Çaldığı enstrümanı nasıl seçtiği konusunda herkesin farklı bir hikayesi vardır. Kimileri ilkokul ya da ortaokulundaki bir öğretmeninin tavsiyesiyle kimileri hayran olduğu müzik grubunun ünlü solistinin çaldığı enstrüman olduğundan kimileriyse tamamen enstrümanın sesine hayran olduğundan o enstrümana yönelmiştir. Yine bazılarımız da vardır ki kısa süreliğine bir hevesle o enstrümanı sevmiş ve hemen çalmak istediğine karar vermiş olabilir. Hangi enstrümanı seçmiş olursanız olun hepsinin kendine göre zorlukları olduğunu bilmeniz gerekir. Hiçbiri diğerinden daha kolay veya daha zor değildir.
Bu konuda özellikle keman öğrenilmesi en zor ve emek gerektiren enstrüman olarak bilinir. Yine gitar da popüler kültür müziğinde fazlaca kullanılan bir enstrüman olduğu için en çok öğrenilmek istenen enstrümanlarda başı çeker. Ancak tüm bunların hepsi birer yanılgıdan ibarettir. İyi derecede keman çalabilen birisinin yanında orta seviye gitar çalabilen birisi kesinlikle sönük kalacaktır. Bir enstrümanı hakkıyla öğrendiğinizde o enstrümandan hoşlanmayan bireyleri bile kendinize hayran bırakabilirsiniz.
Her enstrümanın kendine has özellikleri ve teknikleri vardır. Piyano için konuşacak olursak görüntüsü ve kulağa oldukça hoş gelen sesi nedeniyle insanlar tarafından oldukça fazla rağbet gören enstrümanların başında gelir. Bir müzik aleti öğrenmeye başlamak isteyen herkese piyano çalmayı kesinlikle tavsiye edebiliriz. Bunun birkaç sebebi var.
Piyano, müziğe inanılmaz derecede yeteneksiz birisi değilseniz hemen hemen herkesin belirli bir seviyeye kadar gelebileceği bir enstrümandır. Örneğin bunu keman için söyleyemeyiz. Kemanda ses çıkarmanız bile birkaç aylık bir eğitimin ve kursun sonucunda elde ettiğiniz bir durumdur.
Ancak piyano için belirli seviyelerdeki parçaları çalmaya başlamanız düzenli bir çalışmayla yine bu süre aralığına denk gelecektir. Bu yönden piyanoya ve kemana yeni başlayan kişileri kıyasladığımızda ilk yıl içinde keman çalmayı tercih eden kişilere oranla piyano çalmayı tercih edenlerin piyanoya devam etme ve ileri seviyelere kadar götürme oranlarının çok daha yüksek olduğunu görüyoruz.
Bu durumun en büyük sebeplerinden birisi de yukarıda da belirttiğimiz gibi piyanonun kemana oranla ilk etapta motivasyon kırıcı herhangi bir özelliğinin olmamasıdır. Kemanda ikinci ayın sonunda nihayet ses çıkarabiliyorken piyanoda basit parçaları çalabildiğinizi görmek oldukça motivasyon artırıcı bir durumdur.
Geniş Tekniklere Sahip Bir Enstrüman: Piyano
Piyano çalarken kullanılabilecek çok çeşitli teknikler vardır. Bu teknikleri zamanla öğrendiğinizde piyanoda harikalar yaratabileceğinizi göreceksiniz. Bu tekniklerde ustalaşabilmek için vücudunuzun çeşitli bölgelerinin çok fazla çalıştırılması gerektiğini de bilmelisiniz.
Vücudunuzun görebildiğiniz ve göremediğiniz kısımlarının aktivasyonu piyano çalmada oldukça önemli bir yere sahiptir. Piyano çalmaya başladığınızda piyano koltuğunuzda otururken özellikle dik bir duruş benimsemeniz gerektiğinden omurga sağlığınızı da olumlu yönde etkileyen bir alışkanlık elde etmiş olacaksınız. Gelin şimdi piyano çalmaya başladığınızda vücudunuzu hangi kısımlarını aktif olarak kullanmalısınız sorusunun cevabını sizlerle paylaşalım.

Parmaklarınızı Harika Şekilde Kullanmak Yeterli Mi?
Birçoğumuz bir piyanistin sahnede piyanoyla icra ettiği parçaları dinlerken piyanistin en çok parmaklarını çalıştırdığını düşünürüz. Görünen kısımda en çok parmakların çalıştığı doğrudur, ancak işin arka planına gittiğimizde yoğun bir beyin aktivitesi ile sıkı bir el ve göz koordinasyonu olduğunu görürüz.
Yine piyano çalmaya başlayan bireylerde, genellikle sağ elini ve vücudunun sağ kısmını daha aktif kullanabilenler için vücudunun sol kısmını da en az sağ kısmı kadar aktif kullanabilmesi gerektiği anlaşılır. Bu durum bile başlı başına beyni inanılmaz derecede zorlayan ancak bir o kadar da geliştiren bir durumdur.
Kendinizi vücudunuzun her iki kısmını da aynı verimlilikle kullanmaya zorladığınızda çok yönlü düşünebilme becerisi kazanacağınız gibi sezgisel ve mantıksal düşünce gücünüzün oldukça arttığını da fark edeceksiniz. Kendinizi sosyal hayatınızda olduğundan çok daha iyi ifade edebilme yetisi de kazanacak ve şu anda mevcut olan ya da ileriki yaşlarınızda olması muhtemel unutkanlık gibi yaşlılığa bağlı çeşitli hastalıklara yakalanma olasılığınızı oldukça düşürmüş olacaksınız.
Peki Tüm Bu Becerileri Kazanmak İçin Tam Olarak Nereden Başlamalıyım?
Tüm bu becerileri kazanmak elbette belirli bir zaman, emek ve çaba ister. Bunları piyano çalma sürecinde uygulayacağınızı düşünüyorsanız gelin birlikte nereden ve nasıl başlamanız gerektiğine bir bakalım.
Öncelikle piyano taburesinde dik bir oturuş ve el, göz ve beyin koordinasyonu antrenmanları yapmaya başladığınızda bir yandan da iki el parmaklarınızla da pratikler yapmanız gerekir. Bu pratikler ilk başta yalnızca sağ elinizin birinci (baş parmak) ve ikinci, birinci ve üçüncü, birinci ve dördüncü en son da birinci ve beşinci parmaklarınızı kullanarak piyano tuşlarına basmanızı ve parmaklarınızın tuş aralıklarını ezberlemesine, adeta bir refleks oluşturmasına olanak sağlar. Aynı alıştırmalara sol eliniz için ve tüm parmak kombinasyonları için düzenli olarak yapmanız gerekir. Böylece parmaklarınızı bir süre sonra çok daha aktif kullanabildiğinizi fark edecek, ileride çalmaya çalıştığınız parçaları da çok daha etkili çalabilmenin altyapısını oluşturacaksınız.
Bir piyanistin el becerisine hıza ve yüksek koordinasyon becerisine ihtiyacı vardır. Bu becerilerin iyileştirilmesi üzerinde çalışmak sizi donanımsal olarak daha iyi hale getirecektir. Bir piyanist ellerini, gözlerini ve beynini kusursuz bir şekilde koordine edebiliyor olduğunda piyano çalma sürecindeki en zahmetli işi yapmış olur. Geriye kalan tek şey, düzenli olarak pratik yaparak kazandığı bu becerileri sürdürmektir.
Şimdi tüm bu koordinasyon becerilerini geliştirme sürecine daha yakından bakacağız ve piyano çalmada oynadıkları rolü inceleyeceğiz. Birçok enstrümanın kullandığı vücut bölümlerine ve piyano çalarken kullandığınız vücut bölümlerine bakacağız. İlk olarak da gözleriniz ve beyniniz arasındaki bağlantıyla başlayacağız.
Piyano Çalmaya Dair İpuçları
Bir piyanoyu veya klavyeyi çaldığınızda, gözleriniz önünüzdeki nota dizilimlerinden, tuşlardan ve aksesuarlarınızdan görsel bilgiler alır. İlk aşama bu şekilde gerçekleşir ve sonrasında alınan tüm bu bilgiler her şeyi organize eden beyniniz tarafından işlenir. Piyano çalmayı öğrenmenin en zor ve sabır gerektiren kısmı tam da burasıdır. Her hareketiniz koordineli ve farklı tipte olduğu için beyninizi çokça kullanmanızı gerektirir. Öyle ki bazen 1 saat özel piyano dersi sonunda sanki tüm gün çalışmışsınız gibi kendinizi yorgun ve acıkmış hissedersiniz.

Ayrıca müziği hissedebilmeli ve ritim duygusuna da sahip olmalısınız. Aslında, sadece piyano gamı veya basit bir akor çalmak için beyninizi aynı anda büyük miktarda bilgi ile uğraşmak üzere eğitmeniz gerekir. Beyninizin bu koordinasyon sürecine alışması biraz zaman alacaktır ancak bu sürece alıştığınızda piyano çalmada önünüze çıkan engelleri aşmanız çok daha kolay olacaktır.
Piyano Çalmada Ayakların İşlevi
Pedallardan bahsetmeden koordinasyon sürecinin bittiğini söylememiz elbette olmazdı. Beyin, el, göz ve parmak koordinasyonuna son eklenen uzvumuz da ayaklardır. Ayakların kullanımı da piyano çalmada önemli bir yere sahiptir.
Pedallar sese bir karakter katmak için kullanılır ve genel olarak çalınan notaların ve harmoninin zenginleştirilmesini sağlarlar. Piyano dersleri alırken belli bir düzeyden sonra pedal eğitimine de geçeceksiniz. Pedal, piyanonun vazgeçilmez bir parçasıdır.

Müziğin Ruhu
İyi bir harmoni çıkartmak için tüm bu bahsettiğimiz piyano çalışmalarını hakkıyla yapmak, tuşlardaki fiziksel becerilerinizi ve koordinasyon kabiliyetlerinizi geliştirmekle de bitmiş olmaz. Tüm buraya kadar yaptıklarınızla piyano çalmanın mekanik tarafını halletmiş oldunuz. Artık el, parmak beyin ve göz koordinasyonunuz oldukça iyi ve önünüze konan notaları doğru bir şekilde okuyarak birer harmoni yaratıyorsunuz ancak buraya eklemeniz gereken tek bir şey kaldı. O da bu harmoniyi hissederek çalmak. Yani bir nevi çaldığınız müziğin bir ruhunun olması!
Bu ruhu oluşturmak elbette kişinin kendi doğasında bulunan doğuştan gelen yeteneklerle oldukça fazla ilişkilidir. Sonradan kazanılması da mümkün olmakla birlikte bunun herkes için geçerli olmayacağını söyleyebiliriz. Ancak size şunu söyleyebiliriz ki müziğe doğuştan ortalama bir yeteneği olan ama düzenli ve sıkı çalışan bir kişinin piyanoda harikalar yaratması kaçınılmazdır.
Özgüven Kazanmanın Muhteşem Bir Yolu: Piyano
İnsan mutluluğuna en olumlu yönde etki eden şey insanın bir şey yarattığını görmesidir. Piyano çalarken bir harmoni yarattığınızı veya hali hazırda bulunan bir harmoniyi kendi yorumunuzla tekrar canlandırdığınızı gördüğünüzde hissettiğiniz tatmin duygusu bambaşkadır. Bu tatmin duygusu aynı zamanda özgüveninizi de pekiştirecektir.
Çalabildiğiniz her parça sonrasında kendinize olan güveniniz daha da artacak ve sosyal hayatınızdan iş hayatınıza kadar birçok alanda kendinizi çok daha iyi ifade ettiğinizi fark edeceksiniz.
Tüm bunların yanında piyano çalmak birçok terapist ve psikiyatristin reçetesinde dahi bulunmaktadır. Bir şarkı çalmak için klavyenin başına her oturduğunuzda, kafanızda tüm gün birikmiş olan günlük sıkıntılarınızın kaybolduğunu hissedeceksiniz. Bu yüzden kötü veya stresli bir gün geçirdiğinizde ve o gün piyano çalışmayı ertelemeyi düşünmek kesinlikle hatalı bir seçenek olur.









