Tenis, sadece raketle değil; zihinle, sabırla ve karakterle oynanır.
Billie Jean King
Tenis dünyası, yıllar boyunca efsanevi raketlerin kıyasıya rekabetine tanıklık etti. Kimileri kortta zarafetiyle öne çıktı, kimileri ise bitmek bilmeyen enerjisiyle… Bu yazıda, hem ATP hem de WTA sıralamalarında yer alan en başarılı erkek ve kadın tenisçileri bir araya getirdik. Resmî puanlarına, milliyetlerine ve kortlardaki etkileyici performanslarına göz atarak, günümüzün yıldızlarını tek bir yazıda topladık. Kort tenisi tutkunları için rehber niteliğinde bir kaynak seni bekliyor! Ayrıca, Türkiye genelindeki sporcuların yararlanabileceği uygun fiyatlı tenis kursu seçeneklerini de inceleyebilirsiniz.
Sıra | Oyuncu (Erkekler) | Ülke | Grand Slam Sayısı | En İyi Sıralama |
---|---|---|---|---|
1 | Novak Djokovic | Sırbistan | 24 | 1 Numara |
2 | Roger Federer | İsviçre | 20 | 1 Numara |
3 | Rafael Nadal | İspanya | 22 | 1 Numara |
4 | Andre Agassi | ABD | 8 | 1 Numara |
5 | Pete Sampras | ABD | 14 | 1 Numara |
6 | Carlos Alcaraz | İspanya | 3 | 1 Numara |
7 | Björn Borg | İsveç | 11 | 1 Numara |
8 | Rod Laver | Avustralya | 11 | 1 Numara |
9 | Andy Murray | Birleşik Krallık | 3 | 1 Numara |
Oyuncu (Kadınlar) | ||||
1 | Serena Williams | ABD | 23 | 1 Numara |
2 | Steffi Graf | Almanya | 22 | 1 Numara |
3 | Martina Navratilova | ABD / Çekya | 18 | 1 Numara |
4 | Ashleigh Barty | Avustralya | 3 | 1 Numara |
5 | Justine Henin | Belçika | 7 | 1 Numara |
6 | Naomi Osaka | Japonya | 4 | 1 Numara |
1. Roger Federer
İlk sırada tenis efsaneler efsanesi Roger Federer var. Roger Federer yalnızca tenis oynamadı; tenisi yeniden tanımladı adeta. İsviçreli yıldız, zarif vuruşları, kort üzerindeki doğal akışı ve beyefendi tavrıyla milyonları etkiledi. Toplam 20 Grand Slam şampiyonluğu kazanan Federer, özellikle çim kortun kralı olarak anıldı. Sekiz kez Wimbledon kazanması hâlâ kırılması zor bir rekor.
Federer, yalnızca başarılarıyla değil; kaybettiğinde gösterdiği olgunlukla da bir ikon haline geldi. Rakiplerine duyduğu saygı, seyirciyle kurduğu bağ ve korttaki sakinliğiyle, dünyanın en iyi tenisçisi unvanını her yönüyle hak etti. Kariyerine 2022'de veda etti ama onun bıraktığı iz hâlâ taze. Tenis onunla daha zarifti. Başlangıç seviyesindeki oyuncular için İstanbul'da önerilen bir tenis kursu mevcuttur.

2. Rafael Nadal
Rafael Nadal, korta adım attığında bir savaşçı gibi yürür. Terli bandanası, sımsıkı yumruğu ve azmiyle o, toprak kortun ruhudur. 14 kez Roland Garros şampiyonu olması bir tenisçinin değil, bir efsanenin hikâyesidir. Her puanı sonuna kadar kovalayan, asla pes etmeyen yapısıyla Nadal, izleyeni duygulandıran bir başka dünyadır.
Tenis dünya sıralaması zaman zaman değişse de Nadal’ın kalplerdeki yeri değişmez. Onun oyun tarzı, disiplini ve rakiplerine duyduğu derin saygı, onu sadece ünlü tenisçiler arasında değil, tüm zamanların en çok sevilen sporcularından biri haline getirdi.
3. Novak Djokovic
Novak Djokovic, kortta rakiplerinden çok daha fazlasıyla mücadele etti. Sakatlıklar, siyasi eleştiriler, turnuva boykotları… Ama her defasında geri dönmeyi bildi. Ve bugün, 24 Grand Slam ile tüm zamanların en çok Grand Slam kazanan erkek tenisçisi.
Djokovic’in oyununda neredeyse hiç açık yok. Kortun her köşesinden top çıkarabilir, en zorlu rallileri çevirebilir. Ancak onu diğerlerinden ayıran en önemli özelliği zihinsel gücü. En baskılı anlarda bile sakinliğini koruyarak maçı lehine çevirebiliyor. Kimi onu sevdi, kimi eleştirdi; ama herkes onunla saygı duymak zorunda kaldı. Çünkü Novak Djokovic, en iyi tenisçiler arasında artık yalnızca bir oyuncu değil, bir referans noktasıdır.
Kadın tenis tarihine damga vuran sporcuları merak ediyorsanız, efsanevi kadın tenisçiler yazımıza göz atabilirsiniz.
4. Serena Williams
Serena Williams, kadın tenisinin dinamiklerini değiştiren isimdir. Sadece kazandığı 23 Grand Slam şampiyonluğuyla değil, korttaki tavrıyla, mücadele gücüyle ve stil sahibi duruşuyla bu oyuna yön verdi. Bir kadın olarak fiziksel gücünü, agresif servislerini ve mental dayanıklılığını ustaca birleştirerek, sayısız tenisçiye ilham oldu.
Serena, yalnızca ünlü tenisçiler arasında değil, tüm kadın sporcular için bir dönüm noktasıydı. Zorluklarla mücadele etmeyi, doğum sonrası sahalara dönmeyi, eleştirilere rağmen dimdik durmayı başardı. O artık sadece bir tenisçi değil; bir ikon, bir hareket, bir ses.
İşte tenis dünyasının en ünlü kadınlarının Avustralya Açık turnuvasındaki maçlarından bir bölüm
5. Pete Sampras
90’lı yıllarda bir tenisçi vardı ki rakiplerini bir bir yenerken hiç bağırmazdı. Ne yumruk sıkar ne de dramatik tepkiler verirdi. Pete Sampras, oyunun zarif tarafını temsil etti. Toplamda 14 Grand Slam zaferiyle bir döneme damga vurdu. Özellikle çim ve hızlı zeminlerdeki hakimiyeti, servis-vole oyun stilinin kusursuz bir örneğiydi.
Sampras, tenis dünya sıralamasında yıllarca zirvede kaldı. Federer’den önce rekorların sahibi oydu. Ve çoğu kişi hâlâ onun sadeliğine, sessiz karizmasına hayranlıkla bakıyor. Bugünün tenisinde özlenen bir duruş varsa, bu biraz da Pete Sampras’ın eksikliğidir.
Türkiye’den çıkan başarılı raketleri tanımak isterseniz, önemli Türk tenisçileri derlememizi mutlaka okuyun.
6. Steffi Graf
Steffi Graf, tenis tarihinde bir ilki başardı: 1988 yılında dört Grand Slam’i ve Olimpiyat altınını aynı yıl kazandı. Buna “Golden Slam” deniyor ve hâlâ tekrarlanmadı. Almanya’dan çıkan bu yetenekli oyuncu, hızı, zarafeti ve etkileyici backhand vuruşlarıyla 22 Grand Slam zaferine ulaştı.
Teniste "Grand Slam", dört büyük turnuvayı kapsayan bir kavramdır: Avustralya Açık, Fransa Açık (Roland Garros), Wimbledon ve Amerika Açık. Bu turnuvaların hepsini aynı yıl içinde kazanmak, oyuncuların kariyerlerinde ulaşabilecekleri en prestijli başarılar arasında yer alır. Bu başarıya ulaşılan yıl "takvim Grand Slam" yılı olarak adlandırılır ve bunu başaran çok az oyuncu vardır.
Graf, agresif oyun stiliyle rakiplerine nefes aldırmazdı ama kort dışında her zaman sessiz, ağırbaşlı ve çalışkan bir figürdü. Bugün kadın tenisinde hâlâ onun izleri görülüyor. Eğer bir kadın tenisçinin oyununu “mükemmelliğe en yakın” diye tanımlayacaksak, o kesinlikle Steffi Graf’tır. O yüzden hâlâ birçok otoriteye göre dünyanın en iyi tenisçisi kadınlar arasında Graf’tır.
7. Andy Murray
Andy Murray, Federer-Nadal-Djokovic üçlüsünün hüküm sürdüğü dönemde sahneye çıktı. Belki bu yüzden Grand Slam sayısı “sadece 3” olarak kaldı. Ama onun yaptığı işin zorluğu başka kimseye denk gelmedi. Zihinsel gücü, istikrarı ve savunma becerileriyle bu ‘büyük üçlüye’ kafa tutabilen yegâne isimdi. Ayrıca, Ankara'da tenisle ilgilenenler için ideal bir ankara tenis kursu seçeneği de bulunmaktadır.
Özellikle 2013 Wimbledon zaferi, Britanya için tarihi bir andı. Çünkü İngiltere, tam 77 yıl sonra ilk kez kendi topraklarında bir Wimbledon şampiyonu çıkardı. Murray, sadece teknik değil, karakter bakımından da en iyi tenisçiler arasında yer almayı sonuna kadar hak etti.
Bu tenisçilerin performansını görmek için dünyaca ünlü erkek tenisçiler içeriğimiz size ilham verebilir.
8. Martina Navratilova
Martina Navratilova sadece kortun değil, zamanının çok ötesinde bir karakterdi. Teniste fitness ve atletizm çağını başlatan isim olarak kabul edilir. 18 Grand Slam şampiyonluğu, 9 Wimbledon zaferi, sayısız çiftler kupası… Ama onu en çok tanımlayan şey, korttaki hırsı ve akıllı oyunuydu.
Navratilova aynı zamanda LGBT+ bireyler için de açık kimliğiyle ilham verici bir figür oldu. Politik duruşu, cesareti ve spora kattığı yeniliklerle yalnızca ünlü tenisçiler arasında değil; sosyal anlamda da dönüştürücü bir simge haline geldi.
9. Björn Borg
Björn Borg, 1970'li yıllarda ortaya çıktığında raketini değil, sakinliğini konuşturuyordu. O, duygularını asla belli etmeyen, buz gibi bir oyuncuydu. Ancak bu sakin görüntünün altında müthiş bir ateş yatıyordu. 11 Grand Slam şampiyonluğu kazandı; özellikle toprak ve çim kortlardaki ustalığıyla efsaneleşti.
Borg, genç yaşta tenisi bıraksa da mirası büyüktür. Onun erken vedası, tenisseverlerin içini hep burktu. Ama bugün bile birçok otorite için Björn Borg, teknik kapasitesi ve mental dengesiyle en iyi tenisçiler listesinde özel bir yerde durur.
10. Rod Laver
Rod Laver belki genç nesil için tanıdık bir isim değil ama o olmadan tenis tarihi eksik kalır. Laver, 1962 ve 1969’da iki kez takvim yılı içinde Grand Slam yapan tek tenisçidir. Yani o yıl oynanan dört büyük turnuvayı da kazanmıştır – ve bunu iki kez yapmıştır!
Avustralyalı tenisçi, açık dönemden önce ve sonra da başarısını sürdüren ender isimlerdendir. Kısa boyuna rağmen güçlü bilekleri ve oyun zekâsı sayesinde rakiplerini kolayca alt ederdi. Bugün bile kortlarda onun ismi bir anı değil; bir referans noktasıdır. Tenis dünyasında hâlâ "Laver seviyesinde oynadı" demek, en üst seviyeyi ifade eder.
11. Ashleigh Barty
Ashleigh Barty, kadın tenisinde kısa ama etkili bir iz bıraktı. Avustralyalı sporcu, Wimbledon ve Roland Garros gibi prestijli Grand Slam’leri kazanarak sadece oyunuyla değil, zarafeti ve nezaketiyle de dikkat çekti. 2022'de henüz 25 yaşındayken, dünya sıralamasının zirvesindeyken tenisi bıraktı. Bu kararı, sporu sadece başarı için değil, tutku için yapan biri olarak alkış topladı.
Barty'nin güçlü backhand slice'ı, çok yönlü oyun stili ve mental sakinliği onu kısa sürede ünlü tenisçiler arasına soktu. Onun vedası, birçok tenis severe “keşke biraz daha izleseydik” dedirtti. Ama kısa kariyeri bile onu bu listeye almaya yeter. Kendi oyununuzu geliştirmek istiyorsanız, tenis kortu seçimi konusunda da birkaç önemli önerimiz var.
12. Naomi Osaka
Naomi Osaka yalnızca Grand Slam şampiyonluklarıyla değil, kort dışındaki duruşuyla da tenis tarihine geçti. Japonya’nın gururu olan Osaka, Amerika Açık ve Avustralya Açık'ta kazandığı 4 Grand Slam zaferiyle kendini kanıtladı. Sert kortlardaki başarısıyla tanınan Osaka, özellikle 2018’de Serena Williams’a karşı kazandığı finalle dikkatleri üzerine çekti.
Ama onu farklı yapan, sporun ötesindeki cesur tavrıydı. Mental sağlıkla ilgili konuşmaları, yarışmalardan geri çekilme kararları ve toplumsal meselelerdeki duruşu, onu bir figür haline getirdi. Bu yüzden tenis dünya sıralaması zaman zaman değişse de Osaka’nın etkisi sabit kaldı.
13. Andre Agassi
1990'ların tenis denince akla gelen ilk ismi belki de Andre Agassi’ydi. Renkli kişiliği, ilginç saç stilleri ve agresif oyunu ile dikkat çekti. Ancak zamanla korttaki olgunluğu ve karakter gelişimi onu çok daha fazlası yaptı. Toplam 8 Grand Slam şampiyonluğu ve tamamlanmış bir kariyer Grand Slam başarısıyla ismini ölümsüzleştirdi.
Agassi, en iyi tenisçiler arasında olmayı hak edenlerden biri çünkü sadece oyununu değil, hayatını da dönüştürdü. Döneminin sert oyuncuları arasında yarattığı fark, onun mental gücünü ve oyun zekâsını ortaya koydu.
14. Justine Henin
Justine Henin, fiziksel olarak daha iri rakipleriyle mücadele ederken, zarif oyun stiliyle onları alt etti. Özellikle tek elle kullandığı backhand’i tenis tarihinin en estetik vuruşlarından biri olarak kabul edilir. 7 Grand Slam zaferi, özellikle Roland Garros’taki üstünlüğüyle kadınlar tenisinde özel bir yere sahip oldu.
Henin'in en dikkat çekici özelliği; mütevazı yapısıyla, sahada gösterdiği sakin kararlılığı birleştirmesiydi. Bu yüzden ünlü tenisçiler arasında yalnızca başarılarıyla değil, duruşuyla da hatırlanır. Onun oyun tarzı hâlâ genç oyunculara örnek gösterilir.
15. Carlos Alcaraz
Listenin son sırasında bir efsane değil, bir geleceğin efsanesi var. Carlos Alcaraz, henüz 20’li yaşlarının başında Grand Slam kazanmayı başardı ve şimdiden büyüklerin tahtını sallamaya başladı. Özellikle 2022 ve 2023’te gösterdiği performansla “Federer bitti, Nadal yavaşladı, Djokovic yaşlandı; peki sırada kim var?” sorusuna doğrudan yanıt verdi.
Alcaraz, güçlü servisleri, agresif baseline oyunu ve üst düzey atletizmiyle tenis dünya sıralamasında çok genç yaşta zirveyi gördü. Şu anda bile bazı yorumculara göre “dünyanın en iyi tenisçisi olmaya en yakın isim” o. Henüz başında olduğu kariyerinde şimdiden büyük bir etki yarattı. Ayrıca, Ege bölgesinde tenisle ilgilenenler için uygun fiyatlı bir izmir tenis kursu seçeneği de bulunmaktadır.