Kimya çok önemli bir disiplindir. Kimya alanında yapılan keşiflerin hayatımızı değiştirdiğini asla inkâr edemeyiz. Bu alanın biyoloji, tıp, mühendislik ve tarım gibi birçok alana sağladığı katkılar sayesinde beslenme, iletişim kurma ve hastalık ve yaralanmalarla mücadele şeklimiz iyi anlamda değişti. Bazı ünlü kimyacıların başarılarından ne kadar bahsetsek az çünkü modern dünya onlar olmadan olmazdı.
Kimya özel ders almak bu alanda ki tüm bilgileri profesyonel bir şekilde öğrenmenizi sağlar.
Bilim insanlarımıza çok teşekkür borçluyuz. İşte bunun birkaç sebebi.
Tıp Alanında Kimya Keşifleri
Penisilin
Penisilin kim buldu, nasıl buldu?
1928'de İskoç doktor, farmakolog ve bakteriyolog olan Alexander Fleming, laboratuvarında deneyler yapıyordu. Kimya laboratuvarlarının vazgeçilmez malzemelerinden biri olan petri kabında bakteri yetiştirirken numunelerden birinin küflendiğini fark etti. Ancak bu sıradan bir küf değildi. Bu küf, deneyindeki bakterileri öldürüyordu!
Bu küf penisilin olarak bilinmeye başladı ve şimdiye kadar yapılmış en önemli tıbbi keşiflerden biri hâline geldi. Bunun için sadece Fleming'e teşekkür etmek olmaz. Kendisi araştırması hakkında bir makale yayınladığında kimse pek bir şey anlamadı. Ancak Howard Froley ve Ernst Boris Chain isminde iki biyokimyacı Fleming'in keşfini geliştirmeye devam etti.
Üç bilim adamı penisilin çalışmaları sayesinde Nobel Ödülü kazandı. Bu keşfettikleri küf ise iki yüz milyondan fazla hayat kurtardı.
Siz de bu alana ilgi duyuyor ve kimya alanında ilerlemek istiyorsanız hangi işlerde çalışabileceğinizi öğrenin!
Taxol
Taxol'ü duymamış olabilirsiniz ama artık öğrenmenin zamanı geldi. Taxol, dünyadaki en etkili kanser tedavilerinden biri. Bu ilaç, hücrelerin bölünmesini önlüyor ve sonuçta hücreleri öldürüyor. Hücreleri çok hızlı bir şekilde bölünen kanser için Taxol, bu hücreler için adeta bir zehir.
1960'larda Monroe Wall ve Mansukh Wani, ABD Uluslararası Kanser Enstitüsü (US National Cancer Institute) projesinin bir parçası olarak kanserle savaşabilecek yeni maddeler ararken ağaçlardan örnekler topladılar. Bu iki kimyager porsuk ağacından da örnek aldı ve içinde hücreleri zehirleyen bir madde olduğunu keşfettiler. Bu maddeye paklitaksel adını verdiler ve yıllar süren laboratuvar araştırmaları sonucunda 1992'de hastalar üzerinde kullanılmaya başlandı.
O zamandan bu yana paklitakselin oldukça etkili olduğu kanıtlandı. Öyle ki çevreci gruplar ilacın üretiminin porsuk ağacının soyuna bir tehlike oluşturduğunu düşünüyor. Kimyacılar hâlâ farklı biyolojik varlıklardaki kimyasalları araştırıyorlar.

Anestezi
Eskiden tıbbi bir operasyon gerektiğinde hastanın ağrısını hafifletmenin tek yolu ona alkol vermekti. 19 yüzyılın ortalarında bir diş hekimi ve amatör kimyager olan William Morton, hayvanların sülfürik eteri soluduktan sonra bayıldığını keşfetti. 1846'da Morton, bir grup insanın önünde bir hastaya anestezi uygulayarak gösterişli bir ameliyat gerçekleştirdi.
Ancak Morton'un anesteziyi ilk keşfeden insan olduğu kesinlikle doğru değil. 1525'te Paracelsus ağrıyı hafifletmek için bir tür eter, alkol ve afyon kullanmıştır.
Bu konularda çok daha fazla bilgi edinmek için Ankara kimya öğretmeni arıyorsanız tek bakmanız gereken yer Superprof olacaktır.
Tarım ve Gıdada Kimyasal Keşifler
Pastörizasyon
Yiyecek veya içeceklerin ısındığında içindeki bakterilerin öldüğünü artık biliyoruz. Ancak eskiden bu pek bilinen bir şey değildi.
Gelin Pastör neyi bulmuştur, pastörizasyon nedir bir bakalım.
İnsanlar geçmişte -12. yüzyılda Çin'de, 16. yüzyılda Japonya'da ve 1700'lerde İtalya'da- bu konuyu incelemiş olsa da Louis Pasteur bu bilginin kâşifi olarak biliniyor. Isının bakterilerle ilişkisini, yani ısının bakterileri öldürdüğünü ilk kendisi keşfetmiştir. Bu pastörizasyon olarak bildiğimiz işleme de ismini vermiştir.
Söylenenlere göre Pasteur bu olayı 1864'te tatildeyken şarabı ısıttığında fark etti. Ancak pastörizasyon işleminin kendisi ilk sütle ilişkilendirildi. Süt, birçok tehlikeli maddenin üremesine çok müsait bir madde. Birçok kişi hâlâ pastörize edilmeyen süt içmeyi tercih etse de hastalanma riski olmadan süt içebildiğimiz için Pasteur'e teşekkür etmeliyiz.
Haber-Bosch Yöntemi
Soluduğumuz havanın %80'i, yaşam için gerekli bir element olan azottan oluşuyor. Ancak azot reaktan bir element olmadığından biz insanların, hayvanların ve bitkilerin bu elementi havadan ayırmak için karmaşık biyolojik yöntemler geliştirmesi gerekti.
Reaktan gibi temel kimya kavramlarını öğrenmek isterseniz ilgili makalemizi mutlaka okuyun!
20. yüzyılın başında bilim adamları, tarımın ve üretilen silahların gelişmesi için yapay azot elde etme yöntemleri bulmaya çalıştı. Daha önce kemiklerden ve hayvan dışkılarından azot elde ediliyordu. Bu yöntemlerden en fazla enerji ve iş gücü verimliliği sağlayanı ise Fritz Haber ve Carl Bosch tarafından geliştirildi. Gördüğünüz gibi yönteme de isimlerini verdiler.
Bu yöntem, insanlık tarihindeki en önemli keşiflerden biridir. Bu yöntem sayesinde tarımda verimlilik dört katına çıktı. Böylece insan nüfusunun büyümesini sağlayan bir güç hâline geldi.

Hayatımızı Değiştiren Kimyasal Teknolojiler
Plastik
Plastikler her yerde: Cep telefonlarında, arabalarda, mutfaktaki hemen hemen her şeyde, plastik torbalarda, oyuncaklarda ve hatta kıyafetlerimizde. Peki bunu kimin keşfettiğini biliyor muyuz?
Plastikler çoğunlukla sentetik olsa da benzer kimyasal bileşikler, polimerler doğal olarak elde edilir. Bu nedenle buna buluş demek biraz tuhaf kaçabilir. Çünkü Avrupalılar daha Amerika'nın ne olduğunu bile bilmezken Amerika halkı plastik gibi bir şey, bir tür kauçuk kullanıyordu.
Bu kimyasal bileşiklerin ne olduğunu merak ediyorsanız kimya sözlüğümüze bir göz atın.
Sentetik yani yapay plastiği ise 1855'te ilk Alexander Parkes bulmuştur. Bu buluşuyla parkelere kendi ismini vermiştir. Parkes başta bu plastiğin kumaş giysiler için su geçirmez bir kaplama görevi görmesini amaçlamıştır.
Kendisi daha sonra maalesef iflas etse de icadı plastik endüstrisinin başlangıcı oldu. 1907'de Leo Baekeland isimli Amerikalı bir kimyager bakaliti icat etti. Bakalit, formaldehit ile bir fenolün yoğunlaştırılmasıyla elde edilen yapay bir reçine olarak biliniyor.
Kısa bir süre sonra bakalit her türlü makinede kullanılmaya başladı ve şu anda bildiğimiz plastik dünyası doğmuş oldu.
LCD Ekranlar
Son yüzyılda kimyadaki en önemli keşiflerden biri de sıvı kristal ekran (liquid crystal display) yani kısaca LCD olmuştur. Bir düşünün: Akıllı cep telefonlarımız, sosyal medya vs. hayatımızda adeta bir devrim yarattı. Küçük, hafif ve cebe sığabilen bir LCD ekran olmadan böyle bir şey mümkün olamazdı. Telefonlarımız ve dizüstü bilgisayarımız yaşamımızın vazgeçilmez bir parçasıyken bu LCD teknolojisine teşekkür etmemek olmaz.
Bilim adamları 1960'larda sıvı kristalin faydalarını keşfetmiş olsalar da teknolojinin ancak çok yüksek bir sıcaklıkta çalışacağına inanıyorlardı. Ancak İngiliz Savunma Bakanlığı araçlarında o kocaman televizyonlardan istemedi. Bu sorunu çözmesi için George Gray adında bir kimyageri görevlendirdiler. Gray, araştırmaları sonucu düşük sıcaklıkta çalışan bir molekül keşfetti. Ve bu 5CB molekülü bugün çoğu LCD ekranda kullanılıyor.

Radyasyon - Harika Bir Bilimsel Keşif
Maria Curie, radyoaktiviteyi keşfetmesiyle bilinen ünlü bir bilim insanıdır. Ancak Marie Curie buluşları radyoaktiviteyle bitmiyor. Kendisi aynı zamanda röntgen, radyasyon ve uranyum ve radyum gibi radyoaktif kimyasallar üzerinde çalışan bir kimyager ve fizikçiydi.
Radyoaktivite aslen bazı malzemelerin karanlıkta parlamasının nedenini inceleyen Henri Becquerel tarafından keşfedildi. Günümüzde yüksek derecede radyoaktif olduğu bilinen uranyumun ışığa duyarlı tabakaların rengini değiştirdiğini fark etti. Bu nedenle bu materyalin gözle görülemeyen bir şey yayıyor olabileceğini düşündü.
Curie'nin bu konuya katkısı ise polonyum ve radyumu keşfetmek ve sürece "radyoaktivite" adını vermek oldu. Kendisi Becquerel'in keşfini kanserle mücadelede kullandı. Tabii ki Marie Curie ödüller de aldı: Bir kimyager ve fizikçi olarak iki bilim dalında Nobel Ödülü'nü kazanan ilk ve tek kişi oldu.
Kimya hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız diğer makalelerimize de göz atın. Ne demişler, fazla bilgi göz çıkarmaz!









