"Mayaların kayboluşu, tarihin en büyük gizemlerinden biridir. Bu kadim medeniyet, geride bıraktığı muhteşem kalıntılarla hala bizi büyülemeye devam ediyor."
Mayalar kimdir? Mayalar denilince aklınıza ilk olarak ne geliyor? Muhteşem piramitler mi? Karmaşık takvim sistemleri mi? Yoksa gizemli bir şekilde ortadan kaybolmaları mı? İşte bu yazıda, Mayalar hakkında bilmeniz gereken her şeyi, en anlaşılır ve samimi bir dille sizlere aktarmaya çalışacağız.
Yazımıza başlamadan önce Mayalar hakkında neler biliyorsunuz öğrenmek ister misiniz?
Mayalar hangi coğrafi bölgede yaşamışlardır?
Mayaların en bilinen yapılarından biri hangisidir?
Mayaların kullandığı yazı sistemi neydi?
Mayalar Kimdi ve Nerede Yaşadılar?
Orta Amerika'nın yemyeşil yağmur ormanlarının derinliklerinde, gizemli bir medeniyetin yankıları hala çınlıyor. Zamanda yolculuk yapıp gözlerinizi kapattığınızda, ihtişamlı piramitlerin gökyüzüne uzandığını, karmaşık hiyerogliflerin taşlara kazındığını ve renkli giysiler içindeki insanların kalabalık meydanlarda dolaştığını hayal edebilirsiniz.
Mayalar, günümüz Meksika'sının güneydoğusundan başlayarak Guatemala, Belize, El Salvador ve Honduras'a kadar uzanan geniş bir coğrafyada hüküm sürmüş, Mezoamerika'nın en etkileyici uygarlıklarından biriydi. Bu bölge, düşlemesi bile güzel bir manzara sunuyor; bir tarafta yemyeşil yağmur ormanları, diğer tarafta verimli ovalar ve uzaklarda yükselen volkanik dağlar... Mayalar, MÖ 2000 yıllarından itibaren bu çeşitli coğrafyada kök salmış ve doğayla iç içe, kendilerine özgü bir yaşam kurmuşlardı.
Peki bu gizemli Maya halkı tam olarak kimlerden oluşuyordu?
Aslında "Maya" tek bir etnik grubu tanımlamıyor. "Maya" terimi, ortak bir kültürü, dili ve tarihi paylaşan farklı halkları kapsayan geniş bir şemsiye gibi. Aralarında Yucatec, Quiché ve Itzá gibi farklı gruplar bulunan Mayalar, her biri kendine özgü geleneklere ve yönetim biçimlerine sahip şehir devletleri halinde örgütlenmişlerdi. Bu şehir devletleri arasında zaman zaman ittifaklar kurulsa da, çoğu zaman kendi aralarında güç mücadeleleri ve savaşlar yaşanıyordu.
Mayalar, inançlı ve sanata düşkün bir halktı. Çok tanrılı bir dine inanıyor, doğa güçlerini temsil eden tanrıları için görkemli tapınaklar inşa ediyorlardı. Güneş tanrısı K'inich Ajaw, yağmur tanrısı Chaac ve mısır tanrısı Yum Kaax, en önemli tanrıları arasındaydı. Sanat ve estetiğe büyük önem veren Mayalar, taş işçiliği, heykel, resim ve seramik alanlarında etkileyici eserler ortaya koymuşlardı. Renkli ve detaylı duvar resimleriyle süsledikleri tapınaklar, günlük yaşamlarını ve inançlarını yansıtan canlı birer tarih kitabı gibiydi.
Sanatsal yetenekleri olan bir toplumdu ancak acımasız yanları da yok değildi. Ritüellerle kurbanlar verirlerdi, top oyununu kaybeden takıma işkence edilirdi veya takımdakilerin kafalarını keserlerdi.
Evet, Mayalar da bizim gibi top oynamayı seven insanlardı!
Mayaların en popüler ve bilinen oyunu, Pok-ta-Pok adlı bir top oyunuydu. Bu oyun, günümüzdeki basketbol ve futbolun bir karışımı gibiydi. Oyuncular, dirseklerini, kalçalarını ve dizlerini kullanarak ağır bir kauçuk topu, sahanın yan taraflarındaki yüksek halkalardan geçirmeye çalışırlardı. Pok-ta-Pok, sadece bir eğlence değil, aynı zamanda dini ve ritüel bir anlam da taşıyordu. Oyunlar genellikle törensel alanlarda oynanır ve kazanan takımın kaptanı, tanrılara kurban edilirdi. (Evet, kulağa biraz korkutucu geliyor!)
Tarih dersleri almaya hazır mısınız?Şimdi Mezoamerika'ya, Maya Medeniyeti'nin uzun süre yaşayıp kendini geliştirdiği yere doğru bir yolculuğa çıkalım. Mayalar kimdir bir bakalım. Maya Uygarlığı özellikleri nelerdir inceleyelim. O zamanlar hayatın nasıl olduğunu, neler başardıklarını ve sonlarının nasıl geldiğini öğrenelim.

Yazı Sistemleri
Mayalar, kendilerine özgü bir yazı sistemi geliştirmiş oldukça zeki bir halktı. Düşünsenize, etrafınızdaki her şeyi sembollerle anlatıyorsunuz! Bu sembollerin bazıları resimlere benziyor, bazılarıysa soyut şekiller. İşte bu gizemli yazıya hiyeroglif deniyor.
Mayaların hiyeroglifleri, tıpkı Mısır hiyeroglifleri gibi, resim ve sembollerden oluşuyor. Ama aralarında önemli bir fark var: Maya hiyeroglifleri, daha çok heceleri temsil ediyor. Yani her bir sembol, tek bir harf değil, bir heceyi ifade ediyor. Bu da onları çözmeyi biraz daha zorlaştırıyor tabii.
Peki Mayalar bu yazıyı nerede kullanıyorlardı? Her yerde! Tapınak duvarlarına, steller denilen taş anıtlara, seramik kaplara, hatta kodeks adı verilen kitaplara bile yazmışlar. Bu yazılarda, tarih, din, astronomi, mitoloji gibi pek çok konudan bahsetmişler.
Ne yazık ki, İspanyol istilası sırasında pek çok Maya kitabı yok edilmiş. Ama günümüze ulaşan az sayıdaki kodeks ve diğer yazıtlar sayesinde, Mayaların yazısını ve kültürünü daha iyi anlamaya başlıyoruz.
Hiyeroglifleri çözmek, adeta bir dedektiflik işi gibi! Araştırmacılar, yıllar süren çalışmalar sonucunda bu gizemli yazının sırlarını çözmeye devam ediyorlar. Kim bilir, belki bir gün siz de Maya hiyerogliflerini okuyabilecek ve bu kadim medeniyetin sırlarını keşfedebileceksiniz!
Mayaların Gündelik Hayatı
Orta Amerika'nın kalbinde, yemyeşil ormanların arasında yükselen görkemli piramitleri hayal edin. Bu piramitlerin gölgesinde, sıradan insanların yaşamları nasıl akıyordu? Mayalar, sadece karmaşık takvim sistemleri ve devasa yapılarıyla değil, aynı zamanda günlük yaşamlarının detaylarıyla da bizi şaşırtan bir medeniyet. Gelin, bu gizemli dünyanın kapılarını aralayalım ve Mayaların günlük yaşamına birlikte tanık olalım.
Sabahın İlk Işıklarıyla Başlayan Bir Gün
Güneş henüz doğarken, Maya şehri uyanmaya başlar. Tapınaklardan yükselen dualar, pazar yerindeki kalabalığın uğultusu ve çocukların neşeli sesleriyle hayat bulur. Siz de bu kalabalığın arasında, sıradan bir Maya ailesinin evine konuk olun. Kulübenin önünde, rengarenk çiçeklerle bezeli küçük bir bahçe var. İçeride ise, anne ocağın başında mısır ekmeği pişiriyor. Kahvaltıda, fasulye ve acı biberle tatlandırılmış mısır lapası ve taptaze meyveler var. Peki ya içecek? Mayalar, günümüzde de popüler olan kakaoyu, çeşitli baharatlarla karıştırarak lezzetli bir içecek haline getiriyorlar.
Kahvaltının ardından, herkes günlük işlerine koyulur. Baba, tarlaya giderek mısır, fasulye ve kabak yetiştirir. Mayalar, tarımda oldukça gelişmiş teknikler kullanıyorlar. Örneğin, "milpa" adı verilen bir sistemle, aynı anda farklı ürünler yetiştirerek toprağın verimini artırıyorlar. Anne ise ev işleriyle ve dokumacılıkla ilgileniyor. Mayalar, pamuk ve agave liflerinden renkli ve detaylı giysiler üretiyorlar. Pazar yerinde, bu el emeği ürünler takas ediliyor veya kakao çekirdekleriyle satın alınıyor.
Çocuklar, "calmecac" adı verilen okullarda eğitim görüyor. Burada, hiyeroglif yazmayı, matematiksel hesaplamalar yapmayı ve tarih öğrenmenin yanı sıra, dini bilgiler ve ritüeller hakkında da bilgi sahibi oluyorlar. Okuldan arta kalan zamanlarda ise, "pok-ta-pok" adı verilen, dirsek ve kalça kullanılarak oynanan bir top oyunuyla eğleniyorlar. Bu oyun, Mayalar için sadece bir eğlence değil, aynı zamanda dini ve ritüel bir anlam da taşıyor.
Güneş batarken, Mayalar evlerine çekilir ve aileleriyle vakit geçirirler. Akşam yemeğinde, avlanan hayvanların eti veya balık yenir. Yemek sonrası, yaşlılar mitolojik hikayeler anlatır, gençler müzik eşliğinde dans eder. Mayalar, flüt, davul ve çıngırak gibi çeşitli müzik aletleri kullanıyorlar.
Mayaların günlük yaşamı, çalışma, dinlenme ve eğlencenin dengeli bir şekilde harmanlandığı bir yaşam tarzını yansıtıyor. Bu kadim medeniyetin bize öğreteceği çok şey var. Belki de, onların doğayla uyumlu yaşam tarzlarından ve aileye verdikleri önemden bir şeyler öğrenebiliriz.
"Mayalar, zamanı bir döngü olarak görüyorlardı, doğrusal değil. Bu yüzden de geçmiş, şimdiki zaman ve gelecek onlar için iç içeydi."
Tarih dersi 9 sınıf esnasında görülen konularla bağlantılı olan, büyük olaylarla birlikte Maya Medeniyeti tarihi belli dönemlere ayrılıyor. Arkeologlar Maya Uygarlığı'nın başlangıcını MÖ 1800 olarak kabul eder. Bu dönemde yerleşik hayat başlamıştı ve insanlar mısır, fasulye, kabak ve kırmızı biber yetiştiriyordu. Bu sebzeler günümüzdeki yemeklerin çoğunda hâlâ var.
Avustralya Aborjinleri tarihinin zaman çizelgesini de keşfedin!
Mayaların Yerleştiği Bölgeler
Mayalar, Orta Amerika'nın dört bir yanına dağılmışlardı desek yeridir! Hani şu filmlerde gördüğünüz yemyeşil ormanlar, gizemli tapınaklar varya, işte tam oralarda yaşamışlar. Günümüzde Meksika'nın güneyinden başlayıp, Guatemala, Belize, El Salvador ve Honduras'a kadar uzanan geniş bir coğrafyada izlerine rastlıyoruz. Düşünsenize, hem deniz kenarında hem de dağların tepesinde Maya şehirleri kurulmuş!
Şimdi, bu geniş coğrafyayı biraz daha yakından tanıyalım. Mesela, Guatemala'nın yüksek dağlık bölgelerinde, volkanlar ve yağmur ormanları arasında gizlenmiş Tikal gibi muhteşem şehirler var. Ya da Belize'nin yemyeşil ormanlarında, Maya Dağları'nın eteklerinde kurulmuş Caracol gibi...
Meksika'nın Chiapas eyaletinde ise, hem Pasifik Okyanusu'nun kıyı şeridinde hem de dağlık bölgelerde Maya şehirleri bulunuyor. Palenque, Bonampak, Yaxchilan... Hepsi de birbirinden farklı ve etkileyici! Bir de tabii, Yucatan Yarımadası var. Burası biraz daha kurak, kireçtaşıyla kaplı bir bölge. İşte burada da Chichen Itza, Uxmal gibi ünlü Maya şehirleri yer alıyor.
Peki, Mayalar bu yerleri seçerken nelere dikkat etmişler? Tabii ki en önemli şey su! Nehirlerin, göllerin yakınlarına kurmuşlar şehirlerini. Sonuçta su hayat demek! Bir de tarım yapabilecekleri verimli topraklar önemli. Mısır, fasulye, kabak... Bunları yetiştirmek için uygun yerler aramışlar.
Tabii bir de güvenlik meselesi var. Dağlar, nehirler gibi doğal engellerin yakınlarına kurmuşlar şehirlerini ki düşman saldırılarına karşı daha korunaklı olsunlar. Bir de ticaret yolları önemli. Malum, Mayalar da ticaretle uğraşıyorlar. O yüzden, önemli ticaret yollarının yakınlarına yerleşmeyi tercih etmişler.
Gördüğünüz gibi, Mayalar farklı coğrafyalarda, farklı koşullarda yaşamışlar. Bu da onların kültürlerinde ve yaşam tarzlarında çeşitliliğe yol açmış. Ama hepsinin ortak bir noktası var: Hepsi Maya dilini konuşmuş, Maya tanrılarına inanmış ve Maya kültürünü yaşatmışlar.
Mayalarda Siyaset
Mayalar, tek bir merkezi hükümet altında toplanmamışlardı. Bunun yerine, her biri kendi kralı ve yönetici sınıfı tarafından yönetilen bağımsız şehir devletleri halinde örgütlenmişlerdi. Bu şehir devletleri arasında zaman zaman ittifaklar kuruluyor, ticaret yapılıyor ve hatta savaşlar yaşanıyordu.
Şehir Devletleri ve Krallar
Her Maya şehrinin başında, "Ahau" adı verilen bir kral bulunuyordu. Kral, hem siyasi hem de dini liderdi. Tanrısal güçlere sahip olduğuna inanılırdı ve halk tarafından büyük saygı görülürdü. Kralın görevleri arasında, yasaları çıkarmak, vergileri toplamak, orduyu yönetmek ve dini törenleri düzenlemek vardı.
Yönetici Sınıf
Kralın altında, soylulardan ve rahiplerden oluşan bir yönetici sınıf bulunuyordu. Soylular, yönetimde, orduda ve dini törenlerde önemli görevler üstleniyorlardı. Rahipler ise, takvim bilgisi, astronomi ve yazı gibi konularda uzmanlaşmışlardı. Dini törenleri yönetiyor, tanrılara danışıyor ve geleceği tahmin etmeye çalışıyorlardı.
Konseyler ve Danışmanlar
Bazı Maya şehirlerinde, kralın kararlarına danışmanlık yapan konseyler de bulunuyordu. Bu konseyler, soylulardan, rahiplerden ve halkın seçtiği temsilcilerden oluşuyordu.
Savaş ve Diplomasi
Maya şehir devletleri arasında sık sık savaşlar yaşanıyordu. Bu savaşların nedenleri arasında, toprak anlaşmazlıkları, kaynaklara erişim, ticaret yollarının kontrolü ve prestij mücadelesi yer alıyordu. Savaşlar genellikle, esir almak ve düşman şehirlerini yağmalamak amacıyla yapılıyordu. Ancak, Mayalar diplomasiye de önem veriyorlardı. Şehir devletleri arasında elçiler gönderiliyor, ittifaklar kuruluyor ve barış anlaşmaları imzalanıyordu.
Halkın Rolü
Mayalar, hiyerarşik bir topluma sahip olsalar da, halkın da siyasette bir rolü vardı. Halk, vergileri ödüyor, orduda hizmet ediyor ve kamu çalışmalarına katılıyordu. Ayrıca, bazı şehirlerde halkın seçtiği temsilciler, konseylerde yer alarak kralın kararlarına danışmanlık yapıyordu.
Peki ya kraliyetin çocukları o dönemlerde ne yapıyordu?
Kralın erkek çocuklarının kral olmadan önce bu işin altından kalkabileceklerini kanıtlamaları gerekiyordu. Bu nedenle kısa bir süreliğine de olsa bir süre askeri liderlik yapmaları isteniyordu.
Mayalar evlenirken de sınıflar büyük rol oynuyordu. Kraliyet kızları başka bir ülkedeki kraliyet ailesinin oğluyla evleniyordu. Böylece elit statülerini koruyor ve iki ülke arasındaki siyasi bağları pekiştiriyorlardı.
Halk tabakası ise esirler, köleler, çiftçiler, işçiler ve hizmetçilerden oluşuyordu.
Halk tabakasından bir tüccar da çok zengin olabiliyordu ama o zenginliği pek kullanamıyordu. Güzel giysiler giyinip süslenmeleri yasaktı. Ayrıca ailelerinin yaşam koşullarını iyileştirmelerine izin verilmiyordu.
Eski Mısırdaki sosyal hiyerarşiyi öğrenmeye ne dersiniz?

Mayaların Dini ve İnançları
Mayalar atalarına taparlardı. Hatta atalarına o kadar bağlılardı ki ölüleri evlerinin altına gömerlerdi.
Peki, Antik Yunan'da ne tür dini inançlar vardı? Birçok tarih öğretmeni için bu soruyu cevaplamak oldukça zordur.
Mayaların taptığı ayrıca 200'den fazla tanrı vardı. Yaradılış, bereket, yağmur ve ölüm tanrıları en önemlileriydi.
Tanrıların panteonunda da toplumda olduğu gibi bir hiyerarşi vardı. Bazı tanrılar diğerlerinden daha güçlüydü ve onlara daha çok saygı duyuluyordu.
Bazı tanrılar ise sevilmez, alay edilir ve kandırılırdı.
Geniş Maya topraklarında hemen hemen herkes aynı tanrılara ibadet ederdi. Ancak bazı bölgelerin kendi yaşamlarına ve ilgi alanlarına özgü tanrıları vardı.
Tanrıların başka bir bölgede farklı bir adı olabiliyordu. Veya aynı bölgede birkaç farklı ismi olan tanrılar da vardı. Bu nedenle Mayaların tam olarak kaç tanrıya inandığını bilmek pek mümkün değildir.
Maya tanrıları genelde acımasız ve zulmetmekten çekinmeyen varlıklardı.
Örneğin dünyayı yaratan Zipacna'nın tek bir hareketle 400 çocuğu öldürdüğüne inanılıyor.
Matematik
Mezopotamya uygarlığı 60 tabanlı sayı sistemini kullanıyordu. Ancak Mayalar 20 tabanlı sayı sistemini kullanırdı.
Sadece üç sembol kullanarak bir sayı sistemi tasarlamışlardı. Yer tutucu olarak sıfırı kullanıyorlardı.
Maya rakamlarında bir nokta tek bir birimi temsil ediyordu. Kısa çizgilerin değeri 5'ti. İstiridye kabuğu şeklindeki bir sembol ise 0'ı simgeliyordu.
Toplama yaparken önce en sağdaki basamağı, sonra en onlukları vs. topladığımız gibi Mayalar da ekleme yaparak toplamayı öğrenmişti.
Sopalar, çakıl taşları ve bazen de kemik parçaları kullanarak matematiği günlük işlemlerine dâhil ettiler.
Sayı sistemlerinin 20 tabanlı olduğunu öğrendiğimize göre artık uzun dönemli takvimin kısaca Haab takvimi x 204 olduğunu biliyoruz.
360 x 204 = 57.600.000. Bu kadar gün sonra takvim 21 Aralık 2012'yi gösteriyor ve yeniden başlıyordu.
Peki, İnkaların da işlem yapmak için herhangi bir sistemi var mıydı?

Maya Medeniyeti
Acımasız, dinine bağlı, bilime inanan ancak batıl inançlarla dolu bir medeniyet: Maya kültürünün karmaşıklığının büyüsü günümüzde de etkisini koruyor.
Diğer eski uygarlıkların aksine Maya kültürünün çok uzun bir tarihi vardır. Henüz keşfedilmeyen veya keşfedilse de anlaşılmayan şeylerle dolu bir geçmişleri vardır.
Mesela Mayaların asil kadınları neden kesici kenarlarını eğelemişti? Şaşı olmak neden bir ayrıcalıktı?
Paylaşabilecekleri bu kadar çok bilgi edinmişken neden nüfuslarının büyük bir kısmının eğitim almasına izin verilmemişti?
İnsanların okuma, yazma ve matematiksel işlemler yapmayı öğrenebilecekleri okullar yoktu. Halka eğitim vermeyerek sınıfların yapısını koruyorlardı. Bunu da Maya soyunun sonsuza kadar devam etmesini sağlamak için yapıyorlardı.
Yucatan yarımadasında yaşayan Mayalar günümüzde de var. Ancak eski yaşam biçimleri ortadan tamamen kalkmıştır.
Kanlı savaşlar ve acımasız kurbanlar bitti. Benmerkezci krallar ve kötü niyetli soylular gitti!
Yine de tanrılarını unutmadılar.
Bir gün 20 Eylül'e yakın tarihlerde Yucatan yarımadasına giderseniz Mayaların gökten aşağıya kayan tüylü yılanının gölgesini görebilirsiniz!