Yunan mitolojisinde “Tanrıların ve İnsanların Babası” olarak adlandırılan ve en güçlü tanrı olarak nitelendirilen Zeus adına düzenlenen olimpiyat yarışlarıyla insanlık, spora ve insanın spora olan bağlılığına kurumsal bir kimlik kazandırdı. Olimpiyatlar, insanlığın spora olan tutkusunu ve azmini en iyi şekilde sergileyebildiği, bununla birlikte insan toplulukları arasındaki tüm sınırları bir süreliğine kaldırmayı başarabilen bir organizasyon olarak toplumsal hafızamıza kazınmış durumda.
Olimpiyatların hafızamıza kazınmasında birleştirici gücü çok önemli bir etken. Öyle ki, binlerce sporcunun ve yüzlerce ülkenin katılım gösterdiği bu büyük organizasyonda bambaşka kültürleri tanırken, hiç tanımadığımız ve hatta var olduğundan haberimizin dahi olmadığı insan hikâyelerini öğreniyor ve ister istemez onlarla çeşitli bağlar geliştiriyoruz.
Bu yıl olimpiyatlar ne zaman ve Türkiye milli sporcularından kimler olimpiyatlara bu yıl katılacak öğrenmeden önce başarılarımızın sporcularımızın kısa özetine bakalım. Bugünkü yazımızda, Olimpiyatlar tarihinde oldukça ilginç hikâyelere sahip ve inanılmaz başarıla imza atmış olan Türk sporcuları konuşacağız. Çayınızı, kahvenizi alın ve birbirinden ilginç kimliklere sahip, fark yaratan, göğsümüzü kabartan sporcularımızın olimpiyatlarda neler yaptığını öğrenelim ve kaçırdığımız ya da unuttuğumuz detayları tekrardan hatırlayalım.
Naim Süleymanoğlu (1967 – 2017)
Dünya halter tarihinde eşsiz bir yer edinmiş olan “Cep Herkülü” lakaplı efsanevi sporcu Naim Süleymanoğlu 1967 yılında Bulgaristan'da doğdu, henüz 15 yaşındayken 1984 Los Angeles Olimpiyatları'nda Bulgaristan adına yarışarak altın madalya kazandı. Ancak efsaneleşmesi Türk Milli takımına katıldığı yıllarda gerçekleşti. Milli takıma katılması 1988 Seul Olimpiyatlarında gerçekleşti. Bunun için Türk hükümeti Bulgaristan’a 1 milyon dolardan fazla ödeme yaptı ve Süleymanoğlu’nun Türk Milli Takımı adına yarışması için gerekli tüm izinler alındı.
Süleymanoğlu'nun olimpiyat sahnesindeki başarısı sadece altın madalyalarla sınırlı değildir. Kariyerinde birçok dünya ve Avrupa şampiyonluğu da bulunuyor. Ancak, belki de en dikkat çekici başarılarından biri Türk Milli Takımına katıldığı 1988 Seul Olimpiyatları'nda 60 kilogramlık siklette 3 farklı kategoride dünya rekoru kırmasıdır. Bu olağanüstü performansıyla, halter tarihinde eşi benzeri görülmemiş bu başarısı dünyadaki tüm otoritelerce de onaylandı.
Onu halterin efsanesi yapan silkmedeki 190 kilogramlık kaldırışı oldu. Bu kaldırışla dünya halter tarihinde kendi ağırlığının üç katından on kilogram fazlasını kaldırabilen tek kişi unvanını elde etti. Bu olimpiyatlarda, Süleymanoğlu 60 kilogram kategorisinde olağanüstü bir performans sergileyerek koparmada sırasıyla 145, 150,5 ve 152,5 kilogram, silkmede ise 175, 188,5 ve 190 kilogram kaldırdı. Toplamda ise 320, 339 ve 342,5 kilogramlık kaldırarak altı dünya, dokuz olimpiyat rekorunu kırdı ve bu eşi benzeri olmayan zaferle Türkiye'ye olimpiyat tarihinde güreş dışında ilk altın madalyayı kazandıran sporcu oldu. Onun güzel hatırasını buradan bir kez daha yad ediyoruz.
Hamza Yerlikaya
Olimpiyatlarda en fazla madalya aldığımız spor dalı tahmin edeceğiniz üzere güreş Gerçekten de Türklerin güreşe karşı genetik bir yatkınlığı olduğunu söyleyebiliriz. Güreşte başarılı olmamızın bir diğer nedeni de elbette ata sporumuz olması. Binlerce yıldır bu topraklarda güreş müsabakaları düzenlenir ve daha erken yaşlarda birçok çocuk güreşe yönlendirilir. Yani burada hem genetik hem de çevresel faktörlerin bir araya geldiğini görüyoruz. Başarı için olmazsa olmaz iki sac ayağı tamamlanmış bile!
Hamza Yerlikaya’da hem ülkemizde hem de Dünya’da güreş denildiğinde akla gelen isimlerin başında geliyor. Greko-romen stilde güreşen Milli güreşçimiz kariyeri boyunca hem ülkemizde hem de uluslararası alanda birçok başarı elde etti.
Yerlikaya'nın en büyük başarısı, 1996 Atlanta ve 2000 Sydney Olimpiyat Oyunları'nda Greko-Romen güreş dalında altın madalya kazanmasıdır. Ayrıca, 1993, 1995, 1997 ve 1998'de Dünya Şampiyonası'nda altın madalya kazanarak Dünya güreş tarihine geçti.
Hamza Yerlikaya, sadece başarılarıyla değil, aynı zamanda sportmenliğiyle de tanınıyor. Spor yaşamı boyunca centilmence mücadele etti ve rakipleriyle olan saygılı tutumuyla bilindi. O gerçek bir centilmendi!
Kariyerinin sonunda Yerlikaya, güreş kariyerini noktaladıktan sonra, sporcuları eğitmeye ve gençleri güreş sporuna teşvik etmeye odaklandı. Şu anda da hem dünya güreş tarihinin efsanevi bir ismi olarak hem de Türk güreşinin genel olarak gelişmesine katkıda bulunan önemli bir figür olarak hatırlanmaktadır.
Elvan Abeylegesse
Elvan Abeylegesse, Etiyopya asıllı Türk atlet olarak Türk atletizminin önemli isimlerinden biridir. 11 Eylül 1982'de Etiyopya'nın Addis Ababa şehrinde doğan Abeylegesse Etiyopya adına kimi uluslararası yarışmalarda yer aldı ve 2004 yılında Türkiye'ye transfer oldu. Türk vatandaşlığına geçerek Türk Milli Atletizm Takımı'nda yarışmaya başladı.
En büyük başarısı, 2008 Pekin Olimpiyatları'nda 5000 metrede gümüş ve 10,000 metrede gümüş madalya kazanmasıdır. Bu başarılarla Türk atletizm tarihinde önemli bir yer edinen Abeylegesse, 2008 Pekin Olimpiyatları'nda 5000 metre ve 10,000 metre yarışlarında göz dolduran performansıyla dikkatleri üzerine çekmeyi başardı.
5000 metre finalinde, Türkiye’de tek yürekti ve onu izlemek için ekran başına kilitlenmişti. O unutulmaz anlarda Elvan, pistte deyim yerindeyse bir fırtına gibi esip geçti. Onunla birlikte koşan rakiplerini adım adım geride bıraktı. Son düzlüğe gelindiğinde, müthiş bir hızla öne geçti ve gümüş madalyayı boynuna geçirdi. O an, bizler de tribünlerden ve ekranların başından, onunla birlikte koşmuş, nefes nefese kalmıştık. Böylece Abeylegesse milli marşımızı çaldırarak bizi gururlandıran önemli Türk sporcular arasında yerini aldı.
Ancak, 2015 yılında doping testi sonuçları nedeniyle uluslararası müsabakalardan men cezası almıştır. Bu nedenle, uluslararası arenadaki başarıları tartışma konusu olmuştur.
Hüseyin Akbaş
Türk güreşinin önemli isimlerinden biridir. 1968 Samsun doğumlu olan ve Grekoromen stilde mücadele etmiş olan Akbaş kariyeri boyunca birçok ulusal ve uluslararası başarı elde etmiştir.
En önemli başarısı, 1992 Barselona Olimpiyatları'nda grekoromen güreş dalında altın madalya kazanmasıdır. Bu başarı, Türk güreş tarihinde altın harflerle yazılmış ve ülkeye gurur vermiştir.
Akbaş, ayrıca Dünya ve Avrupa Şampiyonaları'nda da birçok madalya kazanmıştır. Güreş kariyerindeki başarılarıyla Türk sporuna önemli katkılarda bulunmuş ve güreşseverlerin hafızasında önemli bir edinmiştir.
Metin Oktay
Metin Oktay’ın ismini mutlaka duymuşsunuzdur. Türk futbolunun efsanevi isimlerinden biri olan Oktay futbol kariyerine Altay'da başladı ve daha sonra Galatasaray'da büyük bir ün kazanarak tüm Türkiye’nin beğenisini kazandı. Golcü oyuncu, Türk futbol tarihinde unutulmaz bir yer edindi.
Oktay, hem milli takım hem de kulüp düzeyinde sayısız gol atmış ve birçok önemli maçta takımını sırtlamıştır. 1961-1962 sezonunda Galatasaray formasıyla 38 gol atarak Türkiye Süper Lig tarihinin bir sezonda en fazla gol atan oyuncusu unvanını elde etti.
Ayrıca, 1960 Yaz Olimpiyatları'nda Türkiye Milli Futbol Takımı kadrosunda yer alarak gümüş madalya kazanmıştır. Bu başarı, Türk futbol tarihindeki önemli anılardan biridir.
Oktay, futbol kariyerini tamamladıktan sonra da Galatasaray'a hizmet etmeye devam etti ve kulüpte çeşitli görevlerde bulundu. Türk futboluna olan katkılarıyla ve golcülüğüyle, Metin Oktay, hala futbolseverlerin kalbinde özel bir yer tutmaktadır.
Hamit Kaplan
Hamit Kaplan, Türk spor tarihinde efsanevi grekoromen güreşçisidir. 1933 yılında İstanbul'da doğan Kaplan, güreş kariyerinde ülkemizi gururlandıran önemli başarılar elde etmiştir.
En önemli başarılarından biri, 1956 Melbourne ve 1964 Tokyo Olimpiyatları'nda grekoromen güreş dalında altın madalya kazanması oldu. Bu başarılar, Türk spor tarihinde unutulmaz bir yer edinmiş ve Kaplan'ı o dönemde ulusal kahraman yapmıştır.
Hamit Kaplan, ayrıca Dünya ve Avrupa Şampiyonaları'nda da birçok kez şampiyonluk yaşamıştır. Güreş kariyerindeki başarıları ve uluslararası alandaki sayısız zaferiyle, Türk sporuna büyük katkılarda bulunmuştur.
Son Söz
Olimpiyat Oyunları, sporun ihtişamının ve kurumsal kimliğinin yalnızca zirvesi değil, aynı zamanda insanlığın birlik ve beraberlik duygularını en yüksek perdeden yaşadığı bir arenadır. Türk sporcuları, uluslararası platformda ülkelerini en iyi şekilde temsil ederek, sadece madalyalarla değil, aynı zamanda centilmenlikleriyle de ülkemizin adını tüm dünyaya duyurmuşlardır.
Bu unutulmaz başarılar, sadece spordaki başarıların değil, aynı zamanda milli gururun ve birlik duygusunun da bir ifadesi olmuştur. Milli sporcularımızın oyunlarda elde ettikleri başarılar, genç kuşaklara ilham verirken, ülkenin uluslararası alandaki saygınlığını ve spor geleneğini güçlendirmeye devam edecektir. Peki 2024 yaz olimpiyatları nerede düzenlenecek? Paris'te görüşmek üzere ...
Bu yazıyı beğendiniz mi? Puanlayın!
Loading...
