İstanbul’un dili, İstanbul kadar zarif olmalı. Kelimeler boğazdan geçerken, martı sesine karışmalı.

Yahya Kemal Beyatlı

“Efendim, hoş geldiniz… Buyurmaz mısınız?”
İşte bu cümleyi duyduğunuzda, konuşanın İstanbul Türkçesiyle konuştuğuna neredeyse eminsinizdir. Kulağa yumuşacık gelen, tok bir tonda akan ve çoğu zaman “kitap gibi konuşuyor” dedirten bu Türkçe, sadece bir ağız değil; aynı zamanda bir kültür taşıyıcısı, söyleyen kişinin zarafetinin göstergesidir.

Peki İstanbul Türkçesi nedir? Onu diğer şivelerden, ağızlardan ayıran temel özellikler nelerdir? İstanbul'da yaşayan herkes bu şekilde mi konuşur, yoksa bu bir hayal mi?

En iyi Türkçe öğretmenleri müsait
Ferhat
5
5 (53 yorum)
Ferhat
₺500
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Menekse
5
5 (32 yorum)
Menekse
₺700
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Filiz
5
5 (15 yorum)
Filiz
₺800
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Büşra
5
5 (28 yorum)
Büşra
₺750
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Kadir
5
5 (54 yorum)
Kadir
₺950
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Hacer
5
5 (32 yorum)
Hacer
₺850
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Atiye
5
5 (22 yorum)
Atiye
₺1500
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Buse
5
5 (65 yorum)
Buse
₺1500
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Ferhat
5
5 (53 yorum)
Ferhat
₺500
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Menekse
5
5 (32 yorum)
Menekse
₺700
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Filiz
5
5 (15 yorum)
Filiz
₺800
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Büşra
5
5 (28 yorum)
Büşra
₺750
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Kadir
5
5 (54 yorum)
Kadir
₺950
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Hacer
5
5 (32 yorum)
Hacer
₺850
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Atiye
5
5 (22 yorum)
Atiye
₺1500
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Buse
5
5 (65 yorum)
Buse
₺1500
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Başlayın

İstanbul Türkçesi Nedir ve Nasıl Ortaya Çıkmıştır?

İstanbul Türkçesi, Türkiye Türkçesinin en genel kabul görmüş ve ölçünlü (standart) konuşma biçimidir. Yani haber spikerlerinin, öğretmenlerin, tiyatro oyuncularının ve genellikle resmi konuşma dili kullanması gereken kişilerin tercih ettiği Türkçedir. Ancak onu sadece bir “doğru konuşma biçimi” olarak tanımlamak eksik olur. Çünkü İstanbul Türkçesi, aynı zamanda İstanbul’un tarihi, sosyal ve kültürel birikiminin dildeki yansımasıdır.

Bu Türkçenin temelleri Osmanlı dönemine kadar uzanır. Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti olan İstanbul, yüzlerce yıl boyunca farklı bölgelerden gelen insanların buluştuğu, ticaret yaptığı, yerleştiği bir şehir olmuştur. Bu çeşitlilik içinde, özellikle saray çevresi ve eğitimli halk arasında gelişen dil, zamanla “İstanbul Türkçesi” olarak anılmaya başlanmıştır. Bu dil hem sade hem zarifti; halkın anlayabileceği kadar açık, entelektüelin seveceği kadar düzenliydi.

İstanbul Türkçesi tarihi, konuşma biçimi ve altındaki kültürle Türkçenin en zarif halidir. | @ Ayşe Kaya

Cumhuriyet döneminde ise İstanbul Türkçesi, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi dili olan Türkiye Türkçesi’nin temelini oluşturdu. Harf devrimiyle birlikte eğitim alanında yazı dili standartlaştırılırken, konuşma dili olarak da İstanbul Türkçesi esas alındı. Bu yüzden okul kitaplarında, haberlerde ya da TRT spikerlerinin sesinde hep bu dil duyulur.

Bugün hâlâ İstanbul Türkçesi, "doğru Türkçe konuşma" konusunda bir referans noktasıdır. Ama bir yandan da zamanla İstanbul’un kendi içindeki demografik değişimlerle evrilmeye, çeşitlenmeye devam etmektedir.

Latin harflerine geçişten sonra İstanbul Türkçesi’nin yazı dili olarak esas alındığı yıl
1928

yılıdır.

İstanbul Türkçesinin Konuşma Özellikleri Nelerdir?

İstanbul Türkçesi, kulağa hoş gelen, akıcı ve sade bir Türkçedir. Ama o sadeliğin altında aslında yılların birikimi, zarafet dolu bir ifade biçimi ve kültürel incelikler gizlidir. Birini dinlerken “Ne kadar düzgün konuşuyor!” dediğinizde, muhtemelen İstanbul Türkçesi’yle karşı karşıyasınızdır.

Peki bu Türkçeyi bu kadar özel kılan şey ne? Gel, birlikte örneklerle inceleyelim.

Vurgu dengeli ve melodiktir

İstanbul Türkçesi’nde ne aşırı bir uzatma vardır ne de kelimeleri kesip biçme. Vurgu yerli yerindedir, konuşma bir şarkı gibi akar. Mesela bir Karadeniz şivesinde “Geliyooo!” diye uzayıp giden kelime, İstanbul Türkçesi’nde şöyle duyulur:
“Geliyor.”
Sade, net.

  • “Gelmiyon mu” değil, “Gelmiyor musun?.
  • “Bak bak bak hele!” değil, “Bakar mısınız?.
  • “Yaa sabır...” değil, “Biraz sabırlı olalım lütfen!.” 😄

Rica eder, emir vermez

İstanbul Türkçesi’nin kibar bir havası vardır. Emir kipinden pek hoşlanmaz. Karşısındakine hep bir saygı ifadesiyle yaklaşır. Bu yüzden “yap” yerine “yapabilir misin”, “gel” yerine “gelir misin” denir.

  • “Kapıyı kapat!” → “Kapıyı kapatır mısın?”
  • “Yemeği getir!” → “Yemeği alabilir miyim?”
  • “Çekil!” → “Biraz izin verir misin?” ya da "Müsaade eder misiniz?"

Bu haliyle İstanbul Türkçesi, neredeyse karşındakiyle konuşurken bir çay ikramı yapıyormuş gibi bir incelik sunar.

Anadolu’daki farklı şive yapılarını görmek isterseniz İç Anadolu şivesi örnekleriyle başlayabilirsiniz.

Aşırılık yok, abartı yok

İstanbul Türkçesi’nde sesler ne çok yükselir, ne çok alçalır. Bağırmak, çağırmak, kelimeleri sündürmek yoktur. “Nağme yapar gibi” değil, “düşünerek ve ölçülü” konuşulur.

  • “Baaaak ne diycem!” yerine → “Bak bir şey söyleyeceğim.”
  • “Of yaa çok sıkıldım!” yerine → “Sıkıldım biraz ama idare ederim.”
  • “Ne saçmalıyosun ya!” yerine → “Bana pek mantıklı gelmedi açıkçası.”
beenhere
İstanbul Türkçesi Neden TRT Türkçesi Olarak Anılıyor?

🎙️ 1964 yılında kurulan TRT, tüm spiker ve sunucularına İstanbul Türkçesi temelli bir konuşma eğitimi verdi. Bu eğitimlerde her kelime hece hece çözümlendi, vurgu ve tonlama özel tekniklerle öğretildi.
Bölgesel ağızlar ve şiveler tamamen dışlandı.
O dönemde televizyonla büyüyen milyonlarca insan için “güzel konuşmak” eşittir TRT spikeri gibi konuşmak anlamına geldi.

En iyi Türkçe öğretmenleri müsait
Ferhat
5
5 (53 yorum)
Ferhat
₺500
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Menekse
5
5 (32 yorum)
Menekse
₺700
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Filiz
5
5 (15 yorum)
Filiz
₺800
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Büşra
5
5 (28 yorum)
Büşra
₺750
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Kadir
5
5 (54 yorum)
Kadir
₺950
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Hacer
5
5 (32 yorum)
Hacer
₺850
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Atiye
5
5 (22 yorum)
Atiye
₺1500
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Buse
5
5 (65 yorum)
Buse
₺1500
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Ferhat
5
5 (53 yorum)
Ferhat
₺500
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Menekse
5
5 (32 yorum)
Menekse
₺700
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Filiz
5
5 (15 yorum)
Filiz
₺800
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Büşra
5
5 (28 yorum)
Büşra
₺750
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Kadir
5
5 (54 yorum)
Kadir
₺950
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Hacer
5
5 (32 yorum)
Hacer
₺850
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Atiye
5
5 (22 yorum)
Atiye
₺1500
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Buse
5
5 (65 yorum)
Buse
₺1500
/saat
Gift icon
İlk ders ücretsiz!
Başlayın

İstanbul Türkçesi Nerelerde ve Kimler Tarafından Kullanılır?

İstanbul Türkçesi denildiğinde bazen şöyle bir yanılgı oluyor: “İstanbul’da yaşayan herkes böyle konuşur.” Aslında durum biraz daha karmaşık. Çünkü İstanbul artık sadece İstanbul değil; Türkiye’nin dört bir yanından insanların bir araya geldiği kocaman bir kültür mozaiği. Bu yüzden “İstanbul Türkçesi” dediğimiz şey, İstanbul’da konuşulan tek Türkçe biçimi değil ama yine de bazı bölgelerde hâlâ saf hâliyle duyabilirsiniz.

Eski İstanbul semtlerinde hâlâ yaşıyor

Gerçek İstanbul Türkçesi, bugün özellikle Kadıköy, Üsküdar, Beşiktaş, Moda, Bakırköy, Nişantaşı ve Beyoğlu gibi eski İstanbul semtlerinde yaşayan, ailece uzun süredir orada bulunan insanlarda daha belirgin şekilde duyulur. Bu bölgelerde doğmuş büyümüş biri konuşmaya başladığında hemen fark edilir:

  • “Efendim?”,
  • “Zahmet olmazsa…”,
  • “İstirham ediyorum bir bakar mısınız?”
    gibi ifadeleri sıkça kullanır ve her kelimeyi tane tane, yerli yerinde söyler.

Bu insanlar konuşurken sanki her cümleleri TRT mikrofonuna gidiyormuş gibi özenlidir. Ne kaba konuşurlar, ne de acele ederler. Bir nezaket, bir sakinlik, bir İstanbul asaleti vardır seslerinde.

Eğitimli kesimde yaygın

İstanbul Türkçesi, yalnızca coğrafi bir mesele değil. Aynı zamanda eğitim düzeyiyle de bağlantılıdır. Özellikle öğretmenler, akademisyenler, sunucular, haber spikerleri, tiyatrocular ve radyo programcıları İstanbul Türkçesi’ni bilinçli şekilde kullanırlar. Çünkü bu dil;

  • Anlaşılır,
  • Nötr (herkese hitap eden),
  • Ve güven veren bir tondadır.

TRT spikerlerinin yıllarca verdiği eğitimlerde de temel alınan konuşma biçimi İstanbul Türkçesi’dir. Hatta bu yüzden TRT Türkçesi denildiği zaman da çoğu kişi İstanbul Türkçesi'ni kasteder.

Daha batıya gitmeye karar verir ve sıcak bir konuşma tarzı görmek isterseniz Ege şivesi yazımızı da inceleyin.

Yeni kuşaklarda biraz farklılaşıyor

Son yıllarda özellikle gençler arasında İstanbul Türkçesi’nin biraz değişime uğradığını da söylemek gerekir. Sosyal medya dili, dizi replikleri, internet şakaları ve kısaltmalarla birlikte, klasik İstanbul Türkçesi biraz arka plana düşmüş durumda. Artık “rica ederim” yerine “yo estağfurullah” ya da “teşekkür ederim” yerine “eyw” gibi ifadeler daha yaygın.

Ama yine de İstanbul Türkçesi, özellikle resmi ortamlarda, iş görüşmelerinde, eğitimde ya da medya içeriklerinde hâlâ standart olarak kabul edilen ve geçerliliğini koruyan bir dildir.

İstanbul Türkçesinden Günlük Hayata Sızmış Kelime ve Kalıplar

İstanbul Türkçesi sadece bir konuşma biçimi değil; aynı zamanda şehre sinmiş bir üslup, bir zarafet dili. Bazen bir çay ocağında, bazen bir apartman görevlisinden, bazen de yaşlı bir teyzenin sokak sohbetinden duyarsınız o İstanbul’a özgü ifadeleri. İşte yıllar içinde sadece İstanbul'da değil, neredeyse tüm Türkiye’de kullanılmaya başlamış bazı kalıplar ve kelimeler:

“Buyrun, bir şey mi istemiştiniz?”

Bugün markette bile duyabileceğimiz bu ifade, tam anlamıyla İstanbul Türkçesi’nin zarif ve mesafeli tonunu yansıtır. Emir değil, rica değil. Nazik bir davet gibi.

“Müsaitseniz bir şey danışmak isterdim.”

Sıradan bir “konuşabilir miyiz?” yerine, hem düşünceli hem de zarif. Konuşma biçiminde bile bir mahremiyet duygusu var.

“Rica ederim” ve “Ne demek efendim”

Bu iki kalıp, İstanbul Türkçesi’nin adeta imzasıdır. Teşekkürlere karşılık verilen bu ifadeler, sadece nezaket değil, aynı zamanda bir aidiyet hissi verir.
— "Teşekkür ederim."
— "Ne demek efendim, rica ederim."

“Af edersiniz”, “Zahmet olacak ama...”, “Rahatsız ettiysem bağışlayın”

Günümüz hız ve kısaltma çağında bu cümleler uzun gelebilir ama bir zamanlar İstanbul sokaklarında en çok duyulan seslerdi bunlar. Çünkü bir şeyi istemek bile özen isterdi.

Gönül dili “Şöyle buyurun”, “Teşrif ettiniz”, “Ziyadesiyle memnun oldum”

Bu kalıplar daha çok yaş almış İstanbulluların ağzından dökülür. Belki artık gençler arasında pek duyulmuyor ama İstanbul Türkçesi’nin edebiyatla, saray diliyle ve geçmişin görgü kurallarıyla olan bağını gösterir.

Tüm bu ifadeler, sadece konuşma biçimleri değil; aynı zamanda kültürel bir miras. Bir dönem İstanbul’un sokaklarında, evlerinde, çarşılarında yankılanan bu cümleler, bugün hâlâ aramızda. Kimileri hâlâ kullanıyor, kimileri fark etmeden devam ettiriyor.

Ve işin en güzel yanı:
İstanbul Türkçesi’ni yaşatmak için İstanbul’da doğmuş olmak gerekmiyor.
Biraz dikkat, biraz özen, biraz da zarafet…
Gerisi kendiliğinden geliyor.

Türkiye’nin kuzeyinde ise bambaşka bir dil renklenmesi var: Karadeniz şivesi.

Cumhuriyetin ilk yıllarında öğretmen olmak isteyenler, önce İstanbul Türkçesiyle düzgün konuşabildiklerini ispatlayan bir sınavdan geçmek zorundaydı. | @Yeşilelma

Günümüzde İstanbul Türkçesi'nin Önemi ve Geleceği

Zaman değişiyor. İnsanlar değişiyor. Dil de haliyle bu değişimden nasibini alıyor. Ama bazı şeyler vardır ki sadece bir iletişim aracı değil, bir duruşu, bir kültürü, bir zarafeti temsil eder. İstanbul Türkçesi de tam olarak böyle bir dil. Sadece “nasıl konuştuğumuz” değil, aynı zamanda “nasıl hissettirdiğimiz” ile ilgili.

Bugün İstanbul sokaklarında her telden insan var. Anadolu’nun dört bir yanından gelen ağızlar birbirine karışmış durumda. Bu zenginlik elbette çok değerli. Ama bir yandan da İstanbul Türkçesi gibi özenli, ölçülü ve nezaket yüklü bir Türkçenin kaybolmaması da bir o kadar önemli.

Çünkü bu dil, sadece kelimelerden ibaret değil. Karşındakine saygı duymanın, lafını ölçüp biçmenin, duygunu kırmadan ifade etmenin de bir yolu.

Peki bu dili yaşatmak mümkün mü? Elbette! İstanbul Türkçesi’ni yaşatmak için illa ki Beşiktaş’ta büyümüş olman gerekmiyor. Dili özenli kullanmak, konuşurken kelimeleri seçmek, ses tonuna dikkat etmek ve en önemlisi saygılı olmak bile yeterli bir başlangıç.

Türkçenin tüm lehçe ve ağız yapıları hakkında daha derin bir bilgi isterseniz genel dil özellikleri içeriğimiz size yardımcı olabilir.

Bu dili yaşatmak biraz da tercihle ilgili.
“Kapıyı kapa!” demek var,
“Kapıyı kapatabilir misin?” demek var.
Hangisi kulağa daha hoş geliyorsa, İstanbul Türkçesi oradadır.

Bu yazıyı beğendiniz mi? Puanlayın!

5,00 (3 puanlama)
Loading...

Beste Ahipaşaoğlu

Jack of all trades master of none. Her an her şey ilgi alanına girmiş olabilir. Bir bakmışsınız ilgi alanından çıkmış. 1 hafta önce toplama bilgisayar kurarken şimdi mantı açmanın inceliklerini öğreniyor olabilir. Bilgi çöplüğü, ilgi alanı tüketicisi.