Matematik ve Geometri Öğretmeninden ONLİNE LİSE-TYT-AYT-LGS-6-7-8.Sınıflar için Özel Ders

Mahmut — Benim matematik ile yıldızımın barışması lise 2.sınıf günlerime dayanmaktadır.
O günden bugüne matematik ile olan bağımı hiçbir zaman koparmadım.
Ve bu bağın nasıl kurulacağını, yaklaşık 15 yıldır özel ders konseptiyle anlatmaktayım.
Son iki yıl ise bunu online olarak yapmaktayım.
Matematik, benim için bir hayat tarzı olduğundan onu öğretmekten asla sıkılmıyorum.
Bir öğretmen için en keyifli ve gurur verici şey ise anlattıklarının öğrencisini belli bir noktaya taşımasıdır. Bu öğretmen için bahtiyarlığın zirvesidir. Verdiğim Özel dersleri bu anlayış çerçevesinde anlatmaktayım. Bu bağlamda birçok öğrencim ile başarının sevincini yaşadık.

Mahmut — Bana göre, matematik öğretiminin benzersiz bir yönü var.
Ve bu yön matematik anlatımında beni ziyadesiyle heyecanlandırır.
Şöyle ki; matematik kavramlarının ve matematiksel işlemlerin çoğu soyuttur.
Bu soyutluk içerisinde öğrenciniz ile zihinsel bir yolculuğa çıkar,
bu yolculukta karşınıza çıkan labirentleri mantıksal çözümlemelerle geçer,
Ve her yol ayrımında bir mum gibi yolunu aydınlatıp,
kendisine rehberlik edersiniz. Ve ardından zihinsel bir huzura erersiniz.
işte bu her matematik konusunda yaşadığım derin bir hazdır.
Bu nedenle matematik konuları arasında bir ayrım yapmak çok zor.
Her konu anlatımı kendi içinde eğlenceli zihinsel bir oyundur.

Mahmut — Lise 2.sınıfa kadar çok başarılı bir öğrenci olduğumu söyleyemem, hatta itiraf edeyim ki berbat bir öğrenciydim. Derslerle hiçbir alakam yoktu. Matematik derslerinde X'ler ve Y'ler havada uçuşuyordu. Fakat bunların ne anlama geldiği ile ilgili en ufak bir fikrim yoktu. Çok iyi hatırlıyorum, lise 2.sınıftaydım.
Dersimiz matematik ve konumuz Polinomlardı. O gün her nedense dersi biraz dinlemiş ve o konuyu anlamıştım.
Dersin sonlarına doğru öğretmenin sorduğu bir soruya, parmak dahi kaldırmıştım :)
O an, yan tarafımda oturan ve sınıfımızın en çalışkanı olan arkadaşım.
Alaycı bir tavır ile bana "Mahmut sen kim? polinom kim?"dedi.
Bu beni hem ziyadesiyle üzdü hem de büyük bir hırsla matematiğe sarılmama sebep oldu.
Ama matematik temelim sıfırdı. Belki inanmayacaksınız ama çarpım tablosu ve 4 işlemde dahi takılıyordum.
Ama artık kararımı vermiştim. Matematiğe çalışacaktım.
O nedenle lise 2.sınıfta olmama rağmen ilk çalıştığım kitap ilkokul 4.sınıf matematik kitabı oldu.
Bu şekilde, temeldeki eksikliklerimi en kısa zamanda tamamladım.
Lise son sınıfa geldiğimde özel bir dershanenin okulumuzda yapmış olduğu deneme sınavında birinci olup ücretsiz dershaneye kayıt yaptırma hakkı kazandım.
Ve Üniversite sınavında o dönem sorulan 44 matematik sorusundan 43 net yaptım.
Aldığım puan ile birçok tıp ve mühendislik fakültesini kazanabilecekken matematiğe karşı derin sevgimden dolayı, matematik öğretmenliğini tercih ettim. Ve kesinlikle pişman değilim.
Bu olayı şunun için anlattım;
Matematik temeliniz 'SIFIR 'olsa bile çaresiz değilsiniz.
Ve çaresizseniz, bilin ki çare sizsiniz.

Mahmut — İnsan ancak sevdiği bir işte ilerleme kaydeder.
Ve matematik öyle bir branştır ki onu sevmeyeni kendisinden uzaklaştırır.
Bu nedenle matematikte ilerlemenin birinci şartı, sevgidir.
Diğer taraftan matematik ile ilgili güncel yayınları ve bu yayınlardaki soru tiplerini iyi irdelemek gerekir.
Malumunuz sadece değişimin değişmediği bir çağdayız.
Matematik ve Matematik Öğretimi, klasik kalıplar arasına sığamayacak kadar geniş bir perspektife sahiptir.
Birde gelişen eğitim teknolojilerine ve akıllı tahta uygulamalarına da hâkim olmak gerekir.
Özellikle online derslerin kaliteli ve anlaşılır bir sunuma dönüşmesi buna bağlıdır.

Mahmut — Üniversiteyi yeni kazanmıştım. Analiz dersine ilk defa girecektim. Ve o derse Anabilim Dalı Başkanımız giriyordu. Ders başladı. Hocamız kendisini kısaca tanıttıktan sonra sınıfa dönüp,
türevin alt konularıyla ilgili bir soru sordu.
Bu soruya hiç kimse el kaldırmadı. Bende el kaldırıp kaldırmamakta kararsız kalmıştım. Çünkü ne de olsa daha ilk dersimizdi ve çokta göze batmak istemiyordum. Sonradan korkumu yenip, elimi kaldırdım.
Hoca söz hakkı verince, sorunun çözümüyle ilgili açıklamalarımı yaptım.
Daha sonra Hoca adımı sordu. Ben de 'Mahmut' dedim. Oturabilirsin dedi.
Sınıfa dönerek, ''Mahmut arkadaşınızın açıklamalarını anlayan var mı?'' diye sordu.
Kimseden ses çıkmadı.
O an, biraz korktum. Ve Hocanın da beni anlamamış olabileceğini düşündüm.
Sonra sınıfa dönerek.
Son 7 yıldır matematik bölümüne kayıt yaptıran öğrencilere bu soruyu soruyorum.
Ve bu yıl ilk defa Mahmut arkadaşınız bu soruya, doğru cevap verdi.
Ardından tüm sınıfa beni alkışlattı.
Ve ben mezun oluncaya kadar bana ismimle hitap etti.
Bu olay öğrenim hayatımın en güzel anlarından biriydi.
Paylaşmak istedim :)

Mahmut — İlkokula bir köy okulunun birleştirilmiş sınıf sisteminde başlamıştım.
Okul hayatımın özellikle ilk ve orta kademelerinin sözel derslerinde oldukça başarısızdım. Bulunduğum her sınıfın en tembel öğrencisiydim.
Okuma ve anlama güçlüğü çekiyordum. ''B'' ve ''D'' harflerini karıştırıyordum. Günleri ve ayları ezberleyemiyordum. Ve çok çirkin bir yazım vardı. Öyle ki zaman zaman yazdıklarımı dahi okuyamıyordum. Ve
bunların sebebini çok sonra öğretmen olunca anladım. Disleksiymişim. Size şu kadarını söyleyeyim üniversite sınavında matematik ve fen bilimlerini nerdeyse ful çıkarmama karşın edebiyattan sadece bir soru işaretledim ve maalesef o da yanlış çıktı :)

Mahmut — Zihinsel hobim olarak satranç diyebilirim.
Aslında buna hobi demek ne kadar doğru bilmiyorum. Profesyonel anlamda bir satranç oyuncusuyum.
Katıldığım satranç turnuvalarında il 2.liği ve il 4.lüğü gibi başarılar elde ettim.
Aynı zamanda 2.kademe satranç antrenörüyüm. Oyun gücüm: 1700 civarı UKD-ELO (ulusal kuvvet derecesi) ne sahibim.
Satranç turnuvalarına halen aktif olarak katılmaktayım.
Fiziksel hobim olarak.
Oğlum ile kırsalda kamp yapmayı ve sportif olta balıkçılığı.

Mahmut — Süper öğretmen olduğumu söylemem çok iddialı bir söz olur.
Ama şunu diyebilirim ki;
Bir çiçeğe baktığınızda fibonacci dizisini,
yıldızlara baktığınızda Uzay geometrisini,
güneşe baktığınızda, uzayda bir noktadan sonsuz tane doğrunun geçtiğini,
bir futbol sahasına baktığınızda öklid geometrisini,
bir ağacın gölgesine baktığınızda benzerlik ve trigonometriyi,
ve Bir insana baktığınızda, altın oranı görüyorsanız.
Sizde süperöğretmen olma yolundasınız.