Bizim dilimiz, kökleri derinlerde olan ulu bir ağaç gibidir. Bu ağacın dalları her yöne uzanmalı, yeşermeli ve meyve vermelidir.
Mustafa Kemal Atatürk
Türkiye’de doğup büyüyen herkesin kulağına çalınmıştır şu cümleler “Bizim yörede böyle demezler”, “Sen kesin Karadenizlisin, belli oluyor”, “Şiven ne kadar güzelmiş, nerelisin sen?”
Ama bir dakika. Her duyduğumuz farklılık sadece “şive” değil. Bazen duyduğumuz şey aslında “ağız”, bazen de çok daha farklı bir kategori hatta farklı bir dil bile sayılabilir. İşte ona “lehçe” diyoruz.
Evet, aynı dili konuşuyoruz. Ama her şehir, her ilçe, her kasaba, hatta bazen aynı mahallenin içindeki iki sokak bile kelimeleri farklı telaffuz edebiliyor. Bu farklar aynı zamanda Türkçenin ne kadar zengin, yaşayan ve güçlü bir dil olduğunu da gösteriyor.
Lehçe Nedir?
Öncelikle “lehçe” kavramıyla başlayalım. Bir dilin lehçesi dediğimizde, o dilin zaman içinde ya da coğrafi olarak büyük farklılıklar gösteren bir dalını kastediyoruz. Yani bir lehçe, esas dilin neredeyse akraba bir türü gibi düşünülebilir. Türkçe için bu çok sayıda örnek yoktur, çünkü Türkiye’de konuştuğumuz dil hemen her dile yakın bir ortak Türkçeye dayanır. Ancak tarihsel olarak Türk dili ailesinde “lehçe” diye adlandırılan büyük dallar var. Mesela Azerbaycan Türkçesi, Türkmenistan (Türkmen) Türkçesi, Özbekistan’daki Türkçe ve Kazakça, Kırgızca gibi diller, Türkiye Türkçesi’nden o kadar büyük farklılıklar taşır ki onları kendi başlarına ayrı diller gibi düşünebiliriz.
Dilbilimcilere göre bu kadar keskin ses, yapı ve kelime farklılıkları varsa, o kolun adı lehçe olur.
Örneklerle Anlatmak Gerekirse
📌 Diyelim ki "geliyorum" demek istiyoruz:
Dil | Cümle |
---|---|
Türkiye Türkçesi | Geliyorum |
Azerbaycan Türkçesi | Gəlirəm |
Türkmen Türkçesi | Men gelýärin |
Özbek Türkçesi | Men kelayapman |
Kırgız Türkçesi | Men kelem |
Yakutça | Min kelin |
Gördüğünüz gibi kelimeler tamamen değişmiş durumda.
Burada artık şiveden değil, doğrudan lehçeden söz ediyoruz.

Özetle, lehçe büyük farklılıklar demektir. Kimi dilcilere göre bu kadar büyük farklar başka bir dil sayılmaya kadar gittiğinden, bazıları Türk dili ailesinin bu kollarını ayrı diller olarak görür. Çuvaşça ve Yakutça bile Türkçenin eski lehçeleri olarak kabul edilir. Öyleyse “Türk lehçeleri” derken aslında eski zamanlarda aynı dilin kolları kabul edilen çok çeşitli büyük dil gruplarını kastederiz. Günlük hayatımızda bu terimi pek duymayız belki, ama kısaca “bir dilin çok farklı bir kolu” diye aklımıza yazalım.
Türkiye’mizde konuştuğumuz Türkçe ile Afganistan’daki Çağatay Türkçesi veya Hazar Türkçesi arasında sadece aksan değil, kelime dağarcığı ve gramerde bile ciddi farklar var; işte onlar lehçe örnekleridir.
Bölgesel örneklerle devam etmek isterseniz İç Anadolu şivesi yazımıza göz atabilirsiniz.
Türk Dili Ailesinde Lehçeler
Biz Türkiye’de konuştuğumuz dile Türkiye Türkçesi diyoruz.
Ama Türk dili yalnızca Türkiye sınırlarıyla sınırlı değil.
Orta Asya’dan Sibirya’ya, Balkanlar’dan İran’a kadar uzanan geniş bir coğrafyada farklı Türk lehçeleri hâlâ konuşuluyor.
Bu Türkçe lehçeleri sırayla
- Azerbaycan Türkçesi
- Türkmen Türkçesi
- Özbekçe
- Kazakça
- Kırgızca
- Ve daha uzak örnekler olarak Çuvaşça ve Yakutça'dır.
Bir lehçe, zaman içinde kelime yapısı, gramer kuralları ve ses sistemi bakımından ana dilden çok fazla uzaklaşırsa, artık ayrı bir dil olarak kabul edilebilir. Örneğin Çuvaşça, Türkçeyle aynı kökten gelse de bugün Türkiye Türkçesi konuşan biri için tamamen anlaşılmazdır.
Hepsi Türkçeyle akraba ama artık aramızda ciddi farklar var.
Bu farklar sadece “aksan” değil. Kelime dağarcığı, cümle yapısı, zaman kipleri, fiil çekimleri...
Her şey farklılaşmış durumda.
Türk lehçelerini bu videoda çok net bir şekilde duyabilirsiniz.
Şive Nedir?
“Sen Karadenizli misin? Aksanından belli oluyor!”
“Sen Egelisin galiba, bu ‘gari’ kelimesi başka yerde yok.”
“Antep şivesi ne tatlıdır, konuşanı dinlemek bile keyifli!”
İşte bu tür cümlelerin arkasında yatan dil olayının adına şive diyoruz.
Peki nedir bu şive?
Şive, aynı dilin içinde, farklı bölgelerde gelişen telaffuz, vurgulama ve kelime seçimlerindeki değişimlerin genel adıdır.
Biraz daha sıcak söylemek gerekirse: bir dilin coğrafya ile sohbetidir.
Dildeki melodi ve sıcaklığı arıyorsanız, Ege şivesi sizi gülümsetecek şive özelliklerine sahip.
Şivenin Lehçeden Farkı Nedir?
Lehçeler, dilin çok erken dönemlerde ayrılmış, artık neredeyse ayrı bir dil gibi yaşayan kollarıdır.
Ama şiveler, hâlâ aynı yazılı dili kullanır, sadece konuşma biçimi farklıdır.
Kimi sert söyler, kimi uzatır, kimi melodik okur. Ama yazınca hepimiz “gidiyorum”, “geliyorum” yazarız.
Bir şiveyi diğerinden ayıran şey genellikle;
- Ses uyumu ve ses değişmeleri
- Bazı kelimelerin halk dilinde evrilmesi
- Cümle sonlarında kullanılan yöresel ekler
- Vurgunun değiştiği yerler
Örneğin İstanbul Türkçesinde “geliyorum” deriz.
Ama Karadeniz şivesinde “geliyrum”, Ege’de “geliyom gari”, Doğu’da “gelirem” olur.
Ama dikkat!!! Bunların hepsi hâlâ Türkiye Türkçesidir.
Yani anlaşılabilirlik yüksektir. Sadece şiveler, konuşmaya yerel bir ruh katar.
Şiveler Nerelerde Karşımıza Çıkar?
- Karadeniz: “Ne edeysun uşağum?” → Hızlı, kıvrak, uzatmalı bir söyleyiş. (genellikle uşağuuum şeklinde söylenir)
- Ege: “Napıyon gari?” → Yumuşak, rahat, içten bir ton.
- İç Anadolu: “Geliyom ha, dur azcık!” → Sert ama net telaffuz
- Güneydoğu: “Gurban, ne ediyon?” → Arapça ve Kürtçeyle harmanlanmış güçlü bir aksan
- Trakya: “Bana bak be ya!” → Bulgarca etkili melodik vurgular
Karadeniz’in kendine özgü kelimeleriyle dolu Karadeniz şivesi yazımızı da mutlaka okuyun.

Bu şiveler sadece kelimeleri değil, aynı zamanda konuşan kişinin kültürel aidiyetini, mizacını ve hatta coğrafyasını taşır.
Şiveler öyle içselleşmiş ki, dizilerde karakter yaratırken ilk kullanılan detaylardan biri olmuş.
Bir oyuncu Karadeniz şivesiyle konuşuyorsa “mizahi”; Güneydoğu şivesiyle konuşuyorsa “samimi ve içten” bulunur.
Aynı şekilde türkülerde de bu şiveler duyulur.
“Çayelinden Öteye Gidelum Yali Yali” türküsünü İstanbul Türkçesiyle söylemeyi dene… olmuyor değil mi?
Çünkü şive sadece bir ses değil, aynı zamanda bir ritim, bir duygu, bir aidiyet.
Resmi dilin en sade ve yaygın şekli olan İstanbul Türkçesi örnekleriyle farkı daha iyi anlayabilirsiniz.
Şiveler Kayboluyor mu?
Ne yazık ki evet.
Göç, medya dili, eğitim sisteminin tekleştiren yapısı ve internetin etkisiyle birçok bölgesel şive yavaş yavaş zayıflıyor.
Artık gençler sosyal medyada "trend" olmak için standart konuşmaya yöneliyor.
Ama unutmayalım ki şive sadece konuşma biçimi değil, bir kültürel miras.
Köyündeki yaşlı bir teyzenin “geliyom gari” deyişinde geçmişin izleri,
Sokağın köşesindeki esnafın “napıyon gurban?” selamında Anadolu’nun sıcaklığı vardır.
Şimdi Lehçe ve Şive'nin farklarını daha iyi anlamak için tabloda görelim.
Özellik | Lehçe | Şive |
---|---|---|
Tarihsel Ayrılma Zamanı | Oldukça eski, yüzyıllar öncesine dayanır. | Daha yakın geçmişte ayrılmıştır. |
Kullanıldığı Coğrafya | Uluslararası / ülke dışı coğrafyalarda konuşulur (Orta Asya, Sibirya). | Aynı ülke içinde veya yakın bölgelerde görülür. |
Anlaşılabilirlik | Genellikle karşılıklı anlaşılmaz. | Kolayca anlaşılır. |
Gramer Yapısı | Farklı gramer kuralları olabilir. | Gramer yapısı genelde aynıdır. |
Kelime Farkı | Kelime dağarcığı büyük ölçüde farklıdır. | Bazı yerel kelimeler değişiklik göstersede büyük ölçüde aynıdır. |
Cümle Yapısı | Cümle yapısı çoğu zaman Türkiye Türkçesi'nden farklıdır. | Cümle yapısı yazılı dile yakındır. |
Dil Ailesi İçindeki Yeri | Türk dili ailesinde bağımsız kollar olarak görülür. | Türk dili içinde bölgesel varyant olarak kabul edilir. |
Örnekler | Yakutça, Çuvaşça, Özbekçe, Halaçça, Tuvaca | Karadeniz şivesi, Ege şivesi, Doğu Anadolu şivesi |
Ağız Nedir?
Şimdi geldik “ağız” kavramına. Ağız, aynı dilin aynı ülke içinde, hatta ilin içinde bile, bölgelere göre değişen konuşma farklılıklarını tanımlar. Bir kentin, bir kasabanın ya da bir yöre halkının kullandığı konuşma tarzıdır. Ağızlar genelde telaffuz farklarıyla bilinir; yani bölgesel aksan denebilir. Örneğin İstanbul ağzı (ya da “İstanbul Türkçesi”) Türkiye’nin genelinde standart kabul edilir, fakat kendine has kelime vurgusu vardır. Ankara ağzında başka; İzmir ağzında başka. Bir Kayserili, İstanbul’da öyle kolay pes etmez, “Yok artık!” demek yerine “Yok vallahi!” veya “Olmaz ya!” der mesela.
Anadolu’nun her yanında duyacağınız binlerce ağız var. Konya’daki insanlar “var” derken bazen “vaa” gibi uzatabilir; Kastamonu’da “gel” derken “geç” der gibi çıkar; Trabzon’da kelimelerin sonuna “yor” yerine “yur” koyduklarını duyabilirsiniz. Burada bazıları tanıdık gelebilir. İzmir ağzında /r/ sesi çoğunlukla yumuşatılır, “var” yerine “va”, denmesi oldukça yaygındır.
Orta Anadolu’da /k/ sesi yumuşayıp /g/ gibi söylenir. Konya yerine “Gonya”, “keçi” yerine “geçi”. Bazı illerde “p” harfi “b”ye dönüşür; örneğin Konya’da “piliç” demek yerine “biliç” diyenler vardır. Birçok yörede kelimelerdeki ekler değişir; mesela Karadeniz’de soru eki “-mi” yerine bazen “-miş” duyabilirsiniz.
yerel ağız vardır
Özetleyecek olursak şive ile ağız arasındaki temel farklar şunlardır.
👉 Şive daha geniş coğrafyaya yayılmış konuşma farklarını kapsar.
👉 Ağız ise daha yerel, daha mikro düzeydeki değişiklikleri ifade eder.
Örneğin Karadeniz şivesi içinde Rize ağzı, Trabzon ağzı, Ordu ağzı gibi alt varyasyonlar vardır.
Bu ağızlar arasında küçük ama dikkat çekici farklılıklar bulunur.
Ağız Nerelerde Ortaya Çıkar?
Genellikle ağız farkları şunlarda kendini gösterir.
- Seslerin yutulması ya da değiştirilmesi
- Kelime sonlarında ses kaymaları
- Yerel kelimeler, deyimler, ağızdan çıkma ifadeler
- Ezgi ve ritim farkları
Ağız Neden Önemli?
Çünkü ağızlar sayesinde Türkçenin yaşayan bir dil olduğunu görürüz.
Bir ağız sadece “farklı konuşmak” değildir.
Bu, dilin yerel ruha nasıl uyum sağladığını, insanların günlük hayatına nasıl sindiğini gösterir.
Edebiyatçılar, senaristler ve mizahçılar bu zenginliği kullanarak karakterlerine hayat verir.
Bir dizide bir karakter “Nasılsın?” yerine “Napıyon be ya?” diyorsa, işte o anda oraya ait biri oluverir.
Son olarak Lehçe, Şive ve Ağız Farklarını tabloda daha net görelim.
Özellik | Lehçe | Şive | Ağız |
---|---|---|---|
Tanım | Bir dilin çok erken dönemde ayrılmış, artık bağımsızlaşmış koludur. | Aynı dilin geniş bölgesel varyantıdır. | Aynı şivenin yerel varyantıdır. |
Tarihsel Ayrılma Zamanı | Yüzyıllar önce ayrılmıştır. | Daha yakın zamanlarda ayrılmıştır. | Çok kısa süreli ve dar bölgesel ayrılıklar sonucu oluşur. |
Kullanıldığı Coğrafya | Ülke dışında, başka coğrafyalarda kullanılır. | Aynı ülke veya komşu bölgelerde kullanılır. | İl, ilçe, köy gibi dar alanlarda kullanılır. |
Yazı Dili ile Uyumluluk | Genellikle farklıdır, ayrı yazı sistemleri olabilir. | Yazı diliyle aynıdır. | Yazı diliyle birebir uyumlu olabilir. |
Anlaşılabilirlik | Çoğunlukla anlaşılmaz. | Kolayca anlaşılır. | Tamamen anlaşılabilir. |
Gramer Yapısı | Gramer yapısı farklı olabilir. | Gramer yapısı aynıdır. | Gramer yapısı tamamen aynıdır. |
Kelime Farkı | Kelime dağarcığı büyük ölçüde değişmiştir. | Sınırlı sayıda kelime farkı vardır. | Genellikle kelime değişmez; söyleniş değişir. |
Ses / Fonetik Fark | Ses yapısı tamamen farklılaşmıştır. | Vurgu, tonlama farklılıkları içerir. | Telaffuz farkı ön plandadır. |
Cümle Yapısı | Cümle dizilişi bile değişebilir. | Cümle yapısı genelde aynıdır. | Cümle yapısı yazılı dile uygundur. |
Dil Ailesi İçindeki Yeri | Türk dili ailesinin farklı dallarıdır. | Türkçenin bölgesel çeşitleridir. | Türkçenin mikro düzey varyantlarıdır. |
Kullanım Alanı | Akademik, tarihsel, etnik dil alanları. | Günlük konuşma, medya, edebiyat. | Yöresel diyalog, mizah, halk kültürü. |
Örnekler | Yakutça, Çuvaşça, Tuvaca | Karadeniz, Ege, Doğu Anadolu şivesi | Aydın, Erzurum, Kastamonu ağızları |