Ünlü Türk yazarlar serimizi elbette Yaşar Kemal’siz bitiremezdik. Kendine has tarzıyla toplumsal meseleleri derinlemesine işleyen ve edebiyat dünyasına önemli katkılarda bulunan yazarımız.
Hayatı ve eserleriyle Türk kültürüne damgasını vuran bu büyük edebiyatçının hikâyesi, yaratıcılığının izini sürmek adına bizi harika bir yolculuğa davet ediyor.
6 Ekim 1923'te Osmaniye'de doğan yazarın adı aslında Kemal Sadık Gökçeli. Türk hikâyeciliğine getirdiği yenilikçi yaklaşım ve derin katmanlarla tanınır. Edebiyat dünyasındaki varlığıyla toplumsal adalet, insan hakları ve doğa sevgisi gibi evrensel temalara dikkat çeker.
Yaşar Kemal'in eserlerinin merkezinde genellikle Anadolu'nun köy yaşamı ve bu yaşamın içerisinde sıkışmış bireylerin hikâyeleri yer alır. Yazarın anlatımındaki gerçekçilik, okuyucuları derinden etkileyen bir duygu dünyasına taşır. Romanları, öyküleri ve denemeleriyle Türk edebiyatına modern bir soluk getiren Yaşar Kemal, kendi döneminde olduğu kadar sonraki nesiller üzerinde de derin etkiler bırakmış bir isimdir.
Türkiye'deki sosyal ve kültürel değişimlere tanıklık etmiş olan Yaşar Kemal, bu dinamiklerin izlerine eserlerinde de yer vererek okurlarını düşündürmeye ve duygusal bir yolculuğa çıkarmaya devam eder. Parmaklarından dökülen her kelime bir hikâye oluşturmakla kalmaz; aynı zamanda bir toplumun kolektif hafızasının bir parçası hâline gelir.
Bu yazımızda Yaşar Kemal'in hayatını ve eserlerini biraz daha derinden inceleyeceğiz. Kendisinin edebiyat dünyasındaki önemini keşfedeceğiz ve Türk edebiyatına katkılarına odaklanacağız. Şimdi o dönemlere dönmeye hazır mısınız?
Halit Ziya Uşaklıgil'in dönemi için bu yazımıza bekliyoruz.
Yaşar Kemal’in Dolambaçlı Hayatı
Türk yazarlar dünyasının eşsiz isimlerinden biri olan Yaşar Kemal, 6 Ekim 1923 tarihinde Hemite köyünde dünyaya geldi. Anadolu'nun topraklarında, doğayla iç içe bir çocukluk geçirdi. Babasının köy hikâyeleri, kendisini yazmaya yönlendiren ilk ilham kaynaklarından biriydi. Fakat ekonomik zorluklar nedeniyle eğitimine ara vermek zorunda kaldı. Bu dönemde ise tarlada geçirdiği günler, onun toprağa duyduğu sevgiyi ve köylü yaşamının hikâyesini yazma isteğini güçlendirdi.

1951 yılında İstanbul'a taşınan Yaşar Kemal, şehir hayatının karmaşası içinde dahi köklerinden kopmadı. İstanbul'da gazetecilik kariyerine başlamasıyla birlikte Anadolu'nun halk öykülerini aklından çıkarmadı. Çocukluğundan gelen masalsı atmosferi koruma çabası, yazınsal kimliğini şekillendiren unsurlardan biriydi. İlk eseri "İnce Memed" ile edebiyat dünyasına adım atan Kemal, bu eserle sadece kendi hikâyesini değil, aynı zamanda Anadolu'nun köylülerinin yaşadığı zorlukları da dile getirdi. Bu nedenle hem edebiyatçılar için hem de toplum için çok faydalı bir eser olmuştu.
Yaşar Kemal'in hayatı, kullandığı özgün dilin yanı sıra toplumsal sorunlara olan duyarlılığıyla da öne çıktı. Eserlerinde Anadolu'nun köylerindeki adaletsizliklere ve toplumsal çatışmalara odaklanarak sıradan insanların yaşam mücadelesini anlattı. Dediğimiz gibi, edebiyat serüveni "İnce Memed" serisi ile doruk noktasına ulaştı. Bu seri, Anadolu'nun derinliklerinde geçen bir öyküyü epik bir dille anlatara yazarın ustalığını gözler önüne serdi. Kemal, kendi köklerinden beslenerek yazdığı eserlerinde Anadolu'nun tarihini ve kültürünü gelecek kuşaklara aktarmayı amaçladı.
Ünlü yazarımız 28 Şubat 2015'te aramızdan ayrılsa da bıraktığı miras sonsuza dek yaşayacak gibi görünüyor. Hayatı; topraklarına, insanına ve kültürüne bağlılığın ötesinde, bir yazarın kelimelerle evrensel bir dilde nasıl konuşabileceğinin en güzel örneklerinden biridir.
Türkçe kursu istanbul için seçenekleriniz burada!
Halide Edib'in hayatı için diğer yazımıza göz atabilirsiniz.
Yaşar Kemal’den Miras Kalan Eserler
Yaşar Kemal'in kaleminden çıkan eserler aslında hem kendi hikâyesini hem de toplumun öyküsünü anlatır. Kendisi çeşitli türlerdeki eserleriyle edebiyat dünyasına derin izler bıraktı. Bu izler de sadece Türkiye'ye yayılmakla kalmadı. Zamanla tüm dünyanın ilgisini çekti ve onu evrensel bir yazar hâline getirdi. İlk eseri olan "İnce Memed" ile okurların karşısına çıkan Kemal, ardından "İnce Memed" serisiyle büyük bir çıkış yakaladı. Bu seride Anadolu'nun köylerinde yaşanan haksızlıklara ve zorluklara odaklanarak bir kahramanın epik öyküsünü anlattı. Kemal'in bu serisi dünya edebiyatının önemli eserleri arasında yer alır.
Yaşar Kemal; roman, hiâaye, deneme, senaryo ve makale gibi farklı edebî türlerde eserler verdi. Bu çeşitlilik aslında yazarın zengin bir anlatım yeteneğine sahip olduğunu ve farklı konuları ustalıkla işleyebildiğini gösteriyor.
Farklı edebiyat türlerinde de eserler veren Yaşar Kemal, toplumsal sorunlara ve insanın iç dünyasındaki çatışmalara duyarlı bir bakış açısıyla yaklaştı. "İnce Memed" serisinin yanı sıra "İnce Memed", "İnce Memed II", "İnce Memed III", "İnce Memed IV" gibi eserleriyle de dikkat çeken yazar, her eserinde farklı bir hikâyeyi anlatma becerisini gösterdi. Bazı kitapçılarda bu serinin tüm kitaplarının olduğu setleri bulabilirsiniz.

Eserlerinde işlediği temalar arasında ise adaletsizlik, toplumsal çatışma, insanın doğa ile ilişkisi, aşk ve özgürlük gibi evrensel konular bulunur. Eserleri sadece belli bir coğrafyanın değil, tüm insanlığın ortak hikâyesini anlatma çabasını yansıtır. Bu temalar, Yaşar Kemal'in kaleminden çıkan her eserde okurlarıyla derin bir etkileşim kurmasını sağlar.
Yaşar Kemal'in eserleri, sadece edebiyat dünyasında değil, aynı zamanda toplumsal değişimin öncüleri arasında da kendine sağlam bir yer bulmuştur. Kelimeleri sadece bir yazarın değil; bir düşünürün, bir aktivistin gözünden bakışını yansıtır. Eserleri aslında insanın insanla, doğayla ve kendi iç dünyasıyla olan ilişkisini anlamaya yönelik derin bir çağrıdır. Türk edebiyatında derin izler bırakan ve uluslararası alanda tanınan bir yazar olarak kalıcı bir etki yarattı. Sözleriyle geniş kitlelere ulaşmanın ötesine geçmiş, insanlık hikâyesini evrensel bir perspektiften ele aldı ve günümüzde değerini korumaya devam ediyor.
Daha önce de vurguladığımız gibi eserlerinde genellikle Anadolu'nun kırsal yaşamını, köylülerin yaşamını ve toplumsal sorunları işler. Tasvir ettiği coğrafyaların güzelliklerini anlatmakla kalmaz, aynı zamanda yaşanan zorlukları ve adaletsizlikleri de yansıtır. Anadolu'nun hikâyesini anlatarak bu toprakların zengin kültürünü gelecek nesillere aktarmayı amaçlar. Bunu yaparkenki dil kullanımı ve anlatımındaki ustalık; eserlerini sadece edebiya tseverler için değil, edebiyat eleştirmenleri ve akademisyenler için de önemli kılar. Kullandığı derin ve etkileyici dil, okuyucuları eserlerine çeker ve onları Anadolu'nun büyülü atmosferine davet eder.
Yazarımız başarılı bir edebiyat hayatına devam ederken eserleriyle birçok ödül kazanmış ve ulusal-uluslararası alanda tanınan bir yazar olmuştur. Nobel Edebiyat Ödülü'ne aday gösterilen ender Türk yazarlardan biridir. Bu da eserlerinin sadece Türkiye'de değil, dünya çapında takdir gördüğünün bir göstergesidir.
Kemal, ilki 1973'te olmak üzere pek çok kez Nobel'e aday gösterilse de bir türlü Nobel ödülünü alamadı.
Eserleri gelecek nesiller için bir hazine niteliğinde ve Türk edebiyatının büyük ustalarından biri olarak anılmaya devam edecek.
Orhan Pamuk'un eserleri için ise sizi buraya alalım!
Kemal’in Sanat Hayatı
Yaşar Kemal bir söyleşisinde sanat yolculuğuna ilkokula başlamadan önce şiirle adım attığını belirtmişti. Kendisi okula başladığında yaşlı halk şairleriyle atıştığını hatırlar. İlkokulun son sınıfındayken arkadaşı Âşık Mecit'in saz çalma yeteneğine karşı kendisinin çok kötü çaldığını söyler. Bundan da annesini sorumlu tutar. Meğer annesi, oğlunun âşık olup diyar diyar dolaşacağı korkusuyla saza ve âşıklığa karşı çıkıyordu.
Yazarımız çocukluğunda Âşık Mecit ile arasındaki atışmalara birçok söyleşisinde yer vermiş ve sürekli arkadaşıyla kıyaslandığını belirtmiştir.
Dediğimiz gibi annesi başlangıçta şiir okumasına karşı çıkmıştı. Ancak babasını koruyan eşkıyanın öldürüldüğü haberi üzerine sabahlara kadar ağıtlar yakan Yaşar Kemal'in annesi, oğlunun bu ağıtlarını beğenir. Bu olay da elbette Kemal'in annesiyle ilişkisinde bir dönüm noktası olur ve onun halk âşığı olma yolundaki engelleri ortadan kaldırır.
Ortaokulu tamamladıktan sonra folklor derlemelerine başlayan Yaşar Kemal, 1940-1941 yılları arasında Çukurova'dan ve Toroslar'dan derlediği ağıtları içeren ilk kitabı "Ağıtlar"ı 1943 yılında Adana Halkevi ile yayımlar. 1944 yılında ilk hikâyesi "Pis Hikâye"yi yayımlayan yazar, bu eseri Kayseri'de askerlik yaparken kaleme almıştı. 1940'ların Adana'sında çıkan Çığ dergisi sayesinde Pertev Naili Boratav, Nurullah Ataç, Güzin Dino gibi isimlerle tanışır ve özellikle ressam Arif Dino'nun ağabeyi Arif Dino'yla kurduğu yakınlık, düşün ve yazın dünyasını etkiler.

Yaşar Kemal, edebî mirasında önemli bir yer tutan "İnce Memed" serisine 1947'de başlamış, ancak ilk girişimini yarım bırakmıştı. Bu romanı 1953-54'te tamamladıktan sonra aynı yıl içinde "Teneke" adlı esere başladı.
1952 yılında yayımlanan ilk öykü kitabı "Sarı Sıcak"ta da yer alan "Bebek" öyküsünü yazarken adını Cumhuriyet gazetesine girdikten sonra "Yaşar Kemal" olarak kullanmaya başlar ve 1951-1963 yılları arasında gazetede fıkra ve röportaj yazarı olarak çalışır. 1952'de "Sarı Sıcak" adlı öykü kitabını yayımlayan yazar, İnce Memed'i 1947'de yazsa da bu eseri yarım bıraktı ve 1953-54’te tamamladı. Romanın yazılma sebebi ise amcasının oğlunun dağda vurulmasıdır. Gördüğünüz gibi yaşadığı hayat eserlerine hayatının her döneminde etki etmiştir.
Yaşar Kemal'in dünya çapında tanınan ilk eseri, "Bebek" öyküsüdür. Bu öykü, Fransızca, İngilizce, İtalyanca ve Rusça gibi birçok yabancı dile çevrildi.
Bu müthiş eseri kendi dilimizde okumak için geç kalmış sayılmazsınız!
Türkçe dersi için özel ders seçeneklerine göz atmak istersen bağlantıya tıklayabilirsin!