İngilizce’de tüm zaman yapılarını öğrenmek istiyorsan, kapsamlı zamanlar (tenses) rehberimizi buradan inceleyebilirsin. "Will" ve "Going to" ilk bakışta sanki aynı kapıya çıkıyor gibiler, gelecekte olacaklardan bahsediyorlar sonuçta, değil mi? Ama tıpkı diğer İngilizce ikililerinde olduğu gibi (hatırlayın "may" ve "might" yazımızı!), bu ikisinin de kendine has özellikleri, kullanım alanları ve hatta hissettirdiği ufak ama önemli farklar var.

Şimdi diyeceksiniz ki, "Ya ne gerek var bu kadar incelemeye? İkisi de 'gelecek zaman' işte!" İşte tam da bu noktada İngilizcenin o tatlı detaycılığı devreye giriyor. "Will" ve "going to" sadece gelecekteki olayları ifade etmekle kalmıyor, aynı zamanda o olayın ne kadar planlı olup olmadığını, konuşanın o anki kararını mı yansıttığını, yoksa daha önceden belirlenmiş bir durum mu olduğunu da bize fısıldıyor. Bu ufak nüanslar, İngilizce konuşurken kendimizi çok daha doğal ve doğru bir şekilde ifade etmemizi sağlıyor.

Bu yazımızda, "will" ve "going to"nun ne zaman ve neden kullanıldığını bolca örnekle açıklayacak, aralarındaki o kafa karıştırıcı farkları su gibi anlaşılır hale getirecek ve geleceğe dair konuşurken bir daha tereddüt etmemeniz için size altın değerinde ipuçları vereceğiz. Daha fazla pratiğe ihtiyaç duyanlar için, ingilizce özel ders almayı düşünebilirsiniz.

Şimdi, "gelecek zaman" deyip geçmek yok tabii ki. İngilizcede gelecek, tıpkı hayat gibi, sürprizlerle dolu ve farklı olasılıkları içinde barındırıyor. "Will" ve "going to" future tense yardımcı fiilleri arasındaki temel ayrım, aslında bu geleceğe bakış açımızda ve gelecekle ilgili planlarımızda saklı. Yani, gelecekle ilgili bir şey söylerken, o olayın ne kadar planlı, ne kadar ani bir karar olduğunu, ne kadar kesin olup olmadığını düşünmemiz gerekiyor. İşte bu düşünce süreci, "will" mi yoksa "going to" mu kullanacağımızı bize gösterecek pusula niteliğinde. Konuları pekiştirmek için ayrıca ingilizce özel ders almayı göz önünde bulundurabilirsiniz.

Since ve For zaman ifadelerini merak ediyorsan linke tıkla!

En iyi İngilizce öğretmenleri müsait
Özlem
5
5 (29 yorum)
Özlem
₺900
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Ryan
5
5 (172 yorum)
Ryan
₺950
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Sinem
5
5 (66 yorum)
Sinem
₺950
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Tunç emir
5
5 (30 yorum)
Tunç emir
₺500
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Asya
5
5 (31 yorum)
Asya
₺900
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Burcu
5
5 (58 yorum)
Burcu
₺750
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Atiye
5
5 (44 yorum)
Atiye
₺900
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Charles
5
5 (65 yorum)
Charles
₺900
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Özlem
5
5 (29 yorum)
Özlem
₺900
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Ryan
5
5 (172 yorum)
Ryan
₺950
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Sinem
5
5 (66 yorum)
Sinem
₺950
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Tunç emir
5
5 (30 yorum)
Tunç emir
₺500
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Asya
5
5 (31 yorum)
Asya
₺900
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Burcu
5
5 (58 yorum)
Burcu
₺750
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Atiye
5
5 (44 yorum)
Atiye
₺900
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Charles
5
5 (65 yorum)
Charles
₺900
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Başlayın

"Going to" Planlı Gelecek ve Niyetler

"Going to" genellikle önceden planlanmış, kararlaştırılmış veya niyetlenilmiş eylemler için kullanılır. Yani, konuşma anından önce bir plan veya karar alınmışsa, "going to"yu tercih ederiz. Bu, daha çok somut kanıtlara veya kişisel niyetlere dayanan bir geleceğe dönük ifadedir. Daha organize bir gelecek için, ingilizce özel ders imkanlarına göz atabilirsiniz.

Konuşma anından önce yapılması kararlaştırılmış, organize edilmiş veya planlanmış eylemlerdir.

  • Örnek: "I am going to visit my grandparents next weekend." (Haftaya sonu büyükannem ve büyükbabamı ziyaret edeceğim.) - Bu, konuşanın önceden yaptığı bir planı ifade ediyor. (bu tam olarak "be going to" yapısını ifade eder.
  • Örnek: "They are going to get married next summer." (Gelecek yaz evlenecekler.) - Bu, daha önceden alınmış bir evlilik kararı.
  • Örnek: "She is going to study medicine at university." (Üniversitede tıp okuyacak.) - Bu, onun uzun vadeli bir planı.
  • Konuşanın gelecekte yapmayı düşündüğü, niyetlendiği veya kararlaştırdığı eylemlerdir.
  • Mevcut kanıtlara veya belirtilere dayanarak yapılan tahminlerdir. Yani, şu anki durumdan gelecekte ne olacağını çıkarabiliriz.
    • Örnek: "Look at those dark clouds! It is going to rain." (Şu kara bulutlara bak! Yağmur yağacak.) - Bulutlar, yağmur yağma olasılığını gösteren somut bir kanıt.
    • Örnek: "She is going to have a baby. She is pregnant." (Bebeği olacak. Hamile.) - Hamilelik, bebeğin doğacağına dair somut bir kanıt.
    • Örnek: "He is going to fail the exam. He hasn't studied at all." (Sınavda kalacak. Hiç çalışmadı.) - Çalışmamış olması, sınavda kalma olasılığını gösteren bir kanıt.

"Will" Anlık Kararlar, Tahminler ve Vaatler

"Will" ise genellikle konuşma anında alınan kararlar, ani gelişen durumlar, genel tahminler, vaatler, teklifler ve rica gibi durumlar için kullanılır. Yani, gelecekle ilgili bir plan veya niyet yoksa, o anki duruma göre bir karar alınıyorsa veya genel bir öngörüde bulunuluyorsa, "will"i tercih ederiz. Bu, daha çok spontane, daha az kesin ve daha çok konuşanın o anki düşüncesini yansıtan bir geleceğe dönük ifadedir.

  • Anlık Kararlar: Konuşma anında alınan, önceden planlanmamış kararlardır.
    • Örnek: "I will have a cup of coffee." (Bir fincan kahve alacağım.) - Bu, konuşanın o an verdiği bir sipariş kararı.
    • Örnek: "The phone is ringing. I will answer it." (Telefon çalıyor. Ben cevaplayacağım.) - Bu, çalmaya başlayan telefona cevap verme anlık kararı.
    • Örnek: "It's cold. I will close the window." (Hava soğuk. Pencereyi kapatacağım.) - Bu, soğuk nedeniyle alınan anlık bir karar.
  • Genel Tahminler: Kanıta dayanmayan, kişisel görüşlere veya genel inançlara dayanan tahminlerdir.
    • Örnek: "I think it will be a good movie." (Bence iyi bir film olacak.) - Bu, konuşanın kişisel bir tahmini.
    • Örnek: "I hope she will pass the exam." (Umarım sınavı geçer.) - Bu, konuşanın bir umudu veya dileği.
    • Örnek: "I believe technology will continue to advance." (Teknolojinin gelişmeye devam edeceğine inanıyorum.) - Bu, genel bir inanç veya öngörü.
  • Vaatler, Teklifler ve Ricalar: Konuşanın gelecekte bir şey yapacağına dair verdiği sözler, sunduğu yardımlar veya yaptığı isteklerdir.
    • Örnek: "I will help you with your homework." (Ödevine yardım edeceğim.) - Bu, bir vaat veya teklif.
    • Örnek: "Will you please close the door?" (Lütfen kapıyı kapatır mısın?) - Bu, bir rica.
    • Örnek: "I will always love you." (Seni her zaman seveceğim.) - Bu, bir vaat.

Gördüğünüz gibi, "going to" daha çok planlı ve niyetlenilmiş eylemleri, "will" ise daha çok anlık kararları, genel tahminleri ve vaatleri ifade eder. Bu temel ayrım, bu iki geleceğe dönük ifadeyi doğru ve etkili bir şekilde kullanmamızı sağlar.

Peki ya will be going to ?

beenhere
Önemli Bilgi

Going to" ile gelecekteki planlarınızı, niyetlerinizi ve mevcut kanıtlara dayalı tahminlerinizi belirtirsiniz. Konuşma anında alınan kararlar içinse "will" kullanırsınız.

En iyi İngilizce öğretmenleri müsait
Özlem
5
5 (29 yorum)
Özlem
₺900
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Ryan
5
5 (172 yorum)
Ryan
₺950
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Sinem
5
5 (66 yorum)
Sinem
₺950
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Tunç emir
5
5 (30 yorum)
Tunç emir
₺500
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Asya
5
5 (31 yorum)
Asya
₺900
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Burcu
5
5 (58 yorum)
Burcu
₺750
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Atiye
5
5 (44 yorum)
Atiye
₺900
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Charles
5
5 (65 yorum)
Charles
₺900
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Özlem
5
5 (29 yorum)
Özlem
₺900
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Ryan
5
5 (172 yorum)
Ryan
₺950
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Sinem
5
5 (66 yorum)
Sinem
₺950
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Tunç emir
5
5 (30 yorum)
Tunç emir
₺500
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Asya
5
5 (31 yorum)
Asya
₺900
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Burcu
5
5 (58 yorum)
Burcu
₺750
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Atiye
5
5 (44 yorum)
Atiye
₺900
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Charles
5
5 (65 yorum)
Charles
₺900
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Başlayın

"Won't" vs. "Not Going To" - Gelecekte Yapmayacaklarımız

"Will" ve "going to"nun olumsuz halleri, İngilizce öğrenenlerin kafasını karıştıran bir başka noktadır. Çünkü her iki yapı da gelecekte bir şeyi yapmayacağımızı ifade eder, ama aralarında yine o ince nüans farkı vardır.

  • "Won't": Anlık Kararın Olumsuzu, Reddetme ve Kesin Olmayan Tahmin "Won't" (will not'ın kısaltması), "will"in olumsuz halidir ve genellikle konuşma anında alınan bir kararın olumsuzunu, yani bir şeyi yapmama kararını, bir teklifi veya ricalı reddetmeyi veya gelecekle ilgili kesin olmayan bir tahmini ifade eder.
    • Anlık Kararın Olumsuzu: Konuşma anında alınan bir kararın olumsuzunu, yani bir şeyi yapmama kararını ifade eder.
      • Örnek: "I won't go to the party tonight. I'm too tired." (Bu akşam partiye gitmeyeceğim. Çok yorgunum.) - Bu, konuşanın o an aldığı bir gitmeme kararı.
      • Örnek: "I won't forget to call you." (Seni aramayı unutmayacağım.) - Bu, bir şeyi yapmama anlık kararı.
    • Reddetme: Bir teklifi, ricayı veya daveti geri çevirme durumudur.
      • Örnek: "No, I won't do that." (Hayır, bunu yapmayacağım.) - Bu, kesin bir reddetme ifadesi.
      • Örnek: "She won't accept his apology." (O, onun özrünü kabul etmeyecek.) - Bu, birinin reddetme eğilimini gösterir.
    • Kesin Olmayan Tahmin: Gelecekle ilgili kesin olmayan, daha çok kişisel görüşe veya inanca dayalı olumsuz bir tahmindir.
      • Örnek: "I think it won't rain tomorrow." (Bence yarın yağmur yağmayacak.) - Bu, konuşanın kişisel bir olumsuz tahmini.
      • Örnek: "He won't be happy about this." (Buna sevinmeyecek.) - Bu, konuşanın gelecekle ilgili bir öngörüsü.
  • "Not Going To": Planlı Geleceğin Olumsuzu ve Kanıta Dayalı Olumsuz Tahmin "Not going to", "going to"nun olumsuz halidir ve genellikle önceden planlanmış bir eylemin olumsuzunu, yani bir şeyi yapmama kararını veya gelecekle ilgili kanıta dayalı olumsuz bir tahmini ifade eder.
    • Planlı Geleceğin Olumsuzu: Önceden planlanmış bir eylemin olumsuzunu, yani bir şeyi yapmama kararını ifade eder.
      • Örnek: "I am not going to go to the concert. I changed my mind." (Konsere gitmeyeceğim. Fikrimi değiştirdim.) - Bu, önceden yapılmış bir planın olumsuzunu gösterir.
      • Örnek: "They are not going to move to another city." (Başka bir şehre taşınmayacaklar.) - Bu, önceden alınmış bir kararın olumsuzunu ifade eder.
    • Kanıta Dayalı Olumsuz Tahmin: Mevcut kanıtlara veya belirtilere dayanarak yapılan olumsuz tahminlerdir. Yani, şu anki durumdan gelecekte ne olmayacağını çıkarabiliriz.
      • Örnek: "Look at the clear sky. It is not going to rain." (Açık gökyüzüne bak. Yağmur yağmayacak.) - Gökyüzünün açık olması, yağmur yağmama olasılığını gösteren somut bir kanıt.
      • Örnek: "He is not going to pass the exam. He hasn't studied at all." (Sınavı geçmeyecek. Hiç çalışmadı.) - Çalışmamış olması, sınavı geçmeme olasılığını gösteren bir kanıt.

May ve Might Arasındaki farklar neler?

İnternetteki içeriklerin
yüzde 52'sinin

İngilizce dilinde yayınlandığını biliyor muydun?

Soru Cümleleri

Soru cümlelerinde de "will" ve "going to" farklı anlamlar taşıyabilir:

  • "Will...?": Genellikle konuşanın birinden bir tekrar, teklif, rica veya gelecekle ilgili genel bir tahmin sormak istediği durumlarda kullanılır.
    • Örnek: "Will you help me with this?" (Bunda bana yardım eder misin?) - Bu, bir yardım ricası.
    • Örnek: "Will it be sunny tomorrow?" (Yarın hava güneşli olacak mı?) - Bu, gelecekle ilgili genel bir tahmin sorma.
    • Örnek: "Will you have dinner with me?" (Benimle akşam yemeği yer misin?) - Bu, bir teklif.
  • "Am/Is/Are... Going To...?": Bu soru, birinin gelecekle ilgili planlarını, niyetlerini veya bir durumun olasılığını sormak için kullanılır.
    • Örnek: "Are you going to go to the party?" (Partiye gidecek misin?) - Bu, birinin planını sorma.
    • Örnek: "Is she going to have a baby?" (Bebeği mi olacak?) - Bu, bir durumun olasılığını sorma.
    • Örnek: "Are they going to move to a new house?" (Yeni bir eve taşınacaklar mı?) - Bu, birinin niyetini sorma.

Will ve Going to kullanımının "native" örneklerini bulabileceğiniz bir podcast bıraktık. Bu podcastte ana dili ingilizce olan kişilerin günlük hayatlarında will ve going to'yu nasıl kullanıklarını gözlemleyebilirsiniz.

Eskiden yaptığın ama artık yapmadığın şeyleri anlatmak için 'used to' nasıl kullanılır diyorsan, şu yazımıza bir uğra derim!

Geçmiş Zaman

"Will" ve "going to"nun geçmiş zaman halleri, gelecekle ilgili geçmişteki niyetleri, planları veya tahminleri ifade etmek için kullanılır.

  • "Would": "Will"in geçmiş zaman halidir. Geçmişte gelecekle ilgili bir planı, niyeti veya tahmini ifade etmek için kullanılır. Aynı zamanda, kibar ricalarda veya varsayımsal durumlarda da kullanılır.
    • Örnek: "He said he would call me later." (Beni sonra arayacağını söyledi.) - Geçmişteki bir planı ifade ediyor.
    • Örnek: "I thought it would rain, but it didn't." (Yağmur yağacağını düşünmüştüm ama yağmadı.) - Geçmişteki bir tahmini ifade ediyor.
    • Örnek: "Would you like a cup of tea?" (Bir fincan çay ister miydiniz?) - Kibar bir rica.
  • "Was/Were Going To": "Going to"nun geçmiş zaman halidir. Geçmişte gelecekle ilgili bir planı, niyeti veya tahmini ifade etmek için kullanılır.
    • Örnek: "I was going to go to the gym, but I got busy." (Spor salonuna gidecektim ama işim çıktı.) - Geçmişteki bir planı ifade ediyor.
    • Örnek: "They were going to move to New York, but they changed their minds." (New York'a taşınacaklardı ama fikirlerini değiştirdiler.) - Geçmişteki bir niyeti ifade ediyor.
    • Örnek: "I thought it was going to be a sunny day." (Güneşli bir gün olacağını düşünmüştüm.) - Geçmişteki bir tahmini ifade ediyor.

Ayrıca İngilizce'de geniş zaman konusunu detaylıca anlattığımız bu yazımıza da göz atmayı unutma!

Her iki yapı da gelecekle ilgili tahminlerde bulunmak için kullanılır. Ancak "going to" daha çok mevcut kanıtlara dayalı tahminlerde kullanılırken, "will" daha genel veya kişisel tahminlerde kullanılır.

Her iki yapı da gelecekle ilgili tahminlerde bulunmak için kullanılır. Ancak "going to" daha çok mevcut kanıtlara dayalı tahminlerde kullanılırken, "will" daha genel veya kişisel tahminlerde kullanılır.

Günlük Konuşmalarda Ustalık İçin İpuçları

  • Planlı mı, Anlık mı?: Bir eylemden bahsederken, o eylemin ne kadar planlı olup olmadığını düşünün. Planlıysa "going to", anlıksa "will"i tercih edin.
  • Kanıt Var mı?: Gelecekle ilgili bir tahminde bulunurken, elinizde somut bir kanıt varsa "going to", kişisel bir görüş veya inanç varsa "will"i kullanın.
  • Kibarlık Önemli mi?: Soru sorarken veya birinden bir şey isterken, daha kibar ve resmi bir ton için "would"u kullanmayı düşünebilirsiniz.
  • Geçmişte Ne Oldu?: Geçmişteki niyetleri, planları veya tahminleri ifade etmek için "would" veya "was/were going to" yapılarını kullanın.
  • Pratikle Gelişin: En iyi öğrenme yolu pratik yapmaktır. Kendi cümlelerinizi kurarak, İngilizce konuşarak veya yazarak bu yapıları aktif bir şekilde kullanmaya çalışın.
beenhere
Önemli Bilgi

"Will, geleceğe dair sözümüzdür; anlık kararlarımızın, tekliflerimizin ve ricalarımızı "gücüdür"will" ile ifade ederiz.

"Will" ve "going to" arasındaki farklar ilk başta zorlayıcı gelebilir, ancak bu yazıyla umarım bu iki önemli geleceğe dönük ifadenin dünyasına daha net bir bakış açısı kazanmışsınızdır. Planlılık, anlık kararlar, kanıtlar ve kibarlık gibi faktörleri göz önünde bulundurarak bu yapıları doğru bir şekilde kullanmak, İngilizce iletişim becerilerinizi önemli ölçüde geliştirecektir. Unutmayın, dil öğrenmek bir yolculuktur ve her yeni bilgi, bu yolculuğu daha keyifli ve anlamlı hale getirir. İngilizce öğrenme serüveninizde başarılar dileriz! Bir sonraki İngilizce macerasında görüşmek üzere!

Eğer İngilizce'de şimdiki zaman konusuna da göz atmak istersen, bu yazımıza mutlaka uğramalısın! Dil pratiğinizi artırmak için, ingilizce özel ders de alabilirsiniz!

Bu yazıyı beğendiniz mi? Puanlayın!

5,00 (2 puanlama)
Loading...

Beste Ahipaşaoğlu

Jack of all trades master of none. Her an her şey ilgi alanına girmiş olabilir. Bir bakmışsınız ilgi alanından çıkmış. 1 hafta önce toplama bilgisayar kurarken şimdi mantı açmanın inceliklerini öğreniyor olabilir. Bilgi çöplüğü, ilgi alanı tüketicisi.