Şans getirmesi için domuz figürü taşırlar, ama asıl şans; yanlarında gülümseyen insanlardır.
Kurt Tucholsky (Alman gazeteci ve hiciv yazarı)
Alman kültürünü benzersiz kılan unsurlar; insanlar, dil ve geleneklerdir. Almanya’nın ve Alman kültürünün Avrupa tarihinde kilit bir rolü olmuştur. Alman kültürü, bir zamanlar Kutsal Roma İmparatorluğu'nun önemli bir parçası olan ve daha sonra dünyanın en istikrarlı ekonomilerinden biri olan Almanya'nın zengin tarihi boyunca etkilenmiş ve şekillenmiştir. Oysa bugün Almanya, birbirine saygı duyan, değerlerine sahip çıkan, benzersiz kutlamalara ev sahipliği yapan bir gelenekler ülkesi haline gelmiştir. Öyleki diğer milletlerden azınlıklar da dahil olmak üzere 82,2 milyon kişiye ev sahipliği yapıyor Almanya...
Dolayısıyla böylesi kozmopolit bir ortamda hala kendi kültür ve değerlerine sahip çıkmaları birçok ülkeye örnek olabilecek bir davranış. Başkenti Berlin olmakla birlikte Hamburg, Münih ve Köln de Almanya'nın başlıca büyük şehirleri arasındadır. Almanya'da ortalama bir kadının ortalama 83 yıl, ortalama bir erkeğin ise 79 yıl yaşadığı tahmin ediliyor. Ana dil Almanca ve ana din Hristiyanlıktır. Almanlar hakkında en çok bilinen özelliklerin başında herhalde çok fazla bira içtikleri gelir. Hatta bunun için bile her sene kutladıkları bir festival var. Almanların ayrıca çalışkan ve dakik oldukları söylenir. Dolayısıyla Almanya'daki işsizlik oranının çok düşük olduğu da göze çarpan bir gerçektir.

Bu yazımızda, kökleri ilk milenyumun başlarına dayanan, ancak zaman içinde sadece Almanya'yı değil, tüm eski Almanya'yı şekillendiren tarihi olaylardan farklı özellikler kazanan ve kaybeden Alman kültürü hakkında bazı gerçeklere değinmek istedik. Tabii ki her kültür, yerel halkla vakit geçirirken en iyi şekilde deneyimlenen benzersiz geleneklerle birlikte daha iyi anlaşılır.
Almanya Gelenekleri
Almanya'da yaşayan çoğu Türk, bazı Alman geleneklerini gerçekten komik ve mantıksız bulsa da çoğu zaman insanlarının karakteriyle ne kadar uyumlu olduğunu ve güzel işleyen bir kültür olduğunu vurgular. Bu nedenle Alman kültürünü daha iyi anlamak, benimsemek ve özümsemek için bizce en doğrusu Almanya’yı gezmek, orada çalışmak veya Almanyada yaşama fırsatı elde etmektir. Almanca konuşarak yerel halkın arasına karışmak, Alman yemeklerini yerinde tatmak ve kutlamalarına dahil olmak en keyifli yol olabilir. Bunun için de Almanca bilmek şart tabii ki. Almanca özel dersler, Almanca kurslar veya bazı dil uygulamalarından bulabileceğiniz Alman arkadaşlarla bile Almancanızı geliştirip bu benzersiz kültüre bir kapı aralayabilirsiniz.
Aşağıda sizler için hem tuhaf hem keyifli hem de denemek isteyebileceğiniz bazı Alman geleneklerini sıraladık:
Okulun ilk günü Schultüte ile başlayalım!
Schultüte
Almanya’da her çocuğun hayatında unutulmaz bir an var. İlkokula başladığı gün eline tutuşturulan kocaman, renkli bir koni... Bu nesneye “Schultüte” deniyor. Türkçeye "okul konisi" olarak çevrilebilir ama aslında o bir hediyeden çok daha fazlası... heyecanın, başlangıcın ve çocuk dünyasında koca bir adımın simgesidir.
Schultüte geleneği 19. yüzyıla kadar uzanıyor. İlk başta sadece Almanya’nın doğusundaki bazı şehirlerde görülse de zamanla ülke geneline yayıldı. Koninin içine şekerlemeler, çikolatalar, okul malzemeleri, küçük oyuncaklar ve bazen minik notlar konur. Amaç, çocuğun okul hayatına tatlı bir başlangıç yapmasını sağlamaktır.
Ebeveynler, bu koniyi genellikle kendi elleriyle hazırlar ya da birlikte süsler. Renkli kâğıtlar, kurdeleler, minik hayvan figürleri… Her biri çocuğun zevkine göre tasarlanır. Çünkü bu sadece bir hediye değil, aynı zamanda “sen artık büyüdün” mesajının da çocuğa geçmesi için duygusal bir ifadedir.
Bugün Almanya’da ilkokula başlayan hemen her çocuğun elinde bir Schultüte görürsünüz. Fotoğraflar çekilir, hatıralar birikir ve okulun ilk günü hayat boyu unutulmaz olur.
Yılbaşı Gecesinin Önemi
Almanya’da yılbaşı gecesi, yani “Silvester”, sadece takvimdeki bir dönüm noktası değil; derin geleneklerle, uğur sembolleriyle ve umut dolu ritüellerle dolu özel bir gece. Herkesin aynı anda hem geçmişi uğurlayıp hem geleceğe dilekler gönderdiği nadir anlardan da biri.
Bu gece Almanya’da oldukça ciddiye alınır. Akşam saatlerinde aileler veya arkadaş grupları bir araya gelir. Geleneksel olarak masalarda fondü ya da raclette gibi paylaşımlı yemekler hazırlanır. Yılın son saatleri birlikte sohbet edilerek, bol bol gülerek geçirilir. Çünkü Almanlar, yeni yılı nasıl karşılarsan öyle geçeceğine inanır. (Belki de hepimiz gibi...)
Masallar, müzik ve sanat... Alman kültürünün diğer yüzünü merak ediyorsan, ünlü Alman sanatçıları tanıyalım yazımızı da kaçırma.
Gecenin en sembolik anıysa saat tam gece yarısını vurduğunda yaşanır. Gökyüzü havai fişeklerle aydınlanır, herkes birbirine sarılır, “Guten Rutsch!” (Yeni yıla iyi kayışlar!) dilekleriyle yeni yıl kutlanır. Bu dilek biraz ilginçtir; çünkü kelime anlamıyla “kaymak” olsa da aslında “yeni yıla iyi geç” anlamı taşır. Kültürel olarak oldukça yerleşmiş bir ifadedir o yüzden Almanlar bunu hiç bozmamıştır.
Almanlar yılbaşında şans getirdiğine inanılan küçük figürlere de önem verir. Dört yapraklı yonca, uğur böceği, domuz figürleri ve hatta küçük bacacı süsleri sıkça hediye edilir. Hatta bazı aileler, eritilmiş kurşunu soğuk suya dökerek çıkan şekillerden gelecek yılı “tahmin” eder; bu gelenek “Bleigießen” olarak bilinir.
Alman usulü hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak ister misiniz?
Yılbaşı Gecesi “Dinner For One”ı İzlemek
Bir başka ilginç Alman Yeni Yıl Arifesi geleneğinin adı Dinner For One. Hiç duymamış olabilirsiniz. Bu 1963 İngiliz komedi şovu, 1960'lardan beri yılbaşı gecesi televizyonda yayınlanıyor ve toplamda 231 kez gösterilmiş. Bir Alman arkadaşınızı etkilemek istiyorsanız, bir sohbete "Geçen yılki şovla aynı değil mi ya?" gibi bilmişlikler yaparak başlamayı isteyebilirsiniz. Hatta bu şov, dünyada en sık tekrarlanan TV programı için bir dünya rekorunu elinde tutuyor ancak Birleşik Krallık'ta veya ABD'de hiç yayınlanmamış. Çok ilginç, değil mi?

Yeniden Doğuş
Almanya'da doğum günü kutlamaları çok ciddiye alınır. Bu Alman geleneği, kelimenin tam anlamıyla "katılmak" anlamına gelen ve den Geburtstag reinfeiern'deki ifadede kullanılan reinfeiern fiiliyle tanımlanır. Kişinin doğum gününün, saat gece yarısını vurduğu anda başlayacağı düşünüldüğünde, kişinin doğum gününü bir gün önceden kutlama eylemini ifade eder. Bu şekilde, Geburtstagkind (kelimenin tam anlamıyla 'doğum günü çocuğu'), doğum gününün ilk birkaç dakikası veya saati boyunca sevdikleriyle çevrilidir.
Alman kültürü gerçekten de çok zengin! Bu yazıda seni etkileyen efsaneler olduysa, daha fazla Alman hikâyesi ve efsanesine göz atarak kültürel yolculuğunu derinleştirebilirsin.
Karnaval Geleneği
Karnaval denince insanın aklına ilk olarak Rio de Janeiro ve Venedik gelir ama Almanya'da da güçlü bir karnaval kültürü var! Karnaval sezonu Kasım ayında başlar ve genellikle Şubat veya Mart başına, Kül Çarşambasından iki gün önceye denk gelen Rosenmontag'da (Gül Pazartesi) devam ederek zirveye ulaşır. Karnavallar çoğunlukla Köln, Mainz ve Düsseldorf'ta kutlanır ancak birçok Alman bölgesi de kutlamaya katılır. Karnaval alayları yapılır ve insanlar kostümler içinde sokakta kutlama yapar. İlk başta bahsettiğimiz gibi sadece bira içmek için bile Oktoberfest’leri var. Ne güzel; değil mi?

Festivaller şehrin sokaklarını şenlendiren büyük bir geçit töreniyle başlıyor. Ardından haftalar boyunca kentler, rengârenk çadırlar, geleneksel kıyafetler giymiş insanlar ve mis gibi yemek kokularıyla doluyor.
Ve tabii ki… Bira ve eğlence olmazsa olmaz!
Bu festivaller, sadece Almanya için değil, dünya çapında da tanınan en özel kutlamalardan biri. Hem kültürel zenginliğiyle hem de neşesiyle.
🎉 Etkinlik Adı | 🍻 Türü | 📍 Şehir / Yer | 🗓️ Tarih |
---|---|---|---|
Reeperbahn Festivali | Müzik festivali | Hamburg | Eylül |
Oktoberfest / Reeperbahn | Folklor ve geleneksel kutlama | Münih / Hamburg | Eylül – Ekim |
Noel ve Sylvester | Noel pazarları ve havai fişekler | Berlin | Aralık – Ocak |
Karnaval Kutlamaları | Geçit törenleri ve maskeler | Köln | Şubat – Mart |
Tanz in den Mai
Tanz in den Mai, tam karşılığı "Mayıs'a kadar dans" olan, her yıl 30 Nisan'da düzenlenen çoğu partinin adıdır. Baharın gelişini kutlarlar aslında. Günümüzde çoğu kulüp ve bar özel partilere ev sahipliği yapıyor ve insanlar da sıklıkla parklardaki şenlik ateşlerinin etrafında dans ediyor. 1 Mayıs İşçi Bayramı olması nedeniyle Almanya'da da çokça kutlanmaktadır. Örneğin, Berlin'de çeşitli gösteriler yapılıyor ve Kreuzberg mahallesi, ücretsiz konserlere ev sahipliği yapan açık hava sahneleriyle büyük bir sokak festivaline dönüşüyor.
Tanzverbot
Tanzverbot, “dans yasağı” anlamına gelir ve bazı tatillerde dans etmenin eyalet hükümetleri tarafından yasaklanmasını anlatmak için kullanılan bir terimdir. Dans yasakları çoğunlukla Kutsal Cuma gibi Hıristiyan bayramlarının yanı sıra silahlı çatışmalar sırasında veya baskı nedeniyle ölenleri anan Volkstrauertag gibi anma günleriyle bağlantılıdır. Bu dans yasağı halka açık dans partilerini ilgilendiriyor aslında. Yani insanlar evlerinde dans etmekte özgürler. Sonuçta kim görecek; değil mi? Uygulamada bu, kulüpler gibi dansa adanmış bazı yerlerin kararlaştırılan süre boyunca kapalı kalması gerektiği anlamına gelir. Örneğin Berlin'de, kulüplerin Kutsal Cuma günü sabah 4 ile akşam 9 arasında kapalı olması gerekiyor. Dans etmek için festival yapıp sonra bir anda dansı yasaklayan başka bir kültür daha bulamayız sanırım.
Noel Pazarları
Son zamanlarda Türkiye’den de birçok turistin gittiği, herhalde en çok dikkat çeken ve sevilen aktivite olabilir. Almanların Noel pazarlarını kurma biçiminde gerçekten büyülü bir şey var diyebiliriz. Yılın en karanlık ve soğuk olduğu bir zamanda, Noel pazarları gerçekten insanların en çok dört gözle beklediği eğlencedir çünkü her şeyi rengarenk ışıklarla aydınlatırlar. Alman Noel pazarları, tüm Alman mutfağındaki en iyi yiyeceklerden bazılarına ev sahipliği yapar ve sıcak şarap ve baharatlardan yapılan bir Alman içeceği olan "Glühwein"in içildiği ana yer olarak bilinir. Arkadaşlarınız ve aileniz için mükemmel Noel hediyelerinin satıldığı birçok dükkan da vardır. İnsanların Noel Pazarlarına dair en sevmediği şey ise bu etkinliğin sona ermesidir.
Noel pazarı (Weihnachtsmarkt) düzenlenir. En büyükleri Nürnberg, Köln ve Dresden’dedir.
Kayıp eşyaları ağaçlara asmak
Bir ağaçta asılı bir nesne görürseniz bu, yakınlarda birisinin onu kaybettiği anlamına gelir. Kayıp eşyayı kim bulursa onu daha görünür kılmak ve sahibinin bulmasını kolaylaştırmak için bir ağaca asar. Saygılı insanlar...
Ve Oktoberfest!
Almanların tamamen kendilerine ait diyebilecekleri bir festival de Oktoberfest. Bu dünyaca ünlü bira festivalinin küçük versiyonları Almanya genelinde kutlansa da asıl etkinlik Münih'te gerçekleşir. Festivalin adı Ekim ayında yapılması gerektiği gibi görünse de (başlangıçta öyleydi) ancak şimdi iyi havaya sahip olma şansını artırmak için genellikle Eylül ayının sonunda gerçekleşiyor. Katılmayı planlıyorsanız, Lederhosen'inizi (geleneksel Alman giyim tarzı) giydiğinizden emin olun ve 1 litrelik büyük kupalardan bira içmeye hazırlanın. Daha küçük boylarda bira içmek bu festivale yakışmaz.
Almanya'nın efsaneleri yalnızca hikâyelerde değil, müzikte de karşımıza çıkar. Eğer Alman kültürünü derinlemesine tanımak istiyorsan, efsanevi Alman müzisyenlerini de keşfetmeni mutlaka öneririz.

Başparmakları çapraz tutmak
İyi bir şans yaratmak için "Parmaklarını çapraz yapan" İngilizleri biliyorsunuzdur. Filmlerde en azından duymuşsunuzdur. Fingers crossed... Almanca'da başparmaklarınızı çapraz tutmak veya "Ich drücke die Daumen" demek de tıpkı bunun aynısıdır. Bu yüzden Almanca öğrenirken bu küçük nüansları göz önünde bulundurduğunuzdan emin olun, aksi halde bir miktar yanlış anlamayla karşılaşabilirsiniz. Nazarlık diyebilirsiniz.
Almanya’da pazar günleri neredeyse tüm dükkânlar kapalıdır. “Ruhetag” yani dinlenme günü olarak kabul edilen Pazar, sessizlik ve sakinlikle geçirilir; bu nedenle çamaşır makinesi çalıştırmak veya elektrikli süpürge kullanmak bile hoş karşılanmayabilir.
Kuralcı ve disiplinli bir topluma ayak uydurmak bizim gibi daha toplumsal duyarlılığı yüksek kültürler için zor olsa da her ülkenin kendi kültürüne saygı duymak gerekir. Almanya’ya yolunuz düşerse veya orada yaşamak isterseniz ya da sadece Almanca öğrenmek için bile ziyaret etseniz bu konulara dikkat etmekte fayda var.
Bizce bu kültürleri deneyimlemek, almanca dersleri veya almanca kursu almaya başlamak için başlı başına bir sebep!
Emeğinize sağlık teşekkür ederim son iki yılda 3.gidisim…güzel detaylar öğrendim…