Harflerin bir araya gelmesiyle anlamlı bir bütün oluşturan yapı birimine sözcük ya da kelime denir. Sözcükler tek başlarına anlam ifade ederler, ancak zaman içinde değişikliklere uğrayarak cümle içinde kullanıldıkları bağlama göre yeni anlamlar kazanabilirler. Bu yüzden, bir sözcüğün doğru anlaşılması için içinde kullanıldığı cümleyle birlikte değerlendirilmesi gerekir.
Türkçede kelimelerin çok anlamlılık özelliği vardır. Yani bir kelime birden fazla yerde birbiriyle bağlantılı veya tamamen alakasız anlamlarda kullanılabilir. "Yüz" sözcüğü buna en güzel örnektir.
- Artık yüze kadar sayabiliyor. (Sayı)
- Her hafta yüzme kursuna gidiyor. (Spor)
- Koyunun derisini güzelce yüzdüler. (Ayırmak)
- Yastık yüzlerini dolaba kaldırdım. (Kılıf)
- Yüzümde bir sivilce çıktı. (Surat)
Yıllar içindeki konu dağılımını incelediğimizde, Sözcükte Anlam konusundan sınavlarda mutlaka birden fazla soru karşımıza çıktığını söyleyebiliriz. Bu nedenle bu konuyu güzelce öğrenmeniz ve bolca pratik yapmanız önemli.
Konu anlatımının sonunda YKS'de çıkmış soruları çözmeyi de unutmayın. ÖSYM'nin daha önceki sınavlarında çıkmış soruları çözmek sınava hazırlık döneminde büyük önem taşır.
Sözcüğün Anlam Özellikleri
Kelimeler anlamlı yapı birimleridir ama sahip oldukları anlamlar, cümlede kullanıldıkları şekle göre değişebilir. Yani hem kendi anlamları vardır, hem de cümle içinde başka anlamlar kazanabilirler.
Gerçek Anlam
Bir sözcüğün tek başına kullanıldığında tanımlanabilen anlamı, gerçek ya da temel anlam olarak adlandırılır. Yani bir sözcüğün akla gelen ilk anlamıdır. Bir sözcüğün birden fazla temel anlamı olabilir.
Çiçeklerini sularken kaktüsün dikenleri battı.
Uyanır uyanmaz perdeyi açıp pencereden dışarı baktım.
Ayşe de babası gibi mavi gözlüdür.
en uygun fiyatlı türkçe dersi seçeneklerin için linke tıkla!
Yan Anlam
Bir sözcüğün temel (gerçek) anlamından kopmadan kazandığı yeni anlamlara yan anlam denir. Sözcük, gerçek anlamından farklıdır; ancak tamamen de uzaklaşmamıştır.
Taze ekmeğin kıyısını ısırmayı çok severdi.
Sandalyenin ayağı kırılınca yere düştüm.
Kör makasla kumaşı kesmeye çalışıyor.
KPSS sorularını bir de bu yoldan çözmeye çalış.
Bugün boşum, hiç işim yok.
online türkçe dersi mi arıyorsun?
Sorularda "gerçek anlamın dışında" dendiği zaman “yan anlam veya mecaz anlam”ı bulmanız gerekir.
Mecaz Anlam
Kelimelerin sözlük anlamlarından uzaklaşıp başka bir anlamda kullanılmasıdır. Mecaz anlam genellikle somut anlamlı olan sözcüğün soyut anlam kazanması şekliyle olur.
Yaşadığı kazadan sonra artık hayata başka gözlerle bakıyordu.
Hatay'a vardın mı çok sıcak karşılanırsın.
Polisin büyük çabasıyla olayın üstündeki perde kalktı.
Ortalıkta savaş kokusu vardı.
Konsere gidemeyince biletlerimiz yandı.
Türkçe kursu istanbul için tıkla!
Babasının vefatından sonra kolu kanadı kırılmıştı. | Mecaz anlam |
Kuşun kanadı yaralanmış. | Gerçek anlam |
Hükümetin sol kanadı çok güçlü. | Mecaz anlam |
Uçağın kanadı çok büyük. | Yan anlam |
Galatasaray'da sağ kanatta Yusuf Demir oynuyor | Terim Anlam |
Siz de sınava hazırlanıyorsanız TYT Türkçe dil bilgisi konuları nelerdir ve nasıl çalışılır makalesinde oldukça yararlı içerikler bulacağınıza emin olabilirsiniz.
Türkçe özel ders Ankara seçenekleriniz burada!
Terim Anlam
Sözcüklerin bilim, sanat, meslek, spor, felsefe gibi alanlarla ilgili kavramları karşılamasına terim denir.
Birazdan ikinci perde başlayacak. (Tiyatro)
Üçgenin iç açıları toplamı 180 derecedir. (Geometri)
Hakem penaltı atışı için düdüğünü çaldı. (Futbol)
Müzik dersinde notaları öğrendik. (Müzik)
Türkçe özel ders seçeneklerini inceleyelim.
Bu sözcükler kendi anlamları ve alanları dışında kullanıldığında terim anlam olmaktan çıkar.
Örneğin;
- İki noktadan tek doğru geçer. (Terim anlam)
- Doğru haber veren gazeteler de var. (Gerçek anlam)
Genel ve Özel Anlam
Söylenişte tekil olmasına rağmen anlamca geniş kapsamlı olan sözcüklere genel anlamlı sözcükler; anlamca daha dar kapsamlı olan sözcüklere ise özel anlamlı sözcükler denir.
Örneğin takı dediğimiz zaman içine kolye, bilezik, küpe, yüzük hepsi girer. Bu örnekte takı genel anlamlı, bilezikse özel anlamlı olarak nitelendirilebilir.
Şiir dinlemek çok keyiflidir. (Genel anlam)
Mehmet Akif'in şiirleri oldukça etkileyici. (Özel anlam)
Çiçekleri çok severim. (Genel anlam)
Papatyalar mis gibi kokuyor. (Özel anlam)
Somut ve Soyut Anlam
Beş duyu organımız olan göz, kulak, dil, burun ve deriden en az biriyle algılayabildiğimiz varlıkları karşılayan sözcüklere “somut anlamlı sözcükler” denir. Beş duyu organımızdan herhangi biriyle algılayamadığımız kavramları ifade eden sözcüklere ise “soyut anlamlı sözcükler” denir.
Somut
Masa
Sandalye
Su
Hava
Resim
Ateş
Makine
Araba
Gözlük
Soyut
Hayal
Sevgi
Mutluluk
Hüzün
Keder
Aşk
İnsanlık
Neşe
Umut
Nitel ve Nicel Anlam
Kavramların sayılabilen, ölçülebilen, azalıp çoğalabilen özelliklerini gösteren sözcüklere nicel anlamlı sözcükler denir. Kısaca sayılabilen / ölçülebilen ifadeler olarak aklınızda tutabilirsiniz.
Elinde ağır poşetlerle güç bela yürüyordu. (ağırlık ölçülebilir)
İşyerine yakın bir ev tutmuş. (mesafe ölçülebilir)
Evin uzun bir koridoru vardı.
Yüksek binalardan korkuyordu.
Üç çocuk dersten sonra yanıma geldi.
Varlıkların nasıl olduğunu, özelliklerini ve niteliklerini ifade eden; sayılamayan, ölçülemeyen sözcüklere “nitel anlamlı sözcükler” denir.
Ekşi yoğurttan ayran çok güzel olur.
Cimri insanlardan kimseye hayır gelmez.
Herkes o yaramaz çocuktan bıkmıştı.
Mavi kelebek hepimizi büyüledi.
Son giydiği elbise çok güzeldi.

Yansıma Sözcükler
Doğadaki cansız varlıkların, hayvanların veya makinelerin seslerinin taklit edilmesiyle oluşturulan sözcüklere denir.
Yerdeki çalıların üzerine basınca bir çatırdama duyuldu.
Kuşların cıvıltısı günümü güzelleştirdi.
Tenceredeki yemek fokur fokur kaynıyordu.
Diğer örnekler: Vızıltı, gıcırdama, gürültü, pat, çıt, şırıltı, fısıltı, havlama, horlama, hapşırmak, vınlamak, zırıltı...
Bir sözcüğün yansıma olabilmesi için çıkan bir ses olması gerekir, ses taklidi yoksa yansıma sözcük sayılmaz.
Örneğin; Kükremek, parıltı, ışıltı, çığlık, kişnemek, mışıl, mışıl, ötüşmek yansıma sözcükler sınıfına girmez.
Noktalama işaretleri konusunu tekrar etmek isterseniz detaylı konu anlatımı bu linkte sizi bekliyor.
Dolaylama
Tek sözcükle anlatılabilecek kavram ve varlıkları genellikle isim tamlaması veya sıfat tamlaması olarak birden fazla sözcükle söyleme biçimine dolaylama denir.
Yavru vatanda (Kıbrıs) bu hafta sonu seçim yapılacak.
Yedi tepeli şehir (İstanbul) akın akın turistleri çekmeye devam ediyor.
Kara Kartal (Beşiktaş) halkın takımıdır.
Güzel Adlandırma
Günlük yaşamda söylenmesi kaba bulunan veya uygun bulunmayan bazı sözlerin yerine daha güzel ve uygun sözler söylenmesine denir. Güzel adlandırmada amaç kötü çağrışımı ortadan kaldırmaktır.
Dün gece dedem hakkın rahmetine kavuştu. (Öldü)
Doktora getirilen çocuk görme engelliydi. (Kör)
Arkadaşımızın babası ince hastalığa yakalanmıştı. (Verem)
Anlam İlişkisi Bakımından Sözcükler
Eş Anlamlı Sözcükler
Yazılışları farklı, anlamları aynı olan kelime veya ifadelerdir. Başka bir deyişle; bir kelimenin yerine anlamı bozmadan kullanılabilecek başka bir kelimeye, o kelimenin eş anlamlısı denir. Eş anlamlı kelimelerin kullanılması dile çeşitlilik ve zenginlik kazandırır. Ancak, her eş anlamlı kelime veya ifade, tamamen aynı anlamı taşımaz ve kullanıldıkları bağlam ve cümleler farklılık gösterebilir.
- Bugün yaşadığımız menfi / olumsuz olayların neticesinde / sonucunda, fena / kötü bir gün geçirdik.
- Pinti / cimri bir adamdan nasihat / öğüt dinlemekten hiç hoşlanmam.
Eş anlamlı sözcüklere diğer örnekler: ek- ilave eser-yapıt cevap- yanıt kelime- sözcük misafir- konuk al- kırmızı özgün- orijinal bellek- hafıza cesur- yürekli şart- koşul zor-güç
Eş anlamlı sözcükleri birlikte kullanmak anlatım bozukluğuna sebep olur.
Eş Sesli (Sesteş) Sözcükler
Yazılış ve okunuşları aynı olan; ama anlamları birbirinden farklı olan sözcüklere eş sesli (sesteş) sözcükler denir.
Örneğin; Çay, gül, yüz, iç, saz, dil, kaz, kaç, uç, el, yar, yaz, kır, al, bez gibi.
Çay => Yemekten sonra çay içmeden olmaz.
Çay => Bizim köyün içinden bir çay geçiyor.
Yol => Bu yolu takip etmemiz gerek.
Yol => Kardeşim bahçedeki çiçekleri yoldu.
Gül => Burnuma mis gibi gül kokusu geldi.
Gül => Gülmek sana çok yakışıyor.
Uyarı: Kullanımda “isim ve fiil olabilen” sözcüklerden anlam ilgisi olmayanlar sesteş kabul edilir.
Elime damladı. Elimde damla var. > sesteş değil
Bana güldü. Elimde gül var. > sesteş
Ses bilgisi Türkçedeki en önemli konulardan biridir. Konu anlatımına göz atmayı unutmayın.
Zıt Anlamlı Sözcükler
Anlam bakımından birbiriyle çelişen kelimelerin bütününe zıt anlamlı ya da bir diğer ifade ile karşıt anlamlı sözcükler denilir.
Acı- tatlı iyi- kötü aşağı-yukarı hafif-ağır güzel- çirkin geniş- dar hızlı- yavaş genç- yaşlı açık- kapalı
Bir kelimenin olumsuzu o kelimenin karşıt anlamlısı değildir.
Gel X Gelme Tatlı X Tatsız Söylemek X Söylememek
Bunlar birbirinin zıttı değil, olumsuzudur.
Yakın Anlamlı Sözcükler
Eş anlamlı gibi görünmelerine rağmen birbirine yakın ve çağrışım yapan sözcüklerdir. Eş anlamlı sözcüklerin anlamı bire bir aynıyken yakın anlamlı sözcüklerin anlamlarında az da olsa farklılık vardır.
Doğru- dürüst
Dargın- küskün- kırgın
Yalan- yanlış
Korkak- çekingen
Basmak- çiğnemek- ezmek
Eş anlamlı sözcükler cümle içerisinde birbirinin yerine kullanılabilir. Ancak, yakın anlamlı sözcükleri birbirinin yerine kullanmamız anlamda değişikliğe veya anlatım bozukluğuna sebep olabilir.
Örneğin; yemeği çiğnedim yerine, yemeğe bastım veya ezdim diyemeyiz.
Ad Aktarması (Mecazı Mürsel)
Bir varlık anlatılmak istendiğinde direkt onun ismini vermek yerine, onun bir kısmını ya da başka bir özelliğini söyleyerek anlatmaya çalışmaya ad aktarması denir. Ad aktarması yapılırken, iç-dış, parça-bütün, sanatçı-eser gibi anlam ilişkileri kurulabilir.
Öğretmen tüm sınıfa ödev verdi. (Sınıftaki öğrencilere)
Bu fikrimizi dünyaya yaymalıyız. (İnsanlara)
Bardağını bitir de sana çay doldurayım. (Bardağındaki çayı)
Beni evden yemeğe bekliyorlar. (Aile üyeleri)
Uçak Ankara’ya inmek üzere alçalmaya başlamıştı. (Esenboğa Havalimanı'na)
Söz Öbekleri
İkilemeler
Anlatımı etkili hale getirmek için yapılan kelime tekrarlarına ikileme denir. İkilemeler, anlamı pekiştirirken ritmik ve hoş bir söyleyiş de katar.
Aynı sözcüğün tekrarıyla oluşan ikilemeler: koşa koşa, bayıla bayıla, güle güle
Eş ya da yakın anlamlı sözcüklerden oluşan ikilemeler: akıllı uslu, ses seda, güçlü kuvvetli, mal mülk, kılık kıyafet
Zıt anlamlı sözcüklerden oluşan ikilemeler: ileri geri, az çok, büyük küçük
Yansıma sözcüklerden oluşan ikilemeler: vızır vızır, gürül gürül, horul horul
Biri anlamlı biri anlamsız ikilemeler: çoluk çocuk, ıvır zıvır, konu komşu, çer çöp
Her ikisi de anlamsız sözcüklerden oluşan ikilemeler: zırt pırt, eften püften, mırın kırın
İsim tamlaması şeklindeki ikilemeler: güzeller güzeli, yıllar yılı, iyinin iyisi
Hal (durum) eki alarak oluşan ikilemeler: baş başa, diz dize, omuz omuza
M harfi eklenerek oluşturulan ikilemeler: şaka maka, para mara, iş miş, ev mev
Deyimler
Genellikle gerçek anlamından uzaklaşmış birden çok sözcükten oluşan, bir kavramı ya da durumu karşılayan kalıplaşmış sözcük gruplarına “deyim” denir. Ayrıca, deyimler zaman içinde ortaya çıkabilir, değişebilir ve yeni deyimler dilimize kazandırılabilir. Deyimler genellikle mecaz anlamlıdır.
Bizimki bir kıza abayı yakmış.
Yüzünden düşen bin parça.
Babamın dönmesini dört gözle bekliyorum.
Abisi hiç bir işi beğenmiyor her söylenene burun kıvırıyordu.
Lise günlerimizi mumla arıyorum.

Atasözleri
Yüzyıllardır kullanılagelmiş öğüt verme, nasihat etme, değerlendirme veya eleştirme amacı taşıyan, yargı bildiren kısa ve öz anlatıma sahip cümlelerdir.
Dost ile ye, iç; alışveriş yapma.
Acı yiyelim tatlı konuşalım.
Sabrın sonu selamettir.
Horoz ölür, gözü çöplükte kalır.
İşleyen demir pas tutmaz.
Deyimler ve atasözleri arasındaki en büyük fark, deyimlerin nasihat, uyarı, telkin verme amacı olmamasıdır.
Özdeyişler (Vecizeler)
Bir düşünceyi kısa, ve özlü biçimde anlatan bir veya birkaç cümleden oluşan bilgece sözlere denir. Atasözlerinden farkı, söyleyeninin ya da yazanın bilinmesidir.
Hayatta en hakiki mürşit, ilimdir. (Mustafa Kemal Atatürk)
Cahil kimsenin yanında kitap gibi sessiz ol. (Mevlana)
Adalet evrenin ruhudur. (Ömer Hayyam)
Akıllı olmak da mühim değil önemli olan o aklı yerinde kullanmaktır. (Descartes)
Sözcükte Anlam konusunu hallettikten sonra sırada Cümlede Anlam var.
Çıkmış Sorular
1- XII.yüzyılda gözlüğün bulunması, sadece görme kusurlarını ___ kalmadı aynı zamanda insanların doğuştan getirdiği ya da zamanla oluşan tahribatları ___ gerektiği inancını da yıktı.
Bu cümlede boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla gelmelidir? (2022)
A) gidermekle - kabullenmeleri
B) somutlaştırmakla - onaylamaları
C) görmezden gelmekle - benimsemeleri
D) aramakla - düzeltmeleri
E) ortaya koymakla - iyileştirmeleri
2- Empati başkasının duygularına eşlik etmektir; birlikte ya da aynı şekilde veya bir kişinin diğeri sayesinde hissetmesi, duyması, etkilenmesidir. Bu, kuşkusuz başka bir boyuta taşıyabilir insanı çünkü kısmen de olsa "ben"in hapishanesinden çıkmayı gerektirir. Geriye, kimle empati kurduğunu bilmek kalır. Başkasının öfkesine katılmak, öfkeli olmak; başkasının mutluluğuna katılmak, mutlu olmaktır.
Bu parçada altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? (2022)
A) Başkalarının duygularını anlama çabasında olmak
B) Kendi sınırlarının dışındaki hayatları anlamak
C) Farklı bakış açılarına karşı ön yargıları kırmak
D) Kendisi dışındaki insanların hayatlarına öykünmek
E) Diğerlerinin beklentileri karşısında duyarsızlaşmak
3- Benim bu konudaki bilgilerim oldukça yalın kat; bir uzmanın sahip olduğu bilgi ve görgü derinliğinden gayet uzak.
Bu cümledeki altı çizili sözü anlamca karşılayabilecek kullanım aşağıdakilerden hangisinde vardır? (2021)
A) Kendine yapılan bu haksızlığa oldukça ölçülü bir tavır ve olgunlukla karşılık verdi.
B) Bu şaşaalı davete, gösterişsiz bir kıyafetle katılarak herkese üstü kapalı bir mesaj vermişti.
C) Onun edebi yazıları, sığ konularda üstünkörü yazılmış karlamalar olarak eleştiriliyordu.
D) Evin dekorundaki ayrıntılar, dikkatini toplamasına engel olacak kadar abartılıydı.
E) Eserlerindeki sanatsal derinlik, sergiye gelen herkesi kendine hayran bırakıyordu.
4- Bu roman, okuruna ilk bakışta çok keyfi, çok dağınık görünebilir. Yazar ---- yazmış gibi. Oysa bu dağınık görünüşlü malzeme ---- bir şekilde toplanmış ve yapısal bir bütün meydana getirecek şekilde örülmüş.
Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? (2021)
A) talep edileni - bilinçli
B) aklına geleni - titiz
C) akışın getirdiğini - ahenkli
D) kendinden bekleneni - tutarlı
E) uygun düşeni - aleni
5- Eğer (I) cebinde akrep var diyorsanız birinin cimri olduğunu uzun uzadıya anlatmanıza gerek yoktur. Aynı biçimde (II) görmüş geçirmiş sözü, kastettiğiniz kişinin çok tecrübeli olduğunu veya iyi günler yaşadığını belirtmekte işinizi kolaylaştırır. Biri için (III) helal süt emmiş demeniz insanların ona olan güvenini artırırken (IV) hinoğlu hin demeniz insanları ondan uzaklaştıracaktır. (V) Paraya kıymak sözünü kullandığınızdaysa insanların gözünde savurgan bir kişilik canlanacaktır.
Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisi yanlış kullanılmıştır? (2020)
A) I B) II C) III D)IV E)V
6- Gerçek eleştirinin amacı; bir sanat görüşünü örneklendirmek, bir sanat yapıtının sanat değerini belirlemek, bir örnekten kalkarak çözümlemeler ve incelemeler yapmak ve bir görüşü temellendirmek olmalıdır. Böyle bir eleştiri anlayışıyla kaleme alınmış yazıların amacı; falancayı yüceltmek, onurlandırmak veya filancayı ezmek, yerin dibine batırmak olamaz. Edebiyat çevrelerindeki güncel kıpırdanışlara değil, felsefi bir temelden hareketle edebiyat olaylarına eğilir bu tür eleştiriler.
Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? (2020)
A) Sanatçıların bir sanat görüşüne ağırlık vermesi
B) Sanatçılar arasında rekabet ortamının oluşması
C) Sanat dünyasındaki kısa süreli yönelimler
D) Eleştiri yazılarının artış göstermesi ve sevilmesi
E) Eleştirmen yorumlarının tartışmaya açıklığı
7- "Mutlak olan hiçbir şey yoktur." fikri yaygın bir mantık hatasıdır çünkü bu önermenin kendisi bile en azından bir mutlağı varsayar. Bu önermenin — inanmak, "Herkes yalan söylüyor." diyen kişinin doğruyu söylediğine inanmak kadar — içerir.
Bu parçada boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? (2020)
A) sağlamlığına - belirsizlik
B) geçerliğine - tutarsızlık
C) doğruluğuna - karışıklık
D) mantığına - sıradanlık
E) yaygınlığına - karşıtlık
8- Arka arkaya ses getiren filmler çekmiş, bunların arasına önemli bir su altı belgeseli ekleyerek bu alanda da ustalığını göstermişti. Herkes yeni çalışmalarını merakla beklerken o, uzunca bir süre sessizliğe gömülmüş; röportaj tekliflerini bile geri çevirmişti. Geçen hafta ortak bir dostumuzdan yepyeni bir belgesel çekimi için hazırlıklara başladığını işittim. Meğer inziva süreci, aslında yeni projeleri için kuluçka dönemiymiş.
Bu cümledeki altı çizili sözü anlamca karşılayabilecek bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde vardır? (2019)
A) Toleranssız ve karamsar mizaçlı olduğu için her şeye siyaha yakın bir grilikte yaklaşmaktan keyif alırdı.
B) Yaşanan olaylara daima aynı pencereden baktığı için hiçbir zaman farklı bir şey göremeyecekti.
C) Yaşadığı hayal kırıklıkları sonunda, kabuğuna çekilerek hayatındaki "keşke"lerin muhasebesini yapmaya başladı.
D) Yeni tanıştığı insanlarla iletişim kurarken sergilediği içine kapanık tavır, muhataplarını oldukça rahatsız ediyordu.
E) Sabit fikirli ve ben merkezli bir söylem; tek notayla bestelenen, duraksız bir musiki tadı verir dinleyicilerine.
9- Arkeogenetik, insanlığa dair geçmişi moleküler genetik teknikler ---- araştıran bir bilim dalı olarak tanımlanabilir. Bazı temel konular üzerindeki çalışmalar henüz sürmekteyse de hızla --- bir bilim dalı hâline gelmiştir.
Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? (2018)
A) yoluyla - değişken
B) sayesinde - benimsenen
C) deneyerek - bilinen
D) geliştirerek – sevilen
E) kullanarak - gelişen
10- Aşağıdaki cümlelerin hangisinde verilen durum, "içi içine sığmamak" deyimiyle uyuşmamaktadır? (2017)
A) Çocuk, babasının elindeki oyuncağı görünce avuçlarını birbirine vura vura ona koştu.
B) Yerinde duramıyor, ne zaman gelecekler diye gözlerini saatten bir an olsun ayıramıyordu.
C) Okullar kapandıktan sonra ailesiyle geziye çıkacağı günü iple çekiyordu.
D) Uzun bir süredir amirine söylemek isteyip de söyleyemedikleri için fırsat kolluyordu.
E) Kalabalığın içinde gözleri ona ilişince kalbi yerinden çıkacak gibi atmaya başladı.
11- L. Frank Baum, (I) bu dünyadan geçerken öyle derin (II) izler bıraktı ki (III) yaşamanın değerini milyonlarca kez kanıtlamış oldu. Bu ölümsüz yazarın (IV) eli değdiği anda çocuk edebiyatı (V) yeşermeye başladı.
Bu parçadaki numaralanmış sözlerden hangisinde mecazlı bir söyleyiş yoktur? (2013)
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
12- Aşağıdakilerin hangisinde, yazara ilişkin açıklamayla ayraç içinde verilen nitelik birbiriyle uyuşmamaktadır? (2009)
A) Dilin anlatım olanaklarının sınırlarını genişleterek okurlarına yeni dünyaların kapılarını açar. (yaratıcı olma)
B) Olayları, insanları, hatta cansız varlıkları duygulu, renkli bir biçimde dile getirir. (anlatımsal etkileyicilik)
C) Her yaratısından sonra ara vermeden bir yenisini düşünür. (üretkenlik)
D) Anlattıklarına yönelik ipuçları vererek okurun düşünme ve düş gücünü kamçılar. (kişiliğini gizleme)
E) Yapıtlarında, okur yaşananlardan kesitler bulur. (gerçekleri yansıtma)
Cevap Anahtarı: 1.A 2.B 3.C 4.B 5.E 6.C 7.B 8.C 9.E 10.D 11.C 12.D