Fransız şiiri, dünya edebiyatında estetik ve biçim açısından önemli bir yere sahiptir. Tarihi boyunca farklı dönemlerin etkisiyle zenginleşmiş, hem içerik hem de biçim bakımından geniş bir çeşitlilik gösterir.

Ortaçağ ve Rönesans'tan, Aydınlanma ve Klasizme, Romantizmden Modernizme birçok dönemde değişen sanat akımlarıyla şekillenir şiirlerin yapısı ve içerikleri.

Fransız şiirinin doruk noktalara ulaştığı 19. yüzyılda dönem şairleri, ya ortak düşünce ve sanat toplulukları halinde, ya da tamamen kendine özgü sesleriyle edebi şiirlere imza attılar. Fransız şiirinin bu en verimli dönemi, iki büyük edebiyat akımı olan Romantizmin ve Sembolizmin de hazırlayıcısı oldu. Lamartine, Victor Hugo, Vigny, Baudelaire, Nerval, Gautier, Verlaine ve Mallarmé bu dönemin şairleri. Bu şairlerin her biri, unutulmaz şiirler kaleme aldılar. Onların şiirleri, şiir okuyucularının gözünde her daim değerini ve tazeliğini korumaya devam eder.

"İyi şiir, insan idrakini tatmin etmez; allak bullak eder. "

-Montaigne

Fransız edebiyatı öyle derin bir derya ki tek bir alanı incelerken bile saatler harcamanız oldukça mümkün! Romanları, şiirleri, tiyatro oyunları, şarkıları romantizmle buluşturan, derin ve çok yönlü anlamların tek bir kelimeyle ifade edilebildiği Fransızca, gerçekten müthiş bir dil!

Biz bu yazıda aşkın en iyi ifade edildiği tür olan şiiri ele aldık ve sizler için Fransız edebiyatının öne çıkan şairlerinden bazılarını ve onların etkileyici şiirlerini derledik.

Fransız edebiyatına ilgiliyseniz ünlü Fransız yazarların kitaplarını incelediğimiz yazıyı kaçırmayın! Ayrıca, Victor Hugo, William Sheakspeare, PAblo Neruda, Sylvia Plath gibi ünlü Fransız şairlerin aşk şiirleri yazısına da bir göz atın!

En iyi Fransızca öğretmenleri müsait
Jean philippe
5
5 (22 yorum)
Jean philippe
₺1200
/TL/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Serkan
5
5 (15 yorum)
Serkan
₺800
/TL/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Kadir
5
5 (56 yorum)
Kadir
₺1000
/TL/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Melissa
5
5 (25 yorum)
Melissa
₺510
/TL/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Meri
5
5 (73 yorum)
Meri
₺900
/TL/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Sema
5
5 (16 yorum)
Sema
₺500
/TL/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Bahadır
5
5 (35 yorum)
Bahadır
₺700
/TL/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Rümeysa
5
5 (13 yorum)
Rümeysa
₺800
/TL/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Jean philippe
5
5 (22 yorum)
Jean philippe
₺1200
/TL/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Serkan
5
5 (15 yorum)
Serkan
₺800
/TL/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Kadir
5
5 (56 yorum)
Kadir
₺1000
/TL/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Melissa
5
5 (25 yorum)
Melissa
₺510
/TL/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Meri
5
5 (73 yorum)
Meri
₺900
/TL/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Sema
5
5 (16 yorum)
Sema
₺500
/TL/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Bahadır
5
5 (35 yorum)
Bahadır
₺700
/TL/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Rümeysa
5
5 (13 yorum)
Rümeysa
₺800
/TL/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Başlayın

Louise Labé

1524-1566 yılları arasında yaşamış olan Louise Labé, Fransız Rönesans döneminin en önemli kadın şairlerinden biridir. şiirlerinde genellikle aşk, tutku ve melankoli temalarını işler. Rönesans dönemi kadınlarının edebiyat dünyasındaki yerini güçlendiren ve etkileyici bir edebi miras bırakan Labé, şiirleriyle hem çağdaşlarını hem de sonraki kuşakları derinden etkiledi.

Labé’nin bağımsız, entelektüel bir kadın olarak sürdürdüğü yaşam tarzı, dönemindeki geleneksel kadın rollerine meydan okudu. Bu durum, onun hakkında hem hayranlık uyandırdı hem de eleştirilere yol açtı.

Louise Labé, Fransız edebiyatında kadınların sesi olarak kabul edilen öncü figürlerden biridir. Şiirleri, samimiyeti, duygusal derinliği ve retorik gücüyle öne çıkar. Kadınların edebiyat ve entelektüel hayatta var olabileceğini kanıtlayan bir figür olarak yazıları feminist eleştirmenler tarafından da sıkça incelenmiştir.

Sone VIII

Yaşıyorum, ölüyorum; tutuşuyorum ve boğuluyorum ;
Hayat bana hem çok kolay hem çok ağır geliyor.
Çok büyük sıkıntılarım var, sevinçle karışıyor;
Soğuğa dayanıyorken sıcaktan bunalıyorum.

Birden beni gülme ve ağlama tutuyor,
Ve zevk içindeyken bir çok yakınma beni üzüyor, dayanıyorum.
Birdenbire kuruyorum ve yeşeriyorum;
İyi huyum çekip gidiyor, ve bu bir zaman sürüyor.

Böylece aşk kararsız şekilde beni yönlendiriyor;
Daha çok acı çektiğimi düşündüğümde, düşünmeğe kalmıyor
Kendimi üzüntünün dışında buluyorum.

Sonra, sevincimden emin olduğuma inanmam
Ve arzu ettiğim mutluluğun üstünde olmam,
Beni ilk mutsuzluğuma yeniden bırakıyor.

Romantizm, en güzel şiirle ifade edilir. Siz de özel gününüzde şiirlere başvurmayı unutmayın! |Kaynak: Pexels

Charles Baudelaire

"Her nerede değilsem orada mutlu olacakmışım gibi gelir."

-Charles Baudelaire

Edebiyat kariyerinin başında romantizm akımın etkisinde kalan Baudelaire, daha sonraları zengin imgelem gücünü ön plana çıkaran Sembolist akıma yöneldi ve bu akımın öncüsü haline geldi.

Baudelaire gibi bir şairi düşündüğümüzde, karanlığın ve güzelliğin bir arada dans ettiğini görürüz.  Baudelaire'in Kötülük Çiçekleri (Les Fleurs du Mal), kötülükten bile estetik yaratılabileceğini kanıtlayan eşsiz bir eserdir. 

Şiir dalında bir başyapıt olan bu eser üzerine 250'den fazla çalışma yapıldığı tahmin ediliyor. Bu şair ve eserleri Yahya Kemal Beyatlı, Ahmet Hamdi Tanpınar ve Necip Fazıl Kısakürek gibi önemli Türk şairlerimizi derinden etkiledi.

Düzyazıları da şiirleri kadar efsane olan ve bu eserleriyle de ün yapan şair, başlangıçta romantik akımda yazmış, sonradan Rimbaud ve Valery'le birlikte sembolist olarak anılmışsa da çok yönlü olmasıyla bağımsız ve özgün ünlü Fransız şairlerden biridir.

Hiçliğin Tadı

Ey hüzünlü ruhum. 
İhtiyar budala. 
Kanının kanatlarında hırçın bir kıvılcım yanardı, 
Umudun mahmuzu yavaşça dokunsa şaha kalkardın. 
Ey şimdi her adımda derin derin soluyan hasta 
İşe yaramaz beygir 
Uzan olduğun yere dayanmasını bil. 
Sönmeyen yanı var mı dünyanın... 

Ruhum, acılarını örtün. 
Ağır mermer tabutlarda uyanacak zamandır. 
Yenilmiş yaralar içindesin kocamış bunak 
Artık ne kavganın tadı 
ne de aşkın dinmeyen fırtınası ulaşmaz sularına. 
Elveda kavalın türküsü 
Flütün iççekici elveda 
Somurtkan ve karanlık kapılarımı çalmayın artık 
Ey hazların derinliği duyumların ateşi elveda.. 

Ruhum sevgili baharın bitti. 
O çılgın kokuların tükendiği zamandır.. 
Ayaklarımın altında yusyuvarlak dönüyor dünya 
Issız dağların karlı ağzında donmuş bir yolcu derinlere kayıyor 
Geçmişin titreyen eli sazdan örülmüş rüzgarlı kulübesi 
Gerek yok sığınmaya 
Ey her solukta gövdemi yutan zamanın muazzam ürperişi 
Ruhum dünyanın çığlarını çağır. 
Seni sarıp döne döne götürecektir zaman.

palette

Fransız edebiyatının en önemli isimlerinden biri olan Victor Hugo'nun aynı zamanda bir ressam olduğunu biliyor muydunuz?

Victor Hugo, William Sheakspeare, Pablo Neruda, Sylvia Plath gibi şairlerin en güzel aşk şiirleri için yazımıza göz atın.

Alfred de Musset

"Büyük acılar kadar bizi olgunlaştıran bir şey yoktur."

-Alfred de Musset

Aşk ve gençlik şairi olarak tanınan Musset, eserlerinde hem romantik hem de klasik unsurları harmanlamayı başarmış bir yazardır. En büyük yeteneklerinden biri, insan duygularını incelikle anlatabilmesidir. Tutkulu trajedilerden hafif fantezilere, tarihsel oyunlardan duygulu komedilere kadar çeşitli türlerde eser verdi. Aşk, hayal kırıklığı, melankoli ve insan doğasının karmaşıklığı onun eserlerinin ana temalarıdır.

Alfred de Musset, bütün gel-gitleri, aşkları, kavgaları, hüzünleri, ızdırapları ve hayal kırıklıkları ile çağının aynası olmuştur. 

spa

Şair ve yazar olan Musset'nin ölüm nedeni aort yetmezliğiydi. Öyle ki, aort yetmezliğinde ritmik olarak başı ileri geri sallama hareketi tıp literatüründe Musset belirtisi olarak adlandırılır.

Eserleriyle çağını yansıtmaya çalışan Musset, aynı zamanda bir hüzün şairidir. Hüzün (Tristesse) adlı şiirinde hayal kırıklıklarını, vicdan azabını ve ızdıraplarını kısa ve özlü bir şekilde tasvir eder. Musset, kırk yedi yıllık kısa hayatına çok sayıda şiir ve tiyatro oyunu sığdırmayı başarmıştır.

Hüzün

Gücüm, hayatım, nem varsa kaybettim; 
Kaybettim, ah, dostlarımı, neş'emi; 
Kalmadı hatta kibrim, azametim; 
Oydu vehmettiren dahiliğimi.

'Hakikat budur' dedikleri zaman, 
Karşımda sahiden bir dost zanettim.
Hakikati anlayıp duyduğum an; 
Çoktandır galip gelmişti nefretim.

Ama işte hakikat ebedidir; 
Yaşarsa bir kimse ondan bihaber, 
Alemde ömrünce gafil kişidir.

Tanrı soruyor, cevap vermek ister, 
İyi ki ağlamışım arasıra; 
Elimde kalan servet bu, dünyada.

En iyi Fransızca öğretmenleri müsait
Jean philippe
5
5 (22 yorum)
Jean philippe
₺1200
/TL/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Serkan
5
5 (15 yorum)
Serkan
₺800
/TL/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Kadir
5
5 (56 yorum)
Kadir
₺1000
/TL/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Melissa
5
5 (25 yorum)
Melissa
₺510
/TL/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Meri
5
5 (73 yorum)
Meri
₺900
/TL/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Sema
5
5 (16 yorum)
Sema
₺500
/TL/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Bahadır
5
5 (35 yorum)
Bahadır
₺700
/TL/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Rümeysa
5
5 (13 yorum)
Rümeysa
₺800
/TL/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Jean philippe
5
5 (22 yorum)
Jean philippe
₺1200
/TL/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Serkan
5
5 (15 yorum)
Serkan
₺800
/TL/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Kadir
5
5 (56 yorum)
Kadir
₺1000
/TL/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Melissa
5
5 (25 yorum)
Melissa
₺510
/TL/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Meri
5
5 (73 yorum)
Meri
₺900
/TL/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Sema
5
5 (16 yorum)
Sema
₺500
/TL/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Bahadır
5
5 (35 yorum)
Bahadır
₺700
/TL/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Rümeysa
5
5 (13 yorum)
Rümeysa
₺800
/TL/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Başlayın

Paul Verlaine

Paul Verlaine, şiirlerinde aşkın ve zamanın çelişkili doğasını işler. Verlaine’in melankolisi, sonbaharın sararan yaprakları gibi dökülür satırlarından. Mirabeau Köprüsü (Le Pont Mirabeau) bunun en güzel örneklerindendir.

Verlaine, şiirde hayal dünyasına, doğanın yarı aydınlık, renkli görünümüne yöneldi. Fransız şiirine o güne kadar rastlanmayan yeni bir hava, canlılık ve bir musiki getirdi.

1995 yapımlı "Tutkunun Şairleri" filminde Verlaine'in Rimbaud ile yaşadıkları ilişki anlatılır. 

camera

Filmde Verlaine'i David Thewlis, Rimbaud'u ise ünlü aktör Leonardo DiCaprio canlandırdı.

Dilek

Ah! Yarenler! Ilk sevgililer! Ve çiçek tenler
Saçların altın rengi, gök rengi bakışların,
Kendiliğinden dogan ürkek okşayışların
Korkuyla dokunduğu sevgili toy bedenler! 

Yazık! Uzaklarda mı o kıvançlı, saf günler? 
Hersey ilkbaharına doğru çılgınlıkların
Kanatlanıp uçtu mu? Sonsuz acılarımın
Hüznümün, kıvancımın kışları birer birer! 

İşte yapayalnızım ürkek ve yapayalnız,
Umutsuz, garip bir öksüz misali ablasız,
Daha çok üşüyorum ak saçlı bir adamdan.

Sen ey bizi ısıtan nazlı sevda kadını
Tatlı, düşünceli, esmer ve asla şaşmayan,
Ve bazen bir çocuk gibi öpen alnımızı!

Aşkımı ifade etmek için bu şiirler bana yetmez diyorsanız “Fransızca Aşk Şarkıları” yazımıza da göz atabilirsiniz.

Arthur Rimbaud

Fransız edebiyatının en etkileyici ve yenilikçi şairlerinden biridir. Kendisi çağdaş Fransız şiirinin kurucusu diye adlandırılır. Asıl mesele bunu 17 yaşında yapmış olması ve 21 yaşında ise şiiri tamamen bırakmasıydı. 

Henüz on altı yaşında üstelik denizi bile hiç görmeden yazdığı Sarhoş Gemi şiiri, herkesin ağzını açık bırakmaya yetecekti. 16 yaşında yazdığı bu uzun şiir, onun edebi dehasını ortaya koyar. Şiirde bir geminin gözünden özgürlük, hayal gücü ve kaos temaları işlenir.

Illuminations, Rimbaud’nun düzyazı şiirlerinden oluşan bu eser, modern şiirin en özgün örneklerinden biridir. Sürrealist ve sembolist etkiler taşıyan şiirleri, dilin sınırlarını zorlayan imgelerle doludur.

face

Paris’e gittiğinde tanıştığı Victor Hugo, Artur Rimbaud için “Küçük Shakespeare” demişti. 

1870’lerde Paris’e giderek dönemin önde gelen şairlerinden Paul Verlaine ile tanıştı. İkisi arasındaki çalkantılı ilişki, hem edebi bir iş birliği hem de dramatik bir özel hayat hikayesine dönüştü. Verlaine ile yaşadığı ilişki, skandallara ve ayrılıklarına rağmen Rimbaud'nun eserlerinde önemli bir ilham kaynağı oldu. Modern şiiri Rimbaud kadar derinden etkilemiş ve tutkulu araştırmalara konu olmuş çok az şair vardır.

Rimbaud, 21 yaşına geldiğinde şiir yazmayı bıraktı. Hayatının geri kalanını dünya gezileri yaparak, ticaretle uğraşarak ve farklı coğrafyalarda macera peşinde koşarak geçirdi. Afrika’da bir süre tüccar olarak çalıştı. 

Arthur Rimbaud, edebiyat dünyasında devrimci bir figür olarak görülür. Kısa süren edebi kariyerine rağmen modern şiiri kökten etkilemiş, sürrealizmdadaizm ve diğer modernist akımlara ilham vermiştir. 

Ofelya

Yıldızların uyuduğu, sessiz, kara
Dalgalarda Ofelya iri bir zambak,
Yüzüyor duvaklı, uzanmış sulara...
-Avcı borularının ezgisinde bak.

Bin yıl geçti, Ofelya yine üzgün,
Uzun sularda kefen gibi akıyor.
Bin yıldır, gündüz gece, deli gönlünün
Hüznünü meltem yellerine döküyor.

Açıp sularda salınan tüllerini
Beyaz göğüslerini öpüyor rüzgar,
Söğütler eğmiş omzuna dallarını
Ağlıyor. Uykulu alnında kamışlar.

Yöresinde üzgün nilüferler bazan
Dağıtıyor Ofelya kızılağacın uykusunu,
Bir kanat vuruşuyla dallar yuvadan
-Salıyor yıldızların altın şarkısını.

Sen ey solgun Ofelya, kar gibi güzel! 
Sulara gelin oldun ergen çağlarda! 
-Çünkü Norveç doruklarında esen yel
Acı özgürlüğün tadını öğretti sana:

Savuran bir soluk gür perçemlerini
Büyüyordu düşlerinin akışında; 
Dinliyordun doğanın ezgilerini
Ağacın, gecelerin yakınışında; 

Çünkü boğuk sesi çılgın denizlerin
O tatlı, çocuk göğsüne vuruyordu; 
Bir nisan sabahı, yorgun bir atlı senin
Dizlerinde sessizce oturuyordu! 

Gök! Aşk! Özgürlük! Bu nasıl düş Deli Kız! 
Güneş vuran kar gibi eriyip gittin; 
Konuşma, sus! Seviyi bizlere dilsiz
O mavi gözlerinle çoktan öğrettin! 

-Ve diyor ki Ozan: Aydın gecelerde
Ofelyam çiçekler devşiriyorsun; 
Hep böyle yüz, ak gelinliğinle suda
Dalgalar beşiğini sallayıp dursun.

Stéphane Mallarmé

19.yy fransız sembolistlerinden olan Mallarmé, şiirlerinde Sembolizmin öncüsü Charles Baudelaire'den etkilenmiş ancak bu iki şair kaçış özlemi konusunda birbirlerinden farklı birer anlayışa sahiptir. Yapıtlarında seçkin ve karmaşık anlatımı kullanan Mallarmé, şiirin gizem dolu olması gerektiğini savundu. Mallarmé'ye göre kapalılık ve anlaşılmazlık şiirin özüdür. Kendine özgü bir şiir dili ve sözlüğü vardır

Şair sözcükleri, bilinen anlamlarının dışında kullanmayı tercih eder, her sözcüğün bir sembol olduğunu düşüne­rek, yorum ve anlamı kişiden kişiye değişebilecek şiirler oluşturdu. Mallarmé, nesneleri değil nesnelerin insan üzerindeki İzlenimlerini anlatır.

Mallarme’nin özellikle “Deniz Meltemi” şiiri okuyucuların nezdinde hep değerini ve tazeliğini korur.

Deniz Meltemi

Hayır yok tenden artık; hatmedildi kitaplar.
Ah! Bi kaçsam! Bilirim, o mest kuşlara diyar,
Bir akl’almaz köpükle göklerin arasında.
Bir şey tutamaz gayrı, gözlerin aynasında
Yanan bahçeler bile, bu deniz kokan gönlü;
Tutamaz ne geceler, ne duran o hüzünlü
Boş kâğıtlar üstüne eğilmiş kandil öyle;
Tutamaz o çocuğunu emziren taze bile,
Gidiyoruz! Kalk, gemi! Yalpanı vur şöyle bir,
Ve sonra al bir günâ aleme doğru demir!
Ümitten onca çekmiş sıkıntı şimdi, dersin,
Hayır duasına mı kanmakta mendillerin?
Belki de bu direkler, fırtınalara davet,
Nâçar bir gün yığılır güverteye… Ne imdat,
Ne görünürde ada ve ne kürek ne yelken;
Ama sen geçme gine gemici türküsünden!

Fransız şairlerden bazıları oyun yazarlığı da yapmış, hatta bu şekilde şairliğinden daha çok üne kavuşmuştur. |Kaynak: Pexels

Paul Éluard

Éluard, hem aşk hem de devrim şairi olarak 20. yüzyılın en büyük Fransız edebiyatçıları arasında gösterilir. 

Fransa Alman işgalindeyken, Fransız Direnişinde aktif bir rol aldı ve bu dönemde yazdığı şiirler, hem Fransız halkına hem de direnişçilere büyük ilham verdi.

Bu şiirlerde yurdunun acılarını, halkının dayanma gücünü, umudunu, özgürlüğe susamışlığını büyük bir ustalıkla dile getirdi. Şiirleri bütün Fransa'yı elden ele, gizli gizli dolaştı, bir şarkı gibi ağızlarda söylendi.

Bir tek sözün şevkiyle
Dönüyorum hayata
Senin için doğmuşum
Seni haykırmaya
Özgürlük

-Paul Éluard

Éluard, Sürrealist hareketin önemli isimlerinden biri olarak tanınır ve eserlerinde aşk, özgürlük, insanlık gibi evrensel temaları işler. Éluard, aşkı hayatın en temel anlamlarından biri olarak görür. Kadınlara duyduğu sevgi, şiirlerinin merkezinde yer alır.

Acının Başkenti

Gözlerinin eğrisi dolanıyor yüreğimi,
Bir raks, bir dinginlik çemberi,
Zamanın aylası, gece beşiği ve güvenli,
Ve eğer hiçbir şey kalmadıysa aklımda yaşadığımdan
Gözlerinin her zaman görmediğindendir beni.

Yaprakları günün ve pembe şarabın köpüğü,
Rüzgarın sazları, kokulu gülücükler
Işık dünyasını saran kanatlar,
Gökyüzü ve deniz yüklü gemiler,
Gürültü avcıları ve renk kaynakları.

Tanların kuluçka yatağından doğan kokular
Yıldızların samanı üzerinde yatan
Saflığa bağımlı gün gibi tıpkı
Dünyada bağımlıdır senin tertemiz gözlerine
Ve akar bütün kanım bakışlarında senin.

Jacques Prévert

Fransız şair ve oyun yazarı Jacques Prevert’in şiirleri gündelik hayatın içine büyülü bir dokunuş katar. Örneğin Déjeuner du Matin şiiri, basit bir kahve içme anını tarifsiz bir hüzne ve güzelliğe dönüştürür. Şairlerin yeteneği tam da burada gizlidir zaten; sıradan olanı olağanüstü yapma sanatında.

Özellikle sade, duygusal ve içten anlatımıyla öne çıkan Prévert, aşk, özgürlük ve günlük yaşamın güzelliklerini konu alan şiirleriyle geniş bir okuyucu kitlesine ulaştı. Savaş karşıtı duruşu ve özgürlük tutkusu, onun şiirlerinin önemli bir parçasıdır.

Prévert, senarist olarak da büyük başarılar elde etti. Yazdığı oyunlarla büyük ilgi toplayan şairin senaryosunu yazdığı Les Enfants du Paradis (Cennetin Çocukları) filmi bugün hala tüm zamanların en iyi filmlerinden biri olarak kabul edilir.

Yaratıcılığı ve sabrı anlatan Bir Kuşun Resmini Yapmak İçin şiiri, Prévert’in zarif anlatım tarzına güzel bir örnektir.

Bir Kuşun Resmini Yapmak İçin

Önce bir kafes resmi yaparsın
Kapısı açık bir kafes
Sonra kuş için
Bir şey çizersin içine
Sevimli bir şey
Yalın bir şey
Güzel bir şey
Yararlı bir şey
Sonra götürür bir ağaca
Asarsın bu resmi
Bir bahçede
Bir koruda
Ya da bir ormanda
Saklanır beklersin ağacın arkasında
Ses çıkarmaz
Kımıldamazsın
Kuş bazen çabuk gelir
Ama uzun yıllar bekleyebilir de
Karar vermezden önce
Yılmayacaksın
Bekleyeceksin
Yıllarca bekleyeceksin gerekirse
Resmin başarısıyla hiç ilişiği yoktur çünkü
Kuşun çabuk ya da yavaş gelmesinin
Geleceği olup da geldi mi kuş
Çıt çıkarmak yok
Kafese girmesini beklersin
Girdi mi kafese fırçanla
Usullacık kapısını kaparsın
Sonra kuşun bir tüyüne dokunayım demeden
Bütün kafes tellerini teker teker silersin
Yerine bir ağaç resmi yaparsın
Dallarının en güzeline kondurursun kuşu.
Tabii ne yapraklarının yeşilini unutacaksın
Ne yellerin serinliğini
Ne de yaz sıcağındaki böcek seslerini
Otlar arasında.
Sonra beklersin ötsün diye kuş
Ötmezse kötü
Resim kötü demektir
Öterse iyi olduğunun resmidir
İmzanı atabilirsin artık
Bir tüy koparırsın usulca
Kuşun kanadından
Ve yazarsın adını resmin bir köşesine.

Şiir, büyük zekaların rüyalarıdır.

-Lamartine

Fransız edebiyatının önemli eserlerini ve Dünya Klasiklerini okumadıysanız bir an önce başlamalısınız!

Bu yazıyı beğendiniz mi? Puanlayın!

4,00 (3 puanlama)
Loading...

sulehacigul

Selam ben Şule! Bir gün resim yapıp bir gün voleybol oynayan, bazen mutfakta bazen kitaplarda kaybolan; merakla ve heyecanla ülke ülke gezen çok yönlü bir hayalperestim!