İtalya’nın başkenti Roma, bir şehirden çok, yaşayan bir anı defteri gibi. Her köşesinde başka bir hikâye yazılmış, her taşında eski bir sır var. Sabah Piazza Navona’dan geçerken taze kruvasan kokusu geliyor burnuna, sonra bir bakıyorsun, karşında dört bin yıllık bir sütun duruyor. Zaman burada düz bir çizgi değil; dönüyor, kırılıyor, birbirine karışıyor. Roma şehri, geçmişle bugün arasında bir buluşma noktası gibi.
Trevi Çeşmesi’nde olmak vardı şimdi… Avuç dolusu dilek tutmak, madeni parayı omzunun üzerinden suya fırlatmak. Ama kalabalık fena; selfie çubuklarından adım atamıyorsun neredeyse. Yine de o uğultunun içinde, bir an geliyor, çeşmeden yansıyan su ışığının arasında kendi yansımanı görüyorsun. Roma hakkında bilgiler ne kadar okunursa okunsun, o anı kimse tarif edemez; çünkü Roma sadece görülmez, hissedilir.
geçti. (M.Ö. 753’ten bugüne)
İtalya’nın kültürel özellikleri bu şehirde en saf haliyle yaşanıyor. Sabırsız bir trafik korna sesiyle başlayan gün, bir sokak müzisyeninin kemanı eşliğinde biter. İnsanlar hızlı konuşur ama yavaş yaşar; acele etmezler çünkü hayatın tadını çıkarmak da bir sanattır burada. Belki de bu yüzden İtalya’nın başkenti hep “aşkın şehri” diye anılır. Roma, seni içine çeker; ne kadar kalabalık olursa olsun, bir köşesini mutlaka sadece sana ayırır.
Roma’da Gezilecek En Güzel Semtler
Roma birbirinden farklı atmosferlere sahip birçok semtten oluşuyor. Ama şehre ilk kez gelen biri için “nerede gezsem, ne kadar zaman ayırsam?” sorusu kaçınılmaz oluyor. Çünkü Roma büyük bir şehir; her köşesi ayrı bir ruh, ayrı bir hikâye taşıyor. İşte Roma’da mutlaka gezilmesi gereken en özel bölgelerden bazıları…
Antik Roma

Roma denince akla gelen ilk yerlerden biri, şehrin kalbinde yer alan Antik Roma bölgesi. Burada, Roma’nın simgesi sayılan Colosseum tüm ihtişamıyla karşına çıkar. Taş duvarlarının arasında yürürken gladyatörlerin ayak seslerini duyar gibi olursun. Roma şehrine gelen herkesin mutlaka uğraması gereken bir yer burası.
Colosseum’un hemen yanında yer alan Roma Forumu ise kentin ruhunu en iyi anlatan alanlardan biridir. Antik tapınaklar, imparatorlara adanmış heykeller, yıkıntılar arasında yürürken tarih birdenbire canlanır. Palatino Tepesi ve Kapitol Tepesi de aynı bölgededir; Roma'nın efsanelerinde sıkça geçen bu tepeler, kentin doğuşunu anlatan hikâyelerin de merkezidir. Roma hakkında bilgiler içinde ne kadar çok şey okursan oku, bu bölgede gezerken hissedeceğin duyguyu hiçbir satır tam anlatamaz.
Vatikan
İtalya’nın başkenti sınırları içinde yer alan bu küçük ülke, Katolik dünyasının kalbidir. Papa’nın yaşadığı Vatikan, hem inanç hem sanat açısından eşsiz bir bölge. Burada görülmesi gereken yerler saymakla bitmez: Vatikan Müzesi, Aziz Petrus Bazilikası, Sistine Şapeli, Castel Sant’Angelo ve Vatikan Bahçeleri… Her biri kendi hikâyesini anlatır.
St. Peter Bazilikası’nın kubbesine çıktığında Roma’nın sonsuz manzarasını seyredersin. Vatikan Müzesi’nde ise yüzyıllardır korunan sanat eserleri insanın zihninde bir müze değil, bir zaman yolculuğu hissi bırakır. Eğer Roma şehrine gidiyorsan, Vatikan’a uğramadan dönmek düşünülemez.

Tarihi Merkez (Centro Storico)
Roma'nın tarihi merkezi, Orta Çağ’dan Barok döneme kadar uzanan mimari hazinelerle dolu. Pantheon, Piazza Navona, Corso Vittorio Emanuele II caddesi bu bölgenin kalbinde yer alır. Buradan kuzeye doğru yürüdüğünde İspanyol Merdivenleri’ne, Villa Borghese’ye ve Roma’nın ünlü çeşmelerine ulaşırsın. Her adımda başka bir çağ, başka bir hikâye açılır.
Trastevere semtine geçtiğinde ise şehir başka bir renge bürünür. Dar sokakları, kahkahalarla dolu restoranları ve Santa Maria Meydanı’yla Roma’nın en sıcak, en samimi yüzünü gösterir. İtalya'nın kültürel özellikleri burada en çok hissedilir; yemekler, müzik, sohbetler ve o bitmeyen yaşam enerjisiyle.
Roma’nın Simgesel Anıtları
Venedik kanallarıyla ünlüyse, Roma da anıtlarıyla tanınır. Her köşe başında bir hikâye, her taşta bir iz vardır. Roma’da gezilecek yerlerin başında kuşkusuz Colosseum ve Roma Forumu gelir. Colosseum, Roma İmparatorluğu döneminde gladyatör dövüşlerine ev sahipliği yapmış devasa bir amfitiyatrodur. Bugün hâlâ ayakta duran bu yapı, Roma’nın görkeminin canlı bir kanıtıdır.
Roma Forumu ise şehrin siyasi ve dini merkeziydi. Burada yer alan yapılar arasında Romulus Tapınağı, Augustus Kemeri, Sezar Tapınağı, Basilica Aemilia, Concord Tapınağı, Vesta Tapınağı, Satürn Tapınağı ve Septimius Severus Zafer Takı sayılabilir. Bu alanı gezerken zamanın yavaşladığını hissedersin.
Sistine Şapeli

Vatikan sınırları içindeki Sistine Şapeli, Michelangelo’nun tavan freskleriyle dünyaca ünlüdür. Yaratılış’tan Kıyamet Günü’ne kadar uzanan sahneler, yalnızca bir resim değil, bir ruh halidir. Tatil dönemlerinde içeri girmek için uzun kuyruklar oluşsa da, içeri girdiğinde o bekleyişin değdiğini anlarsın.
Trevi Çeşmesi
Roma’nın kalbinde yer alan Trevi Çeşmesi, şehrin en büyük ve en görkemli çeşmesidir. Her yıl milyonlarca ziyaretçi buraya gelip omzunun üzerinden bir madeni para fırlatır. Rivayete göre bu, bir gün tekrar Roma’ya dönmeyi garantiler. Deniz tanrısı Neptün’ü betimleyen heykellerin ortasında suyun sesiyle karışan dilekler, Roma’nın romantik yanını simgeler.
(sadece Trevi Çeşmesi’ni ziyaret edenler)
Roma sadece bir şehir değil, her sokağında yeniden doğan bir duygudur. İster Antik Roma’nın kalıntılarında dolaş, ister bir espresso eşliğinde gün batımını izle; bu şehir seni her defasında başka bir şekilde büyüler.

Roma bir günde inşa edilmedi.
Orta Çağ Fransız atasözü
Evet, Roma bir günde inşa edilmedi. Bu yüzden Roma’yı bir günde gezmek de mümkün değil. Şehri keşfetmek için bir hafta sonu kaçamağı yapmak kulağa güzel gelse de her şeyi görmek için yeterli olmaz. Roma şehri o kadar katmanlı bir yer ki, iki gün yetmez; sadece tadına bakarsın.
Eğer Roma’da iki ya da üç gün geçireceksen, Colosseum’dan Trevi Çeşmesi’ne kadar başlıca yerleri görebilirsin ama her birinin havasını sindire sindire yaşamak kolay değil. Bir bakıma, şehri hızlıca tanımış olursun ama Roma’nın ritmini yakalamak için daha fazlası gerekir.
Roma'yı Gezmek İçin Gereken Zaman
İtalya'nın başkenti Roma’yı gerçekten anlamak istiyorsan, en az beş gün ayırmak gerekir. O zaman şehir sana kendini anlatmaya başlar. Sokaklar tanıdık gelir, kafe sahipleri seni gülümseyerek karşılar, gün batımını izlemek için en doğru noktayı keşfedersin.
Beş günlük bir plan aynı zamanda seyahat bütçeni de dengeler; uçak biletlerinin hakkını verir, uygun fiyatlı bir Airbnb bulmak da kolaylaşır. Tabii, otel konforunu her zaman beklememek lazım ama Roma gibi bir şehirde buna pek de ihtiyaç duymazsın. Çünkü dışarıda seni bekleyen manzaralar, içerdeki her lüksün yerini doldurur.

Roma Gezisi Ne Kadar Tutar?
Bir şehri gezmeye karar verdiğinde, genelde ilk akla gelen soru “Ne kadar harcarım acaba?” olur. Roma da bu konuda istisna değil. Paris ya da Tokyo’ya kıyasla fiyatlar biraz farklıdır. Uçak biletleri, konaklama ve gezilecek yerler derken Roma seyahati için küçük bir bütçe planı yapmak gerekir.
Tüm yollar Roma’ya çıkar.
Bu söz sadece mecaz değil, neredeyse gerçektir. Şehre ulaşmanın en kolay yolu uçaktır ve çoğu Avrupa şehrinden Roma’ya oldukça uygun fiyatlı seferler bulunur. Ucuz dönemlerde gidiş-dönüş biletleri gayet makul fiyatlara alınabilir.
Konaklama konusunda da seçenek bol. Hosteller, oteller ve Airbnblar arasında her bütçeye göre alternatif vardır. Gençlik hostellerinde gecelik konaklama oldukça uygundur; otel veya Airbnb tercih edenler ise biraz daha fazla ödeyerek daha konforlu bir seçenek bulabilir. En önemli detay, konum. Merkeze yakın yerlerde kalırsan hem zamandan kazanırsın hem de Roma’nın tarihi noktalarına yürüyerek ulaşmak kolaylaşır.
Roma’da Yapılacak Aktiviteler
Roma’da yapılacak şeylerin başında yemek gelir. İtalyan mutfağı sadece bir “lezzet” değil, adeta bir yaşam biçimi. Pizza, makarna, tiramisu derken zamanın nasıl geçtiğini anlamazsın. İyi bir restoranda yemek yemek için büyük bir servet harcamana gerek yok; ortalama bir bütçeyle doyurucu ve keyifli bir akşam yemeği deneyimi yaşanabilir.
Sonuçta Roma, sadece tarihiyle değil, insanın içini ısıtan lezzetleriyle de hatırlanır. Şehirdeki her lokma, sanki “hayatın tadını çıkar” diyor.

Roma’da Yemek ve Tasarruf İpuçları
Roma’daki restoranlarda genelde su ve ekmek ücretlidir; bu yüzden masaya gelen her şeyin hesaba ekleneceğini aklında tutmakta fayda var. Eğer kaldığın yerde mutfak varsa, marketten alışveriş yapıp kendi yemeğini hazırlamak bütçeni ciddi anlamda rahatlatır. Özellikle yerel pazarlardan alacağın taze sebze, peynir ve makarnalarla kendi İtalyan akşamını kolayca yaratabilirsin.
Roma gezilecek yerler açısından oldukça zengin ama bazı tarihi alanlara giriş ücretli. Örneğin Colosseum ya da Vatikan Müzesi’ne giriş için ayrı bilet almak gerekir. Ancak bütçeni korumak istiyorsan, Roma Pass kartı iyi bir çözüm olur. İki veya üç günlük seçenekleriyle bu kart seni hem sıradan hem de ekstra bilet ücretlerinden kurtarır. Böylece şehrin tadını çıkarırken harcamalarını da kontrol altında tutabilirsin.
İtalyanca Öğrenmek İsteyenlere Bir Tavsiye
İtalya'nın başkenti Roma’yı gezerken kulağına çalınan o melodik dili merak edenler için Superprof harika bir adres. Burada birçok yetenekli İtalyanca eğitmeniyle iletişime geçebilir, seviyene uygun dersler alabilirsin.
Superprof’ta üç farklı ders türü bulunuyor. Birebir dersler, çevrim içi dersler ve grup dersleri. Birebir derslerde eğitmen tamamen sana odaklanır; ders planı ve içeriği kişisel hedeflerine göre şekillenir. Bu, kısa sürede ilerleme kaydetmek isteyenler için en verimli seçenektir.
Online dersler de tıpkı yüz yüze eğitim gibidir, tek fark internet üzerinden gerçekleşmeleridir. Bir bilgisayar, kamera ve mikrofonun varsa, dünyanın her yerinden İtalyanca öğrenebilirsin. Üstelik eğitmenler ulaşım süresi olmadan daha fazla ders planlayabildiği için saatlik ücretler genelde daha uygundur.
Son olarak, grup dersleri daha ekonomik bir alternatiftir. Arkadaş grubunla birlikte İtalyanca öğrenebilir, hem eğlenip hem de maliyeti paylaşabilirsin. Tabii ki eğitmenin ilgisi birebir kadar yoğun olmayabilir ama birlikte öğrenmenin motivasyonu bambaşkadır.
Roma’yı gezip o melodik dili sokaklarda duyduğunda, birkaç kelimeyi anlayabildiğini fark etmek emin ol her müze biletinden daha değerli bir an olacak.












