Dostoyevski... Adını duymayan yoktur ama hakkıyla okuyabilen çok azdır. Çünkü o roman yazmaz, resmen insan ruhunun en derin kuyularına iner. Bazen bir cümlesiyle öyle bir yerden yakalar ki seni, kitabı bırakıp uzun uzun düşünmek zorunda kalırsın. Ve belki de bu yüzden onun kitapları kolay okunmaz, ama bir kez o dünyanın içine girdin mi elinden düşüremezsin.
"Dostoyevski benim için tek psikologdur" der Nietzsche. Camus ondan etkilenerek Yabancıyı yazar, Kafka onda kendi varoluş sancılarını bulduğunu ifade eder.
Dört büyük Rus edebiyatı yazarı; Dostoyevski, Tolstoy, Çehov ve Gorki gerçek hayattan öyküler, derin psikolojik analizler ve insanın varoluşuna dair büyük sorularla yüzleştirir bizi.
Sadece Rus edebiyatının değil, dünya edebiyatının da en sarsıcı kalemlerinden biri olan Dostoyevski, psikolojik çözümlemeyi romanın omurgası haline getiren ilk yazarlardan biridir.
Birçok sanatçıda olduğu gibi, Dostoyevski’nin de hayatı ile eserleri arasındaki güçlü bağı göz ardı edemeyiz. Dostoyevski’nin yazdığı her satırın, onun hayatındaki deneyimlerle ve içsel dünyasıyla doğrudan bir bağlantısı bulunuyor. Bu bağ, eserlerin derinliğini daha iyi kavrayabilmemiz için büyük önem taşıyor. Öyleyse haydi gelin bu muhteşem yazarın hayatına göz atalım. Edebi metinleri orijinal dilinde okuma deneyimi için online rusça derslerini de göz önünde bulundurabilirsiniz.
Dostoyevski’nin Fırtınalı Hayatı

1821’de Moskova, Rusya’da doğdu. genç yaşlarda edebiyata olan yeteneğiyle öne çıktı ve kariyerini bu alanda sürdürdü. Tam adı Fyodor Mihayloviç Dostoyevski olan yazar, dünya edebiyatının en büyük isimlerinden biri olarak unutulmaz eserler bıraktı. Orijinal eserleri daha iyi anlamak için rusça ders alabilirsiniz.
Birçok sanatçıda olduğu gibi, Dostoyevski’nin de hayatı ile eserleri arasındaki güçlü bağı göz ardı edemeyiz. Dostoyevski’nin yazdığı her satırın, onun hayatındaki deneyimlerle ve içsel dünyasıyla doğrudan bir bağlantısı bulunuyor. Bu bağ, eserlerin derinliğini daha iyi kavrayabilmemiz için büyük önem taşıyor. Öyleyse haydi gelin bu muhteşem yazarın hayatına göz atalım.
1821'de Rusya'da doğan Dostoyevski'nin Babası sert mizaçlı, annesi dindar ve yumuşak huyluydu. Bu çelişkili ebeveyn figürleri onun eserlerinde sıkça karşılaşacağımız "otoriter baba" ve "acı çeken anne" karakterlerinin temelini oluşturdu. Genç yaşta annesini, ardından da babasını kaybetti. Babasının ölümü, özellikle onun iç dünyasında derin izler bıraktı; bazı biyografi yazarlarına göre, Dostoyevski'nin “baba kompleksi” tam da burada doğdu.
Anna Karenina, Savaş ve Barış, Diriliş… Bu kitapların yazarı Tolstoy’u daha yakından tanıyın.
Dostoyevski’nin karakterleriyle ilgili sizce aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?
Dostoyevski’nin Hayatı ve Edebi Yönü
Dostoyevski’nin hayatı, bir roman karakterininkinden farksızdı. Zaten onun karakterleri de çoğu zaman bizzat kendi iç çatışmalarının birer yansımasıydı.
Gençliğinde mühendislik eğitimi aldığı yıllarda edebiyata olan tutkusunu keşfetti. Daha mezun olmadan ilk çevirilerini yapmaya ve edebiyat dünyasında adını duyurmaya başlamıştı. İlk romanı İnsancıklar ile büyük yankı uyandırdı. Dönemin edebiyat eleştirmenlerinden Belinski, onun “Rusya’nın Gogol’den sonraki en büyük umudu” olduğunu ilan etti. Ama hayatındaki ama asıl kırılma, gizli bir devrimci topluluğa katıldığı için tutuklandığı 1849 yılında yaşandı.
Bir yayıncıya olan borcu yüzünden, "Kumarbaz" adlı kitabını 26 gün içinde, bir stenograf tutarak ve dikte ederek yazdı. Bu stenograf sonradan eşi olan Anna Grigoryevna'dır.
İdam cezasına çarptırıldı. Kurşuna dizilmesine saniyeler kala, ceza sürgüne çevrildi. Bu sahne, onun hayatını ikiye böldü. Öncesinde toplumcu, sonrasında varoluşçu… Öncesinde umutla bakan, sonrasında “acıya kutsallık yükleyen” bir yazar. Sibirya’da geçirdiği dört yıl ve ardından gelen zorunlu askerlik, onda hem fiziksel hem ruhsal izler bıraktı. Epilepsi hastalığı, yaşam boyu onun gölgesi oldu.
Sibirya’daki sürgün yılları onu adeta dönüştürdü. Mahkumlar arasında geçirdiği dört yıl, onun insan doğasına bakışını bambaşka bir boyuta taşıdı. Artık hayatta kalan biriydi. Bir idam mahkumu, bir sürgün, bir epilepsi hastası ama en önemlisi, bir ruh araştırmacısıydı.

Dostoyevski’nin En Önemli Eserleri
Dostoyevski kitapları, klasik anlamda olay odaklı değildir. Onun için önemli olan karakterlerin ne yaptığı değil, neden yaptığıdır. İnsan zihninin en derin dehlizlerine inen, vicdanla günahı tokat tokat yüzleştiren anlatıları vardır. “Suç”un karşısına “ceza”yı değil, önce vicdanı koyar.
📘 Suç ve Ceza
Raskolnikov’un hikayesi bir cinayet romanı değildir; bu, sadece yüzeydeki hikayedir. Asıl mesele, "üstün insan" olmanın, Tanrı'nın yerini almanın, vicdana karşı aklın galip gelip gelemeyeceğinin tartışmasıdır. Raskolnikov, yoksulluktan dolayı bir tefeci kadını öldürür ama asıl cezayı vicdanında çeker. Kitap, modern psikolojik romanın temel taşlarından biridir.
Önce biraz ağladılar, ama alıştılar şimdi. Aşağılık insanoğlu her şeye alışır!
Suç ve Ceza
📗 Budala
Rus basınında yer alan bir cinayet davasından yola çıkan romanda, iyilik ve inançla dolu olan Mışkin’in çevresiyle ilişkileri anlatılır. Şehvet, açgözlülük ve günahı temsil eden bu kişiler, Mışkin’in ahlak duygularını bir tür sınamadan geçirirler. Prens Mışkin karakteriyle Dostoyevski “gerçek iyilik” kavramını sorgular. Ancak burada ilginç olan şudur: Mışkin'in saflığı, idealizmi ve iyiliği toplum tarafından ezilir. Sonunda iyiliğiyle etkilediği insanlar mutsuzluğa mahkum olurken, kendisi de delirir.
Zamana bırak, zamanla her şey unutulur! Sonra akıllanmaktansa şimdi akıllı olmak daha iyidir..
Budala
📘Yeraltından Notlar
Modern bireyin iç çatışmalarını anlatan bu roman, felsefi yönü en güçlü kitaplarından biridir. Kendiyle kavgalı bir adamın iç döküşüdür. Yeraltından Notlar, içerdiği ahlaksal, dinsel, siyasal ve toplumsal düşüncelerin benzer motifleri taşıması bakımından, sonraki büyük romanlar dizisine bir felsefi giriş niteliğindedir.
Duvarı yıkacak gücüm yoksa, onu yıkmak için kendimi paralayacak halim yok tabii ki, fakat önümde duvar var diye ona boyun eğecek de değilim.
Yeraltından Notlar
📙 Ecinniler
Dostoyevski bu romanında Rusya’nın genç entelektüel sınıfının nihilizme ve devrimci teröre kayışını eleştirir. Politik bir roman olmasına rağmen karakter odaklıdır ve fanatizmin, inançsızlığın bireyi nasıl yok ettiğini gösterir.
İnsan mutlu olduğunu bilmediği için mutsuzdur. Mutlu olduğunu fark eden kişi o anda mutlu olacaktır.
Ecinniler
📕 Karamazov Kardeşler
Çıkarcı ve şehvet düşkünü bir babanın , herbiri ayrı annelerden olma dört oğlunun sevgi, nefret, günah ve tutkuları çerçevesinde sürüp giden bir inanç arayışını, Tanrı’ya ulaşma çabasını temel alır. Hristiyanlık idealiyle özdeşleştirilen en küçük kardeş Alyoşa, yaşamın anlamından çok yaşamın kendisini sevmektedir. Dmitri de yaşamı sever, ama yaşamın anlamını kavramaktan uzak kalır. Yaşamdan çok yaşam anlamı üzerinde duran İvan, romanda en önemli yeri tutar.
Yazarın en büyük felsefi romanıdır. Tanrı, ahlak, özgür irade, aile, günah ve bağışlama gibi dev temaları işler. Ivan Karamazov’un ünlü “Eğer Tanrı yoksa her şey mubahtır” düşüncesi hala felsefe öğrencilerinin kabusu olmaya devam eder. Dostoyevski bu romanında hayatın tüm çelişkilerini ve insan doğasının karmaşıklığını bir orkestraya dönüştürür.
İnsanoğlu, hayvanlara karşı büyüklük taslama! Onlar günahsızdır, oysa sen azametinle üzerinde yaşadığın dünyayı kirletiyorsun ve senin kirli izlerin senden sonra da kalacaktır.
Karamazov Kardeşler
Kısa öyküleri ve yazdığı oyunlarıyla dünya klasikleri arasında kendine yer edinen usta yazar Anton Çehov’un asıl mesleğinin cerrahlık olduğunu biliyor muydunuz? Daha fazlası için yazıya tıkla!
Dostoyevski’nin Eserlerini Konu Alan Filmler
Dostoyevski’nin kitapları öyle derin ve evrensel konular içeriyor ki sinema dünyası da ondan fazlasıyla beslenmiştir. İşte bazı örnekler:
Yeraltı (2012): Türk yönetmen Zeki Demirkubuz’un, Dostoyevski’nin “Yeraltından Notlar” eserinden esinlenerek çektiği bu film, toplumdan izole olmuş bir adamın içsel çatışmalarını ve çevresiyle olan ilişkilerini anlatıyor. Baş karakterin, kendi iç dünyasındaki hesaplaşmaları ve toplumla olan uyumsuzluğu, izleyiciye derin bir psikolojik analiz sunuyor.
Crime and Punishment (1970): Suç ve Ceza defalarca kez sinemaya uyarlandı. Lev Kulidzhanov’un yönettiği bu film, fakir bir öğrenci olan Rodion Raskolnikov’un, kendini üstün bir insan olarak kanıtlama arzusuyla yaşlı bir tefeci kadını öldürmesini ve sonrasında yaşadığı derin vicdan azabını anlatıyor. Raskolnikov’un içsel çatışmaları ve ahlaki sorgulamaları, insan doğasının karanlık yönlerini izleyiciye sunuyor.
The Double (2013, Richard Ayoade): Dostoyevski’nin Öteki adlı kısa romanından uyarlanan bu film, bireyin kendi içindeki parçalanmasını anlatıyor. Jesse Eisenberg'in başrolde oynadığı bu filmi mutlaka izlemelisiniz.
Karamazov Kardeşler (2008): Modern dünyada sahneye konan bir tiyatro oyunu üzerinden Dostoyevski'nin metnini yeniden yorumlayan etkileyici bir film.
Le Notti Bianche (Beyaz Geceler): Luchino Visconti’nin yönettiği bu film, Dostoyevski’nin aynı adlı kısa öyküsünden uyarlanmıştır. Film, iki yalnız insanın tesadüfi karşılaşmasını ve aralarındaki duygusal bağı anlatıyor. Gece boyunca süren bu karşılaşma, karakterlerin içsel dünyalarını ve yalnızlıklarını izleyiciye sunuyor.
BONUS: Dostoyevski'nin son sözleri nelerdir ve Dostoyevski ölürken ne dedi? konusu oldukça merak edilir. İşte Dostoyevski'nin son sözleri:
"Anna, en üzüntülü ve sevinçli anlarımı seninle bölüştüm. Tek başıma aşamayacağım zorlukları seninle aştım. Ve şunu unutma ki seni büyük bir tutkuyla sevdim. Bir kere bile aldatmadım, düşüncede bile."
Maksim Gorki, Sovyet devrimci edebiyatının babası ve sosyalist gerçekçilik doktrininin kurucusu olarak kabul edilen bir Rus yazardır. Onu daha yakından tanımak ister misiniz?
Cümleleriniz de ferahlık var. Dostoyevski gibi karışık karanlık ve de kasvetli değil.