Karbonhidrat denince akla genellikle makarna, ekmek, pilav ya da patates gelir; yani düşüncesi bile mutluluk veren o "doyurucu" yemekler… Lazanya, börek, gözleme ya da pizza gibi tabaklar da bu grubun en bilinen örnekleri. Yani karbonhidratlar aslında soframızın en keyifli kısmıdır. İşte bu yüzden biraz tehlikelidirler de. Çünkü hayatımıza duygusal bir yerden de dokunur.

Bazen gerçekten aç olduğumuz için değil, içimizdeki duygusal bir boşluğu doldurmak için yeriz. Stres, üzüntü ya da can sıkıntısıyla boğuştuğumuzda kendimizi bir anda dolabın başında Nutella kaşıklarken bulabiliriz.

Üzerine çikolata kreması sürülmüş bir dilim ekmek.

Bu noktada mesele açlık değil, beynimizin karbonhidratla gelen o geçici rahatlama hissine duyduğu ihtiyaçtır. Yani özellikle şekerin o psikolojik ve fizyolojik ağına düşmüşüz demektir.

Ama bu, bu makro besini tamamen hayatımızdan çıkarmamız gerektiği anlamına gelmez. Aksine, doğru tip karbonhidratları tüketmek hem bedenimiz hem de zihnimiz için hayatidir. Peki hangi karbonhidrat kaynaklarını tüketmemiz gerekiyor? Cevap kompleks karbonhidratlar! Çünkü kompleks karbonhidratlar, sadece enerji vermez; aynı zamanda ruh halimizi dengeleyen bizi mutlu yapan o "mutluluğun formülü" olan serotonin üretimini de destekler. Basit karbonhidratların yaptığı gibi modumuzu bir anlık yükseltip sonra bizi hızla yere sermez.

ikiye bölünmüş avokado üzerine kırılmış  yumurta

Günümüz beslenme trendleri, özellikle de instagramda sıkça gördüğümüz o avokadolu, ızgara etli reelsleri paylaşan influencerlar, karbonhidratı neredeyse düşman ilan etti.

Daha zayıf görünmek uğruna karbonhidratı tamamen kesmemiz gerektiğini söylediler ama hiçbiri bu tür moda diyetlerin uzun vadeli etkilerinden bahsetmedi. Oysa konu yalnızca kilo vermek değil. Vücudun en iyi şekilde çalışabilmesi için farklı besin gruplarına ihtiyacı vardır. Ana besin kaynaklarından birini tamamen hayatımızdan çıkarmak, genel sağlık açısından oldukça sakat bir tercih.

Peki, bu makro besin tam olarak nedir ve neden bu kadar karmaşık bir sevgi-nefret ilişkisi içindeyiz?

Kimyasal açıdan karbonhidrat, karbon, hidrojen ve oksijenden oluşan bir biyomoleküldür. Temel olarak iki türü vardır: basit ve kompleks. Basit karbonhidratlar glikoz, fruktoz, sükroz ve laktoz gibi şekerlerden oluşur. Kompleks karbonhidratlar ise nişasta bazlıdır, yani birbirine bağlı uzun şeker zincirlerinden meydana gelir.

Beyaz pirinç taneleriyle dolu kase, karbonhidrat açısından zengin bir besin kaynağı.
Basit bir kase pirinç… ama çoğu diyetin haksız yere suçladığı güçlü bir enerji kaynağı. | Pixabay

Vücutta dört temel görevleri vardır. İlki vücuda enerji sağlamak, ikincisi sağlanan bu enerjinin depolanabilmesini de sağlamak, üçüncüsü Hücre yapısının bir parçası olan makromolekülleri oluşturmak ve dördüncüsü de protein ile yağın başka görevler için kullanılmasını sağlamak.

Tüm bunları bildikten sonra, karbonhidratı kesmenin vücudu daha sağlıklı yapacağına inanmak kulağa biraz garip geliyor, değil mi? Peki o zaman gelin vücudun ihtiyacı olan bu makro besinler nelerde var inceleyelim.

En iyi Beslenme öğretmenleri müsait
İbrahim
5
5 (43 yorum)
İbrahim
₺495
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Esin
5
5 (3 yorum)
Esin
₺750
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Selahattin
5
5 (6 yorum)
Selahattin
₺200
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Eda nur
5
5 (13 yorum)
Eda nur
₺500
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Beydanur
5
5 (4 yorum)
Beydanur
₺500
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Anastasia
5
5 (10 yorum)
Anastasia
₺1250
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Sena
5
5 (5 yorum)
Sena
₺700
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Leyla
5
5 (4 yorum)
Leyla
₺650
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
İbrahim
5
5 (43 yorum)
İbrahim
₺495
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Esin
5
5 (3 yorum)
Esin
₺750
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Selahattin
5
5 (6 yorum)
Selahattin
₺200
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Eda nur
5
5 (13 yorum)
Eda nur
₺500
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Beydanur
5
5 (4 yorum)
Beydanur
₺500
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Anastasia
5
5 (10 yorum)
Anastasia
₺1250
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Sena
5
5 (5 yorum)
Sena
₺700
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Leyla
5
5 (4 yorum)
Leyla
₺650
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Başlayın

Karbonhidrat İçeren Besinler

Karbonhidratlar birçok farklı biçimde karşımıza çıkar. Daha önce de bahsettiğimiz gibi, karbonhidratlarla ilişkimizi hem zevk hem de suçluluk duygusu belirler.

Evet, hepimiz ekmek, makarna, patates ve pilav yemeyi severiz ama aynı zamanda bu yiyecekleri tükettiğimizde çoğu zaman kendimizi suçlu hissederiz. Oysa karbonhidratların pek çok çeşidi vardır; mesele doğru olanları seçmeyi bilmektir.

patates kızartması

Peki hangi karbonhidratları yemeliyiz?

Glisemik İndeks

Karbonhidratlar söz konusu olduğunda sadece “ne kadar yediğimiz” değil, hangi türünü seçtiğimiz de büyük fark yaratır. Glisemik indeks (GI), bir besinin kan şekerini ne kadar hızlı yükselttiğini gösteren bir ölçüdür. Aşağıdaki glisemik indeks tablosu en sık tükettiğimiz karbonhidrat kaynaklarının glisemik indeks değerlerini gösteriyor.

BesinGlisemik İndeks (GI)Karbonhidrat Türü
Beyaz ekmek75Rafine
Tam buğday ekmeği50Kompleks
Pirinç (beyaz)73Rafine
Pirinç (esmer)55Kompleks
Patates (haşlanmış)78Kompleks
Tatlı patates (haşlanmış)63Kompleks
Makarna (pişmiş)45Kompleks
Muz (olgun)60Basit
Elma36Basit
Mercimek32Kompleks
Nohut28Kompleks
Fasulye (kuru)31Kompleks
Yulaf ezmesi55Kompleks

Yüksek glisemik indeksli besinler örneğin beyaz ekmek, pirinç, patates ve şekerli atıştırmalıklar kan şekerini çok hızlı yükseltir. Bu da kısa süreli enerji patlamalarının ardından ani bir düşüşe, yani yorgunluk ve tatlı isteğine yol açar. Oysa glisemik indeksi düşük olanlar, enerjiyi yavaş yavaş salar. Böylece kan şekeri dengede kalır, tokluk süresi uzar ve gün boyu daha stabil bir enerji hissi oluşur.

Bu tür besinler genellikle kompleks karbonhidratlar grubuna girer. Tam tahıllar, yulaf, mercimek, nohut, sebzeler ve meyveler. Yani vücuda zarar vermeden enerji verir, insülin dengesini korur ve metabolizmayı daha verimli çalıştırır.

Düşük glisemik indeksli besinleri tercih etmek yalnızca kilo kontrolüne değil, aynı zamanda kalp sağlığına ve uzun vadeli enerji yönetimine de katkı sağlar. Kısacası, tamamen kaçmak yerine, doğru karbonhidratları, yani glisemik indeksi düşük olanları seçmek hem lezzetli hem de sağlıklı bir stratejidir.

Tam tahıllı ekmek

Kompleks veya arıtılmamış karbonhidratlar ise doğala en yakın besinlerde bulunur. Tam tahıllar, baklagiller, meyveler ve sebzeler. Bu kaynaklar hem enerji verir hem de vücuda uzun süreli destek sağlar.

Bu yüzden alışveriş yaparken tam buğday ekmeği, kepekli makarna, esmer pirinç gibi seçeneklere yönelmek ve bol meyve-sebze almak sağlıklı bir denge kurmanın anahtarıdır.

Tabii bu, en sevdiğin makarnadan ya da pizzadan tamamen vazgeçmen gerektiği anlamına gelmez. Arada bir güzel bir İtalyan restoranında pizza yemek ya da balıkçıda çıtır patatesin tadına bakmak da hayatın keyif kısmıdır. Mesele doğru bilgiye sahip olmak ve her gün biraz daha bilinçli seçimler yapabilmektir.

En iyi Beslenme öğretmenleri müsait
İbrahim
5
5 (43 yorum)
İbrahim
₺495
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Esin
5
5 (3 yorum)
Esin
₺750
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Selahattin
5
5 (6 yorum)
Selahattin
₺200
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Eda nur
5
5 (13 yorum)
Eda nur
₺500
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Beydanur
5
5 (4 yorum)
Beydanur
₺500
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Anastasia
5
5 (10 yorum)
Anastasia
₺1250
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Sena
5
5 (5 yorum)
Sena
₺700
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Leyla
5
5 (4 yorum)
Leyla
₺650
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
İbrahim
5
5 (43 yorum)
İbrahim
₺495
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Esin
5
5 (3 yorum)
Esin
₺750
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Selahattin
5
5 (6 yorum)
Selahattin
₺200
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Eda nur
5
5 (13 yorum)
Eda nur
₺500
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Beydanur
5
5 (4 yorum)
Beydanur
₺500
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Anastasia
5
5 (10 yorum)
Anastasia
₺1250
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Sena
5
5 (5 yorum)
Sena
₺700
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Leyla
5
5 (4 yorum)
Leyla
₺650
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Başlayın

Düşük Karbonhidratlı Diyetlerin Riskleri

Basitçe söylemek gerekirse, karbonhidrat vücudun bir numaralı enerji kaynağıdır. Yeterli alınmadığında, vücut enerjiyi protein ve yağdan sağlamaya çalışır ve bu da onların asıl görevlerini yapmalarını engeller.

Rafine yani işlenmiş olanlarını azaltmak elbette sağlıklı bir seçimdir; ancak tamamen kesmek kısa vadede bile ciddi etkiler yaratabilir, uzun vadede ise çok daha tehlikeli sonuçlara yol açar.

Vücut yeterli miktarda şeker alamadığında depoladığı yağı yakmaya başlar. Kulağa kilo vermek için iyi bir yöntem gibi gelebilir ama bu süreçte karaciğer “keton” adı verilen maddeler üretir. Ketonlar, vücudun gıda bulamadığı zamanlarda hayatta kalmak için devreye soktuğu doğal bir mekanizmadır; yani bir tür “hayatta kalma modu”. Vücut gerçekten olağanüstü bir sistemdir. Ancak bu süreç uzadığında ketozis adı verilen durum tehlikeli bir hâl alabilir. Kanda fazla miktarda keton birikmesi; baş ağrısı, mide bulantısı, yorgunluk ve kötü nefes gibi rahatsız edici belirtilere yol açar.

Izgara et, kuşkonmaz ve cherry domates içeren düşük karbonhidratlı sağlıklı bir tabak.
Kuşkonmaz, çeri domates ve ızgara et içeren dengeli bir öğün, karbonhidratı sınırlı ama tamamen dışlamayan bir beslenme örneği. | Pixabay

Karbonhidratı uzun süre kesip yerine et, süt ve yumurta gibi yüksek proteinli besinleri aşırı tüketmek de risklidir. Bu tür “sağlıklı alternatifler” sanılsa da, vücuttaki doymuş yağ oranını yükseltir ve bunun sonucunda kandaki kolesterol seviyesi artar. Yüksek kolesterol ise kalp hastalıkları ve inmenin en önemli nedenlerinden biridir ve asla göz ardı edilemeyecek kadar ciddi bir durumdur.

Ne yazık ki, uzun vadeli etkiler genellikle gözden uzak olduğu için bu uyarıları duymamayı seçeriz. Özellikle “belli bir şekilde görünme” baskısı altında olduğumuzda, kısa vadeli sonuçları uzun vadeli sağlığın önüne koyarız. Oysa karbonhidrat da yağ gibi düşman değildir. Bu besin grubunu ne kadar doğru anlarsak, o kadar sağlıklı bir yaşam süreriz.

Sağlıklı Karbonhidrat İçeren Tarifler

Her öğünde doğru dengeyi yakalamak için karbonhidrat içeren pek çok lezzetli tarif var. Elbette herkesin alışveriş alışkanlığını bir anda değiştirmesi kolay değil; ama küçük adımlar bile uzun vadede büyük fark yaratır.

Örneğin, pizzanı hazır almak yerine tam buğday unuyla hamurunu kendin yapabilir, salatalarına enerji vermesi için mercimek veya nohut ekleyebilirsin. Klasik patates yerine tatlı patates kullanmak da güzel bir başlangıçtır. Fırında baharatlı tatlı patates kızartması ya da üzeri yoğurtlu fırın tatlı patates gibi tariflerle tabağını renklendirebilirsin.

Kepekli pirinçle az yağlı bir pilav ya da bol sebzeli bir tam buğday spagetti pişirebilirsin. Ya da mutfakta uzun süredir unutulan blender’ını çıkarıp, kırmızı biberli mercimek çorbası yapabilir ve yanında taze tam tahıllı ekmekle keyifli bir kış öğünü hazırlayabilirsin.

Karbonhidrat, doğru seçildiğinde hem lezzetli hem de faydalı bir dosttur. Önemli olan, miktarını değil, niteliğini doğru belirlemektir.

Karbonhidratlarla Barışmak

Aslında bu makro beslenme düzenimizin o kadar temel bir parçası ki, hangilerinin bize gerçekten fayda sağladığını öğrenmek özgürleştirici bir his yaratıyor. “Düşük karbonhidrat” alışkanlığını kırıp, bunun yerine kompleks yapılı olanlara yönelmek, sağlıklı yaşamın en basit ama en etkili adımlarından biri.

Bizi mutlu eden yiyecekleri keşfetmeye ve internette ilham verici tarifler araştırmaya başladığımızda, aslında sağlıksız beslenmenin hayatımızın merkezinde olmak zorunda olmadığını fark ediyoruz.

Tam buğday ekmeği dilimi, lif açısından zengin ve sağlıklı bir karbonhidrat kaynağı
Ekmek çoğu zaman haksız yere kötülenir; oysa tam buğday ekmeği, vücuda enerji sağlayan ve uzun süre tokluk hissi veren sağlıklı bir karbonhidrat kaynağıdır. | Pixabay

Karbonhidratlar, suçluluk duyarak yediğimiz ya da haftalarca uzak durduktan sonra kendimizi kaptırdığımız bir besin grubuna dönüşmek zorunda değil. Onları günlük beslenmemizin dengeli bir parçası hâline getirip hem enerjik hem tok hissedebiliriz. Çünkü bunlar, kan şekeri seviyesini dengeleyen ve sindirimi destekleyen doğal lif kaynaklarıdır.

Sağlıklı yaşamak, mutfakta sıkıcı tariflere mahkûm olmak anlamına gelmez. Yemek yapmak da yemek yemek de keyifli olmalı. Üstelik araştırmalar gösteriyor ki, yediğimiz yiyeceklerden keyif almak sindirim sistemimizi de olumlu etkiliyor.
Lezzet ve sağlık arasında denge kurmak işin özü. Sağlıklı, arıtılmamış karbonhidratlar sadece bir temel oluşturur; gerisini damak zevkin belirler.

Karbonhidratlar Hakkında Yanlış Bilinen Doğrular

Bu makro besinler yalnızca enerji veren besinler olarak sınıflandırılamazlar çünkü aynı zamanda vücudun biyolojik dengesini koruyan görünmez bir sistemin temel bir parçasıdırlar. Beyin, kaslar, hatta bağışıklık sistemi bile karbonhidratlardan gelen enerjiyle düzenli çalışır. Özellikle kompleks tip olanlar, hücrelerin iletişim mekanizmalarında rol oynayan “glikokonjugat” adı verilen moleküllerin yapısında yer alır. Bu moleküller sayesinde bağışıklık sistemi, zararlı mikroorganizmaları tanıyabilir ve onlara karşı savunma geliştirebilir. Yani, doğru karbonhidrat içeren besinler tüketmek yalnızca enerji değil, bağışıklık direnci de kazandırır.

Bir diğer az bilinen konu da karbonhidratların bağırsak sağlığıyla ilişkili olmasıdır. Kompleks karbonhidratlar lif açısından zengindir ve bu lifler, sindirim sisteminde “probiyotik” etki yaratır. Bağırsak mikrobiyotası, lifli gıdalardan beslenir; bu sayede zararlı bakterilerin çoğalması engellenir.

Sağlıklı karbonhidratlar, bu mikrobiyal dengeyi koruyarak hem sindirimi düzenler hem de bağışıklık fonksiyonlarını güçlendirir. Bu yüzden bu makro besini tamamen kesen diyetlerde yalnızca enerji eksikliği değil, bağırsak florasında da ciddi bozulmalar gözlenir.

Karbonhidrat seçiminde önemli bir diğer kavram ise glisemik indekstir. Glisemik indeks, bir gıdanın kan şekerini ne kadar hızlı yükselttiğini gösterir. Rafine un, şekerleme ve beyaz pirinç gibi basit karbonhidratlar yüksek glisemik indekslidir; bu da kısa süreli enerji patlamaları ve ardından ani yorgunluk hissi yaratır. Buna karşılık, tam tahıllar, yulaf, mercimek ve sebzeler gibi kompleks karbonhidratlar düşük glisemik indeksli olduğu için enerjiyi yavaş ve dengeli şekilde salar. Bu fark, uzun süreli tokluk hissinin arkasındaki bilimdir.

Yanlış bilinen bir diğer konu da “şekersiz beslenmenin mutlak sağlık getirdiği” inanışıdır. Şeker, evet, fazla tüketildiğinde zararlıdır; ancak doğal besin kaynaklarından gelen şeker, örneğin meyve veya tam tahıllarda bulunan fruktoz ve nişasta, vücudun temel enerji ihtiyacını karşılar. Bu doğal şekerleri tamamen kesmek, kasların glikojen depolarını boşaltır ve özellikle egzersiz yapan kişilerde performans kaybına yol açar. Sporcuların “karbonhidrat yüklemesi” yapmasının nedeni de budur. Kaslar enerji için glikojen depolamak zorundadır.

Karbonhidratla ilgili kültürel algılar da ilginçtir. Akdeniz diyetinde, Asya mutfağında ve Latin Amerika yemeklerinde karbonhidrat içeren besinler temel öğedir ama bu toplumlarda obezite oranları genellikle daha düşüktür. Bunun nedeni, bu karbonhidratların çoğunlukla doğal ve işlenmemiş kaynaklardan gelmesidir. Tam tahıllı ekmekler, pirinç, baklagiller ve sebzeler… Yani mesele karbonhidrat değil, onun modern beslenme sisteminde uğradığı endüstriyel değişimdir.

Bir beyin hücresindeki sinir ağı görseli

Beyin fonksiyonları açısından bakıldığında da karbonhidratların önemi tartışmasızdır. Glikoz, sinir hücreleri için tek enerji kaynağıdır. Düşük karbonhidratlı diyetlerde beyin bu enerjiyi yağlardan türetilen ketonlardan sağlamaya çalışır, ancak bu geçici bir çözümdür.

Uzun süreli ketozis, bilişsel fonksiyonları zayıflatabilir, odaklanmayı azaltabilir ve sinir sisteminde yorgunluk yaratabilir. Bu nedenle, özellikle zihinsel yoğunluk gerektiren mesleklerde karbonhidratı tamamen kesmek verimliliği düşürür.

Modern çağın bir başka yanılgısı ise “karbonhidratsız sağlıklı yaşam” fikridir. Oysa sağlıklı yaşam, onu doğru zamanda ve doğru şekilde almakla mümkündür. Kahvaltıda yulaf, öğle yemeğinde bulgur ya da akşam bir porsiyon sebzeli makarna; hepsi vücuda yakıt sağlar. Bu dengeyi kurmak, sağlıklı karbonhidratlar ile rafine karbonhidratlar arasındaki farkı bilmekle başlar.

Özetleyecek olursak bu makroyu tamamen kesmek değil, onu anlamak gerekir. Kompleks karbonhidratlar yalnızca enerji veren besinler değil; zihinsel berraklık, bağışıklık gücü ve metabolik dengeyi destekleyen vazgeçilmez bir yapı taşıdır. Vücudun dengesi bir orkestra gibidir; karbonhidratlar da bu orkestranın ritmini belirleyen notalardır. Onları susturmak değil, doğru zamanda ve doğru tonda kullanmak gerekir.

Bu yazıyı beğendiniz mi? Puanlayın!

5,00 (1 puanlama)
Loading...

Ozan Çağlar

Bilgi okyanusunda kulaç atıyor, keşfettiklerimi kıyıya taşıyorum. Meraklı bir dalgıç, tutkulu bir araştırmacıyım. Benimle gel ve derinlerde neler var birlikte öğrenelim.