıyla olan kavgasında anlaşılabilir olma derdi midir kendini kanıtlamak ya da kanatmak? Şairler, görünenin ardındaki gizemleri ortaya çıkararak bize rehberlik mi ederler? (YGS)
Bu sözleri söyleyen kişiye göre şairlerin yazma nedenleri arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Yaşamın bunaltıcılığından sıyrılma
B) Kendini, anlatarak ortaya koyma
C) Ruhsal durumuyla yaşam arasındaki çatışmayı yansıtma
D) Yalnızlaşmaktan kurtulma
E) Yaşamın, ayrımına varılmayan yönlerini duyumsatma
CEVAP: D
SORU 13
Düşünen gençlerden umutluyum. Başarılı ürünler ortaya koyuyorlar, koyacaklar da. Bir yandan Batı'daki birikimi özümseyecek, yorumlayacak; diğer yandan da kendi dilimize, kendi kültürümüze ilişkin arayışları sürdürecekler. Bu arayışları, bizi biz yapan öğelerden ödün vermeden, dünyanın her yerinde yaşananlara hem duyarlı olarak hem de onlardan belli bir uzaklıkta durarak sürdürecekler. Eğer bundan vazgeçmez, amaçlarına ulaşıncaya değin çaba gösterirlerse yanı başlarında, kendilerinden yıllar önce yaşamış yol arkadaşları bulacaklar. Günümüzde doğrudan bir sonuca ulaşamasalar bile, gelecekte bu yolda yürüyeceklere bugünden tutmuş oldukları ışıkla umut verecekler. (YGS)
Bu parçanın yazarı gençlerde bulunması gereken özellikler arasında aşağıdakilerden hangisine değinmemiştir?
A) Olumsuzluklardan ders çıkarabilmeye
B) İşlerinde kararlı bir tutum izlemeye
C) Dışsal gelişmelerden yararlanmaya
D) Sonraki kuşaklara kılavuzluk etmeye
E) Ulusal değerleri önemsemeye
CEVAP: A
SORU 14
Temelleri Yunan ve Latin yazarlar tarafından atılan deneme, bir yazınsal tür olarak on altıncı yüzyılda şekillenir. Fransızca "essai" kelimesinin karşılığı olan bu türün en belirleyici özelliği, öne sürülen düşünceleri kanıtlama zorunluluğunun olmayışıdır. Yazınsal sürecin bir serüvene dönüştüğü bu türde metnin ucu sürekli açıktır. Bunun için okuyucu her an bir sürprizle karşılaşabilir. Anlam çok yönlüdür. Öyle ki dilin resmî kıyafetinden arındığı bu türde, anlatımda içtenlik ve rahatlık iç içedir. Böylece hayatın içinde var olan türlü türlü durumlara, olay ve olgulara, gerçeklere, yazar tarafından yeni bir şekil verilebilir. (YGS)
Bu parçada denemeyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Savunulanların ispatlanması gerekmediğine
B) Söylemsel niteliklerine
C) Tarihsel gelişimine
D) Her konuda yazılabileceğine
E) Öğretici yanının bulunmadığına
CEVAP: E
SORU 15
Elli yaşına gelene kadar neler öğrendim? Sabrı öğrendim en başta. Sınırlarımı, bağışlamayı… Hayatın vermediklerinin hesabını insanlardan sormamayı… Gerektiğinde vazgeçmeyi, yetinmeyi… Dostluklarımı yıpratmadan eskitmeyi… Ben bunları öğrendim. (YGS)
Bu sözleri söyleyen kişi aşağıdakilerden hangisiyle nitelendirilemez?
A) Sahip olamadığı şeyler için başkalarını suçlamayan
B) Yapabileceklerinin ve yapamayacaklarının farkına varan
C) Arkadaşlık ilişkilerini kırgınlıklar yaşamadan sürdüren
D) Başkalarının sorunlarını kendi sorunları sayan
E) Elinde bulunandan fazlasını istemeyen
CEVAP: D
Paragrafta Yardımcı Düşünce İle İlgili Sorular
SORU 1
Öykülerinde ağırlıklı olarak eski ile bağlarını koparmış, yeni ile de uyum sağlayamamış bireyin, toplum içinde yalnızlaşmasını ve bir çöküşe doğru yol alışını anlatır. Bu, bir anlamda topluma yabancılaşmış bireylerin kaçınılmaz yazgısıdır. Toplumu, aileyi ayakta tutan iç dinamikler, ahlaki özellikler kaybolmuş, bunların yerini alması düşünülen şeyler de bu boşlukları dolduramamıştır. Böylece toplumsal yapıda artık hiçbir şeyi yerinde bulamayan birey, hastalıklı bir hâlde "ortalıkta dönüp durmaktadır". Bu yabancılaşmaya kimi bireyler çeşitli başkaldırı yöntemleriyle karşı durmaya çalışırlar. Ama bu karşı koyuşlar, kişiyi, yanlış işleyen toplumsal yapı içinde ezilmekten kurtaramaz. Birey, dramatik bir kurban olarak olumsuz şartlarda yaşamanın bedelini ağır bir şekilde öder.
Bu parçada tanıtılan yazar ve öykü kişileri ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? (YGS)
A) Çoğunlukla çevresinden ve değerlerinden kopmuş olan bireyin tek başına kalışını işlemiştir.
B) Toplumla uzlaşamayan, çatışma hâlinde olan kişilere yer vermiştir.
C) Sahip oldukları değerler için mücadele etmek yerine olup biteni uzaktan izlemeyi yeğleyen kişileri anlatmıştır.
D) Toplumda ortaya çıkan yeni değerler bireyler açısından eskileri kadar işlevsel olamamıştır.
E) Aile kurumunun geçirdiği sarsıntıları ele almıştır.
ÇÖZÜM: Yukarıdaki paragrafın içerdiği yardımcı düşünceleri paragrafın içerisinde bulmaya çalışalım: "A" seçeneğinin cevabı: "Öykülerinde ağırlıklı olarak eski ile bağlarını koparmış, yeni ile de uyum sağlayamamış bireyin toplum içinde yalnızlaşmasını ve bir çöküşe doğru yol alışını anlatır." cümlesinde; "B" seçeneğinin cevabı: "Bu, bir anlamda topluma yabancılaşmış bireylerin kaçınılmaz yazgısıdır." cümlesinde; "D" seçeneğinin cevabı: "Toplumu, aileyi ayakta tutan iç dinamikler, ahlaki özellikler kaybolmuş, bunların yerini alması düşünülen şeyler de bu boşlukları dolduramamıştır." cümlesinde "E" seçeneğinin cevabı da "Aileyi ayakta tutan iç dinamikler, ahlaki özellikler kaybolmuş." cümlesinde yer almaktadır. "C" seçeneğinde yer alan düşüncenin paragrafta işlenen düşünceyle bir ilgisi yoktur. Doğru cevap da "C" seçeneğidir.
SORU 2
Her dize veya her satır, yazıldığı andan başlayarak insanlara gönderilmiş bir ileti niteliği taşır. Üreten kişinin, onun nasıl okunacağını denetleme, nasıl anlaşılması gerektiğini dayatma gibi bir hakkı yoktur. Yazar bu hakkı, daha eserini yayımladığı anda yitirmiştir veya kendi isteğiyle başkalarına bırakmıştır. Okuma; okuyanın kişiliğine, bilgisine, anlama ve yorumlama yeteneğine, beğenisine göre değişiklik gösterir; yazılırken amaçlananların gerisinde de kalabilir, ötesine de geçebilir. Bu son durumda, yeniden üretme söz konusudur artık. Elbette, ortaya çıkan ve eleştiriler içeren metnin bir edebî değer taşıması koşuluyla. (YGS)
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?
A) Yazarlar, okurları yönlendirmemelidir.
B) Farklı okuyucular yazarın anlatmak istediğini kendilerince yorumlayabilirler.
C) Her metin, çözümü yazarında olan birtakım gizler içerir.
D) Okurun bir eser karşısındaki tutumu, birikimiyle ilgilidir.
E) Bir metnin, okur tarafından değerlendirilebilmesi için sanatsal nitelikler barındırması gerekir.
ÇÖZÜM: Unutulmaması gereken en önemli husus yardımcı düşüncelerle ilgili sorularda yardımcı düşünceleri içeren cümlelerin mutlaka paragrafın içinde yer almalarıdır. Bu paragrafta "A" seçeneğinin cevabı: "Üreten kişinin, onun nasıl okunacağını denetleme, nasıl anlaşılması gerektiğini dayatma gibi bir hakkı yoktur. Yazar bu hakkı, daha eserini yayımladığı anda yitirmiştir veya kendi isteğiyle başkalarına bırakmıştır." cümlelerinde; "B" seçeneğinin cevabı: "Okuma; okuyanın kişiliğine, bilgisine, anlama ve yorumlama yeteneğine, beğenisine göre değişiklik gösterir; yazılırken amaçlananların gerisinde de kalabilir, ötesine de geçebilir." cümlelerinde; "D" seçeneğinin cevabı "Okuma; okuyanın kişiliğine, bilgisine, anlama ve yorumlama yeteneğine, beğenisine göre değişiklik gösterir; yazılırken amaçlananların gerisinde de kalabilir, ötesine de geçebilir." cümlelerinde; "E" seçeneğinin cevabı da "Bu son durumda, yeniden üretme söz konusudur artık. Elbette, ortaya çıkan ve eleştiriler içeren metnin bir edebî değer taşıması koşuluyla." cümlesinde yer alır. "C" seçeneğindeki düşünce paragrafta işlenmemiştir. Doğru cevap da "C" seçeneğidir.
SORU 3
Bir yazar, kendisiyle söyleştiği bir yazısında şöyle diyor: “Her yaş döneminin insanı ayrıdır. Yirmili yaşların insanıyla ellinin, altmışın, yetmişin hele seksenin, doksanın insanı aynı insan mıdır?” Aynı olur mu hiç? Değişim salt fiziksel özelliklerimizi değil, asıl iç dünyamızı kuşatıyor. Bakıyorum bir zamanlar hiç umursamadığım olaylar, haberler şimdi derinleme- sine etkiliyor beni. Yargılayıcı, eleştirel bir açıdan bakıyorum her şeye. İster istemez sorunların sarmalında buluyorum kendimi. Öfkeleniyor, üzülüyorum. Dinginliğimi yitirdiğim, içimin allak bullak olduğu böyle anlarda çevremdekiler de yatıştıramıyor beni; tutunacak bir dal, sığınacak bir yer arıyorum. Çözüm aradıkça, şiire ya da romana sığınmanın daha iyi geldiğini düşünüyorum. (YGS)
Bu parçadan yaşlılarla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisine varılamaz?
A) Mutsuzlukları bir başına kalışlarından kaynaklanır.
B) Farklılaştıklarının bilincinde olurlar.
C) Karşılaştıkları günlük gerçeklere tepki gösterirler.
D) Tanık oldukları durumlara yeni anlamlar yüklerler.
E) Kaçış ve arayış duyguları içindedirler.
ÇÖZÜM: Paragrafta yer alan yardımcı düşünceleri yine metin içerisinde bulmaya çalışalım. Paragrafta yaşlıların ruh halinden bahsediliyor. "B" seçeneğinin cevabı: "Haberler şimdi derinlemesine etkiliyor beni. Yargılayıcı, eleştirel bir açıdan bakıyorum her şeye." cümlesinde; "C" seçeneğinin cevabı "İster istemez sorunların sarmalında buluyorum kendimi. Öfkeleniyor, üzülüyorum. Dinginliğimi yitirdiğim, içimin allak bullak olduğu böyle anlarda çevremdekiler de yatıştıramıyor beni." cümlesinde; "D" seçeneğinin cevabı "Bakıyorum bir zamanlar hiç umursamadığım olaylar, haberler şimdi derinlemesine etkiliyor beni. Yargılayıcı, eleştirel bir açıdan bakıyorum her şeye." cümlesinde; "E" seçeneğinin doğru cevabı "tutunacak bir dal, sığınacak bir yer arıyorum." cümlesinde yer alır. "A" seçeneğinde dile getirilen paragrafın içinde geçen bir düşünce olmadığından doğru cevap "A" seçeneğidir.
6. Paragrafta Düşüncenin Akışını Bozan Cümle
Dil ve anlatım bakımından birbiriyle uyumlu cümlelerin arasına ilgisiz bir cümlenin girmesiyle paragraftaki anlam bütünlüğünün bozulmasıdır. Paragrafta düşüncenin akışını bozan cümle, paragrafta işlenen konunun farklı bir yönünü oluşturduğundan başka bir paragrafta bulunması gerekir. Kısacası:
Özel anlamlı bir düşünce işlendiğinde genellikle genel anlamlı bir cümle araya konulur. Anlatımı bozan da bu cümle olur.
Paragrafın genelinde işlenen konu ve ana düşünceye uymayan cümleler anlatımın akışını bozan cümlelerdir.
Paragrafta hâkim olan bakış açısı da önemlidir. Paragrafın tümüne yayılmış olumlu bakış açısı veya olumsuz bakış açısına her cümlenin uyumlu olması gerekir. Uyum sağlayamayan cümle paragrafın akışını bozan cümledir.
Her paragrafın sadece bir konuyu işlediği dolayısıyla paragrafta bir düşüncenin işlendiği asla unutulmamalıdır. Ana ve yardımcı düşüncelere uyum sağlayamayan cümleler paragrafın akışını bozan cümlelerdir.
Sorularda "Paragrafın akışını bozan, paragrafa uymayan, parçayla çelişen, paragrafla tutarsız cümle" şeklinde sorulur.
Paragrafın genelinde yer alan ortak sözcük ve öğeler de önemlidir. Paragrafın akışını bozan cümleler bu ortak sözcüğü ve öğeyi içermez.
Paragraf tamamen okunup konu belirlendikten sonra düşüncenin akışını bozan cümle daha kolay bulunabilir.
Uyarı: Paragrafta düşüncenin akışını bozan cümle soruları en çok özel bir konu anlatılırken araya genel bir cümlenin yer alması şeklinde sorulur. Örneğin Leyla ile Mecnun'un aşkının anlatıldığı bir paragrafta bütün cümleler Leyla ve Mecnun'un aşkını içerirken "Aşk, Türk edebiyatında en çok işlenen konulardan biridir." şeklinde genel bir cümle paragrafta yer alır. Bu da anlatımın akışını bozar.
Paragrafta Düşüncenin Akışını Bozan Cümle Örnekleri / Test Soruları
SORU 1
(I) Çocuklar şiire pek ilgi duymaz; onlar, metinlerde geçen sözcüklerin ve yansıttıkları anlamın büyüsünden çok, anlatılanlara odaklanır. (II) Çocuk şiiri denen bir türün varlığını hep sorgulamışımdır. (III) Çünkü "olay" onlar için neredeyse her şeydir. (IV) Nitekim, çocuklar için yazılmış iyi şiirleri bulup getirmeme, okutup ezberletmeme karşın, benim kızım da bu şiirlerde olayı aradığından iyi bir şiir okuru olamadı henüz. (V) Bu da bize, Borges'in de dediği gibi, şiirin öğretilemeyecek ama duyumsatabilecek bir tür olduğunu gösteriyor. (YGS)
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
ÇÖZÜM: Paragrafın genelinde işlenen konuya ve ana düşünceye uymayan cümleler, anlatımın akışını bozan cümlelerdir. Paragrafın akışını bozan cümleyi cümleden attığımızda paragraf doğru bir paragraf haline gelir. Bu paragrafta işlenen de "Çocuklar şiiri şiir yapan özelliklere değil de şiirde olayı ararlar." düşüncesidir. I, III, IV ve V. cümlelerde bu konu işlenmiştir. "Çocuk şiiri denen bir türün varlığını hep sorgulamışımdır." cümlesi anlatımın akışını bozan cümledir. Doğru cevap "B" seçeneğidir.
SORU 2
(I) Romanlar vardır, daha ilk sayfasında olay örgüsünün çekim alanı içine alır okurunu. (II) Kan basıncını yükselten heyecanlar yaratır okurda. (III) Kimi romanlar da vardır, dilsel örüntüsüyle okurun aklına olduğu kadar yüreğine de seslenme yolunu seçer.(IV) Romanda özgünlük, derinlik, çok yönlülük aranır. (V) Daha doğrusu, okurun, okuma eylemine tüm varlığıyla katılımını sağlar. (VI) En yüksek coşkuları, estetik tutkulara dönüştürür. (ÖSS)
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) II
B) III
C) IV
D) V
E) VI
ÇÖZÜM: Paragrafta yazar bazı romanların özelliklerinden bahsetmektedir. Sonraki cümlelerde bu tezini savunmaya geçer. Konu, bu cümlelerde kısmen sınırlandırılmıştır. "Romanda özgünlük, derinlik, çok yönlülük aranır." cümlesi genel bir cümledir. Paragrafta düşüncenin akışını bozan cümle de budur. Dolayısıyla doğru cevap "C" seçeneğidir.
SORU 3
(I) XIX. yüzyılda dışarıdan gelebilecek herhangi bir salgın hastalık tehlikesine karşı karantina idaresi kurulmuş. (II) Karantina, İtalyancadan alınmış ve "kırk, kırklık, kırktan ibaret" anlamına gelen bir sözcük. (III) Salgın hastalık tehlikesine karşı İstanbul’dan sonra ikinci karantina idaresi 1840'ta İzmir'de kurulmuş. (IV) Önce gemiler İzmir Karantina İdaresinin bulunduğu sahilde kırk gün bekler ve yolcular barakalarda kalırmış. (V) 1846'da Mithat Paşa Meslek Lisesinin yanındaki yerde bir karantina binası inşa edilmiş ve o günden sonra semtin adı Karantina olarak kayıtlara geçmiş. (VI) 1863'te Karantina İdaresi Urla'ya taşınsa da semt sakinleri arasında bu ismin kullanımı günümüze kadar devam etmiş. (YGS)
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) II B) III C) IV D) V E) VI
ÇÖZÜM: Her paragrafın sadece bir konuyu işlediği dolayısıyla paragrafta bir düşüncenin işlendiği asla unutulmamalıdır. Ana ve yardımcı düşüncelere uyum sağlayamayan cümleler paragrafın akışını bozan cümlelerdir. Paragrafın genelinde yer alan ortak sözcük ve söz öbekleri de önemlidir. Paragrafın akışını bozan cümleler bu ortak sözcük ve öbekleri içermez. Bu paragrafta da anahtar kelimeler "Karantina İdaresi" tamlamasıdır. I, III, IV, V, VI. cümlelerde de Karantina İdaresi ile ilgili bilgiler yer almaktadır. II. cümlede Karantina kelimesinin dilimize nasıl yerleştiği ve Karantina kelimesinin anlamı üzerinde durulmaktadır. "Karantina, İtalyancadan alınmış ve "kırk, kırklık, kırktan ibaret" anlamına gelen bir sözcük." seçeneği paragrafta anlatımın akışını bozan cümle olmuştur. Doğru cevap "B" seçeneğidir.
7. Paragrafın Hangi Soruya Karşılık Yazıldığını Bulma
Paragrafın hangi soruya karşılık yazıldığını bulabilmek için önce paragrafın konusunu bulmak gerekir. "Paragrafta ne anlatılıyor?" sorusunun cevabı öğrenildikten sonra sorunun cevabı da rahatlıkla bulunabilir. Özellikle paragrafın giriş cümlesinin (ilk cümle) ilgili soru cümlesiyle dil ve düşünce açısından uyum içinde olması gerekir. Kısacası:
Bu tip sorular paragrafın konusuyla ilgili sorulardır.
İlk cümle bu tip sorularda çok önemlidir.
Paragrafın tümündeki ana düşünce ile soru cümlesi uyumlu olmalıdır.
Soru cümlesi paragrafın sadece bir yönünü değil paragrafı hem dil hem de düşünce açısından kapsamalıdır.
Yüklemin kipinden de bazen bu soruların cevabına ulaşılabilir.
Bazı paragrafların "evet, hayır" sözleri ile başlaması da önemlidir. Özellikle tartışma anlatım tekniğinin hâkim olduğu paragraflarda bu onay sözleri ipucu içerebilir.
Paragrafın tamamına yansıyan yazarın bakış açısı da önemlidir. Olumlu bakış açısıyla işlenen metinlerde sorunun da dil ve düşünce açısından bu olumluluğu yansıtması gerekir. Paragrafta genel bir olumsuzluk söz konusuysa sorunun da bu doğrultuda olması gerekir.
Paragrafın Hangi Soruya Karşılık Yazıldığını Bulma ile İlgili Test Soruları
SORU 1
Yayınevlerinin tercihi her zaman romandan yana olmuştur. Yalnız bizde değil, dünyada da böyle. Öyküler ise daha çok dergilerde varlıklarını sürdürüyor. Öykü kitabı yayımlamakta direnen genç yeteneklere olanak sağlayan yayınevleri – neyse ki – var. Şu da bir gerçek ki beş altı yıldır durağan bir ortamda kendini yineliyor öykü ama yenileyemiyor. Bu nereye kadar sürer, kestirmek güç; ardından bir yükselişin, belki de sıçramanın yaşanacağı kesin. (YGS)
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak söylenmiş olabilir?
A) Öykücülerin soyut konulara ağırlık verişini neye bağlıyorsunuz?
B) Yayınevleri öykü seçiminde hangi ölçütlere bağlı kalıyor?
C) Genç yazarları öykü yazmaya yönlendirmek için neler yapılabilir?
D) Türk edebiyatında romanın yükselişi karşısında öykünün konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
E) Roman türündeki kalıplaşmaya gidiş konusunda ne düşünüyorsunuz?
ÇÖZÜM: Paragrafın hangi soruya karşılık yazıldığını bulabilmek için önce paragrafın konusunu bulmak gerekir. "Paragrafta ne anlatılıyor?" sorusunun cevabına yoğunlaşmalıyız. Paragrafın tümüne yoğunlaştığımız zaman paragrafta iki anahtar sözcük vardır. Bunlardan biri "roman" diğeri de "öykü"dür. Paragrafın tümünün "Türk edebiyatında romanın yükselişi karşısında öykünün konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusunun cevabı olduğu ortaya çıkar ki bu da bizi "D" seçeneğine götürür.
SORU 2
Benim kitabımdan önce de dil yanlışlarıyla ilgili kitaplar vardı. Ama bu kitabın büyük ilgi uyandırması konuya yabancı olanların da Türkçenin sorunları üzerinde düşünmesini sağladı. Gördükleri hiç de hoşlarına gitmedi; dilde büyük bir yabancılaşma, büyük bir yozlaşma gördüler. O yüzden dil sorunlarını ele alan birçok kitap yayımlandı, hâlâ da yayımlanıyor. (YGS)
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir?
A) Dile ve dil bilgisine yönelik çalışmaların bu kadar öne çıkmasını neye bağlıyorsunuz?
B) Dil bilgisi kurallarının yeterince bilinmemesinin nedenleri nelerdir?
C) Yanlışların giderilmesinde, yazılanlar hangi ölçüde etkili oldu?
D) Yapılan çalışmalar Türkçenin inceliklerini ne ölçüde ortaya çıkardı?
E) Dil alanında uzmanlaşmayan kişilerin kitap yayımlamasını nasıl karşılıyorsunuz?
ÇÖZÜM: Parçada anlatılan ve asıl anlatılmak istenen bulunduktan sonra paragrafın hangi soruya karşılık yazıldığı öğrenilebilir. Bu paragrafta şahıs olarak yazarın kendisi öne çıkmaktadır. Konu olarak dil ve dil bilgisi ile ilgili kitapların öne çıkması, bunların farklılığı işlenmektedir. Öyleyse bu paragraf; "Dile ve dil bilgisine yönelik çalışmaların bu kadar öne çıkmasını neye bağlıyorsunuz?" sorusunun cevabıdır. Doğru cevap "A" seçeneğidir.
SORU 3
Çok uzun zamandır tartışılan bu konuda en güzel sözü Milan Kundera söylüyor: "Roman 21. yüzyıla yakışmıyor." Bence de roman 21. yüzyıla yakışmıyor. Çünkü bu yüzyıldaki insanların yaşam biçimi, ne ağır şeyleri okumaya ne de oturup ağır şeyler yazmaya izin veriyor. (YGS)
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir?
A) Günümüzde romanın öteki yazınsal türler arasındaki yeri nedir?
B) Okurların romandan beklentileri nelerdir?
C) Sizce roman neden artık hiç ilgi görmüyor?
D) Romanı öteki türlerden ayıran özellikler değişti mi?
E) Roman okumanın kendine özgü bir yöntemi var mıdır?
ÇÖZÜM: Bu tip sorular paragrafın konusuyla ilgili sorulardır. Paragrafın tümündeki ana düşünce ile soru cümlesi uyumlu olmalıdır. Soru cümlesi, paragrafın sadece bir yönünü değil paragrafı hem dil hem de düşünce açısından kapsamalıdır. Milan Kundera'nın söylediği ve yazarın da katıldığı "Roman 21. yüzyıla yakışmıyor." cümlesi paragrafın bir nevi özetidir. Öyleyse "Sizce roman neden artık hiç ilgi görmüyor?" sorusu bu paragrafın tümünü kapsayan bir soru cümlesi olabilir. Doğru cevap böylelikle "C" seçeneği olur.
8. Paragrafta Başlık
Paragraf, bir yazıya verilen isimdir. Paragraf, kendi içerisinde bir anlam bütünlüğüne sahip olduğundan paragrafın bir başlığa da sahip olması gerekir. Paragrafta esas üzerinde durulanlardan ve anlatılanlardan yola çıkılarak başlık bulunur. Başlığın çok uzun olmamasına, işlenen konuyla uyumlu olmasına aynı zamanda da paragrafta anlatılanların tümünü kapsamasına dikkat edilir. Başlığı bulmanın en kolay yolu konuyu ve ana fikri bulmaktır çünkü başlık ana fikir ve konuyla doğrudan ilgilidir. Yine paragraftaki bakış açısı da başlığı bulmada önemlidir. Başlık, kesinlikle paragrafta anlatılanların bir kısmını karşılamamalıdır. Başlık, konuya başlamadan da konudan sonra da konabilir. Parçanın konusunu genelden özele sıralamak da başlığı bulmamıza yardımcı olur. Kısacası:
1. Başlık, paragrafta anlatılanları en iyi biçimde özetleyen konunun ve ana düşüncenin toplamıdır.
2. Başlık, paragrafın bir nevi ismi olduğundan ilgi çekici olmalıdır.
3. Başlık, paragrafın tamamını kapsamalıdır.
4. Başlıkta özlülük esastır.
Örnek 1
HAYAT VE EDEBİYAT
Hayatın en önemli gerçeği samimiliktir. Bu itibarla, hayat ile bağı olan edebiyat, mutlaka samimi bir edebiyattır denilebilir. Hayatı en gizli, en karışık yönleriyle anlatmayan, duygularımızı tıpkı hayatta olduğu gibi saf ve derin bir şekilde duyurmayan, elemlerimizi, felaketlerimizi, açık açık yansıtmayan bir edebiyat, hayat ile ilgisiz ve sahte bir edebiyattır. Öyle bir edebiyat, kelimeleri dizip, onları işleyen pek hünerli kuyumcular çıkarabilir. Belki onlar çok süslü, çok göz alıcı şeyler yapabilirler. Fakat ne yazık ki bütün bu sahte ürünler muntazam kış bahçelerinde yetişen iri yapraklı, parlak renkli çiçeklere benzer.
(Mehmet Fuat Köprülü)
ÇÖZÜM: Paragrafta esas üzerinde durulan, anlatılanlardan yola çıkılarak başlık bulunur. Başlığın çok uzun olmamasına, işlenen konuyla uyumlu olmasına ve de paragrafta anlatılanların tümünü kapsamasına bakılır. Paragrafın tümüne bakıldığında paragrafta üzerinde durulan, anlatılan ve paragrafta hâkim olan bakış açısını yansıtan iki anahtar kelime söz konusudur. Bunlardan biri "hayat" diğeri de "edebiyat"tır. Öyleyse bu paragrafın başlığı "Hayat ve Edebiyat" olabilir.
Örnek 2
İÇİMİZDEKİ GÜZELLİKLER
Gönlümüzün güzelliği sevgi ise, beynimizin güzelliği de düşünebilme yeteneğimizdir. O yeteneği her an, her dakika kullanalım. Unutmayalım ki düşünen insan, özgür insandır. Kişi düşünebiliyorsa pek çok sorununu çözümleyecek, pek çok şeyi bilecektir. Herkesi dinleyin. Annenizi, babanızı, arkadaşlarınızı dinleyin. Sonra da düşünün ve sorular sorun… Neden? Nasıl? Nerede? Sonra da oturup kararlarınızı kendiniz alın. Kararları yalnız aldığınız zaman, eziyetler de güçlükler de sonuçta bütünüyle size aittir artık. Karar alırken sorumluluk almayı da bilin. İşte bu, büyümek ve olgunlaşmaktır; özgür insan olma yolunda atılan ilk adımdır.
İpek Ongun
ÇÖZÜM: Başlığı bulmanın en kolay yolu konuyu ve ana fikri bulmaktır çünkü başlık ana fikir ve konuyla doğrudan ilgilidir. Yine paragraftaki bakış açısı da başlığı bulmada önemlidir. Başlık, kesinlikle paragrafta anlatılanların bir kısmını karşılamamalıdır. Paragrafın tümüne bu açıdan bakıldığında da insanın içinde var olan güzelliklerden bahsettiği ortaya çıkar. Yani "İçimizdeki Güzellikler" bu paragrafa uygun bir başlık olabilir.
9. Tümdengelim ve Tümevarım Paragrafları
a. Tümdengelim Paragrafları
Genel cümlenin söylenerek bu cümleyi, düşünceyi geliştirme yoluyla işlemedir. Daha sonra gelen bütün cümleler bu cümle veya cümleleri destekler niteliktedir. Tümdengelim cümlelerinde ana düşünce cümlesi ilk cümleyi oluşturur. Bu paragrafların sonuç cümlesi olmaz. Tümdengelim paragraflarında yazar çoğunlukla ana fikir cümlesini söyledikten sonra bunu ispat etmeye yönelir.
Örnek
Sözcüklerin gücünü kullanımları belirler. Bir sözcük tek başınayken ses ve anlam yönünden etkileyici özellikler taşımayabilir. Ancak aynı sözcük cümlede öteki sözcüklerle yan yana geldiği zaman etkileyici nitelikler kazanır. Kısaca şunu demek istiyorum: Bir yapıtta anlatımın sağlamlığı, sözcüklerin seçimine ve bunların yerli yerinde kullanılmasına bağlıdır. (ÖSS)
ÇÖZÜM: Paragraf; bir tümdengelim paragrafıdır. Bu tür paragraflarda ana fikir (ana düşünce) paragrafın en başında yer alır. Daha sonra onu destekleyen yardımcı cümleler gelir. Paragrafın tümüne baktığımızda asıl anlatılmak istenenin "Sözcüklerin gücünü sözcüklerin kullanımları belirler." düşüncesidir. Bu paragrafta ana cümle başta; yardımcı cümleler sonra geldiği için paragraf bir tümdengelim paragrafıdır.
b. Tümevarım Paragrafları
Tümevarım paragraflarında genel cümle en sonda yer alır. Ana fikir cümlesi de cümlenin en sonundadır. Paragrafın başındaki cümleler yardımcı düşünce içeren cümlelerdir. Kısacası tümevarım paragraflarında her şey son cümlede yer alır.
Örnek
Bir sabah işinize giderken kırmızı ışıkta durdunuz ve aracınızı tekrar çalıştıramadınız. Her insanın başına gelebilecek bu sıradan olay için iki ayrı olasılığı düşünelim. Birinci olasılıkta arkadaki araçların şoförleri kızgınlıkla kornaya basıyor, siz de bir kazaya yol açmamak için kan ter içinde bu durumdan kurtulmaya çalışıyorsunuz. İkinci olasılıkta, arkanızdaki araçtan inen bir taksi şoförü, bekleyen araçlara işaret ederek onların yan şeritten devam etmelerini sağlıyor. Araçlar sakince geçtikten sonra yanınıza geliyor, birkaç yayayla birlikte aracınızın yol kenarına çekilmesine yardımcı oluyor. Ne siz ne de bir başkası gergin ve telaşlı. İşte bu örnekte olduğu gibi bir toplumun gelişmişlik düzeyini belirleyen asıl şey insanlar arasındaki iletişim biçimidir. (ÖSS)
ÇÖZÜM: Paragrafta önce yardımcı düşünceler sıralanmıştır. Bunlardan ana cümleye ulaşılmıştır. Bu tür paragraflarda ana düşünce (ana fikir) paragrafın en sonunda yer alır. Bütün paragrafı özetleyen "İşte bu örnekte olduğu gibi bir toplumun gelişmişlik düzeyini belirleyen asıl şey insanlar arasındaki iletişim biçimidir." cümlesidir. Bu cümle, paragrafın ana fikir cümlesidir. Bu da bize paragrafın bir tümevarım paragrafı olduğunu gösterir.
10. Paragrafa Cümle Yerleştirme
Bazı paragraf sorularında paragrafta yer alan bir cümle çıkarılır. Özellikle paragrafın gelişme bölümünde yazılmayan bir cümle ile kendilerinden önceki ve sonraki cümlelere anlamca nasıl bağlandığı sorulur. Paragraf, dikkatle okunduğunda paragrafta bir kopukluk olduğu görülür. Kısacası:
Paragrafa cümle yerleştirme bir nevi anlatımın akışını bozan cümle/cümleleri bilmekle alakalıdır. Yani uygun olmayan seçenekleri bularak da bu sorular doğru yapılabilir.
Paragrafa yerleştirilecek cümle, kendisinden önceki ve sonraki cümlelerle hem anlamsal hem de dil bilgisi açısından uyumlu olmalıdır.
Paragraftaki bakış açısı da önemlidir. Pozitif bakış açısının hakim olduğu paragraflarda cümleler aralarında negatif-nötr bir cümle yer almaz.
Paragrafın genel bir konudan bahsetmesi veyahut özel bir alanı işlemesine de dikkat edilmelidir. Özellikle özel, yani sınırlandırılmış bir konuyu işleyen paragraf cümlelerinin aralarına genel bir cümle gelmez. Bu cümle paragrafın anlatım akışına aykırı olur.
Çok az da olsa noktalama işaretleri de ipucu olabilir.
SORU 1
(I) Çağdaş Türk öykücülüğünün önemli kilometre taşlarından biri olan Sait Faik, hem kendi kuşağını hem de sonraki kuşakları derinden etkilemiştir. (II) Onun adına düzenlenen ödüllerin dağıtımı yazara yakışır bir saygınlıkla sürüyor. (III) Ama ben ilk öykülerimi yazdığım seksenli yılların başlarında bir gün bu ödülü alabileceğimin hayalini bile kuramazdım. (IV) Hatta on beş yıl sonra kitabım bu ödüle değer bulununca sevindiğim ölçüde şaşırmış ve korkmuştum. (V) Çünkü öyküye daha sıkı sarılmam gerektiğini, sorumluluklarımın arttığını biliyordum.
Bu parçadaki numaralanmış yerlerden hangisine düşüncenin akışına göre "Böyle bir ödülle onurlandırılmayı aslında her öykü yazarı ister." cümlesi getirilmelidir?
A) I
Ücretler
Ücret
- 400₺
Paket fiyatları
- 5 saat: 2000₺
- 10 saat: 4000₺
Benzer Direksiyon öğretmenleri
Furkan
İstanbul
- 800₺/saat
- İlk ders ücretsiz
Cihan
İstanbul
- 450₺/saat
- İlk ders ücretsiz
Çimen
İstanbul
- 900₺/saat
- İlk ders ücretsiz
Kerem
Kadıköy & Online
- 350₺/saat
- İlk ders ücretsiz
Sinan
Şişli
- 1100₺/saat
- İlk ders ücretsiz
Onur Can
- 500₺/saat
- İlk ders ücretsiz
Volkan
& Online
- 1000₺/saat
- İlk ders ücretsiz
İlker
Şişli
- 600₺/saat
- İlk ders ücretsiz
Emin
- 550₺/saat
- İlk ders ücretsiz
Muhammed Yusuf
& Online
- 750₺/saat
- İlk ders ücretsiz
Olgun
& Online
- 1500₺/saat
- İlk ders ücretsiz
Yunus
& Online
- 400₺/saat
- İlk ders ücretsiz
Selma
- 1100₺/saat
- İlk ders ücretsiz
Öykü Kevser
- 1₺/saat
- İlk ders ücretsiz
Ömercan
- 950₺/saat
- İlk ders ücretsiz
Eyüp
& Online
- 1000₺/saat
- İlk ders ücretsiz
Ural
& Online
- 1000₺/saat
- İlk ders ücretsiz
Burak
Dudullu
- 1500₺/saat
- İlk ders ücretsiz
Sema
& Online
- 128₺/saat
- İlk ders ücretsiz
Oğuzhan
& Online
- 1000₺/saat
- İlk ders ücretsiz
-
Direksiyon öğretmenlerini gör